İnsanları gerçek anlamda iyiliğe ulaştıracak olan en temel ahlak özelliklerinden biri "fedakarlık"tır. Fedakarlık; insanın sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden ve seve seve feragat edebilmesidir. Allah (cc) rızası için inandığı değerler ya da sevdiği insanlar uğruna gerektiğinde her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alabilmesi, bu konuda elinden gelenin en fazlasını yapabilecek şevk, azim ve iradeyi kendisinde bulabilmesidir. Kendi menfaatleriyle, inandığı değerler ya da sevdiği insanların menfaatleri arasında seçim yapması gerektiğinde kendi çıkarlarından vazgeçebilmesi, bu uğurda maddi manevi her türlü özveride bulunabilmesidir.
Ancak insanın nefsi, bencillik, egoistlik gibi kötü ahlak özelliklerine yatkın olarak yaratılmıştır. Nefsini eğitmediği takdirde, bu bencilce duygular kişinin tüm ahlakına ve hayatına hakim olur. Böyle bir kişi için daima kendisi önceliklidir. Daima kendisi için en güzelini ve en mükemmelini arama peşindedir. Kendisi üstün ahlak göstermemesine rağmen, herkesin kendisine karşı anlayışlı olmasını bekler. İçten içe hep kendi istek ve çıkarlarını korumak ve kendi rahatını sağlama peşindedir.
Oysa iman eden bir insan, yaşamının her anında Allah (cc)`ın rızasını kazanabilme azminde ve şevkinde olduğu için, O`nun Kuran ile kendisine bildirdiği güzel ahlak özelliği olan fedakarlığı da gereği gibi uygulamakla yükümlüdür. Zaten bu vicdanen kendisine doğru olarak bildirilen, mümin ahlakına en uygun olandır.
Fedakarlık, müminin hayatının tümüne hakim olan ve inancının gücünden kaynaklanan bir hayat şeklidir. Bu fedakarlık ruhu, kişinin çevresindeki her konuya karşı vicdani bir duyarlılık içerisinde olmasını gerektirir. İman eden bir insan, içindeki derin Allah (cc) sevgisi ve güçlü Allah (cc) korkusu ile dünya hayatındaki tüm menfaatlerin gelip geçici olduğunu ve bir gün mutlaka yüce Allah (cc)`ın huzuruna varıp hesap vereceğini unutmaz. Dünya hayatında Allah (cc)`ın rızası, rahmeti ve cenneti yerine, nefsini ve çıkarlarını korumayı hedefleyen insanların ahirette sonsuz bir azapla buluşacakları gerçeği daima aklındadır. Gösterdiği fedakarane ahlaka karşılık ise, Rabbimiz`in kendisini dünyada iyilik ve güzellikle mükafatlandıracağını ve ahirette de sonsuza dek benzersiz nimetlerle ödüllendireceğini ummaktadır. Allah (cc), güzel davranışlarda bulunanları Kuran`da şöyle müjdelemektedir:
"Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır." (Yunus Suresi, 26)
"Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever." (Al-i İmran Suresi, 148)