Adnan Oktar’ın 24 Temmuz 2010 tarihli HarunYahyaTV röportajından
ADNAN OKTAR: ... Kehf Suresi. Şeytandan Allah’a sığınıyorum. Bak diyor ki, “Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) raptetmiştik“. Sabır ve kararlılık, Allah raptediyor. Mehdi (a.s.) talebelerinin iki özelliği. Sabır ve Mehdi (a.s) müthiş bir kararlılık içinde olacaktır. “Kıyam ettiklerinde” ki 2012’dir, inşaAllah. “demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir;” Yani tek Allah’tır. “O gençler,” bir kere Mehdi (a.s) talebeleri gençlerden oluşacak. Allah bak “genç“ kelimesini özellikle vurgulamış. Orta yaş da demiyor, genç. Mehdiyet gençlerden oluşacaktır, öyle başlayacak bir harekettir, inşaAllah. "Rabbimiz, Katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl).“ Mağaranın içinde iş olur mu? Uyuyanın işi olur mu? Olmaz ama Allah, “Oluyor” diyor. Bir sır içinde sır var. Demek ki biz, bir nevi rüyadayız, dünyada. Değil mi? Rüyanın içerisinde hayatı yaşıyoruz, Kuran buna işaret ediyor. Bir nevi madde var fakat biz görüntüsünü görüyoruz. Bak, “işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl).” Şimdi mağarada yatıyor Ashab-ı Kehf, ama ne diyorlar; “işimizden bize doğruyu kolaylaştır.” “Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi.” İman etmiş gençler, demiyor Allah. “Gerçekten iman etmiş gençlerdi” Gerçek iman ayrıdır. Çok nadirdir. “..gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini artırmıştık” Demek ki hidayet artabiliyor, sabit değil. “Bizim kavmimiz; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi?” Darwinistlerin var mı delili?
OKTAR BABUNA: Hiç yok Hocam.
ADNAN OKTAR: “Apaçık delil getirsinler” diyor bak Cenab-ı Allah. “Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira edenlerden daha zalim kimdir?" diyor. Bu yalanlarını da açıklayacaklar, bu iftirayı da açıklayacaklar Ahirette. Şeytandan Allah’a sığınırım. "Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız” Ailelerinden, işinden, gerekirse okulundan ayrılıyor. “O halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın." İş, faaliyet var. Bakın hem uyuyorlar, hem faaliyet var. Yani rüyadalar, inşaAllah. “Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı.” O kadar çok konu var ki, yani ben %70-80’ini geçiyorum. Yani zaman olmadığı için. “Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu,” Mehdi (a.s.)’nin çıkışının, İsa Mesih (a.s.)’in inişinin, Kıyametin yakın olmasının, İslam ahlakının dünya hakimiyetinin. “Ve gerçekten Kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için.” Kehf Suresi’nde niye Kıyametten bahsetsin? Kehf Ehli ile ilgili niye Kıyametten bahsetsin? Kehf Ehli’ni Kıyamet alameti olarak belirtiyor. Doğrudan Mehdiyete bakıyor inşaAllah. İkinci işari anlam olarak. “Onları buldurmuş olduk.” Onlar ortaya çıkmıyor, Mehdi (a.s.)’yi insanlar buluyor. Kuran buna işaret ediyor. “Onları buldurmuş olduk.” Kendini göstermek ayrıdır, ilan etmek ayrıdır, başkalarının gidip onu bulması ayrıdır. Mehdi (a.s.)’yi insanlar kendileri gidip bulacak. Kuran buna işaret ediyor, inşaAllah. “Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı,” istişare. Demek ki hak cemaatin özelliği, Mehdi (a.s.) cemaatinin özelliği olacak. Tartışarak kendi aralarında durum değerlendirmeleri yapıyorlar. “(Bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin,” Demek ki bu mübarekler bina inşa etmeyi de bilecekler. Bina inşasıyla da ilgilenecekler. Demek ki o tarz bir meslekle de bağlantıları olacak bu gençlerin. “Bina inşa edin.” "Rableri onları daha iyi bilir." “Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: ‘Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız’ dediler.” Bu çocukların demek ki evleri mescid. Bu gençlerin bulundukları yerler mescid. Yani keyfi bir yer yok. Ama bina yapmada da ustalar. Var öyle bir özellikleri.