Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almama nedenleri bağnazlık. Bu düzeldiğinde derhal alırlar. Bunun dışında almazlar.
Günther Oettinger’in “Diz üstü sürünerek gidip Türklere ‘Bize katılın’ teklifinde bulunacaklar” sözleri, hoşumuza gitsin, gündem olsun, manşet olsun diye söylenmiş bir söz. Nitekim istediği gibi bütün gazetelerde de sür manşet oldu. Yoksa hiçbir Avrupalı öyle bir şey yapmaz. Öyle bir şey yok.
Yani adamın hayatını felç edecek bir tavırdan bahsediyorsun sen. Mesela iltifat da yasak. Avrupalılar birbirlerine iltifat ederler. İltifat yasak, gülmek yasak. Parfüm yasak, diş fırçası bile yasak. Mesela kadının allık sürmesi yasak, dudak boyası kullanması yasak. Avrupalılar hep bakımlı gezerler. Değil mi? Tertemiz, bakımlı gezerler. Yasak, haram. Hepsine fasık gözüyle bakacaklar, hepsine acayip insan gözüyle bakacaklar. Adam buna tahammül edebilir mi? Sıkılır, rahatsız olur. Bir insana bir insan sürekli bu gözle bakarsa, nasıl rahat etsin o insanın yanında? Değil mi? Böyle suçlayan ve aşağılayan bir üslup kullanmış olacaklar. Adamın izzeti nefsine dokunur. Rahat yaşayamaz.
Mesela süslü, bakımlı bir ev olmuyor, yani her şey yasak aklına gelen. İnanılır gibi değil yani sistem olarak. Böyle bir hayatı istemezler. Böyle hayatı isteyenleri de istemezler.
Dolayısıyla bu geçiştirilecek bir konu değil. Ortada böyle büyük bir hastalık var. Bunun bağnaz insanların görüşü olduğu; Kuran’ın, İslam’ın bu şekilde olmadığının anlatılması lazım. (Adnan Oktar, 22 Şubat 2013, A9 TV)