Adnan Oktar'ın 4 Şubat 2011 Kocaeli Tv'deki canlı sohbetinden
ADNAN OKTAR: Bismillah, şeytandan Allah’a sığınırım. Enfal Suresi, 71. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah'a da ihanet etmişlerdi; böylece O da, ‘bozguna uğramaları (için) sana imkan vermişti.’” Demek ki küfrün bozguna uğraması için Allah’ın imkan vermesi ve Allah’ın özel ortam hazırlaması gerekiyor ve güç vermesi gerekiyor. Demek ki sosyolojik güçlerle olmuyormuş. Ne ile oluyormuş? Allah’ın güç vermesiyle ve zemin hazırlamasıyla oluyormuş. “Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler, hicret edenleri barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır.” Bak bir; iman etmek, iki; Allah yolunda hicret etmek. Küfürse, dinsiz, imansızsa annesinin, babasının yanında duramaz. Müslümanların yanına gidecek. “Allah yolunda mallarıyla,” malını, mülkünü Allah’a teslim edecek. “Ve canlarıyla,” gerekirse Allah yolunda canını verecek, gençliğini verecek, hayatını verecek. “Cehd edenler, hicret edenler” yani Allah yolunda mücadele edenler “ve onları barındıranlar,” Hicret edenler; mesela Allah rızası için gelmiş yanına, hakikaten mecbur olduğu için, zor durumda olduğu için Müslümanın yanında. Müslüman ne yapacak? Onu barındıracak. Ne yapıyorsan yap demez, samimi Müslüman ise. “Ve yardım edenler,” gerekirse; mesela bir ekmek yiyorsa, yarısını kardeşine verecek, yardım edecek. “İşte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır.” Dost, kardeş, koruyucu olanlar bunlardır. “İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur.” Onları siz korumak durumunda değilsiniz, diyor Cenab-ı Allah. “Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür.” Yani Kuran’ın, dinin bir hükmünü soruyorlarsa, onlara anlatırsınız. Ama onun dışında adam, Allah’a, dine kendini adamadıysa, küfrün içinde yaşıyorsa ve Müslümanların yanına hicret etmediyse bir mecburiyet yok. “Ancak, sizlerle aralarında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil.” Yani gidip de bir kepazelik çıkarmak istese, öyle bir konun yok, gidip de rezalet çıkarırsa, orada da ona yardım etmek durumunda değilsin. Çünkü laf, söz dinlemiyorsa orada karışamaz Müslüman. “Allah, yaptıklarınızı görendir.” Demek ki Allah bizi şu an seyrediyormuş, değil mi seyrediyor? Adam öyle bir konuşuyor ki, sanki Allah’ın hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi. Herşey sosyolojik, psikolojik, morfolojik gelişiyor gibi, öyle bir şey olmaz. Sosyolojiyi yaratan da Allah’tır, küresel güçler ortaya çıkarmıyor. Küresel gücü de Allah yaratır, inşaAllah.