Kimileri de ha bire “İsa Mesih (as) gelmeyecek, şahs-ı manevidir” diyor. “Mehdi de şahs-ı manevidir, Mehdi diye bir şey yoktur” diyor. “İttihad-ı İslam diye de bir iddiamız yok” diyor. Yani bir garipliktir gidiyor.
Halbuki tüm inançlı insanların bir ideali olması lazım; Hepsinin bir İttihad-ı İslam ideali olması lazım. Tepki almaktan çekiniyorlarsa bile, “Bize böyle sorular sormayın, cevap vermeyeceğiz” diyebilirler. Ama bunun yerine “İttihad-ı İslam diye de bir iddiamız yok” diyorlar.
Halbuki eğer sen böyle “İttihad-ı İslam diye bir iddiam yok” dersen, adamı felç edersin. Adamın ülküsünü, idealini, heyecanını yok edersin. “İsa Mesih (as) gelmeyecek” diyorsun, “Hz. Mehdi (as) de çıkmayacak” diyorsun. Sen Müslümansın, senin davan var. İttihad-ı İslam meselen var senin. Senin Üstad’ın, Peygamberimiz (sav) sana meseleni vermiş. Senin meselen ne? İttihad-ı İslam meselesi.
İttihat-ı İslam’dan hiç bahsetmiyorlar. O zaman da gençliğin bir ülküsü kalmıyor. İttihat-ı İslam davası yok adamın. Türk İslam Birliği davası yok. Gençlerin heyecanını yok etmeye çalışıyorlar. “Gir internete, işte Facebook’a gir, eğlen, gitar çal, müzik dinle, işine gücüne bak, ne alaka” falan diyorlar.
Sizin kendi davanız olsun kardeşim. İttihad-ı İslam davanız var sizin, Türk-İslam Birliği davanız var. Bir çok kardeşimiz Allah için dünyanın her tarafında hizmet ediyorlar. Ama davası olmayan bir insanın hizmetinin de bir anlamı kalmaz, Allah esirgesin. “Nedir senin amacın?” “Benim hiç bir amacım yok” diyor, Ya kardeşim olur mu? Sen Müslümansın, İttihad-ı İslam davan var. Kuran'ın bütün dünyaya hakim olması için, Kuran ahlakının bütün dünyaya yayılması için heyecanlı, şevkli, kararlı bir davan olması lazım. Bu çok şaşırtıcı.
Oturuyorlar hiç gereksiz şeylerle uğraşıyorlar. Kardeşim sen onlarla uğraşırken, İttihad-ı İslam ne hale geliyor bir bakıyor musun sen?
Bak PKK, Güneydoğu’da çok kararlı, çok azimli, komünist idealleri olan, gözü dönmüş, ölmeyi öldürmeyi göze almış, on binlerce genç yetiştirmiş durumda şu an.
İttihat-ı İslam gençliğinin, coşkusuyla böyle bir sistemi bozması lazım. Muhabbetiyle, coşkusuyla, sevgisiyle. Gençleri bomboş işlere teşvik ediyorlar. Bu yüzden de bomboş adamlar oluşmaya başladı. Ne sanatçı kaldı, ne bilim adamı kaldı. Birer ikişer iyiler de hep vefat edip gidiyorlar. Her gün bir ölüm haberi geliyor. Alimler gitti, sanatçılar gidiyor, bilim adamları gidiyor. Geriye bilgisi az, şevksiz, ideali ülküsü olmayan insanlar kalmaya başlıyor. İdealleri, ülküsü olan adamları da, bazı güçler köşeye sıkıştırmaya kalkıyorlar.
Bu, ahir zamanın, Mehdiyet’in fevkaladeliğini gösteriyor ve bu sancı Mehdiyet’in ihtişamının dört koldan Anadolu’ya girdiğini gösteriyor. Bu sancının içerisinde, bu ızdırabın içerisinde Mehdiyet her yere kol sarıyor. Ve dimdik, dinamik bir güç olarak, dinamik bir heyecan olarak, dinamik bir ülkü olarak devam ediyor, maşaAllah. (Adnan Oktar, 23 Şubat 2013, A9 TV)