Adnan Oktar’ın 27 Mart 2010 tarihli Gaziantep Olay TV röportajından
ADNAN OKTAR: “Ona bu Kuran’ı üstün oldukça çetin bir güç sahibi olan Cibril öğretmiştir.” Cebrail (a.s.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in üzerine gelip, böyle adeta kaplıyordu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i. Peygamberimiz (s.a.v.)’in üzerine vahiy geldiğinde, Peygamberimiz (s.a.v.) derin uykuyu andıran bir görüntü veriyordu. Yani derin nefes alıp, vermeye başlıyordu ve gözünü kapatıyordu. Peygamberimiz (s.a.v.)’in üzerini tülbent ile örtüyorlardı sahabeler, vahiy geldiğinde ve hepimiz, tamamımız ağırlık hissediyoruz diyorlardı. Yani müthiş bir basınç oluşuyor Cibril (a.s.) geldiğinde. Hatta deve üzerinde iken geldiğinde, deve çöküyor hayvan, basıncın etkisi ile, yere doğru, yere basıyor hayvan. “Ona bu Kuran’ı üstün, oldukça çetin bir güç sahibi olan Cibril öğretmiştir. Ki O, görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir”. Yani nefes kesecek şekilde güzeldir Cebrail (a.s.). Yani böyle Cennet ehli gibi, acayip güzeldir. “Ve hemen doğruldu. O en yüksek bir ufuktaydı. Sonra yaklaştı” ufukta görünüyor, “sonra yaklaştı, derken sarkıverdi”. Aşağı doğru iniyor Cebrail (a.s.). “Nitekim ikisi arasındaki uzaklık iki yay kadar oldu veya daha yaklaştı.” İyice yakınlaştı diyor. Yani yüz yüze artık görüşüyorlar, Cebrail (a.s.)’ı fiilen görüyor. “Böylece O’nun kuluna vahyettiğini vahyetti.” Alenen söylüyor, yani görüntü olarak görünüp konuşuyor. “Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.” Yani vicdanen de tam kanaati geliyor Cebrail (a.s.) olduğuna dair. Yani acaba cin mi görüyorum, acaba halüsinasyon mu görüyorum demiyor. Bak ne diyor Cenab-ı Allah; “onun gördüğünü gönül yalanlamadı.” Vicdani kanaati tam geliyor çünkü Cebrail (a.s.) mesela bir şey oluyor, alıyor bir kenara, bir yere koyuyor. Şimdi görüntüde Cebrail (a.s.) gittikten sonra aldığı şey oradan yer değiştirmiş. Bu görüntüde olur mu? Halüsinasyonda olur mu bu? Yani mesela Peygamberimiz (s.a.v.)’in masasında bir şey varsa onu alıp başka bir yere koyuyor. O gittikten sonra nasıl olsun o? Demek ki hakikaten gelmiş, inşaAllah. “Yine de siz gördüğünüz şey üzerinde onunla tartışacak mısınız?” Diyorlar ki, sen halüsinasyon görmüş olabilirsin diyorlar. Bir kısmı da diyor ki, sen cin görmüşsündür, cinlenmiş diyorlar. Cünun diyorlar, mecnun diyorlar Peygamberimiz (s.a.v)‘e ve sen (haşa) akıl hastasısın diyorlar. Yani aklında bir bozukluk var, ondan dolayı halüsinasyon görüyorsun, gördüğün Cibril (a.s.) değil diyorlar. Allah onların yalan söylediğini söylüyor, doğrusunu anlatıyor. Çünkü Cibril (a.s.) geldiğinde, dediğim tarzda alamet bırakıyor. Yani bir ayak izi kalıyor mesela. Nasıl olsun o, değil mi? Kumda yürümesi ayak izi kalıyor yani, tabii. “Yine de siz gördüğü şey üzerinde onunla tartışacak mısınız?” Yani bunu Allah tel’in ediyor. “Andolsun, onu diğer bir inişte görmüştü. Sidretü'l-Münteha'nın yanında”. Yine görmüştü, Sidretü'l-Münteha'da da görmüştü diyor. “Ki Cennetü’l-Me’va onun yanındadır”. Bakın Peygamberimiz (s.a.v.)’in Miraç’daki gördüğü görüntüyü Allah anlatıyor. “Sidreyi örten örtmekte iken, göz kayıp-şaşmadı ve sınırını aşmadı”. Peygamberimiz (s.a.v.) bakmıyor. “Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanını gördü.”