Dünya Neden Suriyelilerin Çilesini Görmezden Geliyor?
ucgen

Dünya Neden Suriyelilerin Çilesini Görmezden Geliyor?

40372

Kimse Suriye’deki savaşın bu kadar uzun süreceğini ve bu kadar çok acıya sebep olacağını tahmin edemezdi. 200 bin kişi hayatını kaybetti, 9.5 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 10.8 milyon kişi insani yardım bekliyor. Koskoca bir ulus tümüyle yok olurken geriye sadece karşıt kuvvetlerin birbirlerini öldürmek için savaştığı, enkaz haline gelmiş bir ülke kaldı.

Savaş başladığından bugüne kadar 1.6 milyon Suriyeli kendilerini sıcak bir misafirperverlik ile karşılayan Türkiye’ye sığındı. Çilekeş Suriyeli kardeşlerimiz Türkiye’nin yüksek standartlara sahip mülteci kamplarında biraz olsun rahata kavuştular. Ancak açıktır ki tek bir ülkenin çabası yalnızca bir yere kadar yeterli olabilir. Nitekim mültecilerin sayısı arttıkça Türkiye'deki kamplar -ve destek fonları- hızla yetersiz gelmeye başladı. Kamplar sadece 220 bin kişiyi ağırlamak için tasarlanmıştı. Geriye kalan mültecilerin bir barınak bulma umuduyla metropol bölgelere gitmekten başka çareleri kalmadı. Bu “şehirli mülteciler” her gün çok ciddi zorluklarla karşı karşıyalar. Mülteci aileler çoğu zaman savunmasız çocuklar ve yaşlılardan oluşuyor. Eskiden zengin ve saygın ailelere ait olmaları veya güzel semtlerde yaşamış olmaları artık önemli değil; şu anda evsiz, işsiz ve yollarını kaybetmiş durumdalar. Birçoğu dilencilik yapmak zorunda kaldı. Öyle ki Türkiye sokaklarında kucaklarında bebekleriyle para dilenen Suriyelilerle karşılaşmak artık sıradan bir durum haline geldi.

Türkiye Suriyeli mülteciler için şimdiye kadar 5.3 milyar dolar harcadı. Lübnan, Ürdün ve Irak da mülteci akınıyla baş etmeye çalışıyor. Peki bu ülkeler Suriye savaşının sonuçlarıyla mücadele ederken, dünyanın geri kalanı ne yapıyor? Fazla bir şey yaptıkları söylenemez. Körfez ülkeleri tek bir mülteciyi almak için bile teklifte bulunmadılar. Rusya ve Çin herhangi bir yardım eli uzatmadı. 100 bin iltica başvurusu kabul eden Almanya ve İsveç hariç Avrupa Birliği toplam mültecilerin sadece %0.17’si için yerleşim sağlamayı kabul etti.

1957 yılında kurulan bir Filistin mülteci kampı olan Yermük daha önce 160 bin kişiye ev sahipliği yapıyorken, şimdi bu sayı 18 bine düştü. Bölge tamamen Esad güçlerinin ablukası altında olduğu için gıda ve sağlık malzemeleri içeri alınamıyor. Bebekler dahil çok sayıda insan geçtiğimiz yıl açlık ve soğuk nedeniyle ölürken, bu durum resmi yetkililer tarafından “insanlık dışı” olarak değerlendirildi. Bölgedeki muhalifleri bahane eden Esad güçleri bölgeyi sürekli olarak varil bombalarıyla bombardıman altında tutmaya başladılar.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bölgenin acilen boşaltılması için çağrı yaptı ve raporlara göre şu ana kadar 2 bin kişi çıkarıldı ancak aralarında binlerce çocuk bulunan 16 bin kişi daha bekliyor. Ancak tüm dünya bir kez daha masum sivillerin çile çekmesine seyirci kalıyor. Fakat diğer felaketlerde durum daha farklı. Örneğin Haiti depreminde 9 milyar dolar toplanırken, Suriye için 19 milyon sterlin bağışlayan İngiliz halkı 2004 yılındaki Endonezya depremi için 392 milyon sterlin bağışlamıştı. Birleşmiş Milletler ise yetersiz kaynaklar nedeniyle Suriyelilere gönderilen gıda yardımlarını sona erdirme kararı aldı. Acaba bir başka ülke aynı durumda olsaydı yine aynı şekilde kayıtsız kalınır mıydı? Bombalardan kaçan kendileri ve kendi aileleri olsaydı böyle bir umursuzluğa seyirci kalırlar mıydı? Ya da açlıktan ağlayan kendi bebekleri olsa böyle olur muydu? Veya yabancı bir ülkede barınacak sıcak bir yer ve yiyecek bir tabak yemek arayan kendi aileleri olsa bu şekilde olur muydu?

Hiç kuşku yok vicdanımızı açmamız ve milyonlarca masum insanın; kadınların, çocukların ve yaşlıların çile çektiğini unutmamamız gerekiyor. Bir milyon insanın günde sadece 1 dolar vermesiyle bu insanların hayatlarının nasıl değişebileceğini bir düşünün. Bu insanların gerçekten yardımımıza ihtiyacı var. Eğer biz yardım etmek için kendi imkanlarımız dahilinde elimizden geleni yapmazsak bu masum insanlar acı çekmeye ve yok yere ölmeye devam edecek.

Adnan Oktar'ın Arabian Gazette & Gulf Daily News'de yayınlanan makalesi:
 
 
 
 
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER