"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden (duyarlı bir araştırmayla) bir haber getirin ve Allah`ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah`ın rahmetinden umut kesmez." (Yusuf Suresi, 87)
Allah (cc)'ın rahmetinden ümit kesen insanlar, Allah (cc)'ın üstün güç ve kudretini kavrayamayan ve ahiret inancı taşımayan kimselerdir. Bu insanlar, kendilerine sürekli olarak nimetler sunanın, sayısız güzelliği bir arada yaratanın, kendilerini yaşatan ve rahmetini sürekli olarak üzerlerinde tecelli ettirenin Yüce Allah (cc) olduğunu kavrayamazlar. İşte bu nedenle, bir zorluk karşısında Allah (cc)'a sığınma, O'ndan rahmet dileme ve sürekli olarak en güzelini ümit etme nimetinden mahrum kalmışlardır. Herhangi bir güçlük karşısında bir anda saldırganlaşıp isyankar tavır gösterebilirler. Zorluklar, iman etmeyen insanların büyük bir ümitsizliğe düşmelerine neden olur. Allah (cc) bir ayetinde şöyle buyurur:
Allah'ın ayetlerini ve O'na kavuşmayı 'yok sayıp inkar edenler'; işte onlar, benim Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azab onlarındır. (Ankebut Suresi, 23)
Allah (cc), insanı yaratan, onu güzel bir şekilde yaşatan, ona görme, işitme, düşünme yeteneklerini veren, onun yürümesini, nefes almasını, gülmesini, konuşmasını sağlayan, onu rızıklandıran, ona sevdiği şeyleri ikram eden ve sürekli nimet sunandır. Allah (cc)'ın rahmetini ummamak, kişinin bütün bunları görmezden gelmesi anlamına gelir. Allah (cc), kuşkusuz ki her şeyin en mükemmelini ve en kusursuzunu yaratmaya kadirdir. Zorluklar karşısında ferahlık verecek, sıkıntıları güzelliklere çevirecek olan da yalnızca O'dur. Bu gerçeğin bilincinde olmadan yaşamak, hem dünya hem de ahiret için büyük bir kayıp ve büyük bir hüsrandır.
Ümitsizlik, iman etmeyen kişileri, iman edenlerden ayıran en belirgin farklardan bir tanesidir. İnkarcılar, Allah (cc)'ın rızasını kazanmak maksadıyla yaşamadıkları için Allah (cc)'tan gelen her şeye razı olan ve cennet beklentisinin getirdiği şevk ve heyecan içinde yaşayan müminlerin rahatlığını yaşamazlar. İman; kişiyi ümitsizliğe sürüklenmekten, üzüntü, keder, sıkıntı, stres, öfke, gelecek kaygısı, korku ve tedirginlik gibi insana maddi-manevi zarar veren etkenlerden uzak tutar. Bütün bunların aksine müminler, her zaman son derece neşeli ve huzurludurlar. İnsanın, Allah (cc)'a iman etmek ve sürekli O'nun rahmetinden ümit içinde olmaktan başka kurtuluşu yoktur. İmandan başka bir yol, insana hiçbir zaman huzur ve güven getirmeyecektir. İnsan, hedeflediği dünyevi amaçlara ulaşsa dahi, gerçek mutluluk ve huzuru hiçbir zaman tam anlamıyla yaşayamayacaktır. Allah (cc)'ın müminlere vaadi şöyledir:
Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır. Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. (Yunus Suresi, 62-64)