Son yıllarda Avrupa ve ABD’de gerçekleşen silahlı okul baskınlarında çok sayıda öğrenci katledildi. Medya çoğu zaman bu katliamları bunalımlı veya sosyopat davranışlı (antisosyal kişilik bozukluğu) olan kişilerin eseri olarak yansıttı. Ancak dikkatlice incelendiğinde bu katliamların ardında bambaşka bir etken daha göze çarpıyor: Yaşamın, güçlü ile zayıfın mücadelesi olduğunu iddia eden evrim teorisi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Colorado eyaletinde Columbine Lisesi son sınıf öğrencileri olan Eric Harris ve Dylan Klebold'un 20 Nisan 1999 tarihinde beraber gerçekleştirdikleri silahlı okul baskınında 13 kişiyi katletmiş ve ardından intihar etmişlerdir. Bir gazete verdiği haberde “Columbine Lisesi'ni basarak 13 arkadaşını katleden saldırganlar Eric Harris ve Dylan Klebold'ın Darwin'in ‘doğal seleksiyon’ teorisinden etkilendiği ortaya çıktı” [1] cümlesi ile bu katliamın nedenini açıklamıştır.
Eric Harris, baskın esnasında, uyguladığı şiddetin kökenini belli eden bir tişört giymiştir. Tişörtünün üzerinde “doğal seleksiyon” yazmaktadır. Katliamcılar video kayıtlarında evrim teorisindeki doğal seleksiyon ve zayıfların ayıklanması fikrinden etkilendiklerini söylemişlerdir. Katliamda 13 yaşındaki kızı Rachel’i kaybeden, oğlu Craig’i zorlukla kurtaran Darrell Scott bu konuyu şöyle anlatmıştır:
"Katliamın arka planına bakılmaması çok şaşırtıcı. Katil Harris öğrencilere ateş açarken üzerinde 'doğal seleksiyon' yazılı bir tişört bulunuyordu. Zayıfları öldürerek doğal seleksiyona yardımcı olmayı planladıklarını itiraf ettikleri video kayıtları ortaya çıktı. Kendilerini doğal seleksiyonun sonucu olarak, sınıf arkadaşlarından üstün görüyorlardı." [2]
Harris, insanları ve bitkileri aşılamanın doğanın istenmeyen otları ayıklama sürecine müdahale olduğunu söyleyecek kadar Darwinisttir. Hatta tehlikeli yiyeceklerin üzerinde dahi uyarı bulunmamasını istemiş, "doğal seleksiyonu seyrine bırakalım, bütün şişman, çirkin, özürlü, sakat, aptallar ölür ve böylece belki insanlık kendiyle gurur duyabilir" [3] demiştir.
Columbine’de öldürülen altı çocuğun ailesinin avukatlığını yapan Barry Arrington, Eric Haris’in Darwin’e ne derece bağlı olduğunu şöyle anlatmıştır:
"Eric Harris’in tüm günlüklerini okudum, tüm ses kasetlerini dinledim, video kasetlerini izledim. Anladım ki Harris, bilinçli olarak davranışlarının evrimle ilgili öğrendiklerinin mantıklı bir sonucu olarak görüyordu. Darwinizm, onun yaptıklarının entelektüel gerekçesine hizmet etti. Harris’in Darwin’e tapan biri olduğuna ve kendini onun prensiplerini uygulan biri olarak gördüğüne dair en ufak bir şüphe olamaz." [4]
Psikiyatri Uzmanı Dr. Kubilay Boğoçlu, “Psikiyatri ve Hayat” isimli internet sitesinde, Columbine Lisesi’nde yaşanan katliamın ayrıntılarına ve saldırganların psikolojik analizlerine yer vermiştir. Boğoçlu, sitede katliamcıların ilk kurbanının özel olarak seçilmiş olduğuna vurgu yapmıştır. Katliamcıların ilk kurbanı kız öğrenci Rachel Scott’tı. Rachel’in babası rahiplik yapmış biriydi ve Rachel, Hıristiyan kültürü içinde yetiştirilmişti. Örneğin okulda yaptığı bir gösterinin adı, Watch the Lamb (Kuzuları Korumak) idi. Klebold, bu projeyi, projenin hazırlanmasında Rachel'e bizzat yardım ettiği için biliyordu. Yani ilk kurban bir din adamının kızıydı ve zayıfların korunup kollanması gerektiğinin anlatıldığı bir gösteri düzenlemişti. [5]
Oysa Harris ve Klebold kendilerini zayıfları yok etmesi gereken güçlü ve üstün canlılar olarak görüyorlardı. Nitekim Harris zayıfları ortadan kaldırmak yoluyla doğal seleksiyon sürecini anlattığı bir videoda “sınıf arkadaşlarından daha yüksek bir seviyeye evrimleştiklerini” açıkça söylemişlerdi. [6]
Harris, Darwinist yaklaşımını internette yayınladığı bir videosunda şöyle dile getiriyordu:
“Yakında geliyorum. Herkes için geliyorum. Dişlerime kadar silahlanacağım, her şeyi, herkesi öldüreceğim. Kuralları ben koyacağım (yasa benim). Bu kuralları beğenmezsen ölürsün! Eğer senden hoşlanmazsam veya benden istediğin şeyden hoşlanmazsam seni öldürürüm. Benim sizlerle olan problemleri çözme yolum bu; öldürmek!” [7]
Evrim teorisinin ‘yaşamın –güya- bir savaş alanı, fiziksel güç kullanarak üstünlük elde etmenin de sözde bir doğa kanunu olduğu’ gibi saldırganlığı ve ahlaki dejenerasyonu körükleyen mantıklarının, özellikle son dönemde okullarda ortaya çıkan gayri ahlaki eğilimleri ve şiddet içeren eylemleri de tetiklediği yadsınamaz bir gerçektir.
Katliamcılar, kendilerini yaşam savaşındaki bir ordunun neferi olarak görmektedirler.
Sahip oldukları çarpık bakış açısına göre doğaya bir çatışma hâkimse; kendilerinin zayıf gördükleri insanları öldürmeleri bir aslanın bir ceylanı öldürmesi kadar doğaldır. Bir aslanın ceylanı öldürmesine şaşırmayıp ona hesap sorulmuyorsa kendilerine de hesap sorulmamalıdır. Çünkü onlar da Darwin’in öğretisindeki aslanlar gibi doğadaki doğal seleksiyonun gereğini yapmaktadırlar. Nitekim 2007 yılında Pennsylvania'da okulda katliama hazırlanırken yakalanan bir öğrencinin de “Natural Selection'sArmy - Doğal Seleksiyon Ordusu” isimli bir internet sitesini sıkça ziyaret ettiğinin ortaya çıkması, bu sapık yaklaşımın saldırılarda önemli bir etken olduğunu ortaya koymuştur. [8] Dahası bu sitenin ziyaretçileri ‘katiller için siber okul’ diye adlandırılan benzer birçok sohbet odalarına da katılıyordu. Bu siteler polis tarafından fark edilince servis sağlayıcıları tarafından hemen kapatıldı. Ancak bugün hala birçok genç ani ve aşırı vahşeti Darwin’in dönemiyle ilişkilendiren bir bilgisayar oyunu oynamaya devam ediyor. Rakip tarafların birbirlerini yok etmeye çalıştıkları bu popüler bilgisayar oyunun adı ‘Doğal Seleksiyon’. Kahramanların Harris ve Klebold olduğu bu oyunda Columbine katliamının orijinal görüntüleri kullanılıyor. [9]
Basına verilen bilgilere göre Doğal Seleksiyon Ordusu (Natural Selection’s Army) sitesini sık sık ziyaret edenlerden biri de 18 yaşındaki Finlandiyalı öğrenci Pekka-Eric Auvinen. Auvinen, 7 Kasım 2007 tarihinde Tuusula kentindeki Jokela Lisesi’ne yaptığı silahlı baskında 6 öğrenci ve 2 okul yetkilisini öldürmüş ve ardından intihar etmişti.
“Teoriden İlham Aldım” başlıklı bir gazete haberinde Auvinen’in yaptığı katliamın ardında yatan neden şöyle anlatılmıştır:
“Finlandiya'da 7 Kasım 2007'de okulunu basan 18 yaşındaki silahlı öğrenci Pekka Eric Auvinen, öğretmenini dizlerinin üstüne çökmeye zorladıktan sonra vurarak öldürdü. Sekiz arkadaşını da katleden Auvinen'in de Darwin'in evrim teorisinden esinlenilerek kurulan "Doğal Seleksiyon Ordusu" isimli internet sitesinin müdavimlerinden olduğu ortaya çıktı. Auvinen daha sonra Darwin teorisinden ilham alarak katliamı gerçekleştirdiğini itiraf da etti.” [10]
Pekka Eric Auvinen katliamdan önce internette kendine bir savunma hazırlamıştı. Auvinen bu savunmasında “kendini ‘Sosyal Darwinist’ olarak tanımlıyor, doğal seleksiyonun artık çalışmadığını ve hatta aksi yönde çalıştığını söylüyordu. Aptal, zayıf, akılsız insanların zeki, güçlü, akıllı insanlardan daha hızlı ürediğinden söz ediyordu. Eğer toplum ikinci tip insanların hayatta kalmasını sağlayamazsa gen havuzunun kötüye gideceğinden emindi. Bu problem hakkında ne yapabileceği ile ilgili kafa yoruyordu. Sonunda hayatın sadece anlamsız tesadüfler ve uzun rastgele mutasyonlardan ibaret olduğunu ve bir şey yapmaya çalışmanın çok anlamı olmayacağını düşündü. Fakat sonunda doğanın acımasızlığını taklit ederek doğal seçici olarak kendi payına düşeni yapabileceğine karar verdi.” [11]
Auvinen, bu kararı vermesine neden olan gerekçeyi ise şöyle açıklıyordu:
"Yeryüzündeki pisliklere merhamet yok. İnsan sevgisine çok fazla değer veriliyor. Güçlünün yaşamını sürdürmesini ve doğal seleksiyonu tekrar yürürlüğe koymalıyız." [12]
18 yaşındaki Auvinen, baskından önce çeşitli sitelerde farklı kullanıcı isimleriyle birçok video yayınlamıştı. Bunlar karamsar ve agresif şarkılar eşliğinde şiddet içerikli görüntülerden meydana geliyordu. Böylesine kanlı bir katliamı gerçekleştiren birinin şiddete eğimli olması kuşkusuz kimseyi şaşırtacak türden bir şey değildir. Ancak videolardan birisi bu şiddetin arka planına ışık tutması açısından özellikle dikkat çekiciydi. Auvinen, sitelerden birinde "Hepinizi Öldüreceğim 667 (I'm gonna Kill You All 667)" kullanıcı ismiyle yüklediği "Felsefem" başlıklı videoda bu katliamı doğal seleksiyonun bir gereği olarak gerçekleştirdiğini anlatıyordu.
Doğal seleksiyon, bir diğer deyişle doğal seçilim, Charles Darwin'in evrim teorisinin temeline oturttuğu bir kavramdır ve sözde hayatta kalma mücadelesini sürdüren hayvanlardan güçlü olanların zayıf olanları elimine etmesini ifade etmektedir. Hiçbir bilimsel bulguya dayanmayan bir kavram olan doğal seleksiyon, gerek insanı herhangi bir şuurdan yoksun doğa olaylarının ürünü olarak tanımladığı, gerekse şiddete dayandığı için hem ateist felsefelerin hem de şiddet yanlısı ideoloji ve hareketlerin vazgeçilmez bir dayanağı olmuştur. II. Dünya Savaşı’nda milyonları ölüme gönderen diktatörler, savaşmayı doğal seleksiyonun bir gereği olarak görmüşler, propagandalarında Darwinizm'e fazlasıyla atıfta bulunmuşlardır.
Ve "doğal seleksiyon", Jokela Lisesi katliamında da karşımıza çıkmıştır. Auvinen, "felsefe"sini anlattığı videosunda doğal seleksiyonu uygulamaya koyma çağrısı yapmıştır. Üzerinde “İnsanlık Önemli Değil” yazılı tişörtle poz veren Auvinen, Darwinizm'in insana verdiği -daha doğrusu vermediği- değeri gösterir şekilde aynen şu ifadelere yer veriyordu:
"Ben sadece doğal seleksiyona inanan normal bir anarşistim. İnsanlar doğal seleksiyonu tekrar uygulamaya sokmalı. Hayvanlar bu şekilde yaşıyor, insanlar da neden öyle yaşamasın ki? Bizler de nihayet sadece hayvanlarız. Biz insanlar, yeryüzündeki en kötü hayvanlarız. Bizi doğuran dünyayı kirlettik ve yozlaşmış bir toplumla ortaya çıktık. Bütün dünya kötü durumda ve toplum çöküşün eşiğinde. Bu yüzden [doğal seleksiyon] olmalı. Ne kadar erken olursa o kadar iyi. ... Kanun, sadece güçlü olanın fikridir... Bu yüzden hayatınızın kontrolünü ele almalı ve anarşist olmalısınız. Ne istiyorsanız onu yapmalı, size ne yapacağınızı söyleyenleri dikkate almamalısınız. Bu sizin hayatınız. Güçlü olanlar hayatta kalırken, zayıf olanlar ölmeliler. Bu, güçlü olanın hayatta kalmasıdır, doğal seleksiyondur. Hayvanlar sürekli olarak ölürler. Bir köpeği, başka bir köpek öldüğü için ağlarken görmezsiniz. İnsanlar da ölürler. Tepki aynı şekilde olmalıdır. Bu sadece doğal bir şeyden ibarettir, büyük veya önemli bir şey değildir. Tanımadığınız birisi için ağlamayın, bu üzücü bir durum değildir... Benim kişisel görüşüm şudur: İNSAN IRKININ SOYKIRIMI GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR". [Büyük harfler orijinaldir] [13]
Auvinen, görüşlerini anlattığı manifestosunda, bu katliama girişmesinde Darwinist görüşlerinin etkili rol oynadığını şu sözlerle açıkça ifade ediyordu:
"Davam için dövüşmeye ve ölmeye hazırım… Bir doğal seçilimci olarak, uygun görmediklerimi, insan ırkının ve doğal seleksiyonun yüz karalarını elimine edeceğim. Hayır, gerçek şu ki, ben sadece bir hayvan, bir insan ve bir muhalifim… Artık doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalması ilkesini yeniden yoluna koymanın vakti geldi!" [14]
Tek Taraflı Darwinist Eğitimin Etkileri
Darwinist eğitim, insanlara hayatlarının bir amacı olmadığı yalanını aktararak onları her türlü umut ve sevinçten yoksun, karamsar ve cani kişilikli ruh hastalarına çevirmektedir.
Bunun en son örneklerinden biri Norveçli Anders Behring Breivik’tir. Breivik 22 Temmuz 2011'de Norveç'te yaşanmış olan çifte terör saldırılarının faili olduğunu itiraf etmiştir. Bu saldırılardan biri Oslo'daki hükümet binasına yapılmış olan, sekiz kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıdır. Diğeri ise, Utoya Adası’ndaki, İşçi Partisi'nin gençlik kampına yapılan saldırıdır. Bu saldırı neticesinde 69 kişi hayatını kaybetmiştir.
Breivik saldırılarından önce "Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi" adlı kitapta görüşlerini anlatmıştır. Kitabının1518'inci sayfasında ise, kendisini bilimsel dünya görüşünün ve modern biyolojinin şampiyonu olarak gördüğünü ifade etmiştir. En "önem verdiği" kitaplar sıralamasında ise Charles Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabı yer almaktadır. [16] Breivik'e göre, "kusursuz Avrupa" Sosyal Darwinizm kurallarını içermelidir. [17]
Breivik, kitabının 1202'nci sayfasında ise Princeton Üniversitesi'den Darwinist Biyolog Lee Silver'ın öjeninin tekrar uygulamaya konmasını savunmasına tamamen katıldığını belirtmektedir. Silver’ın dünya nüfusunun şimdikinin yarısından daha aza ya da 3.8 milyara indirilmesi için "gelecekte radikal politikaların uygulanmasının zorunlu olduğu" şeklindeki görüşlerine de aynen katılmaktadır. [18] Aynı sayfada, Breivik'in Darwin'in "soykırım ve doğal seleksiyon ... el ele gider" argümanını ne kadar benimsemiş olduğu şu cümlelerde net şekilde görülmektedir:
"ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri" insan nüfusundaki artışı frenleyemezlerse, "doğa, yaşanacak kıtlıkla onların bu hatalarını düzeltecektir" [19]
Argümanının devamında Breivik, Batılı ülkelerin bu doğal sürece, yani yaşanan kıtlığa, müdahale etmemeleri gerektiğini şu cümleler ile savunmuştur:
“Eğer nüfus kontrolü kurallarımıza uymamış olan ülkelerde kıtlık baş gösterirse, onlara herhangi bir şekilde yardım göndermek ya da başarısız liderlerine arka çıkmak şeklinde destek olmamalıyız." [20]
"Aşırı nüfusun birinci sorumlusu olan üçüncü dünya ülkelerine yapılan gıda yardımının derhal durdurulması gerekir.” [21]
Breivik'in bizzat yazmış olduğu bu sözlerden açıkça görülüyor ki aldığı Darwinist eğitim nedeniyle ahlaki değerlerden tamamen uzaklaşmış ve bunun neticesi olarak onlarca kişinin ölümüne sebep olan terörist eylemleri soğukkanlılıkla hayata geçirmiştir.
Darwinist eğitimin neden olduğu ahlaki çöküntü ve vahşetin bir diğer örneği de yakalanmadan önce 17 çocuğu öldüren ve cesetlerini yiyen Amerikalı seri katil Jeffrey Dahmer’dır. Dahmer, ölümünden hemen önce Dateline NBC kanalında yapılan son röportajında şu açıklamada bulunmuştur:
“Eğer bir insan, Kendisi’ne karşı sorumlu olduğu bir Yaratıcı’nın var olduğunu düşünmüyorsa, o halde niye uygun sınırlarda tutacak şekilde davranışlarınızı ıslah etmeye çalışasınız? Ben de işte böyle düşünüyordum. Her zaman evrim teorisinin, yani bizlerin (tesadüfen) sadece bir balçıktan geldiğimiz tezinin bir gerçek olduğuna inanmışımdır. Öldüğümüz zaman, her şey biter, artık hiçbir şey yoktur.” [22]
Darwin’in kitleleri zehirlediği batıl inanç, insanları seri katil yapmakta, hatta onları insan eti yiyecek kadar psikopatlığa sürüklemektedir. İnsanlara, bir Yaratıcı’ya karşı sorumlu olmadıkları telkinini vermeye çalışan; onları amaçsız, sorumsuz, başıboş varlıklar olduğuna inandıran; insanı bir hayvan olarak gören ve ölümü bir son olarak göstererek insanları ahiret gerçeğinden uzaklaştırmaya çalışan bu sahte dinin getirdiği sonuç işte budur.
Son iki yüz yıldır dünyaya savaşları, katliamları, zalimliği, terörü, cinayetleri, kitle katliamlarını, dejenerasyonu ve her türlü belayı getiren en büyük sapkın güç Darwinizm’dir. Toplumlarda bir dönem gelişen dinsizliğin, ırkçılığın, kitle katliamlarının sebebi olan faşizmin, komünizmin ve dünya savaşlarının ardında GEÇTİĞİMİZ YÜZYILIN EN BÜYÜK ALDATMACASI VE EN BÜYÜK BELASI OLAN DARWINİZM VARDIR.
Darwin’in başlattığı bu kara belanın, toplumlar üzerindeki uğursuz etkisi günümüze kadar devam etmiştir. Darwinizmin günümüzdeki en güçlü savunucularından olan Richard Dawkins’in son kitabı da, insanları Allah inancından uzak, karamsarlığa ve ümitsizliğe iten telkinler içermektedir. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi, Amerika’daki Jesse Kilgore adlı 22 yaşındaki öğrencinin, profesörü tarafından kendisine tavsiye edilen Dawkins’in kitabının etkisiyle intihar etmesi olmuştur. [23]
Dawkins’in, Darwinizm’in karanlık ideolojisine dayandırdığı ürkütücü bakış açısının etkisi bu örnekle sınırlı değildir. Dawkins, Unweaving the Rainbow kitabının önsözünde bu gerçeği kendisi de itiraf etmiştir:
''İlk kitabımın yayımcısı, kitabı okuduktan sonra, verdiği soğuk ve kasvetli mesajdan çok bunaldığını ve üç gece boyunca uyuyamadığını itiraf etti. Bazıları da bana sabahları uyanmaya nasıl katlanabildiğimi soruyor. Uzak bir ülkeden bir öğretmen ise bana sitem dolu bir mektup gönderdi. Mektubunda, aynı kitabı okuyan bir öğrencisinin kendisine gözyaşları içinde geldiğini ve hayatın boş ve amaçsız olduğu düşüncesinin onu olumsuz yönde etkilediğini yazıyordu. Öğretmen, diğerlerinin de aynı "hiçlik karamsarlığı"ndan etkilenmemeleri için, öğrencisine kitabı başkalarına göstermemesini tavsiye etmiş.'' [24]
Bu karanlık bela, yani Darwinizm; insanları ölüme, cinayete, karamsarlığa, hiçlik duygusuna, vahşete ve dehşete sürükleyen, insanlara tesadüfen var olmuş bir hayvandan başka bir şey olmadığını telkin eden sapkın bir dindir. Bu dinin geride kalmış birkaç temsilcisi, insanları Allah inancından uzaklaştırabilmek için var güçleriyle çaba göstermeye devam etmektedirler. Bu nedenle Darwinizm’in zayıflıklarının okullarda okutulmasına canla başla karşı çıkmakta, yaratılışı ispat eden fosilleri saklamakta, proteinin tesadüfen meydana gelemeyeceğini, 350 milyondan fazla fosilin Darwinizm’i yerle bir ettiğini itiraf edememektedirler. Ancak tüm bu önlemlere karşın 21. yüzyılda insanlar artık yalanlara aldanmamaktadırlar. Darwinizm’in bir sahtekârlık olduğunun tüm dünyada deşifre edilmesinin ardından Darwinizm’i ayakta tutmak için gösterilen çabaların tümü boşa çıkmıştır.
Sonuç:
Darwinizm’in Toplum Üzerindeki Bu Yıkıcı Etkisi Göz Önünde Bulundurularak Okullarda Tek Yanlı Darwinist Eğitime Son Verilmelidir
Jokela, Columbine ve Virginia Teknik Üniversitesi katliamlarında saldırganların içinde olduğu psikolojinin ve onları bu davranışlara iten kişisel nedenlerin üzerinde durmak elbette gereklidir. Ancak tüm bu olaylara kaynaklık eden asıl ortak faktör, okullarda sürdürülen Darwinist eğitimdir. Bilindiği gibi okullarda öğrencilere, yaşamın yeryüzünde kendiliğinden başladığı ve insanın doğal seleksiyonla ortaya çıkmış gelişmiş bir maymun türü olduğu sözde bilimsel gerçekler olarak öğretilmektedir. Jokela, Columbine ve Virginia Teknik Üniversitesi saldırganları da okullarda verilen bu Darwinizm yanlısı eğitimi almış kişilerdir.
Darwinizm okul müfredatlarında bilimsel bir gerçek gibi anlatılır ve Darwinizmle beraber karşıt görüşün, yani evrenin ve insanların Allah tarafından, kıymetli bir amaç doğrultusunda yaratılmış olduğu gerçeğinin bilimsel olarak anlatılması yasaktır. Yani Darwinizm tek taraflı olarak, bilimsel bir gerçekmiş gibi lanse edilerek anlatılmaktadır. Halbuki Darwinizm başta 350 milyon fosilin canlıların değişmediğini açıkça göstermesiyle net olarak çöken, temelsiz bir teoridir. Daha derine indiğimizde ise, cansız varlıklardan canlılığın çıktığını iddia eden Darwinizmin, kendi iddiasının nasıl gerçekleştiğini bile açıklamaktan aciz kaldığı görülür. Pek çok noktadan köşeye sıkışan Darwinistlerin, "Piltdown Adamı skandalı" olarak meşhur olmuş olan, insan kafatası fosiline orangutan çenesi eklemek gibi hilelerle sahte fosiller oluşturdukları ise bilinen bir gerçektir.
Yukarıda çok kısa değinilen Darwinizm açmazlarının sayısı her alanda binleri aşmaktadır ve bilimin ilerlemesiyle bu sayı gittikçe artmaktadır. Ancak okullarda küçük yaşlardan itibaren görülen tek taraflı eğitim nedeniyle öğrenciler Darwinizmin vahşete sürükleyen öğretilerini doğru sanmaktadırlar ve bunun sonuçları korkunç olmaktadır. Haberlere yansıyan katliam olaylarının yanı sıra ferdî pek çok intihar vakası ve ahlaki bozulmanın ardında da Darwinizmi görmek mümkündür.
Bir an önce yapılması gereken, Darwinizmin tek taraflı telkin edilmesine son verip, müfredatta Darwinizme karşı çıkan bilimsel gerçeklere de yer verilmesidir.
Eğitim politikalarını belirleyenler, Darwinist eğitimin bu tarz sonuçlar oluşturabileceğini bilmeli, bu sorumluluğu üzerlerinde hissetmelidirler. Müfredatın bu yönde düzenlenip, gençlerin Darwinizm'in bilimsel çöküşü ve ideolojik arka planı hakkında bilgilenmesi sağlanmalıdır.
[1] Habertürk Gazetesi, 09.11.2009
[2] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[3] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[4] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[5] http://www.psikiyatrivehayat.com/columbinelisesikatliami.htm
[6] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[7] http://www.psikiyatrivehayat.com/columbinelisesikatliami.htm
[8] Habertürk Gazetesi, 09.11.2009
[9] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[10] Habertürk Gazetesi, 09.11.2009
[11] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[12] http://www.amnation.com/vfr/archives/014745.html
[13] Pekka-EricAuvinen's Video 'My Philosophy'
[14] http://www.reuters.com/article/2007/11/07/us-finland-shooting-idUSHEL00597220071107
[16] http://www.darwinthenandnow.com/2011/07/breivik-a-darwinist/?cb=09394448816310614
[17] Anders Behring Breivik, Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi, s.1386
[18] http://www.darwinthenandnow.com/2011/07/breivik-a-darwinist/?cb=09394448816310614
[19] Anders Behring Breivik, Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi, s.1386
[20] Anders Behring Breivik, Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi, s.1202
[21] Anders Behring Breivik, Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi, s.1203
[22] Kelly J. Coghlan, Houston Chronicle Sunday-15 şubat 2009
[23] http://www.worldnetdaily.com/index.php?fa=PAGE.view&pageId=81459
[24] Richard Dawkins, UnweavingTheRainbow, HoughtonMifflinCompanyNewyork, 1998, s. İx