Son dönemde PKK’nın medya sözcüleri ve bazı solcu kalemler, IRA ile PKK arasında benzerlik oluşturma çabasındadır. Amaç Türk kamuoyunu yanlış yönlendirerek PKK karşıtı cepheyi güçsüzleştirmek ve hükümeti PKK terör örgütünün kendi şartlarını dikte ettiği bir anlaşmaya zorlamaktır. Oysa PKK ile IRA arasında da, Birleşik Krallık ile Türkiye Cumhuriyeti arasında da tarihi, ideolojik, kültürel, hedefsel hiçbir benzerlik yoktur.
PKK ile özdeş kabul edilebilecek hareketler ise Peru’daki Aydınlık Yol, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri, Japon Kızıl Ordusu, Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu gibi Marksist terörist organizasyonlardır. Tümünün de asıl hayalleri, kendi önderliklerinde Marksist Leninist bir dünya devleti kurmaktır.
IRA ile PKK Arasında Tarihsel Bir Benzerlik Yoktur
20. yüzyılda IRA ile anılan İrlanda milliyetçiliği hareketinin kökleri 8. yüzyıla kadar dayanır. Roma Katolik kilisesinden ayrılıp Anglikan kilisesini kuran İngiliz Kralı 8. Henry, tarihteki ilk İrlanda ayaklanmasını bastırıp, kendisini İrlanda Kralı ilan etmiştir. 17. Yüzyılda İngiliz kilisesi Martin Luther ve Protestanlığın etkisi ile değişime uğrarken İrlanda, Katolik inançlara bağlılığını korumuştur. Bu sayede İrlanda ayrılıkçı ideolojisi dini bir kimlik de kazanmıştır. 19. yüzyıldaki Modern İrlanda milliyetçiliğinin kurucusu Theobald Wolfe Tone, Katolik ve Presbiteryen İrlandalılar’a karşı uygulanan ayrımcılığı engellemek adına yola çıkmıştır.
Bugün IRA’nın siyasi kanadı olarak gösterilen Sinn Fein Partisi’nin milletvekilleri öncülüğünde İrlanda Cumhuriyeti ve parlamentosu kuruldu. Üç yıl boyunca devam eden bağımsızlık savaşı sonucunda İrlanda Adası’nın %75’inde bugünkü Serbest İrlanda kuruldu. Adanın İngiltere Adası’na yakın kuzey bölümü ise Kuzey İrlanda adı ile Birleşik Krallığa bağlı kaldı.
Serbest İrlanda’nın dominyon (İngiliz Uluslararası Topluluğuna bağlı bağımsız devlet) statüsü İrlanda milliyetçilerini tatmin etmedi. Kuzey İrlanda’nın İngiliz toprağı olmasını da kabullenmediler. Ardından da 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam edecek olan IRA bağımsızlık hareketi yeraltına indi.
Bölünmenin ardından Kuzey İrlanda topraklarında kalan bölümde iktidar hep Monarşi taraftarı Protestan İrlandalıların elinde oldu. Katolik milliyetçi İrlandalılar ise azınlık kaldılar. Bu nedenle İrlanda milliyetçi hareketi Kuzey İrlanda’nın İngiliz yönetiminden çıkması ve adanın birleşmesi için mücadele etse de bu hareket tabandan tam bir destek görmedi.
IRA-PKK Farklılıkları
1. IRA’nın tarihi kökeni ile PKK arasında hiçbir benzerlik yoktur. İrlanda milliyetçiliği 500 yıl boyunca İngiliz krallığı ile dişe diş mücadele içinde iken, PKK’nın asla temsil etmediği ve hiçbir zaman da etmeyeceği Kürt halkı yüzlerce yıl boyunca halifeye ve Osmanlı devletine bağlı bir yaşam sürmüştür. Arap, Türk, Çerkez Müslüman kardeşleri ile omuz omuza savaşmış, İslam bayrağı altında hayat sürmüşlerdir. Kürt ulusu Selahaddin Eyyubi gibi İslam komutanları, Said Nursi gibi İslam âlimleri çıkarmıştır. Tarihin hiçbir döneminde sadece Kürt ulusunun refahının peşinde koşan bir hareket olmamıştır.
2. PKK’nın silahlı mücadelesi Ortadoğu denkleminin bir parçasıdır. Dünyanın en zengin petrol yataklarının arasındadır. PKK’nın etki alanın içinde Irak ve Suriye de vardır. Bölge son 20 yıldır savaş alanıdır. Bölgede sürekli ittifaklar kurulmakta, günlük politikalar bölgeyi yönetmektedir. PKK bu karmaşa ortamından sonuna kadar faydalanmaktadır. Bir gün Barzani ile savaşırken, ertesi gün IŞİD’e karşı ittifak etmektedir. PKK da kozlarını siyasi, askeri ve ekonomik mevzi edinmekte kullanmaktadır.
3. İrlanda bağımsızlık hareketi ise dünya politikalarından kopuk bir yapıdadır. İrlanda adasına sıkışmıştır. Amerika’daki bir avuç İrlandalı göçmen haricinde uluslararası boyutu yoktur. Ortadoğu’yu karıştırmak isteyen dünya derin devleti bütün gücüyle PKK’yı desteklemektedir. IRA ise çok daha amatör ve yerel bir organizasyondur. İngiltere ile politik mücadeleye giren Kaddafi haricinde silah desteği veren kimse olmamıştır.
4. IRA Kuzey Belfast sokaklarına sıkışmış mezhep temelli dar bir harekettir. Belfast anlaşması öncesinde 300’ü aktif 750 üyesi olduğu tahmin edilmektedir. IRA’nın öve öve bitirilemeyen silah bırakmasında toplam 2000 silah teslim edilmiştir. 1000 tüfek, 100 tabanca, 30 makinalı tüfek, 5 roketatar 100 tane el bombası kayıt altına alınmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2007 yılında yayınladığı rapora göre PKK’dan, 12.000 Kalaşnikof, 5.800 tüfek, 1.700 roketatar ele geçirilmiştir. Örgütün tam silah envanteri hakkında ise sağlıklı bilgi yoktur. IRA ile PKK’nın insan ve savaş gücü arasında dağlar kadar fark bulunmaktadır.
5. IRA milliyetçi, Katolik Hristiyanlığa karşı gelmemeye çalışan bir şehirli akımken, PKK kırsalda hareket eden din karşıtı komünist bir gerilla hareketidir.
6. IRA bir yeraltı hareketi olarak devam ederken PKK kendi mahkemelerini kuran, yol kesen, kimlik kontrolü yapan bir yapılanma haline gelmiştir. PKK dünya üzerindeki komünist partilerden, derin devletlerden, Marksist ideologlardan ve komünist militanlardan destek almaktadır. PKK silah ve para olarak dış yardım almakta, uyuşturucu ve insan kaçakçılığını organize etmekte, vergi adı altında Türkiye ve Avrupa’daki iş adamlarından haraç almakta ve adam kaçırarak fidye toplamaktadır.
7. Komünist ideoloji, temel olarak terör, tedhiş ve şiddeti devrim yolunda bir araç olarak kullanmaktadır. Rusya’dan, Çin’e, Kamboçya’dan, Vietnam’a tüm komünist devrimler kan, acımasızlık ve vahşet üzerine kurulmuştur. PKK da aynı acımasız zihniyetin devamıdır. IRA hiçbir terör hareketinde direkt olarak kadın ve çocukları hedef almamıştır. Köy basıp, yakıp yıkmamıştır. Beşikteki bebekleri, hamile kadınları soğukkanlılıkla öldürmemiştir. PKK’ya gelince sadece örgüt içi infazla öldürülen militan sayısı 17.000 civarındadır. PKK yüzünden yüzbinlerce Kürt evinden yurdundan göç etmiştir.
İngiltere Kuzey İrlanda’da İnisiyatifi Elden Hiç Bırakmadı
İngiltere istediği sonuca, sürecin içinde çok aktif rol alarak ulaştı. Özellikle, İrlandalılar’ın büyük bir kısmının IRA karşısında yer almasını sağladı. Halkı eğitti, yerel propaganda kanallarını kullandı. Tıpkı IRA gibi birleşme yanlısı "Paramiliter" örgütler (UUP, UDA, UVF) kurdu. IRA içinde ikilik çıkardı. 1950’lerden sonra Orijinal IRA, Taşra IRA, Hakiki IRA, Son IRA gibi birçok bölünmeyi organize etti. Bağımsızlık akımlarını İrlanda halkından 50 yıl boyunca uzak tuttu. Kuzey ve Güney İrlanda sokaklarını her zaman kendine bağlı güvenlik güçlerinin hâkimiyetinde tuttu. Bu sayede bağımsızlık istekleri her zaman marjinal kaldı, halk içinde taban tutmadı.
İngiltere, 500 yıllık bir bağımsızlık savaşı veren IRA karşısında bir karış toprak kaybetmedi. İngiltere, İrlanda’da askeri, ekonomik ve sosyal olarak en güçlü olduğu ortamda görüşmelere oturdu. Kendi şartlarını dikte ettirdi. Zaten yorulmuş, toplum tabanını kaybetmiş, ideolojisi kalmamış, kadroları yaşlanmış IRA da İngiliz diplomasisinin direktiflerini uygulamak zorunda kaldı.
İskoçya referandumu da herkese güzel bir ders oldu. William Wallace’tan itibaren 1000 yıldır devam eden İskoçya bağımsızlık davası bir daha açılmamak üzere kapandı. Zaten artık İskoç, İrlanda, İngiliz halkları AB içinde erimektedirler. AB pasaportu kullanmakta, AİHM, AB Konseyi ve AB Parlamentosu’nun kararlarını kendi kanunlarının üstünde kabul etmektedirler. Birleşik Avrupa ulusal bağımsızlık mücadelelerini rafa kaldırmıştır.
Sonuç
Bugün bazı kesimlerin, PKK’nın güya Kürt milliyetçisi demokrat bir hareket olduğunu iddia etmelerinin önemli bazı sebepleri mevcuttur. Komünist bir hareketin, komünizmden, ateizmden ve terörden nefret eden dindar Kürt halkının desteğine sahip olması imkânsızdır. PKK klasik komünist söylemlerle dindar bir taban karşısında bağımsızlık hareketini ileriye götüremez. Devletten de bir özerklik/federasyon talebinde bulunamaz. Bu nedenle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren PKK milliyetçi bir söylem içine girmiştir. Bu manevra, hem Kürt halkı arasında, hem de ABD ve batı ülkelerinden gereken desteğin sağlanması amacına matuftur. Bu demagojiyle, dünyanın dört bir yanında devam eden ulusal ayrılıkçı hareketler zoraki bir şekilde PKK’yla özdeşleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu aslında komünist ideolojinin kara propaganda tekniklerinden sadece biridir.
Yine de, tüm bu perdeleme çabaları sonuçsuz kalmaktadır. PKK’nın Marksist Leninist yapısı her yönüyle deşifre olmuştur. Bölücü terör örgütü PKK, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük komünist ayaklanma hareketini başlatmıştır. Hedefleri öncelikle Türkiye’den koparacakları toprakla kuracakları Bağımsız Komünist Kürdistan’dır. Bunun ardından Türkiye’nin komünist federal yapılara bölünmesi hedefini gütmektedir. Sonrasında ise Ortadoğu’nun ve en nihayetinde de bütün dünya üzerinde komünizmi hâkim kılma hayali içinde yaşamaktadırlar. Öcalan’ın, “21. yüzyılın Lenin’iyim” derken kastettiği şey, bu yüzyılda bütün dünyanın komünist tek lideri olma rüyasıdır. Stalinist terör örgütü PKK, bu hedefleri doğrultusunda yaptığı eylemlerle 30 yıllık süreçte on binlerce masum vatandaşımızı şehit etmiş, bölgeye yatırım yapılmasına engel olmuş, yüz binlerce insanın göç etmesine sebebiyet vermiştir. Her komünist ayaklanma gibi nihai hedef, Marksist komünist kurallarla yönetilen, bağımsız bir devlet kurmaktır.
Türk denildiğinde, Türkmen, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Boşnak, Arnavut, Roman, Gürcü, Ermeni, Rum, Süryani, Musevi, Alevi, Sünni başta olmak üzere birçok etnik grup ve inançtan insanın ortak ülkü ve idealler çerçevesinde tam kaynaşmış bir birlik halinde oluşturduğu bir yapı anlaşılmaktadır. Avrupa ülkeleri yüzyıllar boyunca Türk ismini Müslüman anlamında kullanmıştır. Türk Milleti dendiğinde ırklara, renklere göre değil, takvaya göre üstünlüğe önem veren maneviyat sahiplerinin güçlü birliği akla gelmektedir. Marksist Leninist komünist PKK’ya taviz vererek federasyonlara dönüşme bir çözüm değil, sadece bir parçalanma süreci olacaktır. Türküyle Kürdüyle imanlı milletimizin net kanaati bu yöndedir ve buna da Allah’ın izniyle asla izin vermeyecektir.
Adnan Oktar'ın News Rescue'da yayınlanan makalesi:
http://newsrescue.com/there-are-no-similarities-between-the-ira-and-the-pkk/