Atatürk'ün en önemli özelliklerinden biri, kuşkusuz sahip olduğu ileri görüşlülüktür. Başarılı bir komutan ve devlet adamı olarak ileriyi görme özelliğini kullanan Atatürk, o dönemde pek çok kişinin farkında olmadığı bazı gerçekleri sezmiş, hedeflerini ve tedbirlerini bunlara göre oluşturmuştur. "Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lâzımdır" sözü; onun ileri görüşlü bir lider olma özelliğini layıkıyla taşıdığının bir göstergesidir. Onun bu özelliği, pek çok yabancı devlet adamının da takdirini kazanmış, tarih boyunca, adından övgüyle söz edilmesini sağlamıştır.
ABD eski Başkanı John F. Kennedy'nin, Atatürk için söylediği şu sözler dikkat çekicidir:
"Atatürk adı insana bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk Milletine ilham veren önderliğini, modern dünyayı anlayışındaki ileri görüşlülüğü ve bir askeri önder olarak kudret ve cesaretini hatırlatmaktadır. şüphesiz ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve o zamandan beri Atatürk'ün ve Türkiye'nin giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir milletin kendisine olan güvenini daha başarı ile belirten bir başka örnek gösterilemez. ("Atatürk'le Övünüyorum", Hürriyet, 10 Kasım 1963 www.harunyahya.org)
Türk Milleti'nin Kurtuluşunu Sağlayan Önsezi ve Eylemleri
Çanakkale Savaşı'nın sonunda Albay olan Büyük Önder'in, taarruz gücünü kaybeden düşmanın çekilme niyetinde olduğunu keşfetmesi, ve bütün cephede son ve kesin taarruzun yapılmasını istemesi, bu savaşın kazanılmasında çok önemli bir etkendir. Bu ve bunun gibi pek çok örnek, Milli Mücadele döneminde, Atatürk'ün ileri görüşlülüğü ile aldığı kararların hayati önem taşıdığını göstermektedir. Bu kararlar sayesinde Türk Milleti, Atatürk'ün önderliğinde büyük zaferler kazanmıştır.
Atatürk'ün ileri görüşlülüğü, yalnızca Milli Mücadele döneminde yaşananlardan değil, mücadelenin öncesinde ve sonrasında gerçekleşen olaylardan da rahatlıkla anlaşılabilir.
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı ile ilgili önsezileriyle, savaşın aleyhimizde sona ereceğini tahmin etmiş, bu nedenle Türk topraklarının kurtuluşu için alınacak tedbirleri düşünmüştür. O dönemde Atatürk, Suriye cephesinde, Yedinci Ordu Kumandanı'dır. Antep'e gitmekte olan Ali Cenani Bey'e : "... Teşkilatlanın. Milli bir kuvvet meydana getirin, kendinizi savunun, ben istediğiniz silahı veririm" diyerek, alınacak önlemleri belirtmiştir.
Atatürk'ün ileri görüşlülüğünün bir diğer örneği ise, İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vereceği yönündeki açıklamalarıdır. Atatürk, 1932 yılında, ünlü Amerikan generali Mac Arthur ile yaptığı görüşmede; dünyanın, özellikle de Avrupa devletlerinin her an bir savaşın içine girebileceğini belirtirken, "Almanlar kendilerini siyasi bir akıma kaptırırlarsa 1940-1945 yılları arasında savaşırlar. Bu savaş çok kanlı olur, ancak Amerika müdahele ederse biter, bu savaşın esas galibi ise Rusya olur"diyerek görüşünü bildirmiştir.
Söylediklerinin birer birer gerçekleşmiş olması, Atatürk'ün ne kadar iyi bir lider olduğunun göstergesidir. Çünkü o, yalnızca kendi ülkesinin değil tüm ülkelerin siyasi ve askeri durumunu analiz ederek bu sonuçlara ulaşmış; ileri görüşlü olmanın bir lider ve bir komutan için ne kadar önemli bir vasıf olduğunu bizlere göstermiştir. Bu görüşmedeki diğer konuşmalar da dikkat çekicidir:
"... Fransızlar artık güçlü bir orduyu kurmak yeteneğinden yoksundurlar. İngilizler bundan böyle adalarının savunmaları için Fransızlara güvenemezler. İtalyanlar savaşın dışında kalabilecek olsalar, savaş sonrası barışta önemli bir rol oynayabilirler. Ama, Musollini' nin ihtirası yüzünden bunu yapamayacaklardır. Böylece Almanlar, İngiltere ve Rusya dışında bütün Avrupa'yı işgal edeceklerdir." (www.tekadam.8k.com)
Ülkemiz`in Karşılaşacağı Sorunlara Karşı Hazırlıklı Olmamızı İstemiştir
Atatürk, ileri görüşlülüğü ile Türkiye'nin gelecekte karşılaşabileceği sorunları görmüş, bu konuda Türk Milleti`ne uyarılarda bulunmuştur. Bunun en güzel örneği, gençliğe seslendiği sözlerinde gizlidir. O,"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden önce Türkiye'nin geleceğine, kendi benliğine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmenin gerekliliği öğretilmelidir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1922, s. 22) diyerek, bağımsızlığımıza göz dikenlerle mücadeleye girişmekten çekinmememiz gerektiğini vurgulamıştır. Atatürk, bu mücadelede, Türk gençliğinin nelere dikkat etmesi gerektiğini şu sözleriyle açıklamıştır:
"Bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."( Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1922, s. 224)
Atatürk`ün Bir Hayali: Türk Birliği
Türkiye'nin sahip olduğu stratejik miras, 21. yüzyılda, Türk Milletini lider ülkeler sıralamasında ilk sıralara yerleştirecek olan son derece köklü ve şanlı bir mirastır. Tarihsel ve güncel gerçekler, istenilirse ve azmedilirse, Türk'ün dünya liderliğine ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Nitekim Mustafa Kemal ileride Türk aleminin bir bütünlük oluşturup tüm dünya için bir model teşkil edeceğini şöyle belirtmiştir:
"Ben herşeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek." (Atatürk'ün Sofrası, İsmet Bozdağ, Kervan Yayınları, 1975, s. 138-143)