Küçük veya büyük fark etmez her insanın mutlaka kendine göre bir hayali vardır. Hayatta kalmak ve mutlu olmak için hayaller gereklidir. Yaşadığımız dünya artık barış dolu bir yer değil; her yerde çatışmalar ve doğal afetler var. Az gelişmiş ülkelerde doğanlar Avrupa ve Amerika gibi hayat standartları yüksek ülkelerde doğanlardan daha zor yaşam koşullarına sahip. Bu fakir insanlar ya Burma gibi üçüncü dünya ülkelerinde ciddi baskı altında , ya da Suriye ve Libya gibi yerlerde sürekli savaş korkusuyla, sefalet içinde, yokluk içinde yaşıyorlar. Her günlerini ölüm tehdidi altında geçiren bu insanlar , sadece bir parça özgür olabilmek için ana vatanlarını terk etmenin yollarını arıyorlar. Ailelerinin iyiliği için her şeyi geride bırakmaktan başka bir çareleri yok.
İnsan tacirleri, bu gibi durumlarda adeta aniden ortaya çıkıp durumdan faydalanmaya çalışan akbaba ordusu gibidirler... Ümitlerini kaybetmiş bu insanları sahte bir rüya vaadi ile kandırıp sahip oldukları her şeyi alırlar. Hayır, yanlış duymadınız; kendilerinin dürüst insanlar olduklarını söyleyerek bu insanların hayalleri ile oynuyor, zulümden kaçmalarının tek yolunun bu olduğuna onları ikna ediyorlar. Başka imkanları olmayan bu yardıma muhtaç insanlar da hayallerinin gerçek olması için varlarını yoklarını satıp bu kaçakçılara veriyorlar.[1]
Bu zavallı insanların bir nevi ölüm yolculukları kaçakçılara ödeme yapmalarıyla hemenbaşlamıyor. Hayallerine kavuşmalarına vesile olacak gemiye binebilmek için kendilerine gelecek telefon aramasını beklemeleri ve o müjdeli çağrı ile ilgili tarihte o gemiye yetişmeleri gerekiyor.
Beklenen telefon geldiğinde ise yeni yaşamlarına giden zorlu yolculukları da başlamış oluyor. Hayalleri peşinde koşan bu insanların birçoğu çocuk, hatta aralarında hamile kadınlar ve hasta yaşlılar da var. Suriyeli bir sığınmacının ifadesine göre, sadece deniz yolculuğu bile, hiçbir insanın katlanamayacağı koşullara sahip adeta yüzen bir hapishane gibiydi…
Ne yazık ki, son iki yıl içinde ülkelerini terk ederek Avrupa’ya deniz botlarıyla ulaşmaya çalışan göçmenlerin birçoğu yine denizde hayatını kaybetti: Sadece ilk üç ay içinde bu yolculuklarda ölenlerin sayısı geçen yıla oranla 10 kat daha fazla.[2] Daha da kötüsü, bu ayların kış mevsimi nedeniyle göçmenler tarafından deniz yolculuklarının en az tercih edildiği aylar olması; sonraki aylarda bu rakamlarda daha da artış oluyor.
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan benzer bir olayda, İtalyan ve Fransız donanmaları 1,400 mülteciyi Akdeniz’de kurtarmayı başardılar.[3] En son 800 mültecinin denizde can vermesinden sonra Akdeniz’de böyle başarılı kurtarma operasyonlarının gerçekleştirildiğini görmek gerçekten çok sevindirici.[4] Sicilya’nın Catania şehrinde bulunan Save the Children kuruluşunun sözcüsü olan Sarah Tyler şöyle demişti: “...bu neredeyse Titanik’te ölenlerin sayısına eşit ve Costa Concordia batığında ölenlerin sayısının 31 katı.”[5]
Bu insanlık trajedisi tüm dünyanın gözleri önünde oluyor. Sadece 2014 yılında 3.000 göçmen daha iyi yaşam standartlarına kavuşmak için Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken ya öldü ya da kayboldu. Son iki yılda ölümlerin sayısındaki bu artış, Avrupalı devletlerin düzenledikleri arama kurtarma faaliyetlerinin azalmasından kaynaklanıyor. Bu şekilde Avrupa’ya sığınma taleplerinin de zamanla azalacağını düşündüler. İtalyan donanması 2013 yılında ayda 10 milyon dolar maliyeti olan Mare Nostrum (Bizim Denizimiz) adında bir kurtarma operasyonu düzenledi. Ama bu maliyeti yüksek gören Avrupa bu kez 3 milyon dolar maliyetli yeni bir kurtarma operasyonu olan “Triton” u hayata geçirdi.[6]
Avrupa Birliği üyesi olan her devlet hayatları tehlikede olan bu göçmenlerin hayatlarının kurtarılmasından sorumludur. Kendi çıkarlarını bir kenara bırakarak birlik içinde hareket etmeleri gerekiyor. Bütün dünyanın gözleri önünde şu anda çok ciddi bir trajedi yaşanıyor. İnsan hakları açısından bu kabul edilemez bir durum. Avrupa Birliği üyeleri önerilen çözümler karşısında farklı bir tutum sergiliyorlar. Görünen o ki göçmenlerle ilgili bir çözüm de ortaya koyamayacaklar.
AİHS’den Hakim Pinto De Albuquerque Avrupa’nın üstlendiği bu vebal hakkında şu açıklamayı yaptı: “Afrika’dan kaçmaya çalışan göçmenlerin Avrupa’ya kabul edilmek için bir hak talepleri yok. Sadece insan hakları idealinin beşiği ve hukuk sisteminin doğum yeri olan Avrupa’nın zulümden kaçan ümitsizlik içindeki bu insanlara kapılarını kapatmayı bırakmasını istiyorlar. Bu oldukça mütevazi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun bir talep. Bunu duymazlıktan gelmemeliyiz”.[7]
İnsan hayatının değeri paha biçilmezdir. Dolayısıyla dünya üzerindeki her bir fert diğer insanları korumak için ellerinden gelenin en iyisini yapmak mecburiyetindedir. Bu hepimizin üzerine ahlaki ve vicdani bir sorumluluk. Bazı Avrupa ülkelerinin bu göçmenleri kendi topraklarına kabul etmeye yetecek miktarda kaynağı olmayabilir. Ancak artık umutlarını yitirmek üzere olan bu insanların özgür ve daha refah içinde olacakları bir hayata kavuşabilmelerine öncülük etme zamanı geldi. Çoğu ölümle sonuçlanan deniz yolculuklarından öncesi ve sonrası için çok sayıda önlem almak gerekiyor. Bu insanlar hedefledikleri yere ulaştıktan sonra da onlara hiçbir zaman yabancı muamelesi yapılmamalı, onları hoş karşılamalı ve kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmeleri sağlanmalı. Dünyanın birçok yerinde birçok boş alan var ve bunlar göçmenlerin yaşayabileceği güvenli bölgelere dönüştürülebilir. Bu kişiler için iş imkanları oluşturulabilir ve bu özel bölgelerde okullar açılabilir. Yaptıkları seçim kolay bir seçim değil ve hayallerini gerçekleştirmek için çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Onlara hayalini kurdukları hayatı sağlamak için güçlerimizi birleştirmenin tam zamanı.
[1] http://edition.cnn.com/2015/04/23/opinions/smuggled-syrian-migrant/
[2] http://www.amren.com/news/2015/04/record-number-of-migrants-expected-to-drown-in-mediterranean-this-year/
[3] http://www.nytimes.com/2015/05/03/world/europe/1400-migrants-rescued-at-sea.html?smid=nytcore-ipad-share&smprod=nytcore-ipad&_r=0
[4] http://www.theguardian.com/world/2015/apr/20/italy-pm-matteo-renzi-migrant-shipwreck-crisis-srebrenica-massacre
[5] https://flipboard.com/topic/titanic/aid-agency-compares-migrant-deaths-to-titanic-tragedy/f-2d3e96674d%2Fapnewsarchive.com
[6] http://www.aljazeera.com/indepth/opinion/2014/12/does-europe-remember-geneva-con-201412189019976228.html
[7] http://www.eepa.be/wcm/dmdocuments/publications/Report_Human_Trafficking_in_the_Sinai_Final_Web.pdf
Adnan Oktar'ın Tehran Times & Weekly Blitz'de yayınlanan makalesi:
http://www.weeklyblitz.net/2015/06/europe-must-step-humanity/