Dalış yapan canlıların en önemli özelliklerinden biri de, bu canlıların vücutlarındaki oksijen tutabilme kapasitesidir. Canlılarda oksijen tutma ve taşıma görevine sahip iki protein vardır: Hemoglobin ve miyoglobin. Birbirlerine çok benzeyen yapılarına rağmen, bu moleküllerin kullanım alanları farklıdır. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin içinde bulunur ve akciğerlerdeki oksijeni alıp, kan hücrelerinin yardımıyla tüm dokulara taşır. Miyoglobin ise kaslarda bulunur ve gelen oksijeni kasa taşıyıp depolamakla görevlidir.
Bütün dalıcı canlılar için miyoglobin proteininin yoğunluğu ve dağılımı çok önemlidir. Derin dalıcılardaki miyoglobin miktarı karada yaşayan hayvanlara göre yaklaşık on kat daha fazladır. Diğer bir ifadeyle, bu canlılar kaslarında, karadakilerden on kat daha fazla oksijen depolayabilirler.
Oksijen, hücrelerde besin maddelerinin parçalanıp enerjiye dönüştürülmesi için gereklidir. Dolayısıyla vücuttaki bütün hücrelere, enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere oksijen taşınır. Oksijenin olmadığı durumlarda ise, enerji tüketimi azaltılır ve oksijensiz solunum yapılır. Oksijensiz solunumda, kaslarda ve diğer dokularda depolanmış olan oksijen kullanılır. Dalgıç hayvanların vücutlarında da tam bu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bir sistem vardır. Daha fazla oksijen tutma özeliğine sahip miyoglobin proteini, vücutlarında hemoglobine göre yüksek oranda bulunur. İnsanlar ve diğer birçok canlı, vücutlarındaki miyoglobin miktarı az olduğu, dolayısıyla dokularında oksijen depolayamadıkları için, bir defada aldıkları nefesle su altında çok fazla kalmaya dayanamazlar.
Denizdeki erimiş oksijeni kullanamayan insanlar, derinlere dalabilmek için birbirinden farklı cihazlara ihtiyaç duyarlar. Bu teknolojik sistemler bile, etkili ve verimli dalışlar için yeterli değildir. Oysa denizin derinliklerine dalabilen bir canlının kanındaki hemoglobin ve miyoglobin düzeyi oksijensiz solunuma uygun olarak yaratılmıştır. Bu canlıların derinlere dalmak için teknik ekipmanlara, can kurtarma sistemlerine, üstün bilgisayar teknolojisine ihtiyaçları yoktur. Yüce Allah için bir canlıyı derinliklere uygun olarak yaratmak kuşkusuz ki çok kolaydır. |
Elbette ki derinlerde yaşayan canlılar tesadüfler sonucu kanlarındaki miyoglobin miktarını, bir karar alıp kendi kendilerine artıramazlar. Oksijen solumanın mümkün olmadığı ortamlarda, kullanılmak üzere kaslarında oksijen depolamayı akledip bunu sağlayacak sistem oluşturamazlar. Bunları hiç kimse , şuur ve bilinç sahibi insan bile gerçekleştiremez. Tüm bunları yaratan, tüm canlılara birbirinden farklı ve birbirinden olağanüstülükte özellikler bahşeden, tüm alemlerin Rabbi ve Yaratıcısı olan Yüce Allah'tır. Tüm canlılardaki her detay belirli amaçlara yönelik olarak, hikmetle yaratılmıştır. Amacın, düzenin olduğu bir yerde de tesadüflerin etkisinden bahsetmek akıl dışıdır. Her şeyi yoktan var eden Yüce Rabbimiz, denizin derinliklerinde yaşayan canlılarda da, sanatını ve üstün ilmini tüm ihtişamıyla sergilemektedir. Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
De ki: "Rabbim'in sözleri (ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) daha getirsek, Rabbim'in sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi. (Kehf Suresi, 109)