Ne demiştiNe oldu

Ekin TV / 29 Aralık 2008

ADNAN OKTAR: Atatürk’ümüz aslanların aslanıdır. Çok yakışıklı, çok akıllı, medarı iftiharımız olan yiğit bir Osmanlı paşasıdır, yiğit bir Türk paşasıdır ve başkomutandır. ATATÜRK’ÜN DİNDARLIĞI, BİRÇOK İNSANIN ELDE EDEMEYECEĞİ DİNDARLIK DERECESİNDEDİR. Mesela Kuran tefsiri yaptırmıştır, Elmalılı tefsirini, ki çok önemlidir. Sahihi Buhari’yi yani sahih hadis kitaplarının en önemlisi olan Buhari’yi tefsir ettirmiş ve onu bastırmış, hazırlattırmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdurmuştur, devletin en büyük teşkilatı Diyanet İşleri Başkanlığı. Ve dini samimi ve dürüst olarak yaşamamız için bir sistem kurmuştur.

Her akşam muntazam Kuran tilavet ettirip onu dinleyen ve ondan çok zevk alan bir insandır. Kuran’ın hem manasını araştırıp inceleyen bir insan hem de Kuran tilavetinden çok zevk alan bir insan. Özel hafızları vardı mesela, bu pek bilinmiyor. İnsanlara, çevresindekilere de Kuran dinletip, kendisi de dinleyip bundan zevk ve feyz alan bir insandı. ONUN İÇİN ATATÜRK’Ü İNSANLAR TANIDIKÇA DAHA DA SEVERLER, DAHA DA ONUN DEĞERİNİ BİLİRLER. AMA BU GERÇEK YÖNLERİ İLE ANLATMAK LAZIM.


Malatya TV /  7 Ocak 2009

ADNAN OKTAR: Atatürk hem ne dindardı, hem ne mükemmel insandı. Anlatsak sabahlara kadar bitmez. Bir insan düşünün ki Müslümanların temel ihtiyacı olan bilgiyi, yani Kuran’ı tefsir ettiriyor. Ve en mükemmel âlime tefsir ettiriyor. Elmalılı Hamdi Yazır Efendi’ye. Ve bu tefsiri Türk Halkı’na sunuyor. Ve en muteber hadis kitabını açıklattırıyor. Şerh ettiriyor. Sahih-i Buhari’yi halkına sunuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurduruyor, halkına sunuyor. Ve diyor ki Türk Milleti’nin en büyük düşmanı komünistliktir. Ve her görüldüğü yerde ezilmelidir. Tam bir aslan üslubu maşaAllah. Türk Birliği’ni savunuyor, İslam Birliği’ni savunuyor, Türk İslam Birliği’ni savunuyor.

 

 

Yeni Akit, 25 Ağustos 2012

Yeni Akit Gazetesi yazarı Serdar Arseven Atatürk’ün dindar kişiliğini vurgulayan yazısında Atatürk için "o zamanın koşulları nedeniyle dindar gibi davranmıştı, sonraki yıllarda çok değişti" diyenlerin doğru söylemediğini, vefatından bir yıl önce 1937 yılında askeriyelerde Kuran-ı Kerim dersinin zorunlu olduğunu anlattı. Hatta askerlerin Kuran-ı Kerim üzerine yemin ettiklerini, dolayısıyla askeriyeler dâhil eğitim sistemine Kuran derslerini koymanın Atatürkçü eğitim sistemine kesinlikle karşı olmadığını yazdı.