İnsanlar, dünya hayatının büyük bir hızla geçip tükendiğini ve mutlaka ölüm ile karşılaşıp buluşacaklarını bilmektedirler. Ne kadar sınırsız nimet elde ederlerse etsinler, bunların tümünün geçici dünya hayatı ile birlikte sona ereceğinin farkındadırlar. Olağanüstü bir sistem içinde yaşadıkları, hassas dengelere sahip bir gezegen üzerinde varlıklarını, sorunsuz olarak sürdürdükleri bilgisine sahiptirler. Insanların büyük bir kısmının bu gerçeklerden habersizmiş gibi yaşamalarının ve dünya hayatına hiç bitmeyecekmiş gibi sarılmalarının sebebi ise, onları etkisi altına almış bir tür zihinsel uyuşma, bir çeşit büyüdür. İnsanlar, zamanın geçmekte olduğunu unutmaya çalışarak, ellerindeki nimetleri sonsuzmuş gibi kabul ederek ve ölümle buluşacaklarını inkar ederek bu gerçekleri ortadan kaldırmaya çalışırlar. Oysa düşünmemek, bu insanları bir tür akıl zayıflığına ve zihin uyuşukluğuna götürür. Bu insanlar, Allah (cc)'ın yarattığı gerçekleri göremez, nimetleri fark edemez ve ahireti anlayamaz duruma gelirler. Bu, şeytanın, insanların Allah (cc)'ı düşünmelerini ve kavramalarını engellemek için çağlar boyu uyguladığı, değişmez taktiktir. Oysa Allah (cc), tüm insanları, tüm yaratılanlar üzerinde derin düşünmeye davet etmektedir:
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 190-191)
Allah (cc)'ın ayetleri ve yarattıkları hakkında düşünmek, insanın Allah (cc)'ı gereği gibi kavramasını sağlayacaktır. İnsana düşen, yaratılmış olan tüm deliller üzerinde samimi ve dürüst olarak, gerçeği kavramak amacıyla düşünmektir. Düşünen insan, Allah (cc)'ın yaratış sırlarını, dünya hayatının gerçeğini, cennet ve cehennemin varlığını ve bir gün mutlaka Allah (cc)'ın huzuruna çıkarılacağını kavrar. Allah (cc)'ın razı olduğu bir insan olmanın önemini daha iyi anlar, Kuran ahlakını gereği gibi yaşar, gördüğü her şeyde Allah (cc)'ın sıfatlarını fark eder, insanların çoğunluğuna değil, Allah (cc)'ın emirlerine uyar. Bunun sonucunda ise, hem güzelliklerden ve nimetlerden çok daha fazla zevk alır, hem de dünyaya yönelik sonuçsuz kuruntulardan kurtulur. Elbette bunlar, düşünen bir insanın dünyada kazanacağı güzelliklerden sadece birkaçıdır. Kuran'a göre düşünerek daima doğruyu gören insanlar ise ahirette, Rabbimiz'in sevgisi, rızası, rahmeti ve cennetini kazanmayı umabilirler.