■ Sadece Avrupa ve ABD’de atılan gıdalar dünyadaki herkesi üç kez doyurmaya yeter.
■ ABD’de atılan gıdalar ülkenin su kullanımının %25’ini oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, her yıl dünyada yetişen tüm gıdanın üçte biri çöpe atılıyor. Bu rahatsız edici durumun maliyeti 3 trilyon doları aşıyor.
Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde, tüm ürünlerin % 50'sine yakını atılıyor ve bu miktar diğer ürünlerle birlikte ele alındığında, tüm gıda maddelerinin üçte birine tekabül ediyor. Uzmanlar, dünyada üretilen yiyeceğin % 50'sinin insanların yemek masalarına bile ulaşmadığını tahmin ediyorlar.
Diğer yandan, her gün 815 milyon kişi, yani her dokuz kişiden bir kişi boş mideyle yatağa gidiyor. Ayrıca, her on saniyede bir, bir kişinin açlık ya da açlıkla ilgili nedenlerden öldüğü tahmin ediliyor. Suriye'de, 8,7 milyona yakın insan açlık tehdidi altında bulunuyor, yani güvenli ve besleyici yiyeceklere uygun fiyattan erişime sahip değiller.
Ne var ki, bu can sıkıcı problem dünyanın diğer bölgelerinde akıllara durgunluk veren israfı durdurmaya yetmiyor. Örneğin viral bir videoda, bir Avustralya çiftliğinde süpermarketlerin aradığı büyüklük ve biçim kriterlerine uymadığı için mükemmel durumda, yenilebilir taze muzların yarısından fazlası çöpe atılıyor.
Aynı şekilde, bir Queensland çiftliğinde tamamen yenilebilir ve hasarsız domateslerin yaklaşık % 87’si sadece görünüşleri yeterince iyi olmadığı için onaylanmıyor ve çöpe gidiyor. Suriye’de yaşanan açlıkla ilgili yeni videolar ortaya çıktıkça bu israf rahatsız edici başka bir boyut kazanıyor. İnsan, Suriye'de sokaklardaki ekmek kırıntılarını yemeye çalışan çocukları düşünmekten kendini alamıyor. Gıda israfının yıkıcı sonuçları burada bitmiyor. Sorunun çok fazla yönü var ve o kadar yıkıcı ki gerçek hasarı tahmin etmek zor.
Örneğin, bu tür bir israf su kullanımını artırıyor, bu da dünyamızın boş yere harcayabileceği bir kaynak değil. Yapılan araştırmalara göre, atılan bu ürünler için kullanılan su, her gün dokuz milyon kişi için kullanılabilirdi. Üstelik atılan gıda ürünlerinin neden olduğu sera gazı emisyonu toplam emisyonun % 10'unu oluşturuyor. Ayrıca, dünyanın değerli tarım arazilerinin gereksiz yere kullanılması sorunu da var.
Araştırmalara göre, dünya tarım arazilerinin % 30'u, asla tüketilmeyecek ürünleri yetiştirmek için kullanılıyor. Atılan gıdalar ayrıca bir sürü atık depolama sahasını dolduruyor ki bu zaten fazla miktarda çöp ürettiğimiz ve bunları koyacağımız az yer olduğu için sorunlu bir durum.
Gıdaların atılması çeşitli sebeplere dayanıyor. En açık olanı, insanlar artık istemedikleri için yiyecek atıyorlar. Fakat dünyanın birçok yerinde bu sorun organizasyonel beceri eksikliğinden kaynaklanıyor. Örneğin, Güney Asya'da karnabahar ürününün yarısı boşa gidiyor çünkü soğutma olanakları bulunmuyor veya bazen domatesler düzgün bir şekilde paketlenmediği için eziliyor ve israf olurlar. Bu tür organizasyonel sorunlar geniş çapta gerçekleştiğinde, ortaya çıkan gıda israfı birden artıyor ve kabul edilemez seviyelere ulaşıyor. Gerçek şu ki, dünyada herkesi beslemeye fazlasıyla yetecek gıda üretebiliriz.
Kayıtsızlık ya da organizasyonel beceri eksikliği ya da verimsizlik gibi çeşitli faktörler israfa neden oluyor ve sonucunda bir dizi yıkıcı sonuç doğuran bir zincir reaksiyon başlıyor. Şükürler olsun ki bu konuda gelişme belirtileri var. İnsanlar problemin daha çok farkına varıyorlar ve her gün yeni bireyler, yeni işletmeler ve yeni ülkeler israfla mücadeleye katılıyor.
Örneğin, Fransa'daki perakendeciler atılma riski olduğunda halen güvenli durumdaki yiyeceklerini bağışlamaya teşvik ediliyorlar. Türkiye, Danimarka ve İngiltere'deki pek çok market, son kullanma tarihleri bitmek üzere olan, hala güvenli yiyeceklerini oldukça indirimli fiyatlarla satmaya başladılar. Diğer birçok işletme, atmak yerine yiyecekleri bağışlamaya başladılar. Benzer şekilde, Avrupa Birliği'ndeki kanun yapıcılar, 2030'a kadar gıda israfını % 50 azaltmaya yönelik planlar üzerinde çalışıyorlar. Gerçekten de, bireysel ve hükümet düzeyinde atılabilecek birçok adım var.
Örneğin, belediyelerin bağışlanabilecek yiyecekleri toplamak için sosyal medya uygulamaları hazırlamaları çok kolaydır. Evler, restoranlar ve perakendeciler, belediyeleri bağış yapmak istedikleri yiyecekler konusunda bilgilendirebilir ve belediyeler de günlük olarak bu büyük miktardaki güvenli ve temiz yiyecekleri toplayabilirler. İnsan tüketimi için estetik özellik taşımayan yiyecekler bile kullanılabilir; bu yiyecekler benzer şekilde toplanabilir ve sokak hayvanlarını ve hayvan barınaklarındaki hayvanları beslemek için kullanılabilir. Başka bir deyişle, irade varsa kesinlikle bir yol vardır.
Dünyamız zaten birçok problemle mücadele ediyor. Savaşlar, çatışmalar ve şiddet yüzünden çok fazla insan acı çekiyor. Sorun listemize bir de israfı eklemeyelim. Bir dahaki sefer mükemmel durumda, yenilebilir bir yiyecek atmak istediğimizde, sokaktaki ekmek kırıntılarını bir kez bile şikayet etmeden yemeye çalışan iki Suriyeli çocuğu hatırlayalım.
Adnan Oktar'ıin Arab Times'da (Kuveyt) yayınlanan makalesi:
https://www.arabtimesonline.com/news/wasted-food-feed-world-three-times/