Tabiiyyun (tabiatçılık, Darwinizm), maddiyyun (maddecilik, materyalizm) felsefesinden tevellüd eden (kaynaklanan) bir cereyan-ı Nemrudane (inkarcı akım), gittikçe ahir zamanda felsefe-i maddiye (materyalizm felsefesi) vasıtasıyla intişar ederek (güçlenerek) kuvvet bulup, uluhiyeti (Allah'ın varlığını) inkar edecek bir dereceye gelir... Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hadisatı nev'inden (hipnotize edici ve büyüleyici) müdhiş harikalara (olağanüstü özelliklere) mazhar (sahip) olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane suri (şiddete dayalı) hükümetini bir nevi rububiyet (üstünlük) tasavvur edip (sanıp) uluhiyetini (ilahlığını) ilan eder. (1)
İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan DECCAL MESİH, Hz. İsa'yı gördüğünde TUZUN SUDA ERİMESİ GİBİ ERİR GİDER.. (2)
Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur.
Şüphesiz kendi emeği (veya çabası) görülecektir.
Sonra ona en eksiksiz karşılık verilecektir.
Elbette son varış Rabbine olacaktır. (Necm Suresi, 39-42)
Kim Allah'ı, Resulü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)