Bosna, ülkesinde yaşanan iç savaştan tam on üç yıl sonra İslami uyanış içerisinde.
Çok çeşitli etnik kökenden insanların yaşadığı Bosna’da camilerin sayısı artıyor ve İslam okulları her yerde yerini alıyor. Büyük Müftü Mustafa Efendi Ceric, The New York Times’a “Çocuklar Ramazan ayı geldiğinde oruç tutuyorlar ve camilere ailelerinin yanına gittiklerinden daha fazla gidiyorlar.” açıklamasında bulunurken şöyle devam ediyor: “Tito’nun zamanında 40 yıl boyunca İslami kimliğimizden uzaktık. Bu yüzden şimdi insanların dinlerini özgürce ifade etmeleri son derece doğaldır.”
1992-1995 yılları arasında meydana gelen iç savaşın sonunda Bosna’nın canlanan İslami kimliği, çok fazla etnik kökene sahip insanların yaşadığı bu ülkede pek çok İslami okulun ve caminin son yıllarda inşa edilmesine vesile oldu.
Şimdi İslam’ı yaşayan erkekler ve kadınlar sokaklarda oldukça olağan bir görüntü meydana getirirken, savaştan önce onları görmek neredeyse mümkün değildi.
Kozmopolit bir başkent olan Saraybosna’da İslam dini eğitimi artık devletin ana okullarından itibaren veriliyor.
Komünist devrimcilerin adlarının verildiği düzinelerce şehir, Müslüman kahramanların adlarıyla yeniden isimlendirilirken, Müslüman kimlikleriyle ön plana çıkan siyasi partiler de seçimleri kazanıyorlar.
Balkan yarımadasında oldukça küçük bir ülke olan Bosna, üç etnik kökenden insanlara ev sahipliği yapıyor; Müslüman Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar.
Bosna Hersek’in yaklaşık 4 milyon nüfusunun yüzde 40’ını Müslümanlar, yüzde 31’ini Ortadoks Hıristiyanlar ve yüzde 10’unu da Katolikler oluşturuyor.
Son yıllarda tüm dünyada büyük bir artış gösteren insanların dine olan yönelişleri, Bosna Hersek’te de gerçekleşmektedir. Yüce Rabbimiz, insanların dine dönüşlerine şahit olduğumuzda Kendisine şükretmemizi ve bağışlanma dilememizi Kuran’da şöyle bildirmektedir:
Ve insanların Allah"ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O"ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 2-3)