Natüralizm, genel anlamda doğadan ve duyularla algılanan dünyadan başka bir gerçeklik tanımayan felsefe akımıdır. 19. yüzyılın din-dışı atmosferinin en önemli ürünlerinden biri olan natüralizm, bu dönemde Darwin'i etkisi altına almış ve onu hayata din dışı bir açıklama getirmeye zorlamıştı. Bu düşünce akımına göre, doğa kendi kendisinin yaratıcısı ve hakimi olarak düşünülüyordu. Bugün hala yaygın olarak kullanılan "tabiat ana" gibi kavramlar ya da "doğa insana şu yeteneği vermiş, doğa insanı böyle yaratmış" gibi klişeleşmiş sözler, natüralizm akımının toplum zihnine yerleştirdiği önkabullerin birer sonucudur.
Natüralistler doğadaki mükemmelliğe hayrandılar, ama bunun nasıl oluştuğu sorusuna tatminkar bir cevap vermekte zorlanıyorlardı. Pozitivist dogmayı benimsedikleri, yani yalnızca deney ve gözlem yoluyla varlığına ulaşılabilen kavramlara inandıkları için doğayı Allah'ın yarattığı gerçeğini ısrarla reddediyorlardı. Onlara göre, doğanın kendisi yaratıcıydı.
Darwin'in teorisi, natüralist/materyalist felsefelere, daha doğrusu tüm bunların temelini oluşturan ateizme hizmet ediyordu. Bu nedenle destek buldu ve büyük bir bilimsel gerçekmiş gibi kitlelere empoze edildi. Aksi halde, amatör bir biyoloğun hayalleri olarak görülür ve kısa sürede unutulur giderdi.