Çay TV, 23 Temmuz 2008 Adnan Oktar: Herkes Avrupa Birliği’ni son derece makul görüyor. Akdeniz Birliği’ni çok makul görüyor. Fakat öz be öz kardeşimiz olan Türklerin bir araya gelmesini yani şöyle düşünelim Konya, Erzurum, İzmir haşa Allah esirgesin bizden ayrı olsa biz bir gün desek ki bizim birleşmemiz gerekiyor biz kardeşiz nasıl oluyor bu desek bu son derece makul bir şey. Bu kadar doğal. Dinimiz bir, dilimiz bir, her şeyimiz bir, aynı köklerden geliyoruz, kardeşiz fakat ayrıyız. Bugün Azerbaycan’a desek ki hadi birleşelim. Bir gün düşünmezler kabul ederler. Yani bunun sadece resmi olarak talep edilmesi gerekiyor. Yani iki devlet bir millet olarak, çok rahat birleşebiliriz. Hiçbir engel yok. Kazakistan da öyle, Kırgızistan da öyle, Türkmenistan da öyle, Doğu Türkistan da öyle hepsi rahatlar ve bu birleşmenin sonucunda İslam alemi de öyle Irak, Suriye can atıyorlar Türkiye ile birleşmek için. Bütün mesele Türkiye’nin bunu açıkça ortaya koymasında yani adı konulması gerekiyor. Sadece talep olması yeterlibuna ait. Azerbaycan Apa Haber Ajansı, 16 Ağustos 2008 Adnan Oktar: Türk- İslam birliğinin olmadığı dönem hep acı dönemi olacaktır. Yani bunun çaresi yok. Bunu Kafkaslarda da görürüz, başka bölgede de görürüz, halen görmeye devam ediyoruz. Bunun önü sonu kesilmez, bu kan durmaz. Bunun tek çözümü Türk- İslam Birliğidir. Bunu geciktirmek vebal altında bırakır insanları. Onun için, bizim millet olarak, Türk milleti olarak bunun için var gücümüzle Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye, Doğu Türkistan, bütün Türk Devletleri, Kırgızistan, hepimiz bir kere bu birliği acil bir araya gelip halletmemiz gerekiyor. |
Kırgız lider Kurmanbek Bakiyev: "Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından ilk başta Kırgızistan olmak üzere Türk dili konuşan devletler bağımsızlıklarını birer birer ilan ettiler. Bizi ilk tanıyan ve bizim yanımızda olan ülkelerin başında kardeş ülke Türkiye gelmektedir. O dönemde küresel güç olan Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte ekonomisi zayıf ve ne yapacağını bilmeyen Kırgızistan'a en zor günlerinde yardım elini ilk uzatan ülke Türkiye olmuştur. O zor dönemde vefa örneği olarak uzatılan yardım eli bizim için çok önemlidir... İşte böyle bir dönemde Kırgızistan, dış dünyaya ve özellikle Batı'ya, kardeş ülke Türkiye aracılığıyla açılmıştır. Diplomatik tecrübesi yok denecek kadar az olan biz ve diğer Türk Cumhuriyetlerinin başka ülkeler ile diplomatik, ticari ve siyasi ilişkileri geliştirmesinde Türkiye'nin üstlendiği önemli rolü göz ardı edemeyiz. Bu sebeple Türkiye ile ilişkilerimizi her türlü ölçülebilir menfaatin üstünde değerlendiriyor, bunu tarihî bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kırgızistan ile Türkiye'nin kısa sürede ilişkilerini geliştirmesinin ana sebebi, aynı tarihî kökten gelmemizde, soydaş olmamızda ve kültürümüzün benzer özelliklere sahip olmasında yatıyor. Tarihte bizler uzun zaman ayrı kalsak da dilimizdeki yakınlığın, kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin benzer özellikler taşımasının iki kardeş ülkenin ilişkilerinin kısa zamanda gelişmesinde büyük rol oynadığını düşünüyorum." |