Allah'ın İsimleri: CEBBAR
ucgen

Allah'ın İsimleri: CEBBAR

1662

CEBBAR (Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir. (Haşr Suresi, 23)

Allah'a karşı büyüklenmenin, O'na teslim olmamanın altında, insanın kendisini Allah'tan bağımsız bir varlık olarak görüp, sahip olduğu bazı özelliklerin kendinden kaynaklandığını zannetmesi, dolayısıyla kendine bir "benlik" vermesi yatar. (Allah'ı tenzih ederiz) Halbuki bu, son derece çarpık bir mantıktır. İnsan biraz durup düşünse, bu dünyaya kendi iradesiyle gelmediğini, hayatının ne zaman son bulacağını bilmediğini, sahip olduğu fiziksel özelliklerin kendi seçimiyle kendisine verilmediğini rahatlıkla görebilir. Kendi bedeni de dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyin geçici olduğunu ve sonunda yok olacağını anlar.

Tüm bunlar insanın tümüyle aciz olduğunun, hiçbir şeyin gerçekte kendisine ait ve kendi kontrolü dahilinde olmadığının açık delilleridir. Bütün bu gerçekler karşısında insanın, kendisini yaratan Rabbimiz'e karşı büyüklenmeye kalkmasının ne kadar akılsızca bir tavır olacağı ortadadır. Oysa insanın Allah'ın büyüklüğünü, her şeyi yoktan var ettiğini, insanların sahip oldukları bütün imkan ve özellikleri verenin Allah olduğunu, dilediği anda da hepsini geri alabileceğini, tüm canlıların ölümlü olduğunu, tek baki kalacak olanın Allah olduğunu kabul edip, gerçek sahibine teslim olması gerekir.

Kuran'da sahip olduğu şeylerden dolayı kibirlenen ve sonunda da Allah'ın Cebbar sıfatıyla acizliklerini gören ve hatalarını ikrar eden bahçe sahiplerinin durumu ibret olarak anlatılmıştır. Ertesi gün bahçelerini erkenden devşireceklerine dair and içen bahçe sahiplerinin başlarına gelenler şöyle bildirilmiştir:

... Uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp-kuşatıverdi. Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi. (Kalem Suresi, 19-20)

Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler. "Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık." (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip Yüceltmeniz gerekmez miydi?" Dediler ki: "Rabbimiz seni tesbih eder, Yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz." Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar. "Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız" dediler. "Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz." İşte azab böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler. (Kalem Suresi, 26-33)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER