Kuran-ı Kerim, 1400 yıl önce, gökleri ve yeri yaratan Allah tarafından, Hz. Muhammed (sav)’evahyedilmiştir. Kuran’ın, insan sözü olmadığının ve vahiy olduğunun pek çok delili vardır. Bu delillerinbazıları 1400 yıl önce bilinmesi mümkün olmayan ve ancak günümüzde bilimsel araştırmalarla ortayaçıkmış gerçeklerdir. Allah, insanlardan, yaratılışı araştırmalarını, uzayı gözlemlemelerini ve bu sayededelillere ulaşmalarını istemiştir. Çünkü her delil, Allah’ın, evreni çok detaylı bir sanatla ve kusursuzyaratmasının bir ispatıdır. Evrendeki fizik yasaları bu eşsiz sanatın bir göstergesi olarak çok hassas birdengededir. Bugün bazı bilim insanları, akademik kaygılar yüzünden “Allah yarattı” demekten çekinse de,evrendeki hassas dengelerin ve gezegenlerdeki yaşamın tesadüfen oluşması imkansızdır. Vicdanıyla veobjektif bakış açısıyla bilimsel gerçekleri değerlendiren herkes, Allah’ın yaratma sanatını takdir eder.
Geçtiğimiz haftalarda uzaya gönderilen, bugüne kadar üretilen en gelişmiş teleskop olan James Webbteleskobu, Dünya’nın 1,5 milyon km uzaklığında kalacak ve oradan uzayı gözlemleyecek. Bu sayede,evrenin ilk dönemleri, galaksilerin oluşumu, karadelikler, kara-madde, kara-enerji gibi pek çokbilinmeyen konuyla ilgili yeni bilgilere ulaşılması bekleniyor. James Webb teleskobu, kızılötesi ışımayıtespit ettiği 6.5 metre büyüklüğünde aynalarla gözlem yapacak. Aynaların altında, Güneş ışığından zarargörmemesi için her biri tenis kortu genişliğinde 5 kat perde var. Teleskobun üretimi 24 yılda tamamlandı.James Webb teleskobu da, bundan önceki teleskoplar gibi evrendeki kompleks düzeni gösterecek veevrenin yaratılışıyla ilgili yeni mucizeleri öğrenmemize olanak sağlayacak.
Allah, En’am Suresi’nin 35. ayetinde şöyle bildirir: “Buna rağmen eğer onların yüz çevirmeleri sana ağırgeliyorsa, o halde yerde bir tünel veya gökte bir merdiven arayıp da onlara bir mucize getirmeye güçyetirebilirsen (haydi getir)! Halbuki Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzere bir araya getirirdi, öyleise sakın cahillerden olma.”
Ayette geçen “merdiven” kelimesi, Arapça “sullemen” kelimesidir. Bu kelime “kendisiyle yüksek yereulaşılan şey” anlamındadır. James Webb teleskobu ile insanlık, bugüne kadarki en yüksek mesafeden,evrenin en uzak noktalarına, bir başka deyişle en eski zamanlarına bakabilecektir.
Aynı ayette geçen “tünel” kelimesi ise Arapça “nefekan” kelimesidir. Bu kelime “delinmiş yol”anlamındadır. Avrupa’daki CERN merkezinde LHC olarak bilinen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı vardır. Bu,yerin 100 metre altında ve 27 kilometre uzunluğunda bir tüneldir. Tünel, elektromanyetik güçkullanarak, protonları çok yüksek enerjide hızlandırmakta ve karşılıklı çarpıştırmaktadır. Buradakideneylerde, insanlığın, maddeyi ve onu oluşturan parçacıkları daha iyi anlamasını sağlayacak olan Higgsalanına ait parçacık yani Higgs bozonu gözlemlendi. Higgs alanı evrenin çok temel bir yapısıdır.Mıknatısın oluşturduğu elektromanyetik alan, çevresinde belli mesafede etkilidir. Higgs alanı ise tümuzaya yayılmıştır ve tüm uzayda etkilidir. Tüm parçacıklara (elektronlar, kuarklar gibi) kütlesini veren,bugün evrendeki maddenin yapısını belirleyen bu alandır. Allah, bu alanı da, yine çok hassas bir dengede,tam olması gerektiği güçte yaratmıştır. Eğer bu alanın boş uzaydaki enerji değeri (246 GeV) biraz dahafazla olsaydı, elektron gibi parçacıklar daha kütleli olacak ve atomların hassas dengeler üzerine binaedilmiş yapısı bozulacaktı.
Allah, 1400 yıl önce, yerdeki bir tünelden veya göğe uzanan yüksek bir yerden, Kendisinin kusursuzyaratmasıyla ilgili, insanlara mucizeler gösterileceğini bildirmiştir. Bu gerçek, şüphesiz ki, evreni yoktanyaratan Yüce Rabbimizin sanatını, ilmini, kusursuz yaratmasını ve Kuran’ı vahyettiğini göstermektedir. Endoğrusunu Allah bilir.
“Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hükümve hikmet sahibi olansın.” (Bakara Suresi, 32)