Ayrılıkçı akımlar Avrupa kıtasında II. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç bu kadar etkili olmamıştı. Eski Yugoslavya’nın dağılması ile birlikte yaşlı kıtada Belçika, İspanya ve İtalya’da dile getirilen ayrılık taleplerinin son halkası İngiltere oldu.
Referandumda İskoçların yaklaşık % 55’inin ayrılık talebini reddetmesi konuyu şimdilik kapatmış gibi görünüyor. Ancak % 45, ayrılığı benimseyenler açısından hiç de azımsanmayacak bir oran. Bu oran, İngiltere’ye rahat bir nefes aldırsa da uzak olmayan bir gelecekte ayrılık talebinin tekrar gündeme gelebileceğinin bir göstergesi.
Ayrılık talebi daha çok ekonomik nedenlere dayanıyor. İskoçların bir kısmına göre; ülkeleri İngiltere’nin Kuzey’de ürettiği petrolden daha çok pay almalı. Ayrıca Londra’nın İskoçya’dan talep ettiği vergi oranları da yüksek. Referanduma evet diyenlere göre vergi oranları daha düşük olmalı ve Edinburgh’ta belirlenmeli.
Ayrılma talebi ekonomik nedenlere dayansa da ayrılmanın kendisi de bizzat yeni ekonomik sorunların habercisi olabilir. Sözgelimi İskoçya’nın ulusal borçtan pay devralması ya da yeni bir para birimine geçmesi şu an mevcut olmayan birçok ekonomik soruna yol açabilir.
İskoçya’da faaliyet gösteren birçok şirket Londra’ya dönebilir, bu da İskoçya’daki pek çok kişinin işini kaybetmesi anlamına geliyor.
İngiltere ve İskoçya’nın iki ayrı devlet olması durumunda petrol gelirlerin paylaşımı sorunun çözümü uzun bir süre alabilir. Bu durumda İskoçya’nın gelirlerini arttırmak bir yana en azından bir müddet şu an elde ettiği petrol gelirlerinden olması bile mevzubahis. İskoçya’nın hangi para birimini kullanacağı ya da ülkenin tanınma sürecinin nasıl yürüyeceği de diğer sorunlar.
Bu manzaradan görüldüğü gibi İskoçya ayrılık durumunda bir sürü sorunla boğuşmak zorunda kalabilir. Bu sorunların yalnız İskoçya’yı değil, Londra’yı etkileyeceği ve adada istikrarsızlık yaratacağı da aşikâr.
İngiltere, referandum sonucuna güvenerek taraflar arasında hiçbir sorun yokmuş gibi mevcut durumu sürdürmemeli. İskoçya ve İngiltere bir yol bularak aralarındaki sorunların tamamını çözebilir. İskoçya’nın referandumda İngiltere’den ayrılmamaya karar vermesi hiç şüphesiz çok önemli. Ama İngiltere’nin İskoçlara çok daha kucaklayıcı, haklarını koruyucu şekilde davranması gerekiyor.
En azından sorunların çözümüne yönelik tarafların istişarede bulunabileceği bir temsil sistemi oluşturulabilir. Bu sayede Londra İskoçya’nın sırtındaki ağır vergi yükünü hafifletme, petrol gelirlerinden daha çok pay verme yoluna gidebilir.
Bu sorunlar çözülemeyip ayrılmanın gerçekleşmesi tüm Avrupa’da bir domino etkisi yaratarak yeni ülkelerin ve yeni ayrılıkların yaşanmasına yol açabilir. Bu durum ise istikrarı bozarak Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin derinleşerek yayılması anlamına geliyor.
İskoçlarla İngilizlerin bir arada yaşamak için nedenleri, ayrılma nedenlerinden çok daha fazla. Üstelik bunlar sadece ekonomik nedenlerle bir arada yaşamaktan çok daha önemli. Tarafların aralarındaki sorunları ortadan kaldırmasının yolu sevgi, şefkat, merhamet, acıma, karşılık beklemeden hizmet etme, duyarlı olma, fedakârlık, dostluk, hoşgörü, sağduyudan geçiyor.
Sayın Adnan Oktar'ın MBC Times'da yayınlanan makalesi:
http://www.mbctimes.com/english/separatist-sentiments-in-scotland-and-the-stability-of-europe