Faşizm, günümüzde her ne kadar insanlığın gelişimini ve geleceğini politik düşüncelerden ayrı olarak ele almaktaysa da, ne sürekli bir barış olasılığına ne de bunun faydalı olacağına inanmaktadır. Bundan dolayı barışseverlik doktrinini reddeder. Savaş tüm insan enerjisini en yüksek gerilim noktasına taşır ve asalet damgasını onu karşılamaya cesareti olan insanların üstüne vurur. Tüm diğer meselelerin hiçbiri insanı ölüm ve yaşam arasında seçim yapma gibi büyük bir alternatife götüremez... Faşist, yaşamı... mücadele ve fetih olarak görür ve yakınındakilerden, uzaktakilerden, çağdaşlarından ve sonra geleceklerden çok üstün tutar. (http://www.ford-ham.edu/halsall/mod/ mussolini-fascism.html)
Günümüz ahlak kuralları içinde çocuksu hümanizmin etkisi yoktur. Dünya siyasal yaşamını şekillendirecek olgu, sadece ve sadece güçtür. Komşusu ne kadar iyi ve candan olursa olsun, ona inananlar aptaldırlar. Adalete inananlar da aptaldırlar. Adalet, bileği güçlü olanın ve bu bileği büyük bir ısrarla isteklerini gerçekleştirmek için kullananındır. (R. Patai, Encyclopedia of Zionism and Israel, 1971, s. 597-599)
"Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir verecegiz."(Nisa Suresi, 114)