Birinin boyutu diğerine benzemeyen bir organdır kalp. İlk anda herkesin aklında hemen hemen aynı görüntüde bir organ canlansa da aslında her canlının kalbi farklıdır. Hayvanlar aleminin üyelerinin kalpleri boyut ve özellik olarak birbirine hiç benzemez.
Kalp atış hızı da canlı türleri arasında ciddi farklılıklar gösterir. Örneğin insan kalbi, dakikada ortalama 72 kez atarken, aynı sürede kış uykusundaki bir köstebeğin kalbi sadece 5 kez atar.
Sinek kuşunun uçuşunu destekleyen güçlü kalbi
Çok hızlı kanat çırpabilen ve bu şekilde havada asılı kalarak beslenen sinekkuşunun oldukça küçük bir kalbi vardır. Türüne bağlı olarak saniyede 15 ila 80 kez kanat çırpan bu minik canlıların (örneğin mavi boğazlı sinek kuşlarının) kalpleri uçuş esnasında dakikada 1260 kez atacak kadar hızlanabilir. Gözle görülmeyecek kadar hızlı hareket eden kanatlarını destekleyebilmek için de güçlü bir metabolizmaya sahip olmak zorundadırlar.
Sinek kuşu sadece kanatlarını hızlı çırparak değil, aynı zamanda gelen rüzgara ve hava akımına karşı dengesini sağlayarak da havada asılı kalabilmektedir. Ayrıca geriye doğru uçması ve dikine hızlı hareket etmesi de gerekmektedir ki bütün bunlar güçlü kalp atışları demektir.
Ancak kalbin bu kadar hızlı atması bile tek başına gerekli kan akışını sağlamaya yetmez. Bu yüzden sinek kuşlarının kalp hacmi de boyutlarına göre son derece büyüktür. Bu minik canlıların kalpleri tüm vücut ağırlıklarının %2.5’ta biri kadardır. Bunu daha iyi anlamak için şöyle bir örnek verelim: Eğer bizim de kalbimiz bu küçük canlılarla aynı oranda olsaydı şu anki gibi 250-300 gram yerine 2 kilo ağırlığında bir kalbe sahip olurduk.
Canlılar dünyasındaki diğer canlılara baktığımızda da yine birbirinden ilgi çekici özelliklere sahip kalp örnekleri görürüz:
Kurbağaların Üç Odacıklı Kalpleri
Genellikle memelilerin ve kuşların 4 odacıklı kalpleri vardır ancak kurbağaların kalplerinde ikisi kulakçık biri karıncık olmak üzere 3 odacık bulunur. Amerika’nın Washington şehrinde yer alan Smithsonian Enstitüsü’nde sürüngenler ve amfibiyenler üzerine uzmanlaşmış omurgalı zoolojiler üzerine araştırmalarıyla tanınan Daniel Mulcahy bu konuyu incelemiştir.
Araştırmacı Mulcahy bir çalışmasında, “normalde kalbin vücuttaki oksijensiz kanı alarak oksijen yüklenmesi için akciğerlere gönderdiğini ve bunun ardından organlara oksijeni ulaştırmak üzere kanı tüm vücuda pompaladığını” http://www.livescience.com/49795-strange-animal-hearts.html ifade etmektedir. Bilindiği gibi insanlarda, dört odacıklı olan kalbin içinde oksijenli ve oksijensiz kan farklı odacıklarda tutulur. Ancak kurbağalarda, trabekül denen oluklar vardır. Kalbin karıncık bölgesinde oksijenli ve oksijensiz kanın birbirinden ayrı tutulmasını ve birbirlerine karışmamasını sağlayan bu oluklardır.
Mulcahy; kurbağaların oksijeni yalnızca akciğerlerinden değil, bir avantaj olarak derilerinden de alabildiklerini belirtmektedir. Kurbağaların kalbindeki oksijensiz kan sağ kulakçığa gelir ve karıncığın içine, akciğerin dışına ve oksijen alması için kurbağanın derisine gider. Oksijenli kan tekrar kalbin sol kulakçığına gelir, bundan sonra karıncığa ve oradan ana organlara dağılır.
Bu önemlidir çünkü metamorfoz yani başkalaşım gibi kompleks bir değişim geçiren kurbağalar tek bir çeşit solunum sistemi ile hayatlarını devam ettiremezlerdi. Bu yüzden kurbağaların hem akciğer hem de deri solunumu yapabilecek sistemlere sahip olmaları gerekmektedir. Kurbağalar yaşamlarının farklı dönemlerinde solungaç solunumu, akciğer solunumu ve deri solunumu yaparlar. Örneğin larva olarak kaldıkları dönem boyunca yaşamlarını solungaç solunumu ile sürdürürler. Erişkin bir hale gelen kurbağada ise solungaç solunumu yerini akciğer ve deri solunumuna bırakmaktadır.
Balıklar, kurbağalar, kuşlar ve insan kısacası her canlı tam ihtiyaç duyduğu özelliklerde iç organlarına sahiptir çünkü herşeyi bilen, merhametli, üstün güç sahibi Allah tarafından yaratılmışlardır.
Devasa Bir Vücudu Besleyen Balina Kalbi
Az önce sinek kuşunun küçük bedeninde oldukça güçlü atışlar yapabilen kalbinden bahsetmiştik. Şimdi ise devasa bir canlının kalbini örnek verelim. Küçük bir piyano büyüklüğünde ve 180-200 kg ağırlığında bir kalp bu. Fotoğrafta gördüğünüz ise bir abartı değil, gerçekten de mavi balina, yaşayan tüm canlılar içinde en büyük kalbe sahiptir. Tüm memeliler gibi, mavi balinaların kalbinin de 4 odacığı bulunur. Bu muhteşem organ iki otobüs büyüklüğündeki devasa bir canlının kan ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahiptir. (http://www.bbc.com/earth/story/20150820-see-the-worlds-biggest-heart-blue-whales-is-first-to-be-preserved)
Smithsonian’daki Ulusal Okyanus ve Atmosfer Yönetimi ve Ulusal Sistematik Laboratuvarı, Ulusal Araştırma Konseyi doktora sonrası araştırmacısı Nikki Vollmer; mavi balina kalbindeki damarların kalınlığını şöyle bir örnekle açıklamıştır:
“Aort damarı çeperi, ana atardamar, iPhone 6 plus uzunluğu kadar kalın olabiliyor”. (http://www.livescience.com/49795-strange-animal-hearts.html)
İnsan kalbi 250-300 gram kadardır. Mavi balina kalbi insan kalbinden 640 kat büyüktür, muhteşem yaratıklar olan minik arı kuşlarının kalbi ise kendi beden ağırlığının %2.5’u kadardır. Bir zürafanın ise 12 kiloluk büyük bir kalbi vardır çünkü beynin ihtiyaç duyduğu kanı zürafının uzun boynu boyunca yukarı doğru ulaştırabilecek güçlü bir pompa gerekir.
Bu gibi detaylar dikkatli okunması, üzerinde düşünülmesi, hayret edilerek, hayranlık duyularak incelenmesi gereken bilgilerdir. Her canlının kendi türüne özgü özelliklere sahip olması bir tesadüf değildir. Her mavi balinanın kalbi hep bu özelliklerdedir, kurbağalar yaşamlarının farklı evrelerinde hep aynı gelişmeleri gösterirler, sinek kuşlarının kalbi hep çok hızlı çarpacak kadar güçlüdür. Çünkü Allah her canlıyı ihtiyacına göre yaratan, her türlü yaratmayı bilen, eksiksizce yaratandır. Alemlerin Rabbidir.
Casiye Suresi, 36- Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah'ındır.