8 Ağustos 2012, A9 TV Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sınır karakollarındaki durumla ilgili iddialara cevap olarak; “Karakolların yapılması noktasında herhangi bir geri adım atma söz konusu değil ama arazi şartlarından, yoldan bir takım diğer sebeplerden dolayı aksamalar var. Bu hemen bugünden yarına olacak iş değil ki. Kibrit kutusu yapmıyoruz, karakol yapıyoruz.” ADNAN OKTAR: Bakan Bey maşaAllah açıklama yapmak lütfunda bulunmuş. İyi güzel. Kibrit kutusu yapmak kadar kolayca yapabiliriz. Biz 70 milyonuz. Dağı taşı doldururuz. Bak, müteahhitler dediler, “Binlerce alet gönderelim, makine gönderelim” diyorlar. Bahane yok. Kibrit kutusundan daha kolay yapılır. Biz azmettik mi millet olarak yapmayacağımız yok. Fatih ne yaptı? Karadan yürüttü gemileri değil mi? Hırs yaptın mı her şey yapılır. Dolayısıyla hiçbir bahane kabul etmeyiz. Süratle bitirilsin karakollar istirham ediyoruz ama açıklama lütfunda bulunduğu için de teşekkür ediyoruz. Fakat bak müteahhitlerimizin coşkusu, halkımızın coşkusu ne şekilde. Milletimiz fedakâr millet, “Ne gerekiyorsa yapalım” diyorlar. Paraysa para, insansa insan ama koçyiğitlerimize, Mehmetçiğimize kıl kadar zarar gelmesin. Tam kale gibi karakollarda, muhkem karakollarda muhafaza altında olsunlar, gayet rahat etsinler. “Hele durun bakalım, bir ihale yapalım!” Bu acil konu. Olimpiyat köyü bilmem ne, onları bırakın. Önce bunları bir yapalım. Denizi doldurup stad yapmak, onu da bırak. Bunlar hiç acil değil. Önce Mehmetçiğin canı, bizim koçyiğitlerimizin canı, rahatı. Bizim için önemli olan bu. A9 TV, 1 Ağustos 2012 ADNAN OKTAR: Karakol yapılacak bölgeye bin tane asker götürürüz. Bin tane de işçi götürürüz. Gelebiliyorlarsa gelsinler. Havadan, karadan. Parasıyla değil mi kardeşim? Birde tünel kullanılması lazım. Tünel kullanmıyorlar. O yer altı örümcek ağı gibi olması lazım, binlerce tünel olması lazım, oradan oraya, oradan oraya yer altından. Nerede karşılarına çıkacaklarını kestiremezler o zaman. Yerin altı, olduğu gibi tünellerle dolu olması lazım. Yerin altıda üstüde bizim olması lazım. Böyle bir üslup olmamış. Çaresiz bir üslup yakışmaz. Ne alaka? Orada güzel bir anfi sistemi güzel bir hoparlör sistemi mehteri koyup yeri göğü inleterek böyle göndere de bayrağı çekersin. Dağ, taş asker kaynatırız. Bir avuç ite kopuğa çare yokmuş gibi bir üslup bu yakışık almamış. Yer altı tüneli olayına ağırlık verilmesi lazım. Hiçbir şekilde bağlantı kuramayacakları, mesela yerin yirmi metre altından, otuz metre altından tünel. İki metre çaplı üç metre çaplı tünel boydan boya. Karakolları birbirine öyle bağlamak. Bir yerde bir şey olduğunda, yığacaksın askeri. Bin bir türlü önlem alınır, bir tane, iki tane, üç tane, dört tane değil. Bir kardeşimiz, on kamera hibe etmiş sınır karakollarına. Bunun sevinçle kabul edilmesi lazım. Beceremiyorum diyen, becerecek adama teslim etsin. “Ben yapamıyorum” diyorsa kenara çekilecek. Bize çaresizlik edebiyatını hiç kimse yapmasın. Çaresizlik sözü duymak istemiyoruz biz. “Arkadaş” diyecek, “ben güç yettiremiyorum. Bilen varsa gelsin” diyecek. O zaman bir bilen var gelir. Çok var bilenler. Bu işin ustaları çok. Ne demek karakol her yer dağ taş dolu. Sırf taş yığması bile yapılabilir karakollar. Altından da tüneller güzel ala. |