İnsanı en iyi bilen, herşeyin Yaratıcısı olan Allah'tır. Allah insana her devirde ihtiyacı olan her türlü bilgiyi hak dinler vasıtasıyla göndermiştir. Hak din yaşandığı takdirde insanın en güzel hayat biçimini elde edeceğini de ayetlerinde bildirmiştir.
Kuran'da, her konuda en mükemmel ve en akılcı çözümler sunulmuştur.
Adaletsizlik, ihtilaf, eşitsizlik, çekişme, kavga, haksızlık, israf, kuruntu, taassup, zulüm, şiddet, ekonomik ilişkiler, aile ilişkileri, ticari ilişkiler, insanlar arası sosyal ilişkiler, akrabalar arası ilişkiler ve bunlar gibi sayısız sosyal sorun ve konu hakkında kesin çözüm Kuran ahlakının yaşanmasıdır. Kuran ahlakı insanların yaşamlarını kolay, rahat ve mutlu kılacak en temel, en adaletli, en mükemmel ve en köklü çözümleri getirir.
Bunların dışında Kuran'da her konuda ve her şartta gösterilmesi gereken ideal tavır ve ahlak yapısı da insanlara açıklanmıştır. Allah'ın tarif ettiği bu üstün ahlak modelini yaşayan insanlardan oluşan bir toplum da elbette asırlardır özlenen ideal yapısına kavuşacaktır.
Kuran'da her konuda insanlara açıklama getirildiğini Allah bir ayetinde şöyle belirtmektedir:
"... (Bu Kuran) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir." (Yusuf Suresi, 111)
İnsanlar, hak dinin rehberliği olmadan, ne şahsi ne de toplumsal sorunlarına köklü ve tatmin edici çözümleri hiçbir zaman kendi başlarına bulamazlar. Nitekim tarih boyunca dinden uzak yaşayan toplumlarda bunun örneklerini görmek mümkündür. İnsanoğlu dinden yüz çevirdiği takdirde bunun karşılığını kendisinin ve içinde yaşadığı toplumun, asla başa çıkamayacağı sıkıntı ve sorunlarla ödemek zorunda kalacaktır. Bu, dinsizliğin dünyadaki karşılığıdır. Ahiretteki karşılığı ise çok daha acı ve sürekli olacaktır.
İnsanı en iyi bilen, onu ve herşeyi yaratan Rabbimiz'dir. Allah insana her devirde hak din sayesinde ihtiyacı olan her türlü bilgiyi ve açıklamayı da göndermiştir. Hak dini uyguladığı takdirde insanın en güzel yaşam biçimini elde edeceğini de şöyle bildirmiştir:
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)
Buna rağmen insan, küçük hesaplar, dünyevi çıkarlar, nefsani zaaflar nedeniyle hak dinden yüz çevirdiği takdirde en büyük zararı yine kendisi görecektir. Çünkü insanın Kuran'dan yüz çevirmesi demek onun, kendisi için gereken en hayati bilgilerden yoksun kalması anlamına gelir. Oysa ne kendisinin ne de kendi gibi gelmiş geçmiş insanların taşıdıkları birikim bu dünyada karşısına çıkacak şartlarla ve sorunlarla başa çıkmasına yetmeyecektir. Tüm hayatı, sıkıntı, endişe, stres, kuruntu, terslik ve çözümsüzlüklerle geçecektir. O da bir süre sonra bu durumu kabullenecek, dini yaşamamasının cezası olan azaplarla dolu yaşantısını hayatın gerçeği sanarak büyük bir aldanış içinde ömrünü tüketecektir. Allah bu durumu bir ayetinde şöyle bildirmiştir:
"Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur. Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar." (Zuhruf Suresi, 36-37)
Çözüm ise açıktır; herşeyin Yaratıcısı olan Allah'a yönelmek, O'nun bizler için seçip beğendiği dinini yaşayarak gerçek mutluluğa ulaşmaktır. Allah, dünyadaki kurtuluş yolunun dine yönelmek olduğunu ayetlerinde haber vermiştir. Ayrıca samimi kullarına dini yaşadıkları takdirde dünyada korkuyla karşılaşmayacakları yönünde büyük bir müjde de vermiştir.