``Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Şeytan'ın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşerini bırakmazlar.`` (Araf Suresi, 201-202)
Şeytan müminlerin zihnini boş düşüncelerle oyalamaya çalışır. Amacı, iman eden kimseleri meşgul edip, Allah'ın rızasını kazanabilecekleri faydalı işler yapmalarını engellemektir.
Mümin, her an Allah`ın hoşnutluğunu aramaya yönelik bir gayret içerisindedir. Yaptığı her işi, ``imkanım, aklım, gücüm, sağlığım yerindeyken en iyisini yapayım ki Allah'ın rızasını kazanabileyim`` diye düşünerek yapar. İşte şeytan, bu hayırlı işlerden alıkoyabilmek için çeşitli vesveselerle müminin aklına girmeye çalışır.
Bu vesveseler genellikle ahireti unutup, dünyevi detaylara dalma eğiliminde olan kişilerde daha etkili olur. Çünkü şeytan gurur, kıskançlık, hırs, enaniyet gibi tamamen dünyaya yönelik hislerle insanı kandırır. Halbuki Allah rızası için salih amellerde bulunan ve ahireti hedefleyen bir insanın enaniyet veya hırs yapması çok anlamsızdır. Bu tip hisler tamamen şeytanın oyunudur. Mümin böyle bir vesveseye karşı hemen şeytandan Yüce Allah`a sığınmalıdır. Ardından Allah`ın ayette bildirdiği gibi iyice düşünüp, Allah`ı zikretmelidir. Ayette geçen ``sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir`` sözleriyle Rabbimiz, böyle bir ahlak göstermenin müminin aklını ve vicdanını açacağını bildirmektedir. Allah'ın Kuran'da gösterdiği bu kesin çözüme uymayıp bile bile Allah`a sığınmaktan kaçınan ve ısrarla vesvesenin içine dalan kişiler ise, yine ayette bildirildiği gibi şeytanın peşine takılıp, doğru yoldan uzaklaşırlar.
İnsanın, şeytanın bu oyununu görmesi ve buna Kuran ahlakı ile karşı koyması son derece önemlidir. Aksinde kendisini bile bile dünyada ve ahirette zarar uğratacak bir bir sistemin içerisine sokmuş olur. Bunun yerine Allah'ın bildirdiği çözüme uyması ve şeytanın tuzağını geçersiz hale getirmesi ise çok kolaydır. Bu ahlak Allah'ın izniyle kişiye dünyada ve ahirette hem Allah'ın rızasının hem de tüm nimetlerin kapısını açacaktır.