İhlasın ve Samimiyetin Önemli Bir Göstergesi: Fedakarlık
ucgen

İhlasın ve Samimiyetin Önemli Bir Göstergesi: Fedakarlık

12500

İnsanın nefsindeki 'cimrilik ve bencillik' duygusu, kişinin ihlasına ve imanının derinliğine zarar veren önemli ahlak bozukluklarındandır. Cenab-ı Allah "Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı. Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar. Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder)." (Mearic Suresi, 19-21) ayetleriyle insanın bu özelliğine dikkat çekmiştir. Kamil iman sahibi olmak ve ihlası kazanabilmek için insanın nefsindeki bu negatif özellikleri yenmesi ve bunun yerine özverili ve fedakar bir ahlakı kendinde yerleştirmesi gerekir. Çünkü Allah (cc) "... Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır." (Teğabün Suresi, 16) ayetiyle insanın kurtuluşa erebilmesi için bencil tutkularından arınması gerektiğini bildirmiştir.

İnsanın nefsini bu yönde eğitebilmesi ise son derece kolaydır. Önemli olan kendisini yeterli görmemesi, nefsinin sesine her zaman şüpheyle yaklaşmasıdır. Ancak bencillik ve cimrilik kavramlarını da yanlış anlamamak önemlidir. Bazı insanlar Allah (cc) korkusundan ve ahiret inancından yoksun olmaları sebebiyle bencilliği ve cimriliği adeta bir hayat felsefesi haline getirmişlerdir. Bu kişiler her zaman önceliği kendilerinde bilmeyi, herkesten çok kendi menfaatlerini koruyup kollamayı kendilerince zekice bir davranış olarak algılar ve bunun iyi bir özellik olduğunu zannederler. Bu nedenle de yaptıklarıyla Allah (cc) Katında nasıl bir sorumluluk yüklendiklerini hesaba katmazlar. İnsanın Kuran ayetlerini düşünürken, cimri ve bencil tutkuları sadece bu tarz insanlara ithaf edip, konuyu sadece din ahlakını bilmeyen ve yaşamayan insanlarla sınırlaması yanlış olur. Müminlerin her zaman nefislerinin telkin edebileceği kötülüklere karşı dikkatli olmaları ve tüm tedbirleri almaları gerekir.

Bediüzzaman Said Nursi fedakarlığın, ihlasa ve samimiyete vesile olduğunu, bir Kuran ayetiyle şu şekilde açıklamıştır:

"Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır." (Haşr Suresi, 9) sırrıyla ihlas-ı tâmmı (eksiksiz ihlası) kazanınız. (Risale-i Nur Külliyatı, 21. Lema, s.160)

Allah (cc) ayetinde müminlerin kendilerinde bir eksiklik, açıklık ya da ihtiyaç olsa bile diğer mümin kardeşlerinin nefislerini kendilerinden üstün tuttuklarını, tercih yapmaları söz konusu olduğunda da kendi nefislerinden değil kardeşlerinden yana tavır koyduklarını bildirmiştir. Medine'de yaşamakta olan Müslümanlar, Mekke'den hicret ederek gelen ihtiyaç içerisindeki mümin kardeşlerine infak etmekten, kendileri zor durumda kalarak bile olsa onları yerleştirip barındırmaktan dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymamışlardır. Aksine Allah (cc) rızası için nefislerinin bencil ve cimri tutkularını yenmiş olmaktan ve kardeşlerinin nefislerine öncelik tanımış olmaktan dolayı da büyük bir sevinç ve mutluluk duymuşlardır.

Tüm Müslümanların da bu üstün ahlakı örnek almaları ve fedakarlıkta yarışmaları gerekir. Allah (cc)'ın izniyle, her türlü bencillikten ve cimrilikten sakınmak, müminlerin ihlasını ve imanını güçlendirecek, hem dünyada hem de ahirette güzel bir hayat yaşamalarına vesile olacaktır.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo