Cahiliye toplumunda insanların da sık sık dile getirdikleri genel tespitlerden biri, zorluklar karşısında gereken sabrı ve olgunluğu gösteremedikleri yönündedir. Hatta kimi insanlar bu tür durumlarda olayları daha da zorlaştırıp, karşılarındaki kimselere yük olan bir tavır içerisine girebilmektedirler. Tehlike ya da zorluklarla karşılaştıklarında heyecana kapılıp beceriksizleşmek, tedbirsizce tavırlar sergilemek, olayları daha da tırmandırıp çevrelerindeki insanları da telaşa kaptırmak sıkça rastlanabilen tavır bozukluklarıdır. Olaylara soğukkanlılıklarını koruyup, gözüpek ve cesur tavırlarla yaklaşmak yerine, sıradan günlük olaylar karşısında dahi paniğe ve korkuya kapılabilmektedirler.
Samimi iman eden bir Müslüman için ise böyle bir durum söz konusu değildir. Allah (cc)'a karşı olan sevgileri, güvenleri, bağlılıkları ve teslimiyetleri onlara güçlü bir cesaret, gözükara ve yiğit bir karakter kazandırır. Allah (cc)'ın insanları zorluklarla deneyeceğini; bunlar karşısında cesaret ve teslimiyetle Allah (cc)`a bağlılıkta kararlılık gösterenleri ise rahmetine kavuşturacağını bilirler. Bu da onları daha kararlı ve şevkli kılar. Allah (cc) Kuran'da, iman sahiplerinin bu özelliklerini şöyle bildirmiştir:
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156)
Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 173)
Müslümanın bu cesareti, dünya hayatına dair hiçbir kaygı yaşamıyor olmasından kaynaklanır. Allah (cc)'a olan derin teslimiyeti ve güveni, mal ya da can kaygısına kapılmasını engeller. İnsanı Allah (cc) yaratmıştır ve hayatına son verecek olan da yine ancak O'dur. Aynı şekilde dünya hayatında sahip olduğu maddi manevi tüm nimetleri; sağlığını, gençliğini, malını, mülkünü herşeyini kendisine veren Rabbimiz'dir. Bunları alacak olan yine ancak Allah (cc)'tır. Mümin, Allah (cc)'ın herşeyi hayır ve hikmet üzerine yarattığını bildiği için, bunlardan herhangi birine zarar geldiğinde de, bunun Allah (cc)'tan bir güzellik ve bir hayır olarak yaratıldığını bilmenin rahatlığını yaşar. Bundan dolayı, bir tehlike, zorluk ya da risk durumu ile karşı karşıya kaldığında asla yılgınlığa kapılmaz.
Bunun yanı sıra Müslüman`ın cesareti onun Allah (cc)'ın sınırlarını koruma konusundaki kararlılığından da anlaşılır. Şartlar ne olursa olsun, Kuran ahlakından kesinlikle taviz vermez. Allah (cc)'tan başka hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaz; Allah (cc)'ın rızasına en uygun davranışı sergilemekte hiç tereddüt etmeden büyük bir kararlılık gösterir. Allah (cc) iman edenlerin bu özelliklerini Kuran'da şöyle bildirmiştir:
Ki onlar, Allah'ın risaletini tebliğ edenler, O'ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah'ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Ahzap Suresi, 39)