Başkent TV, 13 Şubat 2009 Adnan Oktar: Bir insan çift parmağı ile bir şeyi kaldıramıyorsa iki eliyle birden tutar, asılır, kaldırır. Ha bire çift parmakları ile zorluyorlar. Yok işte, Filistin’e yara bandı gönderelim, kanamayı durdurucu ilaçlar gönderelim, kan gönderelim, serum gönderelim… kardeşim o kan akmasa da sen de kan göndermesen olmuyor mu? O yara olmasa da sen de yara bandı göndermesen olmuyor mu? Türk İslam Birliği’ni oluşturalım, millet asılıp kesilmesin, zulüm de olmasın, onlara da ihtiyaç olmasın. Böyle bir kahramanlık anlayışı var bir kısım insanlarda. İşte oraya bol bol doktor gönderelim. Niye doktor gönderiyorsun? Türk İslam Birliği’ni savunacak insanlar gönderelim, Türk İslam Birliği’ni oluşturalım. Hayır zaten olduysa olay, o ayrı mesele tabi, kan akıtıldıysa tabi doktor göndereceğiz, ilaç da, her şey göndereceğiz. Ama bunu engellemek varken, bunu engelleme ile ilgili hiçbir çalışma yapmayıp da sadece o konuya hazırlık yapmak… Mesela vakıflar var, dernekler, şahıslar var, sürekli ağızlarında bu var. “İşte onlar çok perişan durumdalar, onlara pansuman bezi gönderelim. İlaç gönderelim, Novalgine gönderelim. Acıyı dindirmek için uyuşturucu ilaç gönderelim." Kardeşim canı yanmasa bunların, bu sistemi değiştirsek, Türk İslam Birliği’ni kursak hem İsrail’i kurtarsak, oradaki dindarları, hem Hıristiyan dindarları kurtarsak, hem Müslümanları kurtarsak olmuyor mu?... Türk İslam Birliği şart, Türk İslam Birliği'nin bir an önce oluşması gerekiyor, birçok söz şeklinde söylenebilir. Allah bunu yapacak, kaderimizde bu. Sadece sebebe sarılmamız gerekiyor. Şimdi ben buradan elimi uzatmaya niyet etmezsem bu bardağa dokunamam. Değil mi? Niyet edince Allah veriyor. Bunu isteyince, yani niyet etmek duadır. İşte niyet edeceğiz ki Allah bize versin inşaAllah. Geniş çapta niyet edilmesi gerekir, istenmesi gerekir. Ama herkes uyusa bile Türk İslam Birliği yine olacak, onu söyleyeyim. Abu Dhabi TV, 19 Şubat 2009 Muhabir : Hocam biliyorsunuz dünyada Müslümanlar her yerde zulüm görüyor. Savaş bölgelerinde, Müslüman bölgelerinde, Filistin’de olsun, Afganistan’da olsun, Somali’de olsun, nereye baksanız Müslümanlar... Sebep kim, yani Müslümanların kendileri mi sebep yoksa başka sebepler de var mı? Adnan Oktar: Bunun çözümünü söyleyeyim ben. Müslümanlar çözümüne yanaşmadıkları için bu olaylar devam ediyor. Çözümü, bütün Müslümanların birlik olmasıdır, bu farzdır, Allah’ın emridir. Yani namaz kılmak gibi, oruç gibi farzdır. Bir insan namazını kılmıyorsa fısk içindedir. İslam âleminin birleşmesini ve birlikte hareket etmesini istemiyorsa yine fısk içinde olur. Yani günaha girmiş olur. Bunun en güzel çözümü Türk milletinin öncülüğünde Türkiye’nin öncülüğünde Türk Devletlerinin desteğinde bir Türk-İslam Birliği’dir. Türk milletini lider olarak görmemin nedeni ahlaken ve mücahit ruhu yönünden çok güçlü bir millettir, metafizik bir millettir Türk milleti ve özel görevlidir, Allah öyle yaratmıştır... Böyle bir yapılanmada Hıristiyanlar, Museviler hatta Budistler hatta ateistler herkes rahat eder. Bütün Müslüman âlemi huzur içinde yaşayacaktır. Herkes ibadetini istediği gibi yapar. Museviler sinagoglarına istediği gibi giderler, Musevilerin ibadetlerinde hiçbir sorun olmaz, onlara karşı sevgi ve şefkat olur. Hıristiyanlar kiliselerine giderler, istedikleri gibi ibadetlerini yaparlar hatta destek görürler, her yönden, maddi ve manevi her yönden şefkat ve korunma içinde olurlar. Bu çok güzel bir sistem olur. Bu olmadığı için, bölünmüş, parçalanmışlık olduğu için hem Hıristiyanlar eziliyor, hem Museviler eziliyor, Müslümanlar da bir kat daha fazla eziliyor. Bunun çözümü Türk-İslam Birliği’dir, bunun uzaması durumunda bu Gayretullah’a dokunur, Allah’a karşı bir tavırdır bu. Allah “birleşin” diyor, “ben birleşmeyeceğim” gibi bir ifade olmuş oluyor -haşa. Allah namaz kılın deyince nasıl Müslümanlar namaz kılıyorsa, değil mi? Yasakladığı bir hüküm olduğunda, “domuz eti yemeyin” diyor, yemiyoruz, Allah “bölünmeyin” diyor, bölünüyorlar, “birleşin” diyor, birleşmiyorlar. Bu haramdır, Müslümanların bir an önce birleşmeleri gerekir. O zaman bu konunun süt liman olduğunu, etrafın bayram yerine döndüğünü görecekler. Bir mucize meydana gelir, bütün Müslümanlar huzur içinde olurlar. Çay TV - Maraş Aksu TV, 07 Ocak 2010 Adnan Oktar: Manevi bölünmenin kalkması lazım, işte Hamas’la Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yek vücut olmaları lazım. Çünkü Allah’ımız bir, Kitab’ımız bir, kardeşiz. Hatta ırk olarak bile birler, hepsi İsmailoğulları’ndan. Dolayısıyla bölünme kalkacak tabii, ama bölünme bu sorunu halletmez. Ne olması gerekiyor, Türk İslam Birliği olması gerekiyor. Asıl olay bu, Türk İslam Birliği’dir. Türk İslam Birliği olmadan Filistin birleşse bile fitne kalkmaz, kargaşa bitmez, dinmez ve rahatlık olmaz. Birleşme hiçbir şeyi çözmez. Hatta daha da başka olaylar meydana getirebilir ve birleşmesinden de bir bereket çıkmaz. TEK ÇÖZÜM TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ’DİR. Türkiye’nin liderliğinde bölgede büyük bir yapılanma oluşması ve bu güzelliklerle de Avrupa Birliği’ne girmemiz. |
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Arap Birliği zirvesinde yaptığı konuşmadan bölümler: Türkler ve Arapların, sadece ortak bir coğrafyayı paylaşmakla kalmadığını, ortak bir tarihi, ortak bir kültürü, ortak bir medeniyeti ve ortak bir inancı da paylaştıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şunu bütün kalbimle ifade etmek isterim, İstanbul’un kaderi Sirte’nin kaderinden, Trablus’un kaderinden, Kahire’nin, Şam’ın, Bağdat’ın, Sana’nın, Mekke ile Medine’nin ve elbette Kudüs’ün kaderinden ayrı değildir. Tarih ve inançlarımız bizi, birbirimize dost değil, altını çizerek ifade ediyorum, birbirimize kardeş yapmıştır. Biz bu bölgenin büyük ve müreffeh tarihini hep birlikte yazdık. Bu bölgenin aydınlık geleceğini de hep birlikte yazacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Evet... Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Özellikle son yüzyılda, ne yazık ki kanla gözyaşıyla acıyla çatışma ve işgallerle yoğrulmuş bir coğrafyada bulunuyoruz. Ama bu durum, bizi asla ve asla umutsuzluğa sevk edemez. İttifak her derdin devasıdır. Bir olmak, iri olmaktır, diri olmaktır.... Filistinlilerin ve elbette tüm İslam ülkelerinin, birlik ve bütünlüğü bu noktada her zamankinden daha fazla önem ve hayatiyet arz ediyor. Filistinli kardeşlerimizin, başta El-Fetih ve Hamas olmak üzere, Filistin’in ulusal birliği için el ele, gönül gönüle, omuz omuza atacakları adımları bütün kalbimizle destekliyoruz. Gün, oturup ağıt yakma, oturup göz yaşı dökme, oturup gelişmeleri tribünlerden seyretme günü değildir. Gün, ittifak günüdür, bir arada hareket etme, acilen barışı tesis etme günüdür. Türkiye olarak, Filistin meselesinin çözümünü bölgenin barış ve huzurunun anahtarı olarak gördüğümüzü, Filistin’in haklı davasını desteklediğimizi ve yakından takip ettiğimizi burada bir kez daha hatırlatmak isterim. |