Allah'ın ayetiyle bildirdiği gibi, Kuran ahlakını yaşamak insanlara 'şan ve şeref' kazandırır. Dolayısıyla bu ahlakı yaşayan müminler, saygı duyulacak, onurlu ve vakarlı bir karaktere sahip olurlar.
İman sahibi insanlar, yaşadıkları toplumdan ya da çevrelerinden aldıkları telkinler her ne olursa olsun, bunları bir kenara bırakır ve Kuran'da bildirilen Müslüman karakterini yaşarlar ve karakterlerini Allah'ın beğendiği ve hoşnut olacağı ahlakı ölçü alarak, Kuran ahlakına göre belirlerler. Kuran ahlakından uzak yaşayan toplumlarda kadın ya da erkek karakterinde görülen tüm zaaflardan, zayıflıklardan, saplantılardan ve tavır bozukluklarından kurtularak, bunların yerine güzel ahlakın getirdiği güçlü bir karakter geliştirirler ve Kuran ahlakını yaşamak konusunda büyük bir titizlik gösterirler.
Ömürleri boyunca Allah yolunda yaşayan değerli müminlere, İslam dini hem dünya hayatında hem de ahirette gerçek anlamda onur, şeref ve saygınlık verir ve onlara üstün bir ahlak kazandırır. Kuran ahlakı, insanlara olabilecek en güçlü, en sağlam ve en güzel kişiliği kazandırır. Bir insanın kişiliğini güzelleştirip üstün hale getiren, karakterini sağlamlaştıran, ahlakını güzelleştiren, tavırlarını etkileyici kılan asıl olarak o kişinin imanı, Allah korkusu ve takvasıdır. Bu, Allah'ın Kuran ile bildirdiği önemli bir sır, insanların dikkatle düşünüp öğüt almalarını gerektiren önemli bir bilgidir.
Kuran’da bildirilen Müslüman ahlakını yaşayan kadınlar ve erkekler son derece güçlü ve sağlam bir kişiliğe sahiptirler. Ayrıca en önemlisi bu kişiliği toplum nezdinde bir üstünlük elde edebilmek için değil, sadece Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmek için yaşamaktadırlar. Ömürleri boyunca bu ahlakı sergileyen müminlerin Allah Katında görecekleri karşılık bir ayette şöyle müjdelenmiştir:
"Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır." (Nisa Suresi, 124)