Bu yıl, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 69. Yıllık Oturumu, dünyanın en kırılgan bölgelerinden biri olan Batı Afrika’da hızla yayılan Ebola salgınının gölgesinde toplandı.
25 Eylül'de gerçekleşen BM Genel Kurulu'nda, ABD Başkanı Barack Obama'nın ele aldığı konulardan biri de Ebola idi. Obama, böyle üst düzey bir toplantıda "bölgesel ve küresel güvenlik için giderek büyüyen bir tehdit" olduğunu söyleyerek hastalığın önemine dikkat çekti. Başkan Obama Genel Kurul'da önceki gün yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
"Acı gerçek şu ki; Batı Afrika'da, Ebola artık bir salgın. Kontrolsüzce ilerliyor, giderek kötüleşiyor, hızlanarak yayılıyor ve katlanarak artıyor."
Öte yandan, St. Peter’s Meydanı'nda toplanan izleyicilerle hacılara yaptığı haftalık konuşmasının sonunda Papa Francis, aklının Afrika'da patlak veren Ebola salgını yüzünden acı çeken insanlarda olduğunu söyledi ve böylece sadece 24 saat içinde ikinci kez oldukça üst düzey bir şekilde salgından bahsedilmiş oldu.
Papa Francis konuşmasında, "Uluslararası toplumun, kardeşlerimizin acılarını hafifletmek için ihtiyaç duyulan yardımı daha çok sağlamasını umuyorum" dedi.
Dünya liderlerinin hastalığın önemine dikkat çekmelerine rağmen şimdiye kadar tehdide cevap vermedeki çabaların oldukça ihmalkar ve dar görüşlülükle ele alındığı da görülüyor. Örneğin bir salgın anında, temel prensip olan, hastalığın acilen ve tümden ortadan kaldırılmasının gerekliliği ilkesi böylesine önemli bir salgında göz ardı edilmiş.
2013 Aralık ayında Gine'de birkaç vaka olarak başlayan hastalığın, 6 ay içinde bir çığ gibi büyüyerek, WHO tarafından da onaylanan verilere göre 5800 vakaya ulaşmasının sebebi, yerel sağlık çalışanlarının, Batının nitelikli önleme tedbirlerinden yoksun olmaları, durumu uygun şekilde ele alamayışları ve temel karantina önlemlerini uygulamamış olmalarındandır.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından 23 Eylül'de yayınlanan son rapora göre, en kötü durum senaryosunda, dizginleyici etkin metodlar olmadan hastalık yayılmaya devam ederse, Liberya ve Sierra Leone'de 30 Eylül'e kadar 21.000'i bulan toplam Ebola'ya yakalanan vaka sayısı, 20 Ocak'ta toplam 1.4 milyonu bulabilir.
Başkan Obama'nın özel asistanlarından ve Ulusal Güvenlik Konseyi önceki yöneticilerinden biri olan Gayle Smith ihmal hakkında şunları söylemiştir:
"Belki de en önemlisi şu ki, bir endemik hastalık olarak Ebola'nın varabileceği şu noktaya varmış olmasının sebebi, oldukça yetersiz ve geç kalmış küresel tepkidir."
Bu düşündürücü tablonun ortasında, Eylül ayının üçüncü haftasında düzenlenen Dünya Sağlık Örgütü Acil Durum Komitesi (DSÖ) ikinci toplantısı sonrasında yayınlanan bildiride şöyle denmiştir:
"Komite, uluslararası seyahat ya da ticareti kısıtlayıcı genel bir yasağın getirilmemesi gerektiğini, karantinanın sadece ölümcül Ebola virüsünün yoğun ve geniş yayılma alanlarında gerekli sayılabileceğini güçlü şekilde yinelemektedir."
Komite bu önerisine gerekçe olarak, hastalıktan etkilenen nüfusa, enformasyon, temel hizmetler ve yiyecek içecek temin etme gerekliliğini göstermiştir.
Ancak böyle bir yaklaşımın benimsenmesi büyük bir hata olur. Öncelikle, bunun kesinlikle hastalığın kökünün kurutulmasına bir katkısı yoktur. Diğer herhangi bir salgında ya da bulaşıcı hastalıkta olduğu gibi, zorunlu izolasyon, diğer bir deyişle karantina, sağlıklı nüfusun hastalıkla temasını önlemede gerekli ve vazgeçilmez bir tedbirdir. Ayrıca, karantina sadece tedavi merkezlerinde hastalıkla temas eden kişilerle sınırlı tutulmayıp, ulusal çapta olmalı ve hastalığın bulunduğu her ülke ile deniz, kara ve hava yoluyla bağlantı kesilmelidir. Günümüzde hızlı seyahat araçları, dünyanın öbür ucundaki ülkelere hastalığı taşımada önemli bir faktördür.
Konunun otoriteleri tarafından büyük bir başarı olarak nitelendirilen ve daha sonra üç bölgeye daha yayılan Sierra Leone'deki üç günlük sıkı yönetim, aslında bu metodun işleyebileceğini ve başarısını göstermiştir. Sokağa çıkma yasağı sırasında sağlık çalışanları, hastalık sebebiyle hayatını kaybetmiş yaklaşık 100 kişiye ve enfekte olmuş 56 kişiye dah ulaşmıştır ve bu esnada bölgeye giren ve dolaşımdaki kişilerin sunduğu temel hizmetler sayesinde sıkıntı yaşanmamıştır.
Ulusal çapta böyle bir izolasyonun, yetkililerin hastalığın yayılmasını azaltma girişimlerini daha etkin kılacağı açıktır. Dolayısıyla hastalıktan etkilenen ülkelerde serbest taşımacılıkta giriş/çıkış kesinlikle bir seçenek olmamalıdır.
Öte yandan Batılı sağlık kuruluşlarının sorunu tespitte yetersiz kalmalarının etik olmayan bir yönü de bulunuyor: Etkili aşılar geliştirme konusunda motivasyon eksikliği.
İngiltere Kamu Sağlığı Fakültesi Başkanı ve İngiltere'nin önde gelen halk sağlığı doktoru Profesör John Ashton, The Independent'a yaptığı açıklamada bu noktayı çok açık bir şekilde ortaya koymuştur, [1]:
"Batı ilaç firmaları aşı geliştirmeye çalışmadılar çünkü virüs sadece Afrikalıları etkiliyordu. Batının ölümcül virüse sanki Londra'nın en zengin muhitini ele geçirmiş gibi müdahale etmesi gerekiyor, sadece Sierra Leone, Gine ve Liberya'yı değil."
Ancak şimdi 30 Eylül itibariyle ABD topraklarında ilk Ebola vakasının teşhisiyle birlikte, ilaç şirketlerinin ihmalkarlıklarını bir kenara bırakıp hızla aşı ve potansiyel tedaviler geliştirme telaşında oldukları görülüyor. Söz konusu vakada, Ebola virüsü taşıyan hastanın, herhangi bir semptom göstermeden ABD'ye geldiği ve dokuz gün geçtikten sonra Ebola tanısı konularak izole edildiği bildirilmiştir. Bu durum alarm zillerinin çalmasına sebep olmuş ve acilen bir tedavi geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymuştur.
Hastalığın, birçok dünya lideri tarafından aylar sonrasında ifade edilmesine rağmen artık uluslararası bir tehdit haline geldiğine hiç şüphe yoktur. Şimdi Batının bu salgından doğru dersler çıkararak, gelecekte karşılaşılabilecek benzer durumlarda, insanlık için bir trajedi haline gelmeden önce daha etik ve daha sorumluluk içinde tavır alması zamanıdır.
[1] http://www.independent.co.uk/news/world/africa/west-accused-of-tardiness-over-ebola-outbreak-9644671.html
Sayın Adnan Oktar'ın Voix Magazine'de yayınlanan yazısı :
http://voixmag.com/the-ebola mihrak--öğrettiği--batı-to-hareket-daha-ethically/
http://voixmag.com/the-ebola-outbreak-has-taught-the-west-to-act-more-ethically/