Hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. İsa (as)'ın yeniden yeryüzüne gelmesi, Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru, deccalin ortaya çıkması aynı dönem içinde olacaktır.
Hicri 1400 Hz. Mehdi (as)'ın devridir. Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi (as)'ın Hicri 1400'de faaliyete başlayacağını söylemiştir. Mehdiyetin karşısındaki negatif güç olan deccal de Hicri 1400 itibariyle görevde olacaktır. Peygamberimiz (sav) deccalin yüzyılın başında çıkacağını şöyle haber vermiştir:
Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. BİR YÜZÜN (yani Hicri 1400'ün) BAŞLARINDA DA DECCAL ÇIKAR ve Meryem oğlu İsa nüzul ederek (yeryüzüne inerek) onu yok eder. (Suyuti, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, sf. 90) |
Deccaliyet ve Mehdiyetin her ikisi de günümüzde aynı anda yaşanmaktadır, biri negatif diğeri pozitif güç olarak faaliyet halindedir. O yüzden deccaliyetin de mehdiyetin de sürekli gündemde tutulması şarttır. Dünyanın her yerinde yaşanan çatışmalar, kavgalar, anarşi, terör deccaliyet şu anda zaten hakim durumda olduğunun ispatıdır. Her gün haberlerde, televizyonlarda, gazetelerde deccaliyetin faaliyetleri, çalışmaları anlatılmaktadır. Tüm insanlar her gün deccaliyetin zalim, insanlara acı çektiren faaliyetlerini dinlemekte, sebep olduğu belaları duymaktadır. Negatif gücün faaliyetlerinin her gün propagandası yapılırken, bu negatif gücü durdurabilecek tek etkili pozitif gücün, yani Mehdiyetin de her gün anlatılması gereklidir. Deccaliyet faaliyetteyken, onun faaliyetleri sürekli gündem olurken, mehdiyetin konuşulmaması olmaz. "Mehdiyeti duymak istemiyoruz, anlatmayın" demek olmaz. Bunun anlamı "deccaliyet zulmüne devam etsin, bizi ilgilendirmez" demektir. "Müslümanların kanı aksın, terör şiddetlensin, askerimiz, polisimiz şehit edilsin, çatışmalar çıksın, ne olursa olsun, bunlar bizi ilgilendirmez" demektir. Deccaliyet ne kadar şiddetliyse onun karşısında yer alan kuvvetin, Mehdiyetin de o kadar şiddetle gündemde tutulması gerekir. Deccaliyet şu anda tırmanmaya başlamıştır, mehdiyette aynı şekilde tırmanmaktadır.
Deccaliyet her gün faaliyetteyken, Mehdiyetten bahsetmemek olmaz |
Deccal, Anarşi ve Terörü Teşvik Eder
Yeryüzünde artan şiddet, işkence, anarşi, kargaşa, katliam, savaş, çatışma, zulüm, devlet ve örgüt terörleri deccalin görev başında olduğunu ve bu zulmü yönettiğini göstermektedir. Deccal şu anda adeta gövde gösterisi yapmaktadır, gece gündüz faaliyet halindedir. Deccaliyet böylesine yoğun faaliyetteyken, dünyanın dört bir yanında kan akıtıyor, ülkemizi terörle kırıp geçiriyorken, deccaliyeti durduracak, zulmüne son verecek karşıt gücün, yani Mehdiyetin üzerinde durulmaması olacak şey değildir. Deccaliyete karşı Mehdiyetin çok ciddi gündem olması gerekir.
Deccalin faaliyette olduğu dönemde ölümlerin, kargaşanın artacağı, tüm dünyayı kaplayacağı hadiste şöyle bildirilmiştir:
... (O sırada) FİTNELER, KARIŞIKLIKLAR, İHTİLALLER ÇOK OLUR DA İNSANLAR BİRBİRLERİNİ ÖLDÜRÜRLER. İnsanlar kendi canlarına kıyarlar VE YERYÜZÜNÜ BELALAR KAPLAR. İşte öyle sıkıntılı bir zamanda ... mel'un (lanetlenmiş) Deccal ... çıkar. (İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 482) |
Deccalin kan akıtacağını, belalar getireceğini haber veren diğer bazı hadisler şu şekildedir:
Dünya herc-ü merc (cinayetler, ölümler, kargaşa) içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazılarına hücum ettiğinde… (Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.454) |
"Zaman (kıyamet) yakınlaşır, amel eksilir, insanlara aşırı cimrilik ve hırs atılır, herc çok olur" buyurdu. Sahabiler: "Herc nedir?" diye sordular. Rasulullah: "öldürmek, öldürmek!" buyurdu (Buhari, Cilt 13 s. 6023) |
Kuran'da Allah, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp düzeni bozan, kötülüğü örgütleyip düzenleyen, sürekli savaş çıkarmak isteyen insanların varlığını bildirmiştir. Bir ayette şöyle buyrulur:
... Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64) |
Deccal, bu kan dökmeye hevesli ahlakın önde gelen temsilcisidir. Daha çok kan dökmek için şiddeti, terörü ve anarşiyi birer zulüm silahı olarak kullanır. Diğer hadislerde de, ahir zamanda öldürmelerin artacağı, deccalin yönlendirmesiyle çıkan savaşların her yeri tahrip edeceği şu şekilde bildirilmiştir:
Hiçbir belde yoktur ki onu Deccal orduları çiğnemeyecek olsun. (Sahih-i Müslim, Cilt 8, s. 500) |
Deccal'in Anarşi ve Terörü Yaygınlaştırmak İçin Uyguladığı Taktikler
Üstad, Deccal'in anarşi ve terörü yaygınlaştırmak için başvuracağı taktikleri de açıklamıştır. Bediüzzaman'ın konuyla ilgili sözü şu şekildedir:
... Büyük Deccal, şeytanın iğvası (telkinleri) ve hükmüyle şeriat-ı İseviyenin ahkamını (İseviliğin hükümlerini) kaldırıp Hıristiyanların hayat-ı içtimaiyelerini (sosyal hayatlarını) idare eden rabıtaları (birleştiren unsurları) bozarak ANARŞİSTLİĞE ve Yecüc Mecüc'e zemin hazır eder... Şeriat-ı Muhammediye'nin (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in getirdiği Kuran ahlakının gereklerini) ebedi bir kısım ahkamını (hükümlerini) nefis ve şeytanın desiseleriyle (aldatmacalarıyla) kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin (insan yaşamının) maddi ve manevi rabıtalarını (birleştiren unsurlar) bozarak, serkeş (inatçı) ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; hevesat-ı müteaffine (nefsi tutkular) bataklığında birbirine saldırmak için cebri (zorla) bir serbestiyet (özgürlük) ve ayn-ı istibdat (baskı) BİR HÜRRIYET VERMEK İLE DEHŞETLİ BİR ANARŞISTLIĞE MEYDAN AÇAR , O VAKİT O İNSANLAR GAYET ŞİDDETLİ BİR İSTİBDADDAN BAŞKA ZABT ALTINA ALINAMAZ. (Şualar, s. 592) |
Deccal'in bu hedefine nasıl ulaştığını ise Bediüzzaman şu şekilde anlatmaktadır:
1. İnsanların nefislerine uymalarını sağlayarak
.. Şeriat-ı Muhammediye'nin (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in getirdiği Kuran ahlakının gereklerini) ebedi bir kısım ahkamını (hükümlerini) nefis ve şeytanın desiseleriyle (aldatmacalarıyla) kaldırmaya çalışarak... |
Üstad'ın da işaret ettiği gibi Deccal, insanları din ahlakını uygulamaktan uzaklaştıracaktır. İnsanlara vicdanlarına değil nefislerine uymayı telkin edecektir.
2. İnsanların arasındaki hürmet ve merhameti kaldırarak
... hayat-ı beşeriyenin (insan yaşamının) maddi ve manevi rabıtalarını (birleştiren unsurlar) bozarak, serkeş (inatçı) ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer... |
Allah'ın insanlara emrettiği ahlakın gereği olan fedakarlık, yardımseverlik, şefkat, merhamet, sevgi, tevazu; insanları maddi ve manevi olarak güçlendiren, birarada tutan, toplum içinde düzeni ve dirliği sağlayan unsurlardır. Deccal, bu unsurları ortadan kaldıran telkinler vererek düzeni bozar. Üstad da bu gerçeğe işaret etmiştir.
3. İnsanları baskı altında tutarak
... hevesat-ı müteaffine (nefsi tutkular) bataklığında birbirine saldırmak için cebri (zorla) bir serbestiyet (özgürlük) ve ayn-ı istibdat (baskı) bir hürriyet vermek ile dehşetli bir anarşistliğe meydan açar , o vakit o insanlar gayet şiddetli bir istibdaddan başka zabt altına alınamaz. |
Üstad bu sözleriyle, Deccal'in oluşturduğu nefsani ortamda insanların sözde kendilerini özgür sandıklarına, oysa aslında büyük bir baskı ve kontrol altında tutulduklarına dikkat çekmiştir. Deccal'in telkinini yaptığı sistemde, insanların çoğunluğu nefislerine uyarak kendilerinin sözde modern ve özgür bir hayat yaşadıklarını sanırlar. Zevkleri, eğlenceleri, sohbetleri, hatta giyimleri ve yemekleri dahi yönlendirildikleri yaşam modeline uygun olarak aynı anlayışı temsil eder. Deccal'in amacı, bu yolla kitleleri cahil bırakmak; düşünmekten, kavramaktan, değerlendirmekten yoksun hale getirmektir. Çünkü cahil kitleleri yönetmek son derece kolaydır. Bununla birlikte, nefse dayalı bu sistemde insanları akıl ve vicdanları değil hırsları ve tutkuları yönlendirir, bu nedenle de büyük bir karmaşa ortaya çıkar.
DECCALİYETİN FİTNE VE KATLİAMLARA SEBEP OLACAĞINI BİLDİREN HADİSLERİ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ >>>