Haziran 2014’te bir okulda meydana gelen bir silahlı saldırı ardından Başkan Obama bir kez daha sıkı silah kontrolünden yana konuştu ve şöyle söyledi; “Bunun olduğu tek gelişmiş ülkeyiz. Üstelik bu her hafta oluyor” [1]
Gerçekten silah kontrolü için başlatılan bir grup olan Everytown for Gun Safety’ye göre 2009 ila 2014 Temmuzu arasındaki yaklaşık 6 yıllık bir dönem içinde Birleşik Devletler çapında 36 eyalette 110 silahlı saldırı gerçekleşti. Bu istatistik, kitlesel silahlı saldırı olmaksızın üç aydan fazla süre geçmediği anlamına geliyor. Tabi ki bu rakamlar son derece ürkütücü ve durumun ciddiyetini gösterirken, planlı bir çaba ortaya konulmasının gerekliliğini de anlatıyor.
Bu çabalar arasında Başkan Obama’nın emriyle ateşli silahlar ve mühimmat yönetmeliğindeki değişiklik ile okul güvenliğine odaklanan bir dizi idari tedbir bulunuyor.[2] Okul görevlilerinin eğitim bunlardan biri. Bu arada bu tip bir olayda devreye sokulan okul güvenlik planlaması kapsamında olağan tecrit tatbikatları yapılıyor. Bu tatbikatlar sırasında öğretmenler sınıflarının daha güvenli olmasını sağlama gayretiyle bir rutin uyguluyorlar. Dünyanın başka bir yerinde bu tip tatbikatlar okul çocuklarına son derece yabancı iken, Amerikalı çocuklar için ise gerekli görünüyor.
Bununla birlikte yukarıda bahsedilen tipte önlemler ve çözümler bazı derin soruları ortaya çıkarıyor. Öncelikle bunlar sanıldığı gibi etkili ve kurtarıcı çözümler mi?
Everytown For Gun Safety Action Fund’a göre bu tip kitle katliamlarının tekrarlanmasını önlemenin en etkili yolu daha başında insanların silahlara erişimini kısıtlamak. Çabaların özellikle silah kontrolüyle ilgili yeni yasalar üzerinde yoğunlaşmasının nedeni de bu. Saldırganların yüzde 42’sinin ya yerel bağımlı, suçlu ya da federal yasalara göre silah sahibi olmaları yasaklanan kişiler olduğu düşünüldüğünde, silah kontrolü insanların toplum içinde kendilerini daha güvende hissetmeleri ve çocuklarını gönül rahatlığıyla okula göndermeleri açısından dikkate değer bir önlem olabilir. Bununla birlikte silah kontrolünün problemin özüne yönelmede eksik kalan, kısa vadeli bir tedbir olacağını da aklımızdan çıkarmamalıyız.
Kitlesel silahlı saldırı faillerinin tümü çoğunlukla içinde yıkıcı davranışlar sergileyen ya da en azından sağlıklı davranıştan mahrum rol-modellerin bulunduğu ortamlarda yetiştirilen bireyler. Örnek alınacak, iyi rol-modellerin bulunmadığı durumda bu kişiler kötülüğe karşı çıkmada zayıf kalıyorlar ve olumsuz davranışlar sergileme eğiliminde oluyorlar. İşte bu nedenle kitle katliamlarına karşı tedbirler alırken, potansiyel failler tarafından örnek alınan bu negatif rol-modellerini göz önünde bulundurmamak hata olacaktır.
Ayrıca bir toplumdaki herhangi bir suçun varlığının burada yaşayan bireylerin ahlaki değerlerini yansıttığını unutmamalıyız. Bir toplumun refahı etik standartları geliştirmeye ve toplumun huzurlu bir şekilde işlemesi için çalışmaya istekli, üstün ahlaki değerlere sahip insanların varlığına bağlıdır. Bir toplumda ahlaklı insanların çoğunlukta olması diğer bireylerde ve özellikle genç kuşakta öz-saygı, dürüstlük ve iyi niyetliliği besleyecektir ve bu da zihinsel ve ahlaki olarak doğru bir toplum için destek sağlayacaktır.
Uzun vadede, Amerika’da silah yasası reformunun onaylanması okul katliamları için bir çözüm olmayacaktır. Toplumun ruhunun daha iyiye yönelecek şekilde değişmesi için bir ihtiyaç olduğu açıktır ve bu değişiklik ancak kalplerde ve zihinlerde başlarsa başarılacaktır. Nefret ve öfke duyguları yok edilmediği ve bu olumsuzluklar başka insanlar için sevgi ve şefkat duyguları ile değiştirilmediği sürece bu tip katliamlar ve benzer suçlar toplumları tehdit etmeye devam edecektir.
Adnan Oktar'ın MBC Times'da yayınlanan makalesi:
http://www.mbctimes.com/english/control-of-hearts-will-bring-school-shooting-to-an-end