Allah birdir. Hıristiyanlar üçleme inancı ile karmaşık bir din anlayışına girmekten kaçınmalıdırlar
ucgen

Allah birdir. Hıristiyanlar üçleme inancı ile karmaşık bir din anlayışına girmekten kaçınmalıdırlar

42982

(Yazıda Hristiyanların yanlış bakış açılarının izah edildiği açıklamalarda yer alan ve saygıya uygun olmayan tüm ifadelerden Rabbimiz’i tenzih ederiz)

Bir kısım Hristiyanlar, yüzyıllardır süregelen çeşitli yönlendirmelerin ve yanlış yorumlamaların etkisinde kalarak “üçleme” yanılgısına sıkı sıkıya bağlanmışlardır. “Allah birdir” demek yerine, Hz. Musa (as)’ın ve Hz. İsa (as)’ın şeriatının temeli olan tevhid inancını terk etmişlerdir. Bu yanlış inanç neticesinde Hz. İsa (as)’ı kendilerince bir ilah olarak görmeye başlamış (Allah’ı tenzih ederiz), son derece büyük ve ciddi bir hatanın içine düşmüşlerdir.

Allah’a inanıp güvenen samimi Hristiyanların bu büyük yanılgıyı acilen terk etmeleri şarttır. Bu çok büyük ve ciddi bir yanılgıdır. Yüce Allah Kuran’da, gösterilen bu çirkin cesaret, öne sürülen bu iddiadan dolayı GÖKLERİN PARÇALANACAĞINI, YERİN ÇATLAYACAĞINI, DAĞLARIN YIKILIP ÇÖKÜVERECEĞİNİ bildirmiştir:

"Rahman çocuk edinmiştir" dediler.

Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup-geldiniz.

Neredeyse bundan dolayı, GÖKLER PARAMPARÇA OLACAK, YER ÇATLAYACAK VE DAĞLAR YIKILIP GÖÇÜVERECEKTİ.

Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı.)

Rahman (olan Allah)a çocuk edinmek yaraşmaz.

Göklerde ve yerde olan (herkesin ve herşeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir. (Meryem Suresi, 88-93)

 

Samimi Hıristiyanlar Bu Karmaşaya Son Vermelidirler

İncil’de Allah’ın birliğine dair izahlar açıktır. Yüce Rabbimiz, Bir ve Tek Hakim olduğunu Kuran ve Tevrat’da olduğu gibi İncil’de de Hıristiyanlara haber vermiştir. Yine İncil’de, Hz. İsa (as)’ın yalnızca bir kul olduğu, beşeri özellikler gösterdiği, yemek yediği, uyuduğu, yorulup dinlendiği, Allah’a dua ettiği açıkça izah edilmiştir. İncil üzerinden yapılan ve çeşitli odaklar tarafından bir kasıt üzerine Hıristiyanlık dinine dahil edilmeye çalışılan ÜÇLEME YANILGISI, ÜÇ KUTSAL DİNDE DE KABUL EDİLEMEZDİR. Yüce Allah’ı gereği gibi takdir edebilen, İncil’in özünü ve verdiği mesajı doğru şekilde anlayabilen vicdanlı her samimi Hıristiyan, üçleme inancının büyük bir hata olduğunu, bunun son derece samimiyetsiz bir izah olduğunu, Yüce Rabbimiz’in bu tanımlamadan münezzeh olduğunu rahatlıkla anlayabilir.

İşte bu samimiyetsiz bakış açısı nedeniyle Allah’ın sade, anlaşılır, açık ve tertemiz yarattığı bir din karmakarışık ve anlaşılmaz bir hale getirilmiştir. Doğrudan tek bir Allah’a ibadet etmek yerine, üçleme inancı ile Allah ile sözde bağlantı kuran hayali aracılar, kurtarıcılar türetilmiştir. Üçleme yanılgısının temelindeki bu karmaşık ve anlaşılmaz izahlar sebebiyle, söz konusu Hristiyanlar, (Allah’ı tenzih ederiz) anlaşılamaz, tarif edilemez bir Allah’ın varlığını savunmakta, kendileri dahi nasıl bir Yaratıcı'ya ibadet ettiklerini anlayamamakta, hiçbir zaman tam, tatmin edici ve anlaşılır bir açıklama yapamamaktadırlar. Tek Allah’a inandıklarını iddia etmekte, fakat zorlama anlatımlarla kendilerine aslında üç farklı ilah edinmektedirler (Allah’ı tenzih ederiz). Sırf bu karmaşık anlatımlar ve açıklama çabaları bile, üçleme iddiasının ne derece yanlış olduğunu görmek için yeterlidir.

Yüce Allah, böyle karmaşık ve anlaşılmaz bir din yaratmamıştır. Allah’ın salih iman sahiplerinden istediği bu değildir. Allah ile bağlantı kurabilmek için aracılar kullanmak, Hz. İsa (as) vesilesiyle olmadığı müddetçe Allah ile bağlantı kurulamayacağını iddia etmek, (Allah’ı tenzih ederiz) Allah’ı acz içinde göstermeye çalışmak, ALLAH’I İNKAR ANLAMINA GELİR. Allah’ın kulları için seçip beğendiği din anlayışı bu değildir. Samimi Hristiyanlar mutlaka bu konuya dikkat vermelidirler.

 

Tüm Varlıklar Yüce Allah’ın Tecellisidir, Allah Her Şeyi Sarıp Kuşatmıştır

Söz konusu Hristiyanlar, tecelli konusunu genellikle yanlış anlamaktadırlar. Bu nedenle bu konunun detaylı açıklanması gerekmektedir: TÜM VARLIKLAR, YÜCE RABBİMİZ’İN BİRER TECELLİSİDİR. Herhangi bir şeyi Allah’tan bağımsız olarak düşünmek (Allah’ı tenzih ederiz), Allah’ın gücünü, kudretini, büyüklüğünü takdir edememek anlamına gelir ki, bu oldukça ciddi bir yanılgıdır. Yüce Allah, sonsuzluk vasfına sahiptir. Sonsuz Yücelikte ve Büyüklükte olan Rabbimiz’in dışında başka varlıklar olduğunu iddia etmek, Allah’ın sonsuzluğunu reddetmek anlamına gelir. Dolayısıyla bu, Allah’ı takdir edememektir.

Bazı Hıristiyanlar, yalnızca Hz. İsa (as)’ın Allah’ın tecellisi olduğunu kabul eder ve diğer varlıkları Allah’ın tecellisi olarak ifade etmenin saygıya uygun olmayacağını, bunun Allah’ı anlayamamak anlamına geleceğini ifade ederler. Oysa bu bir aldatmacadır. Bu, üçleme inancını kendilerince sağlamlaştırabilmek ve dini karmakarışık hale getirmek için Hristiyanlığa sonradan dahil edilen yanlış yorumlardan bir diğeridir. Sonsuzluk Yüce Allah’ın vasfıdır ve VAR OLAN HER ŞEY YÜCE ALLAH’IN SONSUZ VARLIĞININ BİR TECELLİSİ YANİ BİR GÖRÜNTÜSÜ OLARAK YARATILMIŞTIR.

Söz konusu Hıristiyanlar bu yanlış yorumlama neticesinde, “tecelli”nin bizzat “Allah’ın Zatı” anlamına geldiğini düşünmektedirler. Bu sebeple Hz. İsa (as)’a “tecelli”, dolayısıyla da ilah yakıştırması (Allah'ı tenzih ederiz) yapmışlardır. Bu da yine, Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini takdir edememektir.

Yüce Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Allah’ın Zatı başkadır. Tecelliler yalnızca Allah’ın birer görüntüsüdürler. Onlar, Allah’ın Yüce Zat’ı değildirler. Yüce Rabbimiz, yarattıklarından ayrı değildir. Tüm varlıklar, evrendeki küçük büyük her şey Allah’ın birer görüntüsüdür. İnsanlar hiçbir zaman Allah’ın Yüce Zat’ını göremezler. Ama O’nun tecellileriyle sürekli olarak muhataptırlar. İnsanın kendisi de yine bir tecellidir.

Dolayısıyla Hz. İsa (as) da, diğer tüm varlıklar gibi Yüce Rabbimiz’in bir tecellisidir. Bu ifade, söz konusu Hıristiyanların zannettikleri gibi Allah’ın Hz. İsa (as)’da vücut bulduğu (Allah’ı tenzih ederiz) anlamına gelmemektedir. HZ. İSA (AS), ALLAH’IN TECELLİSİ OLAN TÜM DİĞER VARLIKLAR GİBİ ALLAH’IN BİR GÖRÜNTÜSÜDÜR. Tecelli bu anlama gelmektedir. İncil’de, söz konusu Hıristiyanlar Hz. İsa (as)’ın bu yöndeki ifadelerini, bu batıni tefsiri yapmaksızın olduğu gibi algılamaktadırlar. Oysa dikkatli, akılcı ve Allah’ın yaratışına uygun bir bakış açısı ile baktıklarında, bu ifadelerle Hz. İsa (as)’ın, tüm diğer varlıklar gibi kendisinin de Allah’tan bir tecelli olduğunu ifade ettiği açıkça görülebilmektedir.

Tüm insanların ve mevcut tüm varlıkların Allah’ın birer tecellisi olduğu İncil’de başka pasajlarda da açıkça ifade edilmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:

Oraya vardıklarında inanlılar topluluğunu bir araya getirip Allah'ın kendileri aracılığıyla neler yaptığını, diğer uluslara iman kapısını nasıl açtığını anlattılar. (Elçilerin İşleri, 14: 27)

Kudüs'e geldiklerinde inanlılar topluluğu, elçiler ve ihtiyarlarca iyi karşılandılar. Allah'ın kendileri aracılığıyla yapmış olduğu her şeyi anlattılar. (Elçilerin İşleri, 15: 4)

Her şeyden önce var olan O'dur ve her şey varlığını O'nda sürdürmektedir. (Koloseliler, 1:17)

Tüm varlıkların Allah’ın birer tecellisi olduğunu görüp kabul etmek, söz konusu Hristiyanların inançlarının aksine, Allah’ın sonsuz ve yüce Varlığını yüceltip takdir etmektir. Allah’ın her şeyi ve her yeri sarıp kuşattığını, hiçbir şeyin Allah’tan uzak olmadığını, O’nun göklerin, yerlerin ve tüm alemlerin hakimi olduğunu kavrayıp anlamak demektir. SONSUZ YÜCELİKTE, SONSUZ BÜYÜKLÜKTE VE SONSUZ İLİM SAHİBİ YÜCE ALLAH’IN GÜCÜNÜ, KUDRETİNİ, BÜYÜKLÜĞÜNÜ VE SONSUZLUĞUNU TAKDİR EDEBİLMEKTİR. Bu, Allah’ı yüceltmektir. Söz konusu Hıristiyanların bu konudaki izahları büyük yanlışlar içermektedir. Allah bir Kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır:

Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun Katı'nda şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)

 

Allah Her Yerdedir, Her An Görür, Her An İşitir

Üçleme yanılgısı içinde olan Hristiyanların Allah’ın Yüce Varlığını ve Hakim sıfatını daha akılcı ve derin düşünmeleri gerekmektedir. Çünkü söz konusu Hristiyanlar, Allah’ın göklerde, kendilerinden uzaklarda, kendi yapıp ettiklerinden bağımsız olduğunu (Allah’ı tenzih ederiz) düşünerek büyük bir yanılgı içine düşerler. Allah’a ibadet veya dua etmek için aracılar kullanmalarının, Rabbimiz’in duaları (Haşa) işitmediğini düşünmelerinin, Allah’ın tecellisi kavramını kavrayamamalarının temel sebebi budur.

Oysa ALLAH HER YERDEDİR. Rabbimiz'in Yüce kudreti her yeri sarıp kuşatmıştır. Allah göklerdeki, yerdeki, uzaydaki, toprağın altındaki, bulutların arasındaki yani var olan her şeyde ve her yerdeki her şeyin bilgisine sahiptir. Yüce Allah kullarına, onların şahdamarlarından daha yakın olduğunu bildirmiştir:

Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız. (Kaf Suresi, 16)

Her şey Allah’ın tecellisi olduğundan tüm gözler ona aittir. O, her şeyi her an işitir, sinelerin gizli sakladıklarını bilir. Allah’ın bilgisi olmaksızın tek bir kişinin herhangi bir şey yapmaya gücü yoktur. Yüce Allah bir Kuran ayetinde şöyle buyurur:

Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et. (Tur Suresi, 48)

Yüce Allah’a dua etmek ve O’na çağrıda bulunmak için aracılara, vesilelere ihtiyaç yoktur. Allah bir kişinin dileğini, kalbinde tuttuğu her türlü arzusunu, sinelerin gizli tuttuklarını, gizlinin gizlisini bilendir:

Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O'nundur.

Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. (Taha Suresi, 6-7)

İnsanlar Allah’ın Yüce Zat’ını görüp kavramaya güç yetiremezler. Fakat Allah tüm gözleri idrak edendir. Her şeyi görür, her şeyi işitir, her şey O’nun bilgisi dahilindedir. Üç kişiden dördüncüleri, beşin altıncısı mutlaka O’dur (Mücadele Suresi, 7) O’nun bilgisi olmaksızın tek bir yaprak dahi düşmez (En’am Suresi, 59). Yüce Allah şöyle buyurur:

Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır. (En’am Suresi, 103)

 

Samimi Hristiyanlar Allah’ın Kendilerinden Uzakta Olmadığını Düşünmelidirler

Üçleme yanılgısına inanan Hristiyanlar, Allah’ın her an ve her yerde kendileri ile beraber olduğu, Allah’ın her yerden kendilerini işittiği ve gördüğü, Allah’ın kendilerine şahdamarlarından dahi daha yakın olduğu gerçeğini tam anlamı ile anladıklarında içine düştükleri büyük yanılgıyı da anlamış olacaklardır. ALLAH KENDİLERİNDEN UZAKTA DEĞİLDİR. Allah, aracılarla vesilelerle ulaşılacak bir Varlık değildir. ALLAH HER YERDEDİR. O’NDAN GİZLİ HİÇBİR ŞEY YOKTUR.

Samimi Hristiyanların, İncil pasajlarını da bu bakış açısı ile değerlendirmeleri gerekmektedir. Allah’ın sözlerinin çok derin anlamlar içerebileceğini dikkate almalı ve bunları batıni tefsir ile yorumlamalıdırlar. Allah’ın her an kendilerini duyup gördüğünü, Allah ile her an birlikte olduklarını ve Allah’ın Yüce Zat’ının her şeyi sarıp kuşatmış olduğunu fark edebilmelidirler. Dolayısıyla Allah’ın kendileri için karmaşık ve anlaşılmaz bir din yaratmadığını da anlayabilmelidirler. ALLAH BİRDİR. HER ÇAĞRIYI DUYAR. KUDRETİ ÇOK YÜCEDİR. ALLAH’IN TECELLİSİ OLAN BİR BEŞERİ İLAH EDİNMEK, ÇOK BÜYÜK BİR YANILGIDIR. Bu, Kuran’da bildirildiği gibi dağları dahi yerinden oynatacak kadar büyük ve çirkin bir cesarettir. Samimi Hristiyanların mutlaka içine düştükleri bu hatalı tutumun farkına varmaları ve bu batıl inançlardan uzaklaşıp, samimi olarak Bir olan Allah'a yönelmeleri gerekmektedir. Allah hatasını anlayıp tevbe edenleri bağışlayan, kötülüklerini örtendir.


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER