CNNTurk"te yayınlanan sözkonusu belgesel filmin bilimsel yanılgılar ve çarpıtmalarla dolu, dogmatik bir Darwinizm propagandası olduğunu daha önce detaylı biçimde açıklamıştık. (bkz. CNNTurk"ün Evrim Yanılgıları) Radikal"in aynı belgesel hakkındaki yazısı da aşağıda açıklanan önemli yanılgı ve çarpıtmaları içermektedir.
"Herkesin" Değil, Küçük Bir Azınlığın İnandığı Hikaye
Radikal"in söz konusu yazısındaki en belirgin hata, "insanın evrimi" denen hikayeye ve genel olarak tüm bir evrim teorisine, "hepimizin" yani Türk halkının tümünün inandığının ileri sürülmesidir. Oysa gerçekte bu teoriye sadece küçük bir azınlık inanmaktadır. Bir kamuoyu araştırması yapılsa, Türkiye"de insanların en az % 95"inin, Darwinizm"e inanmadığı, canlıların rastlantısal bir evrim süreciyle değil, Allah"ın yaratmasıyla ortaya çıktığını kabul ettikleri görülecektir. Bu teorinin en yoğun ve sistematik propagandasına maruz kalan Amerikan toplumunda bile, hayatın tesadüfi bir evrim süreciyle ortaya çıktığına inananların nüfustaki oranının sadece %9 olduğu, bilimsel bir kamuoyu araştırması ile belirlenmiştir.
Peki neden Radikal evrim teorisine inanmayı "hepimize" yani toplumun geneline mal etmeye çalışmaktadır?
Bunun bir tür "temenni ifadesi" olduğu anlaşılmaktadır. Yani Radikal, mevcut bir gerçeği değil, gerçekleşmesini istediği bir hayali ifade etmektedir. Ancak bu hayal boşa çıkmaya mahkumdur; çünkü evrim teorisi bilimsel yönden çökmüştür ve giderek daha fazla insan gizlenmek istenen bu gerçeğin farkına varmaktadır.
Bilime Değil, Dogmaya Dayalı İnanç
Evrim teorisi, bilimsel kanıtlara dayanan bir gerçek değil, kanıt olmadan benimsenen bir "inanç"tır.
Elbette hemen her insanın inançları vardır. Ancak bu inançların bazıları akılcı, bilimsel ve sezgisel kanıtlara dayanır; bazıları ise hiç bir kanıt olmadan körü körüne inanılan hurafelerdir.
Örneğin Allah"a inanan bir insanın inancı sonsuz denebilecek kadar çok kanıta dayalıdır. Evrenin her detayında o denli hassas ve kusursuz tasarımlar vardır ki, tüm bunları var eden ve tüm evrene hakim olan Yaratıcı"nın varlığı açıkça ortadadır. 1984 yılında Nobel Fizik Ödülü"nü kazanan dünyaca ünlü fizikçi Carlo Rubbia bu konuda şu yorumu yapar:
"Fiziksel ve biyolojik yasalardaki uyum ve akılcılıkla karşı karşıya kaldığımızda, tüm bunları düzenleyen bir Aklın varlığını kabul etmemek imkansızdır." 1
Buna karşılık Allah"ı reddederek evrendeki olağanüstü tasarımın rastlantıların eseri olduğuna inanan bir kimse ise, kanıtlara aykırı ve akılcılıktan uzak bir inancı benimsemiş olur. Yani onun inancı, körü körüne kabul edilen bir inançtır.
Evrim teorisi de körü körüne kabul edilen inançlardan biridir. Canlıların yeryüzünde rastlantısal bir evrim süreciyle ortaya çıktığını gösteren hiç bir kanıt yoktur. Aksine, canlılığın kökenine ışık tutan tüm bilim dalları, bu kökenin "evrim" değil "bilinçli tasarım", yani yaratılış olduğunu göstermektedir. (bkz. Harun Yahya, Hayatın Gerçek Kökeni, 2000)
Özetlersek, Radikal"de yer alan "Bu Macera Hepimizin" başlıklı haber yanlıştır:
Radikal"in sözünü ettiği hayali "macera"ya hepimiz inanmıyoruz. Aksine, bu efsaneye inananlar, bunu "dünya görüşleri" açısından gerekli gören küçük bir kesimdir.
Toplumun büyük bölümünün inancı, yani canlıları Allah"ın yaratmış olduğu inancı ise, sayısız bilimsel ve akılcı kanıta dayanan apaçık bir gerçektir. Günümüzde astronomi, fizik, biyoloji, paleontoloji gibi farklı bilim dallarından gelen kanıtlar, İlahi dinlerin binlerce yıldır insanlığa öğrettiği hakikati doğrulamaktadır: Tüm evreni yaratan, düzenleyen ve içindeki canlı-cansız varlıkları var eden, Allah"tır.
1- Reasons to Believe Today. Contributors: John S. J. Martinetti, Marquette University Press, Milwaukee, 1996, s. 45.