Gece TV, 15 Eylül 2008 Adnan Oktar: Ermeniler çok güzel insanlardır. Ruhu temiz ve sevecen sanatçı insanlardır. Osmanlı döneminde de hep böyle olmuştur hep güvenilir bir tebaa olmuştur. Güvenilir insanlar olmuşlardır. Biliyorsunuz Ermeni paşalarımız vardır. Siyasetçilerimiz vardır, doktorlar, sanatçılar hepsi vardır. Ne zamana kadar Darwinizm ortaya çıkana kadar. Darwinizm ortaya çıktıktan sonra bir azgınlık, bir ırkçılık, romantik milliyetçilik çağı başladı. Ve komünist düşünce çağı başladı. Orada şeytan ağırlığını koydu işte. Ve bizi Ermeni kardeşlerimizden ayırmış oldular. Bu güzellikten bizleri mahrum etmiş oldular. Halbuki iç içe çok mutlu, güzel yaşadığımız insanlardı Ermeniler. Ve hiçbir zaman için millet olarak Ermenilere kalbimizde bir buğz duymayız biz Türk milleti olarak, onlarda bize duymazlar. Kimdir bu azgınlığı yapanlar? Masonlar. Mason teşkilatı dünyayı örümcek ağı gibi sarmıştır. Amerika’da milyonlarca mason var. İngiltere’de milyonlarca mason var. Türkiye’de yedi bin mason var amma kilit noktadalar. Darwinizm’i milletin ta ciğerlerine kadar işlettiler. Allah’a çok şükür bu “Yaratılış Atlası” ile gerçi yerle bir ettik dünya çapında Fransa’dan başlamak üzere bütün Avrupa’da ve Amerika’da da yerle bir ettik. Şu an artık nefes alamayacak hale getirdik kıyamete kadar inşaAllah. |
Eskiler “Türk’ü Ermeni’si evlerimiz iç içeydi” derdi Alen Markanyan Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişkilere yönelik şunları söyledi: “Bu topraklar üzerinde yaşayan Türkler ve Ermeniler ezelden beri yan yana kapı komşuları. Bizim anneannelerimiz, eşlerimiz ‘Biz Türkler’e kapılarımızı kapatmazdık. Ermeni’siyle Türk’üyle evlerimiz, çocuklarımız, tavuklarımız iç içeydi’ derler. Halklar, kültürler arasında inanılmaz bir ayrı gayrı olduğunu zannetmiyorum. Bizim gönül kapılarımız senelerdir açıktı. Kapımız ve her şeyimiz açıktı. Ermenistan Sınır Kapısı, Türk Sınır Kapısı kapalı olmuş önemli değil. Kapının politik anlamda kapalı olması, açık olması beni pek ilgilendirmiyor. Benim kapım hep açıktı.” |