Oktar Babuna: İyi günler sayın izleyicilerimiz. Çok değerli konuklarımız var bugün. Mısır’dan Mısır Adalet ve Kalkınma Partisi Eski Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü Dr. AbdulMawgoud R. Dardery ve aynı zamanda Çin Büyükelçiliğinden Wang Xiaoning ve Cheng Weihua.
Adnan Oktar: Hepsi için çok önemli konular var, Mısır’da çok önemli, Çin’de çok önemli. Çin’le ilişkilerimizin çok iyi olmasını istiyoruz. Çinlilerin bir özelliği vardır, çok güler yüzlüdürler, çok sevecendirler. Biz de onları o yüzden ayrıca seviyoruz. İnşaAllah oradaki Türk kardeşlerimizin de, Çinli kardeşlerimizin de huzur, bereket içinde rahat yaşamalarını istiyoruz.
Ama tabi Mısır’daki olaylarda çok bizi rahatsız ediyor. Tedirgin ediyor. Mısır’da da her iki tarafında huzur içinde olmasını istiyoruz. Barış içinde, kardeşlik içinde yaşamalarını istiyoruz. Darbelere karşıyız. Adı ne olursa olsun darbeye karşıyız. İllaki demokrasi, illaki demokrasi diyoruz. Ama Hocamız zaten bizim kardeşimiz, ama Elçimiz, yeni misafirimiz Hocamıza nazımız geçer, biz Elçimizden başlayalım, İnşaAllah.
Adnan Oktar: Çin Devleti’ne güveniyoruz, sizlere çok güveniyoruz ama Doğu Türkistan’la ilgili bize haberler geliyor. Biz de bundan çok mutazarrır oluyoruz, siz açıklık getirirseniz bizlere, böyle güzel, müjdeli haberler verirseniz çok memnun oluruz. Mesela bize en son olarak 18 Haziran tarihinde, 8 yaşında Doğu Türkistan’lı Müslüman bir genç kızın Çin polisi tarafından tecavüze uğradığı, sonra kız çocuğunun boğularak öldürüldüğü, sonra parçalara ayrılıp sokağa terk edildiği, bu polisin tutuklanmadığı, halen görevine devam ettiği söyleniyor. Buna en güzel cevabı herhalde siz verirsiniz. Bu konu hakkında bizi aydınlatır mısınız?
Wang Xiaoning: Öncelikle Sayın Hocam size çok teşekkür ederim. A9 kanalının programına katılmaktan çok mutluyuz ve değerli misafir arkadaşlarımızla da tanışmaktan son derece memnunuz. Sayın Hocam ve Sayın sunucu beyefendi Çin halkına güzel sözlerinizden dolayı da ayrıca teşekkür ediyoruz.
Uzun zamandır Çin ve Türkiye arasında özellikle Sincan konusundaki bilgiler, direkt iletişim kanallarımız olmadığı için, çoğu zaman ikinci el bilgiler geliyor Türkiye’ye. Bunların çoğu Batı ülkelerinin medyasından geliyor. Dolayısıyla biz Türkiye’deki Çin Büyükelçiliği olarak, bizim en önemli görevlerimizden bir tanesi de Çin ve Türkiye arasındaki gerek resmi gerek gayri resmi, gerek resmi olmayan kuruluşlar arasındaki direkt temaslarını kurmak ve yoğunlaştırmaktır. Dolayısıyla sizlere bu vesile ile de bize bu fırsatı verdiğinizden dolayı da çok teşekkür ediyorum. Demin sizin bahsettiğiniz bu dava, bu vaka konusunda ben direkt bilgi sahibi değilim.
Bu somut vaka konusunda bilgi sahibi değilim ama bir Çin’li olarak tecrübelerimize dayalı olarak, Çin yasal bir ülkedir. Polis bu yasa ülkesinin yasalarını yürütmenin çok önemli bir parçasıdır. Sincan’da olsa, Çin’in diğer bölgeleri de olsa eğer yasayı ihlal eden bir kişi, polis eğer yasaya aykırı bir şekilde suç işliyorsa ve hatta suç işledikten sonra serbestçe dolaşabiliyorsa bence bu mantıklı değildir.
Çin’li polis olan bir arkadaşım var. Çin’li polisler şu anda silahla sokağa çıkabiliyor. Eğer silah kullanırsa yani ateş açıyorsa gerek kendini savunmak için gerek herhangi bir sebepten dolayı ateş açıyorsa, bu olaydan sonra kendi patronuna, üstteki yetkililerine yazılı şekilde rapor vermesi gerekiyor ve bu ateş açılması ile ilgili yaşanan tüm olayları anlatması gerekiyor. Yani bu konuda polis gerçekten çok sıkı kontrol ediliyor. Çok özür diliyorum bu somut vaka için çok uzun konuştum. Yani ben kısacası şunu demek istiyorum; Çin’de hiç kimse yasanın üstünde olmaz. Özellikle de bu yasayı icra eden bir kişi ise.
Adnan Oktar: Yani hukuk, kanun Çin’de geçerli diyorsunuz. Demokrasi Çin’in vazgeçilmesidir tarzında bir üslup. Ama Büyükelçimiz de herhalde detaylı bir bilgi de bilmiyorum dedi, başlangıçta. Bize sonra daha detaylı bilgi vereceğini umuyorum. Daha detaylı araştıracağını umuyorum. O zaman meseleyi daha girift yönlerinden tam kavramış oluruz ama Sayın Elçi’nin iyi niyetinden eminim, sizlerin de iyi niyetinden eminim.
Şimdi Dardery Hocamızdan bahsedelim. Nedir bu Mısır’daki olaylar, ne yapacağız? Nasıl olacak? Hayra bir gidişat var. Ama sizin görüşünüzü kardeşlerimizin duyması bizim için çok önemli.
Dr. Dardery: Öncelikle beni buraya davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Türk halkı ve Başbakan’a da çok teşekkür ediyorum verdikleri destek için. Çinli konsolos temsilcisi beyefendinin de burda olmasından çok memnunum ayrıca. Umarım Mısır’daki sorunlarla da ilgilenirler, desteklerler. Mısır’da binlerce yıldan beri başkan seçilmesi mümkün değildi. İlk defa böyle birşey gerçekleşiyor. İngilizler geldiğinde Mısır’a özgürlük vermediler. Askeri rejim vardı. 1950 yılında ordu darbe ile devraldı. 2-3 defadır hep darbenin seçtiği bir başkan vardı. Diktatör Mübarek vardı en sonunda, Hüsnü Mübarek vardı. O da diktatörlükle yönettiği ülkeyi şimdiye kadar. Bugüne kadar 6 seçim oldu. Demokrasi geldikten sonra en barışçıl devrim oldu bu şimdiye kadarki. Özgürlük ve Adalet Partisi %60 gibi büyük çoğunlukla iktidardaydı. Ancak belli güçler diktatörlük istedi. Araya girdiler ve kanlı bir darbe oldu. Bu Mısır halkına da saygısızlıktır. Onların demokrasisine saygısızlıktır. Mısır halkı kendi başkanını seçmek istiyor. Ancak bir kuşatma altında.
Adnan Oktar: Genel olarak dünyada bir güzellik olacak ama dostluk ve kardeşlik çok önemli. Mesela Çin; biz Çin’i tarihin en eski devirlerinden beri severiz. Barışçıl bir millettir, neşeli bir millettir, sanatçı bir millettir. Bilime çok katkısı olan bir millettir. İlk bilimsel buluşlar, tarihi buluşlar hep kağıttan tut füzeden çık, hep Çin’den. Hakikaten hep sevecen, neşeli insanlar. Biz Çin’in iyi olmasını istiyoruz. Kardeşlerimizle de böyle sarmaş dolaş, mutlu, sevinç içinde yaşamalarını istiyoruz. Zaten onlara emanetler orada da kardeşçe yaşayacaklarını umuyoruz. Ama tabii biz herşeyin açıklığa kavuşmasını , o dostluk havasının iyi pekişmesini istiyoruz. Yoksa biz Çin’in iyi niyetinden de eminiz. Bir ırk düşmanlığı, bir ırk karşıtlığı Çin’den ummuyoruz.
Çünkü her dinden insan var; Budist’te var, Hristiyan’da var, Müslüman’da var Çin’de, dinsiz olanlarda var. Herkese eşit mesafede olduklarına inanıyoruz. Ama bize sürekli bu tip haberler geliyor. Çok sayıda ama tabii şimdi Elçi’yi çok yormuş oluruz eğer hepsini teker teker sorarsam. En iyisi ben yazılı sunacağım. Yazılı olarak Elçilik bize kısa kısa, derli toplu cevap verirse yine Sayın Elçi’ninde yanında onları süratle kısa kısa vatandaşlarımıza anlatırız. Açıklığa kavuştururuz. Bunu bir ziyaret olarak kabul edelim. Bir daha ki sefere bunları çok kısa ve özlü teker teker, seri olarak cevaplar verecek şekilde hazırlayalım.
Dolayısıyla bu acı haberler hiç duyulmasın artık. Bunlar tarih olsun, kapansın. Türkiye ile de Çin çok sıkı bir işbirliği yapsın. Çin’e dostluk gözüyle İslam alemi bakıyor, bir tek Türkiye değil. Bütün İslam alemi bakıyor. Çin daima doğrudan yana, iyiden yana olduğunu düşündüğümüz bir ülke. Yani hep haklıdan yana olduğunu düşündüğümüz bir ülke. Kötüden yana, zalimden yana olmaz Çin. Biz öyle düşünüyoruz. Onun için bunu iyice pekiştirelim daha bir canlı olarak Çin ortaya çıksın. Mesela Mısır’ın mazlumluğuna da destek versin, Türkiye ile de çok güçlü bir işbirliği içinde olsunlar. Bu kardeşliği iyice pekiştirip acıları yeryüzünden tamamen kaldıralım. Çin hakikaten hep tarih içinde baktığımızda hep sevecenliği ile tanınan bir millet. Resimlerde hep güler yüzlüdürler. Evler falan çok hoştur. Üslup çok hoştur. Saldırgan değildir Çin. Yani saldırgan bir üslubu yok hep barışçıl bir yönü olmuştur tarih içerisinde. Büyük tarihi bir millet, tanınan bir millet. Çin’in biz adil olduğuna, sevecen olduğuna inanıyoruz. Dünya’ya daha iyi Çin’i tanıtalım. Çin milletini herkes sevsin. Çin de herkesi sevsin. Ve adaletten yana, haktan yana tavrını Çin daha güzel ortaya koysun.
Çünkü büyük bir güç Çin. Yani Çin’in desteklenmesi durumunda da Çin daha da güçlenir. Mesela Türkiye daha da desteklesin Çin’i. Ekonomisini desteklesin, haklı olan güzel yönlerini desteklesin. Türkiye ile işbirliğini iyice güçlendirelim ama özellikle İslam ülkeleri ile Çin’in bağını iyice güçlendirelim. Çünkü çocukluğumuzdan beri Çin deyince hakikaten üstümüzde bir korku olurdu. Ama şu an gittikçe dağılıyor bu. Çin çünkü bilinmiyor. Bilindikçe insanlar daha çok sever. Bilindikçe daha rahatlar. Bilinmezliğin verdiği o karanlığı tamamen dağıtalım.
Sayın elçimize biz yaklaşık 20 tane madde var onları bir sunalım. Sayın elçimizde bir şeyler diyecektir. Sonra kapatalım inşaAllah.
Wang Xiaoning: Herkese çok teşekkür ediyorum. Bir araya gelmekten çok memnunum. Burada özellikle sizlere Çin’e karşı duyduğunuz iyi niyetleri, dostluk duygusu içinde bizleri çok memnun etti. Ve ayrıca sizlerin Çin hakkındaki olumlu beklentileriniz için de çok sevinçle karşılıyoruz.
Çin dünyadaki bütün ülkeleriyle özellikle Müslüman ülkeleriyle bizim aramızdaki kültürümüz, yaşam tarzımız, düşüncelerimiz farklı olabilir ama herkesle dost olmak, birlikte barış içerisinde yaşamak hoşgörü ile bir arada yaşamak istiyoruz. Ve böyle de olacağını ümit ediyoruz.
Adnan Oktar: Çok güzel. MaşaAllah, MaşaAllah. Allah hayır getirsin, güzellik getirsin. Farklı kültürler, farklı dinlerde olabilir ama Allah dünyayı bize huzurlu, güzel yaşamamız için yarattı. İnşaAllah herşey çok güzel olacak. Görüyorsunuz iyi niyeti, sevgiyi inşaAllah bu güzellik, bu iyilik dalga dalga yayılacak ve dünyayı sevgi saracak inşaAllah. (11 Temmuz 2013, A9 TV)