ADNAN OKTAR'IN KAHRAMANMARAŞ AKSU TV VE GAZİANTEP OLAY TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI (4 ARALIK 2010)
ADNAN OKTAR: Buruc Suresi. Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınırım. Tabi ilk Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in zamanındaki anlamları ayrıdır, ahir zamana bakan yönleri ayrıdır. Ben daha ziyade ahir zamana bakan yönüyle bakıyorum. Ama tabi üçüncü, dördüncü anlamları oluyor, beşinci anlamları oluyor, çok anlamı olur.
Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Burçları olan göğe andolsun,” Biz şimdi hangi çağdayız? Kova; Kova burcu çağındayız. Daha önce Balık burcu vardı. Ne diyor Kuran’da? Balık, Hz. Musa (a.s.)’ın yanında olan balık suya girip, kaçıyor. Balık burcu bitiyor. Kovayı, Yusuf (a.s.)’ı almaya gelen ekip, kovayı aşağıya sallandırıyor. Bak Allah “kova” diyor, kova kelimeyi özellikle söylüyor. Tas, kap demiyor, ip sallandırdılar demiyor, herhangi bir şey demiyor, kovayı özellikle vurguluyor Allah. “Kovayı” diyor, “aşağı sallandırdılar ve Yusuf’u oradan aldılar” diyor. Kova çağında Mehdi (a.s.) ortaya çıkıyor inşaAllah. “Ve o vadedilen güne,” Mehdi (a.s.)’ın çıkış günü, İsa (a.s.)’ın iniş vakti, Kıyamet. “Şahid olana (görene) ve şahit olunana” şahit olan kimdir? Mehdi (a.s.)’dır, şahit olunan kimdir? Bütün Müslümanlar inşaAllah. Aynı zamanda halktır şahit olan ama şahit olunan da Mehdi (a.s.)’dır yani her ikisi. “Kahrolsun Ashab-ı Uhdud” diyor Cenab-ı Allah. “Kahrolsun Ashab-ı Uhdud, Tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,” petrol. Şu an mesela Müslümanları el bombasıyla yakıyorlar, bomba atılıyor genellikle hep yanıktır Müslümanların eli yüzü çocuklar hep yanmış. Ahir zamanda Müslümanları genellikle yakarak tahrip ediyorlar yahut bombayla yakıyorlar. “Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.” Mesela bombalama yaparken, bombalama yapıldığı alanı tespit eden, naklen yayın yapan sistemler var değil mi? Mesela uçağın içerisinde oturuyor, yahut kumanda odasında oturuyorlar, Müslümanlar bombalanırken, yakılırken uzaktan o takibi yapabiliyorlar. Ayette ne diyor: “'Tutuşturucu-yakıt dolu o ateş, Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı. Ve mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.” Yani bombalamayı, yakma, yıkmayı seyrediyorlar. Nerede seyrediyorlar? Ekranda seyrediyorlar. Ben ahir zamana bakan yönünü söylüyorum yalnız. Yoksa zahir anlamı üstünedir. “Onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan,' övülen Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.” “Siz misiniz Müslüman olan” diyor, “sen misin Darwinizm’e, materyalizme karşı olan, sen misin Mehdiyet’i savunan, sen misin Mesih’in geleceğini savunan, o zaman biz de seni yakarız” diyorlar. Hz. İbrahim (a.s)’ı yaktıkları gibi, biz de seni yakarız diyorlar. Yani “dehşet saçacağız” diyorlar. Mesela Mehdi (a.s.)’ı yakmaya kalkacaklar, İsa Mesih (as)’ı yakmaya kalkacaklar, talebelerini yakmaya kalkacaklar, Kuran ona işaret ediyor. “ Ki O (Allah), göklerin ve yerin mülkü O'nundur.” Her şey O’na aittir. “Allah, her şeyin üzerinde şahid olandır.” “Şimdi onlar ekranda seyrediyorlar ama” Allah “Ben de onları onun üstünde seyrediyorum” diyor. Cenab-ı Allah diyor ki: “Allah, her şeyin üzerinde şahid olandır.” Onlar iki boyut içerisinde seyrediyor, Allah onları üçüncü boyuttan görüyor, üçüncü boyutu Allah dördüncü boyuttan görür. Bütün boyutları Allah kendi yaratmıştır, bütün boyutlar O’nun emrindedir, hepsini görür. “Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence uygulayanlar” Mehdi (a.s.)’a işkence uygulanacak mı? Uygulanacak, hadiste var. “Deccal” diyor, “Mehdi (a.s.)’a işkence yapar, işkence yaptıkça Mehdi (a.s.) genişler” diyor hadiste. “Genişler, ünü şanı yayılır.” “ve sonra tevbe etmeyenler” vazgeçmiyorlar bu eylemlerinden, “tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.” Yüreklere tırmanan bir ateşten bahsediyor Allah. “Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince” bak “şüphesiz iman edip” iman ediyor, samimi eylemlerde bulunanlara gelince, “ onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” Hep Cenab-ı Allah suya olan hasretimizi, suya karşı içimizde bir sevgi meydana getirmiştir. İnsanlar yaz olduğunda hep denize koşmak isterler, evin önünde mutlaka bir su olsun isterler, göl kenarı ister. İnsanın ruhunda bir su sevgisi vardır, bilinçaltında vardır bu. Evinde en azından bir havuz olsun ister, bir fiskiyeli bir şey olsun ister. Onun için Cennet’te her yerde ırmaklar var, küçük arklar şeklinde de var, büyük ırmaklar şeklinde de var. Yani su Cennet ile iç içedir, su ve yeşil ağaçlar. Çok büyük bir güzellik olarak müminlere sunulmuştur, inşaAllah.
“Doğrusu, Rabbinin 'zorlu yakalayışı' şiddetlidir.” Yani çok şiddetli yakalarım” diyor Allah “yakaladığımda, çok büyük azap yaparım. Önce bırakırım ama yakaladığımda da bas bas bağırttırırım” diyor Allah veyahut artık inim inim inler. “Çünkü O, ilkin var eden, (sonra dirilterek) döndürecek olandır.” Bak “Çünkü O, ilkin var eden,” ilk önce var eden, “sonra döndürecek olandır.” “Sonra yeniden diriltecek olandır. İlk bizi yaratıyor, öldürüyor Cenab-ı Allah “sonra diriltecek olan Benim” diyor. “O, çok bağışlayandır, çok sevendir.” Allah sevmeyi çok seviyor. Çok sevendir. Onun için bizim ruhumuzda da sevme gücü koymuştur. Yani bilinçaltımızda şiddetli bir sevme ve sevilme gücü vardır. Ama hep onun etkisi altında oluruz. Yani mesela benim size olan sevgimin sebebi de budur. Allah’ın meydana getirdiği bilinçaltındaki güç, Allah onu insanın ruhuna koymuştur iman olarak. Bak “O çok bağışlayandır.” “Ben sizden intikam almayı değil” diyor Cenab-ı Allah, bağışlamayı seviyorum”, bağışlama asıldır. Ama yeter ki bağışlanacak tavır içinde olsun Müslümanlar. “Ve çok sevendir.” Sevmeyi ve sevilmeyi bize öğretendir Allah. “Arşın sahibidir” bütün kainatın, her yerin, “ Mecid (pek Yüce)dir.” Bu ayet aynı zamanda Abdülmecid devrine de bakıyor inşaAllah, Mecid. Mesela “Allah Hamid’dir” diyor, Abdülhamid devrine bakıyor o da inşaAllah. “ Her dilediğini yapıp-gerçekleştirendir.” Yani “Ben ne istersem” diyor Allah “onu yapar gerçekleştiririm” diyor. “ Orduların haberi sana geldi mi?” Bütün dünyanın ordularının haberi. Yani her türlü ordu Allah’a aittir, bütün orduların sahibidir” diyor Allah. “ Firavun ve Semud (ordularının)? Hayır; inkar edenler, (kesintisiz) bir yalanlama içindedirler.” Yani sürekli yalanlama yaparlar mesela Darwinizm’in-materyalizmin geçersizliğini anlatırsın yine yalan söyler. Allah vardır dersin, inkar eder, bir şeyi anlatırsın inkar eder, sürekli aksilik peşindedir. Allah ordulara hep dikkat çekiyor. Hep ordulardır dünyada fitne çıkaran. Yani kan akıtan, zulüm yapan hep dünyada yani hak orduların, doğru orduların dışında hep zulüm ordulardan gelir. Mesela Çin ordusu zulüm yapmıştır, Rus ordusu zulüm yapmıştır, Hitlerin orduları zulüm yapmıştır, Mussolini’nin orduları zulüm yapmıştır, milyarlarca insanı katletmişlerdir ordular ve Kuran’da hep ordulara dikkat çeker Allah. “”Firavun ve Semud ordularının haberi” diyor Allah. “Allah ise, onları arkalarından sarıp-kuşatmıştır.” Yani “bütün benlikleri Benim kontrolümde” diyor Allah. “Hayır o (kitap) şerefli üstün olan bir Kuran’dır. Levh-ü Mahvuz’dadır. Kuran da, kaderde, Allah Katında sonsuz önceden yaratılmıştı” diyor Allah “vardır” diyor Kuran Levh-ü Mahvuz da. Daha Peygamberimiz (s.a.v.) annesinin rahmine düşmeden Kuran vardı. Daha dedesi Hz. İbrahim yokken Kuran vardı. Kuran’daki bütün hayatı anlatılıyor Peygamberimiz (s.a.v.)’in. Ama daha Peygamberimiz (s.a.v.) ortada yok. Ama o zaman Kuran var.