Ahir zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü organize edecek kişi olduğu bildirilen Deccal'in çıkışının, günümüzde yaşanan olaylar ışığında gerçekleşmiş olduğunu söyleyebiliriz. (En doğrusunu Allah bilir.) Ahir zamanın en büyük fitnesinin sahibi olan Deccal, dinsizliğin teorisyenleriyle işbirliği içinde olmasının yanı sıra, kendisi bu grubun başına geçmiştir ve tüm faaliyetleri bizzat yönlendirmektedir. Bunlar, "dünya hükümeti" tabir ettikleri bir yapılanma içerisindedirler. Bu karanlık çete, günümüz dünyasındaki her türlü gelişmeyi çok yakından takip etmekte, dünya genelinde çeşitli sapkınlıkların, ahlaksızlıkların yayılması için oldukça yoğun bir telkin ve propaganda çalışması yürütmektedir. Teknolojinin büyük bir hızla geliştiği, iletişim araçlarının giderek çeşitlendiği bir ortamda yapılan bu telkinler her ülkeye, her eve ve her kişiye rahatlıkla ulaşabilmekte ve telkinlerin şiddeti gün geçtikçe artırılmaktadır.
Dinsizliğin Telkininde Verilen Mesajlar
Özellikle son yıllarda, insanların çoğunun hiçbir şey düşünmemeye dayalı bir hayat sürdükleri görülmektedir. Özellikle gençler arasında, sadece bol para kazanıp tamamen eğlenmeye yönelik boş bir hayat sürmeye dayalı yüzeysel bir kültür gelişmiştir. Bu yüzeysel kültür içinde çoğu zaman "Ben nasıl var oldum, yaratılış amacım nedir?" gibi sorular akla gelmez. Bu insanlar ne kendilerini Allah'ın yaratmış olduğunu düşünürler, ne de sapkın ideolojilerinin kendilerinde yaptığı yıkımın farkındadırlar. Kafalarını dolduran düşünceler, film yıldızlarının hayatları, pop şarkıcılarının skandalları ve kişiye ahirette hiçbir fayda sağlamayacak buna benzer boş konulardır. İnsanların büyük bir bölümü de -kendi deyimleriyle- "geçim derdi" ya da benzeri dünyevi konular ve güncel meseleler üzerine yoğunlaşmıştır.
Bu durum asıl yurdumuz olan ahiret yerine geçici bir mekan olan dünya hayatına bağlanmış olmaktan kaynaklanmaktadır. İnsanların büyük kısmının ölüm ve ahiretten gafil olduklarının farkında olan dinsizliğin teorisyenleri de bu yönde faaliyetlerde bulunmaktadırlar. İnsanlara sürekli olarak meşgul olacakları boş konular, geçici eğlenceler, haberler, sansasyonlar ve çeşitli meşgaleler sunarak toplumu kontrol altında tutmaya ve yönlendirmeye çalışırlar.
Dinsizliği örgütleyenlerin öncelikli hedefi, insanlara Allah'ı, ölümü ve ahireti unutturmaktır. Bunu yaparken kullanılan en temel mesaj ise, dünya hayatının hiç bitmeyecek zevklerle dolu bir yer olduğu mesajıdır. İnsanlara, bu dünyaya bir kere gelecekleri, helal-haram ayrımı yapmadan elde edebilecekleri her zevke ulaşmaya çalışmaları, her geçen günün tadını çıkarmaya çalışmaları gibi cahilce bir düşünce sinsice telkin edilmektedir. Oysa bu büyük bir aldatmacadır. Dünya hayatı geçicidir, istisnasız her insan için bir gün mutlaka son bulacaktır. İnsanlar bu dünyadaki davranışlarından hesaba çekilecek ve sonsuza kadar sürecek asıl hayatları başlayacaktır. Bu sonsuz hayatta ya gerçekten hiç bitmeyecek zevklerin olduğu cennette ya da hiç bitmeyecek azapların olduğu cehennemde olacaklardır.
Dinsizliğin telkininde kullanılan metodlardan biri de batıl dinlerin yaygınlaştırılmaya çalışılmasıdır.
Gerçek Mutluluk Ancak Allah`a İman Etmek ile Mümkündür
Budizm, Hinduizm, karma felsefesi... Dinsizliği örgütleyenler, bu gibi sahte ve aldatıcı inanışların (daha doğrusu insan yapımı felsefelerin) batıl öğretilerinin yayılmasını desteklerler.
Din ahlakının toplum üzerindeki köklü etkisini ortadan kaldırmak, materyalist dünya görüşünün benimsenmesini kolaylaştırmak ve manevi arayış içinde olan insanları "Allah inancına karşı çıkan sahte bir inanış" ile yanıltmak girişiminde bu batıl dinler önemli rol oynamışlardır. Hiç şüphesiz, insanları Allah inancından uzaklaştıran, İlahi dinlerin insanlara tavsiye ettiği güzel ahlak anlayışını ortadan kaldırıp yerine materyalist ve batıl inanışları yerleştirmeye çalışan bu gibi akımlara karşı, Allah'a samimiyetle iman eden tüm insanların birlik olarak çok yönlü bir fikri mücadele yürütmeleri gerekmektedir. Bunun için yapılması gerekenlerden biri, İlahi dinlerin insanları davet ettiği barış, huzur, güven, adalet, eşitlik, yardımlaşma, merhamet, şefkat ve sevgi dolu dünya ile batıl dinlerindeki maddi ve manevi sapkınlığı temel alan hayat şekli arasındaki büyük uçurumu gözler önüne sermektir. Hiç unutmamak gerekir ki, bu çarpık felsefelere kanan insanların çok büyük bir bölümü ilk olarak genellikle ilgi çekmeyi, farklı ve orijinal tavırlarla dikkatleri üzerlerinde toplamayı amaçlamaktadırlar. Bir yandan da mutluluğu bu sapkın inanışlarda bulacakları yanılgısına kapılmaktadırlar. Allah'ın elçileri vasıtasıyla insanlara gönderdiği din ahlakından ve onun doğru yollarından uzaklaşarak kendilerini iç karartıcı, kasvetli, korku ve sıkıntı dolu bir dünyaya, çok büyük bir yıkıma sürüklemektedirler.
Bilinmelidir ki, dünya ve ahiret hayatında gerçek mutluluk ancak Allah'a gönülden iman etmek ve Allah'ın ayetlerine uymakla mümkündür. Çünkü "... Allah, hakkın ta Kendisi'dir. O'nun dışında, onların taptıkları ise, şüphesiz batılın ta kendisidir..." (Hac Suresi, 62)
Deccal ve Taraftarlarının Sonu Hüsran Olacaktır
Unutmamak gerekir ki, tarihin her döneminde, fitne ve bozgunculuk üzerine biraraya gelmiş menfaat çevreleri olmuştur. Bu çevreler, menfaatlerinin yerine gelmesini sağlamak için inkarın yaygınlaşması, ahlaksızlığın mümkün olduğunca yayılması için gayret etmişlerdir.
Ve her zaman bu insanların karşısında, Allah'a iman eden, güzel ahlaklı, cesur ve sabırlı kişiler yer almıştır. Kötünün karşısında yer alanlar, ne pahasına olursa olsun kötülüğün sona ermesi, yeryüzüne güvenlik ve huzurun hakim olması için çaba göstermişlerdir. Günümüzde de Deccal, kötülüğün en önde giden temsilcisidir. Ve bugün de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, din ahlakının yayılmasına çalışanlarla arasında kapsamlı bir fikri mücadele vardır. Ve bu mücadele, günümüzdeki haberleşme olanakları göz önünde bulundurulduğunda, tarihin en büyük fikri mücadelesi olarak nitelendirilebilir. Nitekim bu büyük mücadelenin bitişi de çok görkemli olacak, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin zuhur etmeleri ve bir araya gelmeleriyle kötülük yapanlar tarih sahnesinden silineceklerdir. Ayrıca Deccal'in bu mücadelede kullanacağı yöntemler ve araçlar deşifre edildiğinde, tüm bunlar Müslümanlar tarafından daha etkin biçimde hayır amaçlı kullanılacak, böylece kötüler kendi manevi silahlarıyla yok edilmiş olacaktır.
İman edenler, insanları barışa ve esenliğe davet edip iyiliği emretme, kötülükten men etme sorumluluğunu gereği gibi yerine getirdiklerinde, gerçek din ahlakını bilmeyen ve tanımayan pek çok insan Kuran'a yönelecek ve Allah'ın razı olacağı umulan bir yaşam sürmeye başlayacaktır. Deccal ve taraftarlarının kurmuş oldukları karanlık yapının ortadan kaldırılmasıyla kargaşa, yokluk, huzursuzluk, güvensizlik, adaletsizlik, haksızlık gibi sıkıntılar sona erecek, dünya barış ve refah dolu bir mekan olacaktır. Sokaklar güven içinde dolaşılabilecek yerler olacak, hukuk sistemi gerçek anlamı ile adaleti temsil edecek, Allah'ın insanlara verdiği nimetlerden herkes eşit olarak faydalanacak, eğitim ve sağlık alanlarında herkes eşit imkanlara sahip olacak, sanata gereken değer ve önem verilecek, yaşanılan mekanların kalitesi yükselecek, bilim ve teknolojide büyük ilerlemeler kaydedilecek, insanlar birbirlerine sevgi, merhamet ve şefkat ile yaklaşacak, suç oranlarında büyük azalma görülecektir.
Unutmamak gerekir ki, bu saydığımız güzelliklerin gerçekleşmesi için dua edip çaba göstermek iman sahibi herkesin sorumluluğudur. İman edenler ihlasla ve samimiyetle, din ahlakını yaymak için çaba gösterdiklerinde Allah muhakkak, müminleri "...yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracaktır." (Nur Suresi, 55)