Kamuoyunda "Bilim Araştırma Vakfı Davası" olarak bilinen İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/339 esas sayılı dava dosyasında yargılama konusu yapılan iddiaların hiçbir somut dayanağı ve delili yoktur.
Davanın 11.1.2000 tarihli iddianamesinde ortaya atılan suçlamalar, dedikodu basınının uydurma ve tümü tekzip edilmiş yayınlarından derlenmiş olan sahte emniyet ifadelerinin bir tekrarından ibarettir.
Bu tutanaklardaki isnatların gerçekdışı olduğu, sekiz yılı aşan yargılama sürecinde toplanan yüzlerce delil, dinlenen onlarca tanık, alınan bilirkişi raporları ve çeşitli yargısal kararlarla anlaşılmıştır.
Bu tutanakların baskı ve hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olmalarının yanı sıra, söz konusu emniyet ifadeleri avukat yanında alınmadığı için bunlar yasalarımıza göre hükümsüzdür.
Nitekim davanın yargılananlarından Tarkan Yavaş, 15.2.2008 havale tarihli dilekçesinde, söz konusu emniyet ifadelerinin avukat olmaksızın alındığını, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 148/4. maddesine aykırı olan bu durum nedeniyle emniyet ifadelerinin hükümsüz olduğunu ifade etmiştir. Tarkan Yavaş’ın dilekçesinin 9. sayfasında yer alan ifadeler aynen şöyledir:
"… 4.12.2004 TARİHİNDE KABUL EDİLEREK YÜRÜRLÜĞE GİREN 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNU’NUN 148/4 MADDESİ ‘MÜDAFİ HAZIR BULUNMAKSIZIN KOLLUKÇA ALINAN İFADE, HAKİM VEYA MAHKEME HUZURUNDA ŞÜPHELİ VEYA SANIK TARAFINDAN DOĞRULANMADIKÇA HÜKME ESAS ALINAMAZ’ HÜKMÜNÜ İÇERMEKTEDİR. DOLAYISIYLA DOSYADAN İHRACINI TALEP ETTİĞİMİZ EMNİYET İFADELERİ CEZA MUHAKEMESİ YASASI’NIN BU HÜKMÜ KARŞISINDA AYRICA GEÇERSİZDİR."
Sayın Salih Öztürk başkanlığındaki mahkeme heyeti Tarkan Yavaş’ın bu tesbitlerini teyit etmiş ve emniyet ifadelerini delil olarak değerlendirmeyeceği yönündeki kararını tutanaklara şöyle geçirmiştir:
"… 5- YASAK USÜLLERLE ALINAN İFADELER DELİL OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEYECEĞİ CMK.NUN 148. MADDEDE ANLAŞILDIĞINDAN…" (29 Şubat 2008 tarihli duruşmanın 5. ara kararı)
Yargının sahte delillerle yanıltılmasının engellenmesi ve insan onurunun korunması açısından, kanuna aykırı yollarla elde edilen emniyet ifadelerinin değerlendirme dışı bırakılması çok önemlidir. Yasanın emredici hükmü olan bu uygulamanın yaygınlaşması hukuk devleti adına önemli bir kazanç olacaktır.
Diğer yandan, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin BAV Davası'nda verilen zamanaşımı kararını bozan ilamı sadece bu emniyet ifadeleri üzerine bina edilmiştir ve bu ifadelere dayanarak bu Daire mahkemeye adeta "şu sanıklar hakkında ceza ver" şeklinde yoruma açık bir telkinde bulunmuş veya kararı böyle yorumlayanlar olmuştur.
Yargıtay'ın kendisini yerel mahkeme yerine koyarak böyle kararlar yazma yetkisinin olmadığı bilinmektedir. Yargıç, "polis ifadeleri geçersizdir, bu yönde yapılan savunmalar haklıdır, avukat gözetiminde alınmayan ifadeler ve işkence altında alınan ifadeler kanunen geçersizdir derken, Yargıtay bunun tam tersi kanaat bildirse, yani Yargıtay kanunlara uygun olmayan bir karar verirse, yargıcın bunu kabullenmesi vicdana sığmayan bir davranış olacaktır. Yargıç kendi görüşü doğru olmasına rağmen "Yargıtay’ın her dediği doğrudur" mantığıyla kararını değiştirip, ceza verelim diyemez. "Böyle yapmak zorundayım, Yargıtay benim üstüm dese" bu akla vicdana uygun düşmeyecektir. Yargıtay’da birikmiş çok fazla dosya olması bu tip hataları olası kılmaktadır. Bu sebeple bazı davalarda hatalı kararlar verebildiği bizzat Yargıtay başkanı tarafından beyan edilmiştir. Bu gibi durumlarda, nasıl Yargıtay yerel mahkemeyi hata yaptığında uyarıyorsa, yerel mahkeme de Yargıtay’ı hatalı karar verdiğinde uyarır ve hata düzeltilir. Yargı mercileri arasında bu şekilde yardımlaşma olması gerekir. Bu şekilde bir yardımlaşma ile adaletin tam ve doğru olarak tesisi mümkün olabilmektedir.
Diğer taraftan hiçbir Türk yargıcı, dürüst davranmayıp korkarak, çoluk çocuğuna zarar gelmesi kaygısıyla, iddia edilen Ergenekon gibi komünist çetelerden çekinerek, terfisinin engelleneceği endişesiyle ya da maddi kayıplara uğrayacağı şeklindeki düşüncelerle hareket etmez. Gelecek nesillerde dahi nefretle anılacak böyle küçük düşürücü davranışlara girmez.
Bilim Araştırma Vakfı Başkanı
Sedat Altan