KARTAL GÖKTAN: İyi geceler değerli izleyicilerimiz. Adnan Oktar’la Sohbetler’e hoş geldiniz.
ADNAN OKTAR: Ne diyelim? “Sevgi nefreti yenecek.” Bu dünyada yaygın bir nefret anlayışı hakim oldu çok tehlikeli, Türkiye’de de var bu çok yaygın nefret anlayışı. Ona karşı sevgi anlayışını hakim kılacağız inşaAllah.
“Hocam, ben Tayfun Cenk, durmadan izliyorum sizi, bazen yetişemiyorum. Şansım olsa yanınızda olmayı çok isterim.” Nasip olursa de, şans deme. Şans çünkü kör tesadüf anlamına gelir.
“Adnan Bey, bayanlara şiddet gösteren bu kişiler bu mantığı savunanlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?” Doğru değil tabii çok yanlış.
“İyi akşamlar sizi severek izliyorum. Allah yolunuzu açık etsin.” Ankara’dan Hikmet.
Evet haberler sizde.
ASLI HANTAL: Makaleleriniz hakkında bilgiler var yeni. Lübnan’ın önde gelen Arapça yayın yapan günlük Gazetesi Ennahar’da yazılarınız yayınlanmaya başladı. Gazetenin internet sitesi Ortadoğu bölgesinde en fazla ziyaret edilen sitelerden. Gazete Lübnan dışında da çok fazla takip ediliyor. Bugünkü gazetede “Savaş alevlerini söndürecek birlik” başlıklı makaleniz yayınlandı.
Sol görüşlü Amerika’nın bağımsız haber sitesi American Herald Tribune’de “Evsizler kimin problemi” başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda sokakta yaşayan insanlara yardım eli uzatılmasının ve onlara karşı son derece şefkatli ve merhametli olmanın öneminden bahsediyorsunuz.
Uluslararası ilişkiler, güvenlik ve terörle mücadele konularında uzman yazarlara yer veren Rusya’nın önde gelen düşünce kuruluşu Katehon’un Arapça yayınında “Dünyadaki kötülüğün merkezi İngiliz derin devleti” ayrıca “İngiliz derin devletinin Suriye’deki maşası PYD/YPG” başlıklı makaleniz yayınlandı.
İsrail’de bulunan ve Facebook’ta altı yüz yetmiş bin takipçisi olan Jerusalem Online haber sitesinde “Kutsal topraklarda yaşamaya kimin hakkı var?” başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda Müslümanlar ve Musevilerin dostça bir arada yaşamaları gerektiğini ve Musevilerin o topraklarda var olacaklarını, Allah’ın bize Kuran’da bildirdiğini anlatıyorsunuz.
Katar’ın en büyük Arapça gazetelerinden Al Raya’da “Sinsi bir psikolojik dizayn yöntemi: Çirkin sanat” başlıklı makaleniz yayınlandı.
Suudi Arabistan’ın önde gelen Arapça günlük gazetesi Makkah Newspaper’in hem basılı, hem internet yayınında “tek çıkar yol” başlıklı makaleniz yayınlandı. Merkezi Londra’da bulunan Irak’ın günlük Arapça Gazetesi olan Ezzaman’ın hem basılı yayınında, hem internet sitesinde “Sigara hakkındaki gerçekler, ölümcül sektörler neden teşvik ediliyor?” başlıklı makaleniz yayınlandı.
Amerika’dan yayın yapan haber portalı News Rescue’de “Canlı türlerindeki yeni keşifler Allah’ın sonsuz ilminin tecellisidir” başlıklı makaleniz ve “Derin deflet ifşa olurken” başlıklı makaleniz yayınlandı. Bu yazınız aynı zamanda Suudi Arabistan’ın önde gelen İngilizce haber sitesi Riyadh Vision’da da yayınlandı.
ADNAN OKTAR: “Düne kadar hayırcıydın, şimdi evetçi oldun. Sizin sohbete nasıl güveneceğiz?” Niye hükümeti zayıf konumuna getireyim? Beğenmediğimiz bir şey olsa değiştiririz ayrıca, anayasa Allah’ın kanunu değil. Bakarız, uygularız beğenmezsek değiştiririz.
GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Partili Cumhurbaşkanlığını siz önerdiniz.
ADNAN OKTAR: Partili Cumhurbaşkanlığını ben önerdim ayrıca. Şimdi bana dese ki birisi “Ya sen önerdin niye karşı çıkıyorsun?” dese haklı olur. Ben söyledim, ben dedim ki “Bölünme işini halledin, bölünmeye kapıyı kapatın. Partili Cumhurbaşkanı olursa evet” dedim. Benim dediklerimi yaptılar, ne yapayım ben şimdi nasıl yapayım? Sözümden mi döneyim? Aksi fitne olur zaten. Ben ne dediysem aynısını yaptı hükümet zaten. Amerikan modelinden başladı, Fransız modeli bütün modelleri saydı “hiçbiri olmaz” dedim. Hangisini söylediyseler hiçbiri olmaz dedim. “Biz kendimiz model yapalım” dedim “Partili Cumhurbaşkanlığı tarzında ve bölünmeyi tamamen ortadan kaldıran bir sistem olursa kabul” dedim. Bunu da yaptılar şimdi ben ne diyeyim? Dediğim ne varsa yaptılar, ne yapmam gerekiyor? Tabii ki kabul diyeceğim. Evet diyenlere saygım çok büyük, hayır diyenlere de saygım çok çok büyük. Ben onların bir risk olduğunu kabul etmiyorum. Hain falan da olarak da görmüyorum, bu vatanın tertemiz evlatları. Evetin içinde de ahlaksızlar olabilir, hayırın içinde de ahlaksızlar olabilir. Mesela bir kurum oluyor içinde hırsızı da çıkar, soysuzu da çıkar, iyi insan da çıkar. İstanbul’da katilde var, evliya da var değil mi? O bizi ilgilendirmez. Biz evetçilerin de, hayırcılarında tertemiz Müslüman evladı, bu vatanın evladı olduklarına inanıyoruz.
Evet dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Kilis 7 Aralık Üniversitesi’ne bir konferans için gelen Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’a İngiliz derin devletinin iç yüzü kitabını hediye ettiler. Resimde Kilis AK Parti Milletvekili ve Kilis Valisi’ de bulunuyor.
ADNAN OKTAR: İyi güzel, Hocamız akıllı insandır.
Evet dinliyorum.
ASLI HANTAL: Oktar’la Cihat, İsrail ziyaretleri sırasında I24 kanalına katılmışlardı. I24 kanalında sizi temsilen katılarak Süleyman Mescidi’nin yeniden yapılması konusunda görüşlerinizi aktardılar. Yeniden yapılacak Süleyman Mescidi için hazırladığınız üç boyutlu filminiz yayınlandı. Videoyu görebiliriz.
ADNAN OKTAR: Helal olsun, çok güzel. Bak bunlar hep Hristiyan, nur gibi insanlar. Gelsin onlar da orada ibadet etsinler. Yok Hristiyanlar, işte şöyle, yok Museviler böyle lanetlenmiş bilmem ne. Ya kardeşim haberin yok asıl lanetlenen sensin, müşriksin sen aklını aç. Açıkça Allah ayette diyor bak Allah müşrikleri lanetliyor. O devirde zulüm yapan Allahsız, Kitapsız Museviler vardı Müslümanlara saldırıyorlardı Allah “onları lanetledi” diyor. Bütün gelmiş, gelecek bütün kuşaklar boyu bir lanet değil. Bu Allah’ı inkar anlamına gelir. Allah, “yeni doğmuş çocuk, her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar” diyor. Lanetlenmiş olarak doğar der mi? Her doğan İslam fıtratı üstüne doğuyor, Müslüman olarak doğuyor.
EBRU ALTAN: Allah, “Kimse başkasının günah yükünü yüklenemez” diye bildiriyor.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
Hucurat Suresi 6’da Cenab-ı Allah diyor ki: “Ey iman edenler, eğer bir fasık” yani aram olduğunu söyleyerek Allah’ın emrine karşı gelen. Mesela “namaz kılmamak haramdır” diyor ama yapıyor. “Zina haramdır” diyor ama yapıyor. “İçki içmek haramdır” diyor ama içiyor, işte her şey. Buna Kuran’da fasık deniyor. “Size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” Fasığın sözüne inanılmaz. Fasık bir haber getirdiğinde inanılmaz, onun sözü hiç dinlenilmez fasığın. Küfür içindeyse onu açıkça söylemesi lazım, fasık ara bir şey. Allah’tan korkmuyor demektir fasığın anlamı o. Allah’tan korkmuyor. Çünkü Allah’tan korksa yapar, korkmuyor Allah’tan.
Şimdi kısa bir ara verelim.