... MEHDİ'NİN ÇOK VAZİFELERİ VAR. VE SİYASET ALEMİNDE, DİYANET ALEMİNDE, SALTANAT ALEMİNDE, MÜCADELE ALEMİNDE ÇOK DAİRELERDE İCRAATLARI (işleri) OLDUĞU GİBİ... (Şualar, Beşinci Şua, On Dokuzuncu Mesele, s. 590)
Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'ın, hem siyaset, hem diyanet hem saltanat hem de mücadele aleminde görev üstleneceği için, ‘sahip olacağı maddi ve manevi imkanların da tüm bu vazifelerini yerine getirmesine imkan sağlayacak şekilde çok geniş olacağına’ dikkat çekmiştir. Zira Bediüzzaman'ın açıklamalarından, bu görevlerin tam yapılabilmesinin ancak BU ÜÇ ALANDA BİRDEN BÜYÜK BİR GÜÇ SAHİBİ OLUNMASIYLA gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Bediüzzaman, “ÇOK DAİRELERDE İCRAATLARI OLDUĞU GİBİ” sözleriyle, Hz. Mehdi (a.s.)'ın bu “faaliyetlerinin ve etki alanının çapının genişliğini” belirtmektedir.
Bediüzzaman yaşadığı süre içerisinde önemli bir iman hizmeti yürütmüş, ancak bu üç alanda birden imkan ve yetkilere sahip olmamıştır. Ömrünün çok büyük bir bölümünü esaret, maddi sıkıntılar ve zorluklar altında geçirmiştir. Çeşitli haksızlıklara uğramış, eziyetlere tabi tutulmuş, onlarca yıl hayatını hapis ve sürgün gibi şartlar altında sürdürmüştür.
Eğer Bediüzzaman ‘Mehdi' olsaydı ve; diyanet, saltanat ve siyaset alanlarındaki üç görevi yerine getirmiş olsaydı, elbetteki böyle bir durum söz konusu olmazdı. Bediüzzaman hayatın her alanına etki eden bu önemli görevleriyle birlikte maddi manevi çok büyük bir güç elde etmiş olurdu.
Dolayısıyla Bediüzzaman, Hz. Mehdi (a.s.) hakkında verdiği bu önemli bilgi ile, kendisinin ‘Mehdi' olamayacağını kendi sözleriyle bir kez daha açıklamıştır.
'Bediüzzaman kendisinin 'Ahir zamanın büyük Mehdisi' olmadığını delilleriyle birlikte açıklamıştır' makalesine geri dönmek için tıklayın <<<<<<