Canlı Sohbetler (3 Mart 2018; 18:00)

1047

OKTAR BABUNA: İyi akşamlar sayın izleyiciler. Canlı yayınımıza başlıyoruz. Adnan Bey hoş geldiniz.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk, siz de hoş geldiniz.

Evet, konuşalım.

OKTAR BABUNA: TSK ve ÖSO Afrin’de stratejik öneme sahip Raco belde merkezini ele geçirdi. Şu an sokak sokak, ev ev tarama ve temizleme yapılıyor. Teröristlerden arındırılan köylerde ise Mehmetçiğimiz ezan okudu. Görüntüleri vardı.

ADNAN OKTAR: Çok güzel olmuş. Tam bir fütuhat. Oraya Suriyeli kardeşlerimizin gelip yerleşmesi çok güzel. Suriyeli derken Türk de gelir niye gelmesin oraya? Kürt de gelsin Tük de gelsin. Mübarek yerler, güzel yerler. Hayır olmuş, güzellik olmuş. Allah güç-kuvvet versin, hayır yolda askerimiz. Şehitlerimiz aslanlarımız da sahabelerle kucaklaşıyorlar ne mutlu onlara. Ama ısrarla söylüyoruz “bizi de çağırın” diye çağırmıyorlar. Bakın bekliyoruz, inşaAllah.

Evet, dinliyorum.

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Şehidimiz Taha Koç’un babası Ahmet Koç oğlunun şehadet haberini gece eve gelen askeri bir yetkiliden öğrenmiş. Haberi alır almaz eşi Fatma Zehra Koç’a “Gözün aydın hanım, şehit anası oldun” diye seslenmiş. Ahmet Koç, Türk bayrağına sarılı tabutu cenaze aracına kadar askerlerle birlikte omuzladığında da “Sen benim gururumsun evlat, sen beni omuzlayacaktın ama kısmet bana oldu” diye konuşmuş.

ADNAN OKTAR: Kabadayı babaya bak kabadayı babaya. Kabadayının hası helal olsun sana. Allah ömrünü uzun etsin, böyle aslan yetiştirmişsin ne güzel, seni cennette karşılayacak bir koçyiğit, maşaAllah. İftihar ediyoruz seninle de evladınla da. Allah sana uzun ömür versin. Şehidimizi de tebrik ediyoruz tekrar tekrar, Allah mübarek etsin, şehadeti kutlu olsun.

Evet, dinliyorum.

VTR: Bu dünyadaki silah üretimi ne zaman bitecek?

ADNAN OKTAR: Aferin benim aslanıma, aferin benim yakışıklıma. Güzel yüzlüm, Hz. Mehdi (as) devrinin dışında mümkün değil. Hz. İsa Mesih (as) devrinin dışında mümkün değil. İnanılır gibi değil, harıl harıl bütün dünyada silah fabrikaları geceli gündüzlü silah üretiyor. Milyonlarca mermi, milyonlarca top mermisi. Mühimmat, tanklar, uçaklar hep insan öldürmek için, inanılır gibi değil. Buzdolabı yap, çamaşır makinesi yap, araba yap. Her yer fakir-fukara dolu kavgaya ne gerek var? Kavgalık ne var? Oturup anlaşalım, koskoca dünya her yer bomboş hiçbir yerde insan yok, her yer bomboş. İsrail-Filistin savaşına ben hayretler içinde bakıyorum. Topraklar her yer bomboş git git kilometrelerce gidiyorsun bomboş. Bir tane insana rastlamıyorsun her yer boş. Her yer sizin istediğiniz gibi oturun, bu kavgaya ne gerek var? Mucize bu, başka açıklaması yok.

OKTAR BABUNA: Hep verdiğiniz bir örnek var, “fuarlarda diyorlar ki” demiştiniz, “bu bomba daha pahalı bir bomba çok daha fazla insan öldürüyor. Herkes de hayran oluyor ne güzel bomba diye. O bombayı daha pahalıya alıyorlar.”

ADNAN OKTAR: Tabii, nefesi kesiliyor. “Efendim, bu patladı mı bir de ayrıca parçalara ayrılıyor bir daha patlıyor” diyor “Abov o zaman çok muhteşem” diyor “ama biraz pahalı” diyor “feda olsun” diyor. “Bu daha fazla adam öldürür” diyor “sen başkasına verme de onu bize ver” diyor. Faciaya bak. Bütün dünya böyle. Bu felaketi durduracağız, inşaAllah.

4 aslanımız bizim şehit oldu, maşaAllah talebelerimden. 7 de gazimiz var. Üzerinde kurşun taşıyan gazilerimiz de var. Çıkarılmıyor ameliyatla tehlikeli diye.

Evet, dinliyorum.

VTR: Hayat neden bu kadar eksiklerle dolu?

ADNAN OKTAR: Ah güzel yüzlüm benim. Canımın içi, başka türlü imtihan olamayız güzel yüzlüm yani cennetin anlamı olmaz. Cennette sıkılırsın, bunalırsın o zaman. Çünkü bak, sonsuz yaşayacaksın çok iyi yetişmen gerekiyor. Yoksa ne yapacaksın? Irmağın kenarında oturur kalırsın böyle sıkılırsın. Bu eğitimden sonra cennet çok kıymetli oluyor, derinlik alıyorsun. Tutkuyu öğreniyorsun, aşkı öğreniyorsun, sevmeyi sevilmeyi öğreniyorsun her şey anlamlı ve çok güzel oluyor. Orayı cehenneme çevirirler o zaman eğitim almazsan. Eğitim çok önemli. Allah seni cennette kardeş etsin. Eğer her şey mükemmel olsa zaten burası cennet olur. Cennet olunca da gördünüz Hz. Adem (as)’da da, daha ilk başlangıcında her şey bozulmaya başlıyor. Allah’a güvenmeyi, Allah’ı sevmeyi burada öğreniyoruz. Yoksa adam sonsuza kadar Allah’a güvenmeyebilir Allah esirgesin. Çok kötü bir şey olur o, olmaz. Burada o eğitimi alacak, Allah’ı sevmeyi öğrenecek, insanları sevmeyi öğrenecek, bitkileri hayvanları sevmeyi öğrenecek. Bak kedileri bile sevmeyi daha yeni yeni öğretiyoruz insanlara. Birçok insan daha yeni öğrendi kedileri sevmeyi, bilmiyorlardı “kedi uğursuz hayvan” falan diyorlardı. Köpekleri sevmeyi öğretiyoruz. Kadınlara karşı sevgi bilinmiyordu birçok insanda, kadınları sevmeyi öğrettik, öğrenmeye başladılar. Homoseksüellik felaketi vardı onu defetmeye çalışıyoruz.

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Siz aylarca her gün istisnasız sevgi etiketi yapmıştınız Twitter’da ve her gün etiket olarak bir numaraya çıkıyordu.

ADNAN OKTAR: Tabii.

Kan arayanlar olursa yine internetten böyle bildirirlerse her yere yayarız. Yalnız televizyonları da o konuda eğitelim öğretelim, bütün televizyonlar versin kardeşim. Bütün televizyonlar versin, vermiyorlar. Mesela dün akşam biz Allah’a çok şükür kan bulduk. Uygun kanı da bulduk götürdük ama çocuk Allah işte kaderi yani Cenab-ı Allah’ın. Ama tam zamanında yetiştirdik yani hem de bol bol. Ama yine varsa öyle kan arayanlar bildirebiliriz internetten.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Cumhurbaşkanı Erdoğan “Doğu Guta’daki yaralıların Esad’a teslim edilmesi ejderhaya teslim edilmeleri anlamına gelir” dedi ve şunları söyledi: “Putin’den Doğu Guta’ya insani yardım konusunda, yaralıları oradan tahliye konusunda bize yardımcı olunmasını istedim. O da buna olumlu bir yaklaşım gösterdi. Ama bu isteğimizle ilgili maalesef bir mesafe kat edilmedi. Çocukların ve kadınların tahliye edilerek Şam’a gönderildiklerine dair haberler var. Ama Şam’a gönderilmiş olmaları ejderhaya teslim edilmeleri anlamına gelir” dedi.

ADNAN OKTAR: Yani deccala. Doğru söylüyor. Müthiş kepazelik, çok büyük bir vicdansızlık. Orada komünist yönetim var. Ve PKK’lılar, YPG’liler orada beyin takımı havasında. Beyinsizlerden oluşmuş beyin takımı, rezalet diz boyu. Ablukanın 360 dereceye tamamlanması şart. Yani tam anlamıyla sarma şart. Tahliye olan Türk tarafına geçmesi gerekir başka türlü olmaz. Adamların gözü dönmüş, cellatlar dolu. Olmaz. Tayyip Hocam’a desteğe devam.

YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Siz birkaç gündür ejderhayı vurguluyorsunuz. Cumhurbaşkanımız da kullanmış.

ADNAN OKTAR: Aynısı. Tabii deccala diyor, çok güzel söylemiş. Doğru söylüyor.

Evet, dinliyorum.

VTR: Kötülük yapanlar birbirine arka çıkar mı?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, hayret edecek bir şey birbirlerine arka çıkıyorlar hakikaten bütün zalimler. Mesela bak bütün homoseksüeller dünya çapında teşkilat. Zalimler mesela dünya mafyası her yerde birbirini destekliyor. Katiller hep birbirini destekliyor, hırsızlar hep birbirini destekliyor çok acayip bir şey bu. Mesela bütün münafıklar yine öyle. Mesela nerede münafık varsa münafık gidip münafık arıyor. Halbuki normalde kafir araması lazım. Müslümanlık iddiasındaysa Müslüman araması lazım. Müslüman aramıyor münafık arıyor.

VTR: Kalben evlilik güzel bir şey mi?

ADNAN OKTAR: O ibadet zaten, çok şevkli ve zevkli, hoş bir şey. Çünkü Allah’ın ruhuyla muhabbet halinde oluyorsun, Allah’ın ruhuna sevgi gösteriyorsun, onun ucu-bucağı olmaz.

Evet.

GÜLEN BATURALP: Afrin’de teröristlerin tuzakladığı tüplerden sızan gazlardan dolayı zehirlenen hayvanları Mehmetçiklerimiz ilkyardım uygulayarak tedavi ediyor. Keşif çalışması yaparken kırsal bir alanda gazlardan etkilenen keçilere rastlayan askerlerimiz keçilere ilkyardım uygulayıp hayvanların kendilerine gelmesini sağladı. Görüntüleri vardı.

ADNAN OKTAR: Bunlar ne ahmak adamlar. Türk ordusunu, Türk milletini tüketeceklerini mi zannediyorlar böyle? Her zaman yapılacak yöntem; yaptığına yapacağına bin pişman etmektir.

Evet.

VTR: Kadınlarda en çok hangi özelliği beğenmiyorsunuz?

ADNAN OKTAR: Samimiyetsizlik güzel değildir. Onun dışında kadın, Allah’ın özel yarattığı muhteşem bir varlık. Ama samimiyetsizlik tabii çok vahim. Çünkü Allah ile bağı kopar samimiyetsiz insanın. Allah ile bağı kopunca hayvanlaşmaya vahşileşmeye başlar, dengesizleşir garip bir varlığa dönüşür. Samimiyetsizlik çok korkunç bir şey. Mutlaka her insanın samimi olması gerekiyor erkek olsun kadın olsun.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Esad rejimi ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu evsiz kalan Suriyeli 40 aile AFAD tarafından ülkelerinde oluşturulan kamplara alınıyor. AFAD ekipleri Afrin yolu üzerindeki bir ilkokula yerleşen ve zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren yaklaşık 40 aileyi bölgedeki çadır kentlere yerleştirecek.

ADNAN OKTAR: Aslında hepsi Mehdiyet’le birleşse o gün mesele biter. Direnme devam ediyor, bela da katlanarak artıyor. İttihad-ı İslam’ın dışında yol yok. Felaket diz boyu olur daha da artar Allah esirgesin. İttihad-ı İslam’dır kurtuluş başka türlü olmaz. 

Evet, dinliyorum.

VTR: Her insanın günahı var mıdır?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, Allah senin nurunu artırsın. Çok hoş olmuş kıyafetin. Yüzün de tertemiz bayağı nurlusun. Güvenilir temiz bir yüzün var. Evet, her insanın günahı olur tabii. Az veya çok olur. Onun için zaten herkes Allah’tan mağfiret diliyor. Yani bütün peygamberler dahil herkese Allah “tövbe edin” diyor. Günahı yoksa niye tövbe etsin? Herkesin hatası, günahı oluyor.

Evet, dinliyorum.

VTR: En çok korktuğunuz an hangisi?

ADNAN OKTAR: Böyle ani bir şey olması lazım habersiz falan mesela ama buna korku da demeyelim de refleks olur refleks. İnsan sıçrar böyle ani bir harekette. İşte ani bir gürültü, bu reflekse sebep olur, adrenaline sebep olur, ani bir heyecana sebep olur. Bunun dışında ben öyle herhangi bir olaydan korkmam. Silahlı saldırıya uğramıştım mesela hiç umurumda değildi. Yani hiç kaale almadım normal hayat devam etti. Duvara geldi mermiler falan ben normal okula gittim, işime gücüme baktım. Normal camiye gidip-geliyordum. Yani olayı araştırmadım da şikayetçi de olmadım. Bu kurşunu sıkanlar kimdir, neyin nesidir falan hiç muhatap dahi olmadım. Eve kamalı saldırı yapmışlardı hançerle, onda da şikayetçi olmadım hiç muhatap da olmadım.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Afrin Cinderes yakınında PKK’lı teröristler güvenli bölgeye sığınmak isteyen sivillerin bulunduğu kamyonete tanksavarla saldırdı. Kamyonetin içinde yaralanan 3 çocuk ve 1 kadın Mehmetçik tarafından kurtarılarak Türkiye’ye getirildi ve tedavi altına alındılar.

ADNAN OKTAR: Bu şekerlik nedir? Ah severim ben senin o güzel gözlerini, o tatlılığını. Şekerliğe bak sen. Ben orada olacağım, bu çocuğu korkutanlara yani böyle taşları söktürürüm yani yerden. Hepsi birbirinden güzeller, maşaAllah. Tatlılığa bak sen. Ne büyük kahpelik bu çocukları böyle korkutmak, ne büyük alçaklık. Çok güzeller bayağı tatlı.

Dinliyorum.

VTR: Neden hayat zor ve acımasız?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, zor ve acımasız; zorluğu doğru da acımasızlık zalimlerden kaynaklanıyor yani dinsizlikten kaynaklanıyor. Darwinist-materyalist sistemden ve gelenekçi Ortodoks sistemin hurafelerinden kaynaklanıyor. Bu, inanç bozukluğundan oluyor. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Ama zorluk her zaman olacak. Zorluk olmadan güzellik ve sevgi olmuyor. O zaman hayat bomboş olur yani duvar gibi olur dümdüz. Hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Mutlaka zorluktan geçilmesi gerekiyor. Ben defalarca düşündüm nasıl oluyor. Hakikaten tek yol bu. Başka bir yol olabilir miydi acaba diye düşündüm, hiçbir yol yok. İnsanın yetişmesi için zorluğun dışında hiçbir yol yok. Olgunlaşması için başka hiçbir yol yok. Çünkü Allah diyor insan için “zalim, cahil ve nankördür” diyor “zaluma ve cehula” diyor. Bununla yetişiyoruz, bununla olgunlaşıyoruz. Ki benim güzel yüzlüme de çok olumlu etki yapmıştır o. Mesela bak yüzündeki o insancıl güzel ifade, o sevgi ifadesi hayatın zorlukları, acımasızlıkları olmasa olmaz. O yüzden böyle güzel oluyorsun. O yüzden bu kadar sevgi dolu oluyorsun.

Evet, dinliyorum.

VTR: Dışarıdaki güzellikleri insanlar neden fark edemiyor?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm o doğru. Mesela yol kenarında çiçekler var kimseyi ilgilendirmiyor. Güzel kediler oluyor, kimseyi ilgilendirmiyor. Çarşılarda küçük çocuklar var akıl almaz tatlı böyle pıtır pıtır yürüyor. Bir de adamın şu kadar kotu var, şu kadar kazağı var, ceketi falan var inanılmaz şeker. Kafalarında tokalar var mesela kız çocuklarının, kafa şu kadar kafanın üstünde toka, muhatap dahi olmuyorlar haberleri bile yok. Göz ucuyla bile bakmıyor. İnsan bakmaya doyamıyor akıl almaz şekerler yani. Mesela farz edelim mobilya satıyor, çok güzel mobilyalar var. Onlara da insan almayacaksa bile beğeniyle bakar. Bakmıyorlar bile göz ucuyla bile bakmıyor. “Güzel” de. Ünlü mobilya mağazası var ona gitmiştim baktım ne kadar güzel, “bu da çok güzel bu da çok güzel.” “Hocam hepsini beğendiniz” dedi. “Geliyorlar, bu da kötü bu da kötü bu da kötü, ben böyle şey anlamadım” dedi. Halbuki hepsi hakikaten sanat eseri. Almayacaksan alma ama takdir et. Niye kötülüyorsun? Ayrıca yalan söylüyorsun, niye kötü olsun? Muhteşem eserler, her biri el emeği göz nuru.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Adnan Bey, değerli sanatçımız Müslüm Gürses vefatının beşinci yıldönümünde eşi, arkadaşları ve sevenleri tarafından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabrinde anıldı. Mezarı başında Kuran okundu ve dua edildi Müslüm Gürses için.

ADNAN OKTAR: Rahmetli çok efendi, mürşit karakterli bir insandı, maşaAllah. Bizim öbür stüdyoda baktım tek başına oturuyor. Telefonla birileriyle görüşmeye çalışıyor konuşuyor falan. Ben odaya girdim, yalnızdı böyle güler yüzle karşıladı. Selamlaştık, “hoş geldiniz” dedim. Çok terbiyeli çok efendi bir insan. Bir film hazırlatmıştım ben Müslüm Gürses’in hayatını anlatan, o filmi gördü gözleri yaşardı çok hoşuna gitmişti. Var mı o film?

GÜLEN BATURALP: Hazırlayalım.

ADNAN OKTAR: Peygamberimiz (sav) “İmam Mehdi çıktığı zaman onun kılıcı kardeşleri olacaktır.” Hz. Mehdi (as)’ın 10 rakamından daha az fakat 5 rakamından daha yukarıda olan yakın talebeleri olacağını söylüyor Peygamberimiz (sav). “Memleket işlerinin ağırlıklarını onunla paylaşacaklar. 9 kişiden ibaret olacaklar” diyor. En yakınları 9 kişi Hz. Mehdi (as)’ın. Demek ki insanlar derece derece. Mesela Peygamberimiz (sav)’de de öyle, Hz. Ebubekir (ra) var, Hz. Ali (kv) var, Hz. Osman (ra) var, Hz. Ömer (ra) var, değil mi Hz. Hamza (ra) var derece derece. Mesela onlardan daha ileride olan insanlar oluyor, biraz daha geride olanlar oluyor.

Ebu Cafer Muhammed bin Ali’den rivayet edildi. “Hz. Mehdi (as) daha çıkmadan önce onun bir arkadaşı ona tabi olan bazı insanlarla karşılaşacak ve ‘siz burada kaç kişisiniz?’ diye soracaktır. Onlar da ’40 kişiyiz’ diye cevap vereceklerdir.” Bak mesela ikinci aşama daha. Mesela bir 9 kişi var, ama 40 kişilik seçkin bir topluluk daha var ayrıca ikinci aşama. “‘O dağların başında kalsa biz de onunla kalırız’ cevabını alacaktır. Bunun üzerine o kişi gidecek, ertesi gece tekrar gelecek ‘liderlerinizden 10 kişi ayırınız’ diyecek. Hz. Mehdi (as) onlarla buluşacak.” Bak o 40 kişiden de 10 kişi ayırıyor Hz. Mehdi (as). Bu rivayette de 9, 10 ve 9. 10 kişi oradan ayırıyor, 9 kişi oradan, 19 kişi. Ama mesela 40 kişilik bir topluluk, 40 kişiden de geriye 30 kişi kalıyor. Bak onu da açıklıyor. İmam Hz. Muhammed Bakır şöyle buyurur: “Bu meselenin sahibi İmam Mehdi (as) bir yalnızlık döneminden geçecek. O yalnızlık döneminde korumaya ve güce ihtiyacı olacağı ve ona zarar verilmemesi için yanında 30 kişi bulunacaktır.” Görüyor musun? O 40 kişinin 30 kişisi ayrı 10 kişisi ayrı. Bir de 9 kişi daha var, onlarla beraber 19 ediyor.

“İmam Mehdi (as) güçlü 30 yardımcısıyla yalnız değildir” diyor Peygamberimiz (sav). Yani sayısı mesela normalde 313 ama bir 9 kişi var, bir 10 kişi var ayrı, toplam 19 kişi. Bir 40 kişi var ama onlardan 30’u ayrı. Hep işte zer aleminde tespit edilmiş kişiler, tespit edilmiş sayılar.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Helvasıyla ünlü Manisa'nın Soma ilçesinden iki buçuk ton helva dualarla Mehmetçiğe gönderildi.

ADNAN OKTAR: Hah, böyle olacak işte. İki buçuk ton helva, yakışır. Dolma, aslanlara biber dolması yapsınlar zeytinyağlı. Bir askere, en az 5 tane hesap etsinler zeytinyağlı dolma. Ayrıca da yaprak, dolması, sarma yani zeytinyağlı. Gençler, onları da bir yesinler. Kavurma zaten böyle teneke hesabıyla kesintisiz, sürekli gönderilmesi lazım. Koyun, kuzu, sürekli keselim kavurup kavurup, basıp gönderelim. Taze taze ekmek arası, çıtır ekmek de gönderelim yesin aslanlar. Hava da soğuk, çok iyi gelir; helva süper olmuş, bir kere helvanın kesintisiz gitmesi lazım zaten.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsanın ağlamasına sebep olan şarkıları dinlemek kötü bir şey midir?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, yakışıklım, nur yüzlüm iyi bir şey değil onu yapmayın. O yorar sizi, yıpratır yani bitkinlik verir. Karamsarlık verir ve onun etkisinde de kalırsınız. Başkaları da karamsarlaşır yani zincirleme etki yapar, hiç yapmayın onu. Canlı canlı, daima böyle hareketli parçalar olması lazım yani şu parça bile ağır sayılır. İç neşenizin olması lazım. Sakın öyle şeye yaklaşmayın.

“Kıyam edecek kaim Mehdi, Hz. Ali'nin soyundandır. Mehdi yeryüzünü, yeryüzünden başka bir hale getirecektir olağanüstü güzelleştirecektir” diyor, Şeyh Muhammed bin İbrahim Numani Gaybet-i Numani sayfa 169’da.

Sfenks hakkında bilgi var mı sizde?

GÜLEN BATURALP: Evet, var. Sfenksin başının insan fakat vücudunun aslan olması iki ayrı anlama sahip. Sfenkslerin bilgeliğin muhafızı, sır ve gizemlerin sembolü olduğu kabul ediliyor. Sfenkslerde en önemli figürlerden olan insan kafasıyla, aslan vücudunun birleştiği idol figürlerin, hayatın sırlarına vakıf olduğu düşünülüyor. Kutsal yerlerin bekçisi, bilgeliğin muhafızı, sır ve gizemlerin sembolü olarak bilinirler. Eski Babilliler ve Mısırlılar sfenksi kutsal krallıklara ait mezarlar ve dini tapınakların başında muhafız olarak görmüşlerdir. Eski Yunan'da sfenksler Etrüskler’de, Mezopotamya'da ve Akdeniz çevresinde görülmüşlerdir.

ASLI HANTAL: Bu sfenks, Göbeklitepe’den. En eski bilinen sfenksler Göbeklitepe’de; Türkiye’dedir. 9500 yaşında bu sfenks, Urfa bölgemizde bulunan Göbeklitepe’nin dini bir yer olduğu, bir tarikatın bir araya geldiği bir yer olduğu düşünülüyor. Bu sfenks de Göbeklitepe’de, MÖ 9. Yüzyıla ait “T” şeklindeki ikiz sütunların iç kısımlarında ilerlemekte olan aslan kabartmaları bulunuyor. Buraya, “aslan sütunlu yapı” deniyor aynı zamanda.

GÜLEN BATURALP: Göbeklitepe'deki “T” şeklindeki iki sütunun kuzey tarafındaki sütunda görülen aslan kabartması bu. Aynı zamanda Göbeklitepe’deki bir başka sütun üzerindeki aslan kabartması ve bölgenin genel görünümü. Arkeologlar, Mısır'da bulunan büyük sfenks ile Göbeklitepe’deki aslan sfenksleri arasında bir ilişki olduğunu düşünüyorlar. Bu da Eski Mısır'da piramitlerin yanında bulunan ünlü Giza Sfenksinin resimleri. Büyük Giza Sfenksi, Mısırlı bir kralın kafasıyla aslan vücudunun bir araya geldiği sfenks, kireç taşından yapılma ve dünyanın en ünlü sfenksi. Bu sfenks, Mısır'da Arapça “Ebu el Hôl” olarak yani “terörün babası” olarak biliniyor. Bir dönem İslam'ın aşırı bir grubu tarafından put olarak görüldüğü iddiası var. Sfenksin altından geçen tüneller var. Bazılarına göre bu tüneller yeraltında bir ağ oluşturuyorlar. Eski Mısır'da sfenkslerin insan kafasıyla hayırsever bir figür olarak görürüz. Eski Yunan'da ise büyük kuş kanatlarıyla aslan ayakları, acımasız ve gizemi çözülemeyen yolcuları kandıran, kötü bir kadının yüzü ve göğüsleriyle kötü ve korkulacak bir yapı olarak görürüz.

ASLI HANTAL: Bu gördüğümüz de eski Mısır Firavunu Akhenaton kabartması. Bu sfenks de Mısır Firavunu Akhenaton’u aslan vücuduyla ve güneş ışınları ona yönlenmiş şekilde kabartma olarak görüyoruz.

GÜLEN BATURALP: Ayrıca birkaç bilgi daha vardı sfenkslerle ilgili. Sfenksin başının insan fakat vücudunun aslan olmasının iki ayrı anlama sahip olduğu belirtiliyor. Burada hem geçmişe hem de geleceğe ait bir mesaj gizli. Bir zamanlar aslanla sembolize edilen bilgeliğin, bir gün yeniden dünya üzerinde yaşanacağı yani insanların aslanlaşacağı anlatılmak istenmektedir. Yani sfenksin mesajı şudur, “bir zamanlar kaybolan bilgelik bir gün yeniden ortaya çıkacak ve insanlar aslanlaşacaktır.”

ASLI HANTAL: Astrolojik kaynaklara göre bu aslanlaşma kova çağına girilmesi ile olacak. Bu, gördüğümüz sfenks de tek parça taştan oyularak yapılmış, dünyanın en büyük tek parça taştan oyulmuş yapısı bu. 1925 yılında sadece boynu toprağın dışındaydı ve boyutları tam olarak bilinmiyordu. Kazılarla dev bir yapı olduğu ortaya çıktı bu sfenksin. 73 buçuk metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğinde. Ağırlığı da 17 bin ton civarında olarak hesaplanmış.

GÜLEN BATURALP: Bu da 1925 yılındaki görüntüsü. Antik Mısır'daki ismi Hor-Em-Akhet. Hor; vicdanın kapanmayan gözünü temsil eder. Akhet ise güneşin doğup battığı yer anlamına gelir. Ve 1990'ların başında eski bir yazıtta, “Bilginin anası, sfenksin karnındadır” diye bir ifade bulundu. Bunun üzerine sfenksin içinde oda var mı diye araştırılma başlatıldı. Bu üçüncü resimde görüyoruz. 1993 yılında ise sfenksin içinde hava tünelleri ve koridorlar tespit edildi. Elektromanyetik ölçümlerle oda, boşluk ve tüneller olabilecek yerler belirlendi.

ADNAN OKTAR: Oralara Mehdi (as) devrinde girilecek, o odalara. Oradaki evraklara, bilgilere o zaman el konabilecek. Bu aslan, baştan sona kadar bu aslan hep tarih boyunca bilinmiş. Hep bir aslan beklenmiş. Aslan, aslan, aslan diye. 12 bin yıl önce de biliniyor aslan. Hep gelecek bir aslandan bahsediliyor. Peygamberimiz (sav) de “Aslanoğlu Aslan” diyor.

GÜLEN BATURALP: Adnan Bey ayrıca bazı arkeologlar önemli sırlar içeren papirüslerin sfenksin sol pençesinin altına denk gelen bir odada saklandığını düşünüyorlar. Yapılış tarihi 15 bin yıl ile 5 bin yıl arasında değişen hesaplamalar yapılmış.

ADNAN OKTAR: 15 bin yıl. Evet. Bu kozalak ve kova ile ilgili görüntüleri gösterir misin?

GÜLEN BATURALP: Tabii, kozalakla ilgili görüntüler var.

ADNAN OKTAR: Ve kova.

ASLI HANTAL: Buda'nın kafası.

ADNAN OKTAR: Ve kozalak var. Evet.

ASLI HANTAL: Hitler'in masası.

ADNAN OKTAR: Orada kozalak var. Evet.

ASLI HANTAL: Mason Locası tavanı.

ADNAN OKTAR: Ve kozalak. Evet,

ASLI HANTAL: Nazi simgesi.

ADNAN OKTAR: Orada da var kozalak. Evet.

ASLI HANTAL: Sözde ölüm tanrısı Osiris'in asası, Papa'nın asası.

ADNAN OKTAR: Orada da kozalak var.

ASLI HANTAL: Sümer tabletlerinden rölyef.

ADNAN OKTAR: Onda da evet elinde kozalak var. Bileğinde ne var?

GÜLEN BATURALP: Güneş sembolü. Daha önce de örneğini görmüştük, siz dikkat çekmiştiniz başka yapıtlarda da.

ASLI HANTAL: Vatikan'ın tam ortasındaki kozalak heykeli. Ayrıca sözde Yunan Tanrısı Dionysos'un asası.

ADNAN OKTAR: Bu kadar mı?

ASLI HANTAL: Evet.

ADNAN OKTAR: Kovalar?

GÜLEN BATURALP: Bekliyoruz onu.

ADNAN OKTAR: Peki bu lotus sembolleri var mı?

GÜLEN BATURALP: Evet görebiliriz. Lotus çiçeği yani nilüfer çiçeği Antik Mısır da en önemli dini sembollerden. Güneş, yaratılış ve yeniden doğuşu simgeliyor. Soldaki kişinin elinde lotus çiçeği görülüyor. Burada yeşil adam, Osiris ve lotus çiçeği.

ADNAN OKTAR: Yeşil adam. Onun elinde lotus çiçeği var.

GÜLEN BATURALP: Burada Osiris'in yeşilliklerin yeryüzünden çıkması gibi konulardan sorumlu olduğuna inanıyorlar ve sevginin efendisi her zaman iyi ve genç olan ve sessizliklerin efendisi olarak da tanımlanıyordu.

ADNAN OKTAR: İyi, genç ve sessizliklerin efendisi.

GÜLEN BATURALP: Bu resimde, Kral Hezekiel’in Kraliyet mührü. Arkeolog Eliat Mazar tarafından, Kudüs'teki Opel kazılarında bulunmuş. Üzerinde “Ahaz’ın oğlu Yehuda’nın Kralı Hezekiel’e aittir” yazıyor.

ASLI HANTAL: Burada Hatşepsut dönemine ait ankh sembolü MÖ 1508 ve 1458 dönemine ait. Ontario Kraliyet Müzesinde bulunuyor şu an. Bu resimde de Osiris ve lotus çiçeği görülüyor.

GÜLEN BATURALP: Bu da büyük Giza piramidi içinde 4500 yıllık masonlar tarafından yapıldığı tahmin edilen semboller. Kanallar çok dar olduğu için ancak robotlar o kanallara girip buraların resmini çekebiliyor.

ASLI HANTAL: Kovaları görebiliriz. Kova figürlerini. Bu Ararat Krallığı MÖ 650-590 yılları arasında. Asur Medeniyeti MÖ 1392 yılına ait. Etrüks Medeniyeti MÖ 800. Fenikeliler MÖ 800. Hitit Medeniyeti MÖ 1750. Meksika’da MS 600-900 yılları arasındaki görülen figür. Mitannian Krallığı MÖ 1350. MÖ 1200-400 yıllarına ait kalıntılar bunlar; Yanouh, Lübnan’da. MÖ 1400’den kalma bir rölyef elinde kova olan balık adam. Halep’in altındaki tapınaktan çıkartılmış.

ADNAN OKTAR: Öbür elinde de ne var?

ASLI HANTAL: Kozalak var.

ADNAN OKTAR: Kozalak, evet.

ASLI HANTAL: Mısır Medeniyeti MÖ 650 yılına ait. Nemrut’un sarayından bir rölyef. Nemrut’un yine sarayından başka bir rölyef; MÖ 883 yılı.

ADNAN OKTAR: Kolundakilere dikkat çekiyorsunuz değil mi?

ASLI HANTAL: Evet. Sümer Medeniyeti MÖ 4000 yılına ait. MÖ 1200 yılına ait Toltec Medeniyeti, Meksika. Urartu Medeniyeti MÖ 1250 yılına ait.

ADNAN OKTAR: Hepsinde kova var.

ASLI HANTAL: Ayrıca Göbeklitepe’de de MÖ 12 bin yılına ait.

ADNAN OKTAR: Bu konuları sonra daha kapsamlı anlatacağım. Nemrut harabeleri hakkında var mı?

GÜLEN BATURALP: Evet. Adıyaman’ın Kahta ilçesinde 2 bin 150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı’nda MÖ 1. Yüzyılda.

ADNAN OKTAR: Yine aslan burada da karşımıza çıkıyor.

GÜLEN BATURALP: Evet. Kommagene kralı birinci Antiochos tarafından yaptırılan heykeller bulunuyor. Yüksekliği 8-10 metreyi bulan heykeller arasında en dikkat çeken ise aslanlı horoskop. Aslan figürü yeryüzündeki gücü simgeliyor. Bu heykel Kommageneliler için kutsal sayılıyor ve dünyanın en eski horoskopu olarak biliniyor.

GÖRKEM ERDOĞAN: Aslan figürünün boynunda bir hilal var. Hilalin üzerinde Regulus adı verilen kral yıldızı bulunuyor. Regulus yıldızı aynı zamanda İsrail’in aslan kabilesinin de simgesi olarak biliniyor.

ASLI HANTAL: Aslanın gövdesinde 8 ışınla sembolize edilen 19 adet yıldız bulunuyor.

ADNAN OKTAR: 19 adet.

ASLI HANTAL: Evet. Ayrıca sırtında 16 ışınla sembolize edilen 3 büyük yıldız bulunuyor ve bu 3 yıldızın üzerinde sırasıyla Yunanca olarak yanan, parlayan ve ısı yayan ifadeleri yazıyor. Bu ifadelerin Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerine işaret ettiği düşünülüyor.

ADNAN OKTAR: Onlar öyle düşünsünler.

GÜLEN BATURALP: Aslan üzerindeki figürlerin gök cisimlerinin bir anlık yerleri olduğu ve bu şeklin 25 yıl içerisinde gökyüzünde bir daha belirmeyeceğine inanıyorlar.

ADNAN OKTAR: İyi, güzel. İnanmaları güzel. Bu tepenin altında ne var? Onu bilmiyorlar. Konuşacağız bu konuları.

Evet, dinliyorum.

VTR: Sevgiyi nasıl gündemde tutabiliriz?

ADNAN OKTAR: O kadar güzel insanlar ki, o kadar seviniyorum ki. Bak bu güzel hanımların ortak özelliği hepsi nurlu, hepsi temiz, hepsi çok güzel, hepsi çok efendi ve güvenilir insanlar ama o güzel ruhlarında, o güzel sevgi anlayışı uçsuz bucaksız. Ama bize öyle korkunç bir dünya sundular ki sevgi ne sağa gidebiliyor, ne sola, ne ileri, ne geri gidebiliyor. Adeta bir hapse girdi sevgi. Hapisten kurtulmaya çalışıyor herkes. Bütün dünyada bu böyle. Deccal bir oyun oynadı. Benim güzel yüzlüm de sonsuz sevgiyi aradığı açık anlaşılıyor üslubundan. Allah kalbine sonsuz sevginin bütün kolaylıklarını versin. Allah onu gerçekten çok sevenle, sevenlerle birlikte etsin. Cennette de Allah kardeş etsin. Kapalı olması da ayrıca çok hoşuma gitti. Çok seviyorum başörtülü hanımları. Çok takdir ediyorum. Aferin benim güzel yüzlüme. Bir de çok nurlu yüzün. Çok çok güzelsin. Allah daima böyle hidayet içinde, sağlık, sıhhat içinde seni mahfuz etsin, korusun. Hep iyilerle, güzellerle olmanı nasip etsin. Cennette kardeş etsin Allah seni. Çünkü çok güzel ruhun, çok güzel anlayışın. Bak o kadar konunun içerisinde sevgiyi esas alıyor.

Gündemde ne var dünyada biliyor musunuz? Dehşet ve savaş. Mesela IŞİD’e gidiyorsun. “Gel sana bomba yapmayı öğreteyim” diyor. “Adamı şöyle keseceksin” diyor. PKK’ya gidiyorsun. “Gel sana bomba yapmayı öğreteyim. Adamı şöyle boğacaksın, şöyle keseceksin.” Devrimci Kurtuluş Partisi Cephesi’ne gidiyorsun. “Adamı şöyle kurşunlayacaksın, böyle öldüreceksin.” Allah Allah hepsi ölümü anlatıyor, nefreti anlatıyor. Sevgiyi anlatan var mı? Yok. Amerika’ya gidip soruyorsun. “Nedir bu fabrikalar?” falan. “Silah fabrikası” diyor. “Neye yarıyor?” “Adam öldürmeye yarıyor” diyor. “Bu tabancalar adam öldürmeye, mermiler adam öldürmeye.” Bu okullarda ne öğretiyorsunuz? “Adam öldürmeyi öğretiyoruz” diyor. Fransa’ya gidiyorsun aynı şey, İngiltere’ye gidiyorsun aynı şey. “Bu gemiler ne?” diyorsun. “Bombardıman yapıyor” diyor. “Nasıl bir şey?” diyorsun. “Var ya namlular” diyor. “Döndü mü paramparça eder adamları, öldürür.” diyor. “Yok ya” diyor. “Biz de alalım o zaman bu muhteşem bir şeymiş.” diyor. “Gerçekten attı mı böyle darmadağın ediyor mu?” diyor. “İstersen gösterelim tatbikatla.” diyor. Tatbikat seyrediyorlar. “Muhteşem” diyor. “Eridim” diyor. “En az 1 milyon adam öldürür bu.” diyor. “Muazzam” diyor. Şu dehşet verici ortama bak ya. Sevgiden bahseden yok. En zevkli şey sevgi değil mi? Biz sevgi için yaratılmadık mı? Adam öldürmek için mi yaratıldı insanlar? Nerden çıkarttınız bu rezaleti? Bunun derhal durdurulması lazım, çok korkunç. Herkes elbirliği yapsın. Bize oyun oynadı şeytan. Deccal bize oyun oynadı. Bak, insanları insanlara kırdırıyor. Suriye, Irak her yer birbirini doğrayıp, asıp kesiyor. Kimse kimseyle uğraşmasın. Herkes herkesle dost olsun. Şeytanın oyununa geldi insanlık. Büyük bir oyun oynandı. Bize bir kalleşlik yaptı şeytan, bir oyun oynadı. Bu oyunu hemen bozalım. Her yerde bozalım. Herkes sevgi konusunda ittifak etsin, birleşsin. Dünyanın, kainatın tek amacı budur. Atomların, hayvanların, insanların, bitkilerin her şeyin amacı sevgidir. Çatışma, kavga, savaş, kan şeytanın istedikleri. Sakın ha, sakın ha.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Tavşan yüzlü bir örümcek var.

ADNAN OKTAR: Örümcek mi bu?

GÖRKEM ERDOĞAN: Evet.

ADNAN OKTAR: Allah Allah. Hakikaten aynı tavşana benziyor.

GÖRKEM ERDOĞAN: Güney Afrika’nın o yağmur ormanlarında yaşıyormuş bu sevimli.

ADNAN OKTAR: Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Polis amirleri eğitim merkezinde 2 bin 128 polis merkezi öğrencisi yan yana gelerek Afrin’deki askerlerimize destek için bir klip hazırladılar. Polislerimizin Mehmetçiğimiz için hazırladığı görüntülerin bir kısmını görebiliriz.

ADNAN OKTAR: Çok iyi olmuş. Hem Tayyip Hocam’a bir jest olmuş, hem Afrin’deki aslanlara bir jest, destek olmuş. Her yönüyle güzel olmuş.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: FETÖ’nün homoseksüellik bağlantısıyla ilgili örnekler göstermek istiyorum. FETÖ’nün yayın organı Zaman Gazetesi Yazarı Şahin Alpay 2015 yılında Zaman’daki köşesinde homoseksüelliği destekleyen bir yazı yazmıştı. Bu yazısında Amerika’daki homoseksüel evliliklerine onay verilmesinin doğru bir karar olduğunu söylüyor Şahin Alpay. Homoseksüel evliliğin yasak olduğu Türkiye’nin daha gidecek çok yolu olduğunu belirtiyor.

ADNAN OKTAR: Evet, özetle homoseksüellik propagandası yapıyor.

Evet, dinliyorum.

VTR: En hayati konu imanımız mı?

ADNAN OKTAR: Evet yakışıklım, evet güzel yüzlüm. Çok çok güzelsin. Allah güzelliğini kat kat artırsın. İmanın dışında hiçbir şeyin anlamı yoktur. İman derken sevgi; Allah’a sevgi. Çünkü “imanlıyım” diyor ama sevgisi yok. İman sevgidir. Sonsuz sevgiye iman denir. Allah’a sonsuz sevgiye iman denir.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, eğer bir meteor bir şehre çarpacak olsaydı nasıl olurdu diye bir resim var. Bu meteor küçük çaplı bir meteor. 5.6 kilometre çapı. Eğer Los Angeles şehrine çarpacak olsaydı görünümü bu şeklide olurdu. Yani boyut olarak.

ADNAN OKTAR: Bayağı yamultur çarpsa, Allah esirgesin. Tozunu dumanına katar yani.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsanın yaptığı kötülük her zaman ileride kendine isabet eder mi?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm Allah’ın öyle bir kanunu vardır. Kötülüğü zaten yaratırken intikamıyla birlikte yaratır. O bir bloktur, parçadır yani. Tek parçadır. Allah’ın aldığı intikam ve kötülük birlikte yaratılır. Hiçbir zaman için ayrı parça olarak değildir. Blok, bütündür o. Allah’ın intikamı ve kötülük. İkisi tek parçadır. Yaratılır ve mutlaka Allah intikam alır. Kötülük yapılıp da intikam alınmayan hiçbir şey yoktur. Mutlaka karşılığı alınır. Hatta Nahl Suresi’nde 34’te Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıverdi.” diyor Allah. Mutlaka karşılığı alınır. Hiç kurtuluşu yoktur.

Evet, dinliyorum.

VTR: Cennetler arası nasıl bir fark olacak?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım hiçbir fark yok. Sadece bölge adı gibi farklı. Yani Türkiye’nin mesela nasıl Konya’sı var, Ankara’sı, İstanbul’u var. Ama Türkiye bir bütün. O da bölgelerin ismidir. Firdevs cennetleri, Adn cennetleri diye isimlendirilmiştir.

Dinliyorum.

ASLI HANTAL: Başbakan Binali Yıldırım bugünkü konuşmasının büyük bölümünü Rahmetli Erbakan Hocamız’a ayırdı. Erbakan Hocamız’dan “Cennet Lider” diye bahsederek şunları söyledi; “Erbakan Hocamız bütün baskılara, tehditlere, imkansızlıklara rağmen duruşunu bozmadan davasını anlattı. Önce ahlak ve maneviyat” dedi. Maneviyatı reddederek hiçbir yere varılamayacağını söyledi. Anadolu’nun temiz gençlerine büyük hedefler gösterdi. Halka ve milli iradeye saygısı olmayan vesayetçiler tarafından ne yazık ki millete hizmet etmesi engellendi.” dedi.

ADNAN OKTAR: Doğru ama çok güzel olmuş öyle konuşması. Büyük bir jest olmuş. İyi oldu. Erbakan Hocam bir ve Rahmetli Başbuğ Türkeş iki. Sürekli gündemde tutulması lazım. Bediüzzaman’ı, Rahmetli Erbakan’ı ve Rahmetli Türkeş’i.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Dün ve bugün Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Heinrich Heine Üniversitesi’nde ve etrafındaki öğrenci yurtlarında sizin evrimin geçersizliğini anlatan kitaplarınızdan ve birçok değişik iman hakikatleri gibi çeşitli konuları içeren DVD’lerden öğrenci evlerine ücretsiz olarak dağıttı kardeşlerimiz.

GÜLEN BATURALP: Ayrıca yine bugün Almanya’nın Essen kentindeki üniversiteli öğrencilerin bulunduğu yurt evlerine de evrimin geçersizliğini anlatan kitaplarınızdan ve PKK aleyhindeki broşürlerden vermiş kardeşlerimiz. Toplamda 2 bin 200 adet kitap dağıtılmış.

ADNAN OKTAR: Muazzam. Almanya yıkılıyor. PKK dümdüz, terör örgütleri dümdüz, FETÖ dümdüz. Bütün Avrupa’da Osmanlı akını devam ediyor maşaAllah. İlimle irfanla, kanunla hukukla.

Evet, dinliyorum.

VTR: Sizi en çok kızdıran erkek özellikleri nelerdir?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım en çok kızdıran erkek özellikleri. Erkeklerde dışarda gördüğüm özellikler olarak söylüyorsanız erkeklerin en büyük hatası kendilerini çok akıllı zannetmeleri. Kızları çok iyi kandırdıklarını zannetmeleri. Kafaladıklarına emin olmaları. Çok iyi zeka oyunu yaptıklarına inanmaları. Çok iyi taktik yaptıklarına inanmaları. Daha taktiğin üçüncüsünde şak düşüyorlar. Orada çok büyük hata yapıyorlar. Yapmacıklık yapmaları çok kötü, samimiyetsizlik yapmaları çok kötü, sevgi taklidi yapmaları çok kötü. Böyle çeşitli bakış denemeleri yapmaları çok kötü. 7-8 çeşit bakışları var filmlerden gördükleri. Kadın yapmacık bakışını yapsın seninle mi uğraşacak yani? Samimi olmasını ister kadınlar erkeklerin.

Evet, dinliyorum.

VTR: Dünyayı cennete çevirmek için ne yapmalıyız?

ADNAN OKTAR: Sevgi, sevgi, sevgi, sevgi sürekli sevgiyi anlatırsak deccal mahvolur, sevgiyi yakan deccaliyettir, deccaliyeti yakan da sevgidir.

GÜLEN BATURALP: Ahmet Hakan asansörle, yatak, yorgan ile ilgili fetvaları eleştiren bir yazı yazınca bir okuru “Din hayatın her alanını kapsar, bunu bilmen lazım.” Şeklinde bir mesaj göndermiş Ahmet Hakan’a. Ahmet Hakan da buna cevaben “Ama bunun benim söylediklerimle ne alakası var birader? Dinin hayatın her alanı ile ilgili söyleyecek bir sözü olması, din adamı kılıklı tiplerin hayatın her alanı ile ilgili saçma sapan şeyler söyleyerek dini küçük düşürmesinin gerekçesi olabilir mi? Dinin hayatın her alanı ile ilgili söyleyecek sözü tabii ki vardır ama bunlar hiçbir zaman saçmalık olmaz olamaz” dedi.

ADNAN OKTAR: Evet, Ahmet Hakan’ın da böyle konuşma hakkı var. Adamın saçmalama hakkı varsa Ahmet Hakan’ın da cevap verme hakkı var doğru olmuş, güzel olmuş.

VTR: Yeteneği olan kişiler sanatçı olmalı mıdır?

ADNAN OKTAR: Hiç tereddütsüz yakışıklım, hiç tereddütsüz yani sanatçı ruhluysa zaten devlet onu bütün gücüyle desteklemesi lazım, sanatçı bir milletin en değerli öğelerindendir. En iyi desteklenmesi gereken kişilerdendir.

Evet.

VTR: Bir erkek bir kadının güzelliğini nasıl takdir edebilir?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm yani eğer samimiyse o bakışlarıyla, kurduğu cümlelerle, seçtiği kelimelerle bunu ifade eder. Ama samimiyetsizse böyle sahte bir hayran bakış taklidi yapar. Çok etkilendi yapar, oradan, buradan ezberlediği kelimeleri kullanır, cümleleri kullanır ve kadını akıl almaz kızdırır, oyun oynar yani her yerden akar bu samimiyetsizlik. Dürüst bir insan o samimiyetle o sevgiyi ifade ettiğinde Allah’ın vahyi ile konuşur çok candan konuşur ve o kalbe çok etki eder. Kadının kalbinde ferahlık getirir ve gerçek sevgiye sebep olur. Candan sevgiyi ifade etmek her babayiğidin kârı değildir, herkes yapamaz onu. Yani yapmacıklık büyük ihtimalle karışır yani onu gerçekten yapabilen çok güzel insandır yani kelimeleri hiç eksiltmeyen, cümleyi hiç bozmayan, bakışlarında hiç oyun oynamayan, kalbiyle, ruhuyla hiç oynamayan, candan, samimi bir insan kadını çok etkiler.

Evet.

VTR: Kuran’a göre sabır nedir ve nasıl olmalı?

ADNAN OKTAR: İstikrar yani bir konuda istikrarla devam etmek mesela namazda istikrarla devam etmek, güzel ahlakta istikrarlı olmak ona sabır denir. Tahammül etmek değildir sabır mesela dürüst cevap vermek, dürüst konuşmak, iyi niyetli olmak, samimi olmak bunda kararlı olmak değiştirmemek, eksiltme yapmamak, artırma yapmak ama eksiltme yapmamak.

VTR: Zaman insandan insana göre değişkenlik gösterir mi?

ADNAN OKTAR: Kısmen yakışıklım, kısmen gösterir. Bazı insanlara göre daha genişler zaman, bazılarına göre çok hızlanır. Mesela Mehdi (as) de öyle, Mehdi (as)’nin zamanı ile insanların zamanı aynı olmuyor. Onun mesela yirmi yılda yapılacak bir işi, bir yılda yaptığını biliyoruz Mehdi (as)’nin. Mesela yirmi yılda yapılan bir işi, bir yılda yapıyor Mehdi (as). Bu bir zaman değişikliği demektir.

Evet.

ASLI HANTAL: Deniz Akkaya birkaç gün önce Instagram hesabında makyajlı bir fotoğrafını paylaşmıştı. Bu resmine makyajı eleştiren ve çok fazla bulan sevgisiz çok fazla yorum geldi. Bunun üzerine de Deniz Akkaya bir video çekerek makyajına karışan kişilere cevap verdi.

VTR-DENİZ AKKAYA: “Arkadaşlara sesleniyorum, makyaj yapmayı sizden öğrenecek değilim, Özlem de sizden öğrenecek değil. Beğenmiyor olabilirsiniz ama bu kadar nefret saçmayın. Neden niye?”

ADNAN OKTAR: Ama bu nefret ciddi milli bir tehlike. Hükümet bunu yani Milli Güvenlik Kurulu’nda ele alsın. Akıl almaz nefret dolu insanlar var ve nefret moda oldu, kin moda oldu. Mesela Akit’tekilere bakıyoruz adam acayip öfkeli ve kinli. Başkasını bakıyoruz acayip öfkeli ve kinli bazıları. İnternete bakıyoruz acayip nefret dolu, o ondan nefret ediyor, o ondan nefret ediyor. Bu nefretin bu kadar moda hale gelmesi ve sevginin yok olmaya doğru gitmesi milli bir tehlikedir buna karşı önlem alalım.

Evet, dinliyorum.

VTR: Tembellik nasıl aşılır?

ADNAN OKTAR: İradeyle, aşkla, sevgiyle ve iradeyle.

Deniz Akkaya da bayağı güzel makyajı da çok güzel olmuş tebrik ediyorum, aslında pis laf edenlere hoş t desin yeter. Deniz çok güzel kız.

Münafıklar da öyle çok kin doludurlar, nefret doludurlar. Nefret insanıdırlar, nefret insanlarına sevgiyi öğreteceğiz.

Evet.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, Pakistan’da yetişen, Kamori keçisinin bir resmi var.

ADNAN OKTAR: Ne keçisi?

GÖRKEM ERDOĞAN: Kamori keçisi, bir tür süt keçisiymiş bu, çok nadirmiş o yüzden de çok pahalı bir cinsmiş.

ADNAN OKTAR: Çoğaltsınlar ama hakikaten ilk defa görüyorum yani böyle şeyleri devlet korumasına alsınlar özenle yetiştirsinler.

VTR: Çocukları kötülüğe alıştıran etkenler sizce nelerdir?

ADNAN OKTAR: Televizyon, internet, ailesi, arkadaşları, karşı politikalar, sevgi politikaları. Anti-nefret politikaları devlet politikası olması lazım, anti-nefreti devlet geliştirmesi lazım, anti-kini devlet geliştirmesi lazım, sevgi, merhamet ve şefkatin de geceli gündüzlü propagandası yapılması lazım. Alkole karşı yapıyorlar, sigaraya karşı yapıyorlar ama kin ve nefrete karşı propaganda yok. Bu çok önemli bunu bir an önce yapmaları lazım.

Akar Paşa’mızın Hatay’da incelemeleri var mı?

GÖRKEM ERDOĞAN: Evet.

ADNAN OKTAR: Canım benim çok şeker. Ne güzel yetiştiriyorlar askeri maşaAllah. Şekerliğe bak sen, gayrete bak maşaAllah. Aslan o aslan Allah ömrünü uzun etsin. MaşaAllah. 

Evet dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Tripod balıklarından bahsetmek istiyorum. Tripod balıkları 8 yüz 4 bin metre denizin derinliklerinde yaşıyorlar. Kuyruk ve yüzgeçlerinden uzanan üç tane sert ince kemikleri var. Görünümleri, renkleri oldukça ilgi çekici. Bu kemikler vesilesiyle hem okyanus yüzeyinde asılı kalıyorlar, hem de daima akıntı yönüne doğru bakarak beklerken küçük kabuklu hayvanları, karidesleri, diğer küçük canlıları ağzına doğru gelmesi için bekliyorlar.  

ADNAN OKTAR: Bayağı güzeller. Afiyet olsun.

Evet dinliyorum.

ASLI HANTAL: Kuş resimleri var, çok güzel kuş resimleri göstermek istiyorum.  

ADNAN OKTAR: MaşaAllah sanki cennet. İnsan bakmaya doyamaz. Cenneti kavramak için Allah yapıyor maşaAllah.

Askeri ne güzel yetiştiriyorlar maşaAllah. Türk askeri çok mükemmel disiplini, eğitimi. Ne kadar şevkli çocuklar maşaAllah muhteşem. Çok imanlı çocuklar, çok efendi, güzel yetiştiriyorlar maşaAllah. 

Evet dinliyorum.

VTR: Neden Musevi düşmanlığı var? 

ADNAN OKTAR: Yakışıklım o şeytanın etkisiyle oluyor. Halbuki peygamber nesli onlar peygamber neslinin yok olmasını isteyen bir üslup bu ve Müslüman bu insanlar. Allah'ın birliğine inanıyor, Peygamberimiz (sav)’in hak peygamber olduğuna da inanıyorlar. İnanılır gibi değil neden bu nefret var? Bu anlaşılmıyor. Allah halbuki ayette lanetli olan ahlaksızlık yapan, zulüm yapan Yahudiler, imansız Yahudilerle, müşrikler yani gelenekçi putperest Müslümanlar içindeki müşrikler de kastediliyor bunun içinde. Bunlardır diyor kim yapıyorsa. Yoksa Musevilerle Allah “evlenebilirsiniz kadınlarla” diyor “onlarla ticaret yapın” diyor, “onların sinagoglarını koruyun, onları güvenlik içinde gidecekleri yerlere ulaştırın” diyor Allah, müşriklere dahi. 

YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Şeytandan Allah'a sığınırım. “Musa'nın kavminden hakka ileten ve onunla adalet yapan bir topluluk vardır.” (A'raf Suresi, 159) diyor Allah.

ADNAN OKTAR: Tabii.

Mesela Peygamberimiz (sav), Hristiyan olan İbn Harris b. Ka'b kavmine yazdırdığı antlaşma metninde, “Şarkta ve garpta yaşayan tüm Hristiyanların dinleri, kiliseleri, canları, ırzları ve malları Allah'ın, Peygamber (sav)’in ve tüm müminlerin himayesindedir” diyor. Sen ne yapıyorsun? Gidip bombalamaya kalkıyorsun Peygamberimiz (sav)’in anlaşması bu. 

Evet dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Hükümete yakın Sabah Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu Faruk Beşer ve Nurettin Yıldız'ın fetvalarını eleştiren bir yazı yazdı. Türkiye'nin elini zayıflatmak isteyen her türlü odağın yapacağı ilk iş nedir? Toplumun sinir uçlarına dokunmak. Sosyal medyanın psikolojik harekat ekipleri tarafından sinsice kullanıldığı günümüz şartlarında Türkiye’nin içine sürüklenmek istendiği tartışma ortamının konu başlıkları da tuzaklarla dolu değil mi? Yatak-yorgan yorumları, asansör hayalleri, yoğun bakım senaryoları” dedi. 

ADNAN OKTAR: Bunları millet kaale almıyor. Gülmeye dahi gerek duymuyorlar, bunlar öyle tip değil. Eskiden bunlar önemli görülüyorlardı şu an millet hiç gündeme de almıyor. Cevap vermeye de gerek duymuyor, hiç muhatap olmuyor sıfır hükmünde millet için bunlar. Bunlar belki kendilerini kaale alındıklarını düşünüyor olabilirler kaale alan varsa bana göstersinler. Kimse kaale almaz. 

VTR: ‘Allah'tan başka hiçbir şey’ yok demenin Müslümanları, Hristiyanların düştüğü şirk durumuna düşürebileceğini düşünüyor musunuz? Bir de bir insanın ruhunun olup olmadığını Allah'tan başka bilen bir kul olabilir mi? 

ADNAN OKTAR: Aferin benim yakışıklıma. Aslında tam tersinde şirk olur. Eşyalar var, her şey var dersen Allah oralara gelemiyor, Allah ancak bir ruh gibidir ama eşya gerçek varlıktır dersen şirk o zaman oluşur. Ama eşya gölge varlıktır, Allah mutlak varlıktır dersen o zaman şirki kaldırmış olursun. Yoksa diyorsun bak, sandalye var, masa var bunlar mutlak varlık diyorsun. Allah nedir? Allah akıl gibi görünmez bir varlık diyor ama onlar mutlak varlık diyorsun. Şimdi buna mutlak varlık veriyorsun, Allah'a gölge varlık veriyorsun. Tam tersine olması lazım. Eşyanın gölge varlık olduğunu, Allah'ın mutlak varlık olduğunu söyleyeceksin o zaman şirki ortadan kaldırmış oluruz. Zaten benim yakışıklım da anlıyordur bunu. Evet bir daha öbür dediğini de dinleyeyim. 

VTR: Bir insanın ruhu olup olmadığını Allah’tan başka bilen bir kul olabilir mi?

ADNAN OKTAR: O bilinemez tabii ama şüphe edebilirsin. Mesela boş bakıyordur, Allah’ı inkar ediyordur, dini inkar ediyordur. Yani deli gibidir, ahireti inkar ediyordur, konuşmaları dengesizdir, gözü boşluğa bakıyordur, “herhâlde bunun ruhu yok” diyebilirsin. Emin olmamak şartıyla. Çünkü çok şiddetli alametler oluşmuş oluyor. Ruhu olup da Allah’ı inkar etmesi mümkün değil bir insanın. Yani gücü yetmez teknik olarak imkansızdır. Ruhu olan bir varlık Allah’ı inkar edemez. Ama tabii ki doğrusunu Allah bilir.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey siz huzurevlerinde kalan yaşlı annelere ve babalara sık sık ziyaretler yapılmasını tavsiye ediyorsunuz. Aydın’da 143 lise öğrencisi sevgi battaniyesi adını verdikleri battaniyeler örerek huzurevindeki yaşlılara armağan ettiler.

ADNAN OKTAR: Ama tabii onunla bitmemesi lazım. Şimdi hediye ettiler güzel. Ara ara gidip hal hatır sormaları lazım. 3 kişi, 5 kişi de gidebilirler. Onlarla ilgilenebilirler. Her birinin bir ilgileneni olabilir. Her bir anneyle, her bir amcayla ilgilenen olabilir orada. Gelip hal hatır sorarlar. Ertesi gün başka bir grup gelir, ertesi gün başka bir grup gelir. O, onların gönüllerini ferahlatır. Yoksa onlar battaniye falan onlardan etkilenmez. Orada her şey var. Onların bir şeye ihtiyacı yok. Onların sevgiye ve ilgiye ihtiyacı var. Dolayısıyla kesintisiz ilgi gerekiyor. Mesela bir gün Çankaya Lisesi gelir, bir gün Ankara Lisesi öğrencileri gelir. Böyle güzel olur.

Evet.

VTR: PKK beyin mi maşa mı?

ADNAN OKTAR: PKK; hanzo, kırolardan oluşan, öküz gibi adamlardan oluşan bir topluluk. Çoğunun da okuma yazması yok. Kömüş gibi zaten sığır kokusu hakim. Badana fırçasıyla birbirlerini yıkıyorlar. Kepazelik. Deterjan döküyorlar üstlerine. İngiliz derin devletidir asıl yöneten yani onları asıl yönlendiren İngiliz derin devletidir. Bunları bir hayvan sürüsü gibi görüyorlar. Silahlandırıyorlar, yönlendiriyorlar ve kullanıyorlar.

VTR: Mehdi’ye inanmak farz mıdır?

ADNAN OKTAR: Benim güzel yüzlüm, nurlum benim, çok güzel olmuş kıyafetin, yüzün de çok güzel. Allah seni cennette dost, arkadaş, kardeş etsin. Sonsuza kadar cennet bahçelerinde inşaAllah arkadaş oluruz. Tabii ki farz değil. Ama İttihat-ı İslam’a inanmak farz. Çünkü Nur Suresi 55. Ayetinde Allah İslam’ı dünyaya hakim edeceğim diyor. Dünya hakimiyetine inanmak farz ve diğer ayetler de bunu tamamlıyor. “Din Allah’ın oluncaya kadar” şeytandan Allah’a sığınırım “yeryüzünden fitne kalkıncaya kadar mücadele edin” diyor Allah bu ayetlerde. Ama özellikle Nur Suresi 55 çok net İslam’ı dünyaya hakim edeceğini söylüyor Allah. Ama hakim olunca tabii başı olacaktır. Bu başına da biz Mehdi (as) diyoruz. Ama bir Mehdilik inancının farz olduğu diye bir inanç yok. Yani Kuran’dan böyle bir hüküm çıkmaz.

Dinliyorum.

VTR: Değerli Adnan Hocam, benim imanıma vesile olduğunuz için sizi çok çok seviyorum. İnşaAllah sizinle tanışmayı istiyorum.

ADNAN OKTAR: Ah benim canım, ah benim güzel yüzlüm inşaAllah. Bu çok önemli; insanların imanına vesile olmak. Yüzbinlerce insan bunu söylüyor, hep “imanına vesile oldun, imanına vesile oldun.” Çok hayatidir bu. Müslümanın en önemli görevi bu. Bir insanın imanına vesile olmak. Mesela bakıyoruz it kopuk takımı, televizyonlara çıkıp zırvalıyorlar ama bir kişinin imanına vesile olmamışlar, bir kişinin.

Evet, dinliyorum.

VTR: Sayın Adnan Oktar, selamün aleyküm. Biz, Azerbaycan'dan katılıyoruz. Allah'ın izniyle sizin, tüm videolarınızı izleyip ilerlettiriyoruz. Hem de İslam’ı yaymaya çalışıyoruz. Tanrı sizi korusun Sayın Adnan Oktar.

ADNAN OKTAR: Ah benim canıma maşaAllah. O ne güzel imanlı ruhun senin, ne güzel, ne güzel. Çok güzel günler göreceğiz. Şimdi 2018 işte böyle biraz puslu geçecek, olaylar olacak, şunlar bunlar falan. Tırmanmalar olur falan. 2019 da öyle, 2020’lerde zordur ama 2023'te, muhteşem. Siz de oradasınız, ben de buradayım. Yani “Hocam haklıymışsınız” diyeceksiniz.

GÜLEN BATURALP: İmanlarına vesile olduğunuz için Japonya'dan, Amerika'ya dünyanın tüm ülkelerinden teşekkür mesajları geliyor Adnan Bey.

ADNAN OKTAR: Ne güzel, ne güzel.

Evet, dinliyorum.

VTR: Tutumlu olmada ölçü ne olmalı?

ADNAN OKTAR: Tutumlu olmak, hakikaten muğlak bir konu. En hayırlı şeye yatırım yapmak ama çok da düşünmemek lazım. Yani insan bazen titiz olacağım diye kendini hasta ediyor, olmaz. Allah'a kendini bırakacak, Allah için harcayacak ve israf gibi gelirse de önemli değil. Efendim, tutumlu gibi geldiyse de hayır vardır. Harcasın gitsin İslam için, Kuran için. İnce ince düşünmek yersiz yani vicdanımıza Allah'ın ilham ettiğini yapalım gerisine karışmayalım. Yoksa o, insanı hasta eder. Doğru olmaz yani. Yanlış bir inanç o. Çok çok ince düşünmek, öyle bir şey yok. Sebebe sarılırız, hep Allah'la olacak bizim işimiz.  Allah'ın yaptırdığını bilerek hareket edeceğiz. Ben yaptım değil, Allah yaptırdı diyeceksiniz.

Evet.

GÜLEN BATURALP: Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, ABD'nin Münbiç için kendisine şöyle bir teklifte bulunduğunu açıkladı. Amerikan Dışişleri Bakanları Rex Tillerson geldiğinde, “çıkaralım onları, Münbiç’in yarısında güvenlik sizde, yarısında bizde olsun” dedi. Cevaben, “Ne sizde olsun güvenlik, ne de bizde. Münbiç oranın gerçek sakinlerinin olmalı” dedim” diyor Cumhurbaşkanımız.

ADNAN OKTAR: Şimdi Tayyip Hocam şöyle şüphelenmiştir, samimi olsalar kabul eder de, şimdi yarısı bizde olsun derken yarısı PKK’da olsuna getiriyor. Yarısı sizde olsun, yarısı PKK’da olsun. Onun için çok akıllıca güzel cevap vermiş. Tayyip Hocam öyle bir diplomat ki yani, dünyada böyle bir olay yok. Doğal diplomat, okuluna falan da gitmiş değil. Erbakan Hocam’ın yanında ihtisasını yaptı, profesör oldu. Bak çok diplomatça bir konuşma, çok mükemmel. Oyunu hemen kavramış. Başkası olsa onu, anlamayabilir. Aa der, ne güzel; yarısı sizin olsun, yarısı bizim. Demiyor bak, çünkü yarısı PKK'nın demektir o. Tamamı onların olsun demiş, çok güzel konuşmuş, doğru söylemiş. Onun için diyorum, Tayyip Hoca'ya desteği tam sağlayalım. Bak Akit, makit bunlar tam anlamıyla karşılar. Bu ciddi bir risk. Bak gelenekçi Ortodoks kesimden de ciddi bir tavır alma var Tayyip Hoca’ya karşı. Biz millet olarak aydın, aklı başında insanlar olarak, Tayyip Hoca’yı en az yüzde yetmiş ile iktidar yaparsak Allah'ın izniyle yollar dümdüz. Gayet güzel gider. Yaparsak değil, yapacağız zaten inşaAllah.

VTR: İnsanlar neden yaşlanınca dine yöneliyor?

ADNAN OKTAR: Şöyle düşünüyorlar; din zaten insanın mahvolması demektir, dine giren insanın hayatı kayar. Müzik dinleyemez, resim göremez, eğlenemez, hayatın bütün sosyal yönlerinden çekilir; adeta mezardaki bir ölü gibi olur. O zaman yaşlanınca, mahvolduğumu düşündüğümde artık ölüm kararını alayım ve kendimi mahvedeyim. Ne eğleneyim, ne güleyim, ne müzik dinleyeyim, hayatın bütün yönlerinden çekileyim. Dindarlık bu olduğuna göre ben de bunu bu şekilde yaşayayım diye düşünüyorlar. Halbuki din, neşedir, sevinçtir, hayattır. Müzik de vardır, eğlence de vardır, dans da vardır dinin içinde her şey vardır. İngiliz derin devleti bizim anlattığımız din anlayışının dünyaya hakim olacağını anlayınca, yobaz sürülerini üzerimize salmaya başladı. ‘Aman aman aman dinimiz elden gidiyor.’ Zaten dini yok etmişsin, din kalmamış ki din elden gitsin.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Sayın Devlet Bahçeli, Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin açıklama yaptı. “Unutulmamalıdır ki beka için, bayrak için, mukaddes ve mukadderat için şahadet şerbetinden içmeye kalbi vatan sevgisi ile çarpan herkes; hepimiz varız. Kuşku yok hazırız. İnanıyorum ki Afrin sokak sokak, ev ev temizlenecek. Teröristlerin nefesi kesilip, belleri kırılacaktır.”

ADNAN OKTAR: EvvelAllah. MHP ve Büyük Birlik Partisi de Tayyip Hocam’ı destekledikleri için o, orduya da güzel bir moral oldu, destek oldu. Şimdi özel harekat yavaş yavaş yavaş orayı temizler. Ama 360 derece sarmak çok önemli. Onların bütün geçitlerini, yollarını falan tutalım. Her yeri de imha edelim ki, o onları moral yönünden çökertir. Mesela farz edelim köprü, mutlaka çökertelim. Lojistik yollar, bağlantı kurdukları yollar, tamamen imha edelim. Hiç kullanamayacakları hale getirelim. Eli kolu bağlanır, o psikolojik olarak onları zaten çökertir. Psikolojik çökertme çok önemlidir.

Evet, dinliyorum.

VTR: Sizi mecliste görebilecek miyiz?

ADNAN OKTAR: Meclise ziyarete geliriz. Güzel yüzlüm, çok çok güzelsin maşaAllah. Kaş yüksekliği, gözler, burun ufacık, muhteşem güzelsin. Allah sana çok uzun ömür versin, cennet arkadaşı olmak için çok idealsin. Allah neşeni, sevincini, sonsuza kadar böyle güzel olarak devam ettirsin. İnşaAllah orada da birlikte olacağız, oluruz inşaAllah. Meclise ziyaret olur ama milletvekili falan olarak asla, siyaset mümkün değil. Bediüzzaman'a sözümüz var. “Euzubillahimineşşeytani ve siyase” Bediüzzaman'ın yolundayız. Siyaset, asla.

Evet, dinliyorum.

VTR: Allah tüm insanları mı seviyor yoksa sadece ona inananları mı?

ADNAN OKTAR: Sen nasıl güzelsin böyle ben bayağı şaşırdım senin güzelliğine. Harikulade güzelsin maşaAllah. Allah seni sağlık sıhhat içinde yaşatsın, nuruyla sarsın. Bir de çok efendisin, çok güvenilirsin, pırıl pırıl yüzün, çok nurlu canımın içi. Allah, sana her türlü hayrı, iyiliği versin, cennette de kardeş etsin inşaAllah. Allah, tabii ki Kendine inananları, sevenleri sever. Öbürleri ruhsuzdur ölü yani yok. Var gibi görünen yoklardır onlar. Sadece müminleri sever Allah. Onlarla sonsuzdan beri yaşıyor aslında Allah. Yani müminlerle sonsuzdan beri yaşıyor.

SALİHA YAZAROĞLU:  Bir ayette Allah, şeytandan Allah'a sığınırım “Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu.” [Tevbe Suresi, 67]

ADNAN OKTAR: Tabii, yok hükmünde. Unuttu demek, yok hükmünde demek.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, denizanalarını andıran ama deniz meleği adı verilen bir canlı var. Kanatlarıyla yüzüyorlar. Görünüşleri çok güzel. En büyüğü 5 santim kadar falan oluyor.

ADNAN OKTAR: Ben onları yiyeceğim ben onları. Bu ışık, onların mı?

GÖRKEM ERDOĞAN: Evet, kendinden ışıklı.

ADNAN OKTAR: Bunlarla arkadaş olmak çok iyi olur, bayağı iyi gezintiye çıkılır bunlarla. Bayağı güzeller.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin Harekatı ile ilgili Rusya ile mutabık olduklarına dair şöyle bir açıklama yaptı. “Afrin olayında Rusya ile bir sıkıntımız yok. İdlip’te gözlem noktaları oluşturma sürecimiz de devam ediyor. Şu ana kadar 8 gözlem noktası oluşturduk. Önümüzdeki süreçte Soçi’deki üçlü zirvenin benzerini İstanbul’da yapacağız. Bu ve benzeri konuları orada da değerlendirme imkanımız olacaktır” dedi.

ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam iyi gidiyor. Allah yardımcısı olsun askerimizin, polisimizin. Allah bereketiyle sarsın, hayrıyla sarsın; zaferle taçlandırsın. Deccale karşı şerefli mücadele veriyor. Tayyip Hocam ne güzel konuşmaya başladı, “Ejderha ile mücadele ediyoruz” diyor. Durup durup “ejderha ile mücadele ediyoruz” diyor. İngiliz derin devletinin sembolü ejderha. Çok güzel. Tayyip Hocam doğru yolda. Şanlı kabadayı devam et, önünde kimse duramayacak. Sen devam et inşaAllah.

VTR: Selam Adnan Bey. Ben Antalya'dan Kader. Sizi Allah aşkıyla çok seviyorum. Mümin bir erkek ve kadın evlilikte nasıl olmalıdır? Teşekkür ederim.

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, ne kadar güzel senin hatların. Nasıl güzel kızsın sen, ne kadar sevgi dolusun. Yüzün çok çok güzel, çok zengin. Başörtüsü olarak da örtündüğün anlaşılıyor. Allah, tesettürünü de sana yakışır güzel bir nimet olarak sunmuş. Oradan da sevap alıyorsun. Birbirlerini bir kere veli olarak koruyup kollamak lazım. Anneleri gibi, birbirinin babaları gibi, kendi kızı gibi koruyup kollayacak. Allah açıkça söylüyor “Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler.” [Tevbe Suresi, 71]  açık. Şeytandan Allah'a sığınırım, “Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ederler.” [Tevbe Suresi, 71] diyor. “Allah'a ve Resulü'ne itaat ederler” diyor bak sonucunda diyor ki, “işte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz Allah üstün ve güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir.” [Tevbe Suresi, 71]  Yani “Ben, sizin kontrolünüzü sağlayacağım; size her türlü iyiliği, güzelliği yapacağım” diyor. Evli bir erkek ne yapacak? Allah'ın ruhunu taşıyan bir varlığın yanına geldiğini bilecek ve Allah'a şükür edecek. Yani Allah, bir insan şeklinde tecelli ediyor yanında, bir kadın güzelliği olarak yaratmış, çok büyük bir nimet. Ona her hizmeti Allah'a hizmettir; ona yaptığı her iyilik Allah'a yapılan bir ibadettir. Güzel söz, güzel davranış, güzel konuşma, koruyup kollama, hürmet etme; gösterdiği her özen, muhteşem bir ibadet olur. Sabahtan akşama kadar o özene dikkat edecek. Sakın ha duygusallığa kapılmayacak, öfkeye kapılmayacak, çok hata olur.

Azeri bir kardeşimiz selam vermişti, onun selamına, aleykümselam diyorum.

Ben güzel yüzlümü bir daha göreyim.

VTR: Selam Adnan Bey. Ben Antalya'dan Kader. Sizi Allah aşkıyla çok seviyorum. Mümin bir erkek ve kadın, evlilikte nasıl olmalıdır? Teşekkür ederim.

ADNAN OKTAR: Güzel Kader çok çok güzel insansın; kaşın, gözün, yüzün çok çok güzel. Bir de çok çok iyi niyetli, dürüst, güvenilir bir insan olduğun; vicdanlı bir insan olduğun, Allah'ın güzel bir tecellisi olduğun aşikar, görülüyor. Allah zaten kalbine ilham eder senin. Sen sadece Allah'ın vahyine uy gerisine karışma. Vicdanına uyuyacaksın. O kadar rahat ki yani hayat çok kolay yaratılmıştır, insanlar zorlaştırıyor. Kalbine her an vahiy ediliyor, ona uyacak o kadar. Vahiye hayır demeyeceksin, vahye daima evet diyeceksin. Şeytana da sürekli hayır diyeceksin bu kadar.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey evrende 2 trilyon galaksi var yaklaşık tespit edilebilen. Bilim adamları Samanyolu’nun -bu daire içindeki Samanyolu Galaksisi bizim bulunduğumuz galaksi- etrafında 100 bine yakın galaksinin bir haritasını çıkarmışlar harita bu şekilde.

ADNAN OKTAR: O pek hesaplanacak, düşünülecek gibi değil de böyle yuvarlak düşünebiliriz. Aslında bütün Samanyolu’nda bir gezmek lazım inşaAllah.

VTR: Bilgiyi artırmak aklı geliştirir mi?

ADNAN OKTAR: Bir kere senin güzelliğin çok dikkat çekiyor onun üzerinde bir duralım. Kusursuz güzelsin. Allah seni cennette cennetin en güzel kızlarından yapsın inşaAllah. Cennet dostu yapsın, cennet arkadaşı yapsın. Yüzünde çok güvenilir efendi bir ifade var maşaAllah. Aklı sadece samimiyet geliştirir güzel yüzlüm. Mesela Stalin çok bilgiliydi, Lenin çok bilgiliydi ama sapıttılar, şeytan çok bilgilidir, alimdir ama sapıttı. Samimiyet sadece aklı geliştirir. Akıl çünkü Allah'a bağlıdır, samimi olduğunda akıl sürekli mükemmel olur. Akıl bir alet makine değil yani gelişmez. Allah'tan akan bir sistem vardır, Allah'tan düzgünce aklın akması için de müminin sadece samimi olması lazım. Samimi olduğunda Allah'tan akıl sürekli akar mümine.

VTR: Samimi bir ateist var mıdır?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım genellikle ateistler samimi oluyorlar. Ama bizim anladığımız anlamda samimi olmaz tabii. Ama öyle hani kindar falan değil hakikaten anlamıyorum diyor zahiren öyle oluyor. Ama ateist zaten çok kısa sürer ateistin ömrü yani hemen iman eder ateist. Öyle uzun süre ateist kalan pek olmaz. Müzmin ateist olmaz. Ateist potansiyel Müslüman adayıdır, kısa sürede Müslüman olurlar. Yeter ki yobaz, bağnazlarla karşılaşmasınlar Yıldız Hoca gibi, Cübbeli gibi tiplerle karşılaşmazsalar kısa sürede iman ediyorlar maşaAllah.

GÖRKEM ERDOĞAN: Ümraniye'de otobüs bekleyen 4 küçük çocuk otobüs gelmeyince yolda park edilmiş şekilde buldukları bir otobüsü kaçırdılar. 4 çocuk otobüse orta kapıdan giriyorlar. Uzun uğraşılardan sonra bir şekilde otobüsü çalıştırıyorlar, sonra vitese bağlamanın bir yolunu buluyorlar. Canları sıkılınca da bir süre gidip yolun ortasında bırakıyorlar.

ADNAN OKTAR: Bu zamane çocukları, biz bunların yaşındayken. Kurt gibiler kardeşim bu nedir böyle inanılır gibi değil. Gayet de mükemmel götürüyorlar baksana. Aman aman bir daha yapmasınlar da.

YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Darbe gecesinde de yarım saatte tank kullanan vardı.

ADNAN OKTAR: Doğru yaptı o.

VTR: Bir kadının sevgi derecesini anlayabilir misiniz?

ADNAN OKTAR: Benim canımın içi nasıl güzelsin nasıl, bir de tertemizsin. Benim güzel yüzlüm gözler, kaşlar, burun her yerin çok güzel, dişlerine varıncaya kadar çok güzelsin. Allah sana her türlü hayrı, bereketi, güzelliği nasip etsin. Cennette sonsuza kadar beraber olmamız şart, inşaAllah hiç yanımdan ayrılmazsın, dünyalar güzelisin seni çok sevdim ben maşaAllah. Kadının gözünde akıl almaz bir güç vardır, adeta büyülü bir dünyaya gidersin gözlerine baktın mı çok seven bir kadının gözleri bir insanın zor dayanabileceği gibidir. Çok çok etkileyici olur ve adeta insanı emer içine alır sonsuza doğru gidersin. Muhteşemdir gerçekten çok seviyorsa ama tabii onu hiç üzmemek, yormamak, çok çok akıllı olmak gerekiyor onu elde edebilmek için. O zaman akıllı bir kadının sevgisini kazandığında adeta cennetin kapısından girmiş gibi olursun. Kadının gözü cennet kapısı gibidir bir girdin mi uçsuz bucaksız boşlukta gidersin cennete doğru. Muhteşem bir güç vardır kadında, muazzam bir sevgi gücü vardır. Tabii o konuşmasıyla da desteklenir ses tonu, konuşmasından anlaşılır, kurduğu cümlelerden anlaşılır. Doğal cümleler, doğal kelimeler o kelimeleri yutmaz seven bir kadın. Normalde kadınları utandırır düz konuşmak, cümleleri yutmamak bir kadını utandırır genelde birçok kadını utandırır. Cesur olup o kelimeleri yutmadan tam gerçek kelimeyi söylemek, gerçek cümleleri kullanmak güzel bir kadının, tutku kadınının özelliğidir. Ve gözüne hiçbir perde koymadan gözünün bütün güzelliğini ortaya koymak da yine tutku sevgi kadınının özelliğidir. Bunlar bir araya geldiğinde kadın zaten cennet varlığı olmuş oluyor, yüzü cennet bahçesi gibi olur. Cennete açılan kapı gibidir yüzü, çok çok etkileyici olur.

Evet dinliyorum.

ASLI HANTAL: Cumhurbaşkanı Erdoğan “28 Şubat’ta alınan kararlarla mağdur oldukları için hakkını arayan insanlar var” demişti. Bir gazeteci Sayın Erdoğan'a, “Acaba o dönem mağdur olan insanlara iade itibarlarının sağlanması ya da özgürlüklerine kavuşmaları için yeniden bir yargılama süreci başlayabilir mi?” diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz arkadaşlarımıza bu konuda adaletin tecellisi için bir yasa çalışması yapın dedik. Şu anda Adalet Bakanlığı’nda böyle bir çalışmayı arkadaşlarımız yürütüyorlar” dedi.

ADNAN OKTAR: İyi güzel olur, hayırlı olur. O devirde kokain komploları yapılmıştı vatandaşlara, emniyete götürülüp işkenceler yapılmıştı. Daha cesur kararlar alınması lazım ve en önemlisi müruru zaman yani zaman aşımı ortadan kalkması lazım. Zaman aşımı ortadan kalkmadıktan sonra adaletin yerine gelmesi çok zor.

GÖRKEM ERDOĞAN: Güzel bir güve türü göstermek istiyorum.

ADNAN OKTAR: Demin bir arkadaş soru sormuştu, oradan kafaları karışmış olabilir. Madde dışarıda var gölge varlık olarak var yani bu gördüğümüz varlıklar var. Biz de onu o gölge varlığı beynimizde görürüz. Hayalimizde biz kendimiz oluşturmuyoruz. Dışarı da var fakat gölge varlıktır. Mutlak varlık Allah'tır.

Evet dinliyorum.

VTR: Bizi bölmek için hangi ülke PKK'yı kullanıyor?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım tabii ki İngiliz derin devleti yani ülke değildir bu İngiliz derin devleti. İngiltere'de mukim olduğu için İngiliz derin devleti diyoruz. Merkez olarak orayı kullandığı için yoksa bütün dünyayı kullanıyor. Pakistan da onların kontrolünde, Hindistan da onların kontrolünde ama merkez olarak bir yeri belirtmek gerektiği için bunu söylüyoruz.

YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Siz Öcalan'ın kendi ifadesini açıklamıştınız, “bizim durumumuza en akılcı bakan İngiltere” diyordu.

ADNAN OKTAR: “Bizi kuran İngiltere” diyor ayrıca.

Evet dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Doğu Guta'daki aktivistler ve çocuklar bölgedeki felakete dikkati çekmek için sosyal medyada başlattıkları kampanyada “l am sitil aliva” “Ben hala hayattayım” etiketiyle Doğu Guta'ya destek bekliyor. Kampanyaya katılan Doğu Gutalı çocuklar ellerini kaldırarak “ben hala hayattayım” mesajı veriyorlar.

ADNAN OKTAR: Ne kadar güzeller. Çok güzel canım benim, dünyalar tatlım benim. Yazık bu çocuklara bunlara bir koridor açıp çıkartsalar çok iyi olur. Havadan da alabilirler helikopterle inip. Hava kuvvetleri korur helikopterleri, jetler korur helikopterle inip alabilirler. O da düşünülebilir. Hiç olmazsa önden çocukları alsak çok iyi olur.

VTR: Şükretmenin azı veya çoğu var mıdır?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım şimdi çok az diye bir kavram koyarsak müminleri zora sokarız. Çünkü o zaman kesintisiz şükretmesi gerekir. Genel olarak içinden geldiği gibi vicdanına uyarak şükretmesi lazım müminin. İbadette boğulmak da doğru değil. O zaman o vesveseye dönüşür. Her şeye şükreder, şükretmek durumunda hisseder. Normal yaşayamaz o zaman. Doğal haliyle doğal içinden geldiği gibi olması daha iyi olur.

Evet.

VTR: Kimlere delikanlı denir?

ADNAN OKTAR: Benim aslanıma delikanlı denir maşaAllah. O aslan gibi delikanlı olacak daha yaşı da küçük ama belli ki çok temiz yüzündeki ifade. Onun çok dürüst olduğunu gösteriyor. Yeni nesil şahane hepsi dürüst maşaAllah. Delikanlı yani kabadayı; kabadayı demek egoistlikten bencillikten kurtulmuş Allah için yaşayan, sevdikleri için yaşayan demektir. Mesela bir kadını korumayı amaçlar. Kardeşlerini korumayı amaçlar, sevdiklerini korumayı. Kendini hiç yerine koyar. Aman onlar yesin içsinler, onlar giyinsin, onlar rahat etsinler onun için yaşar. Kabadayı diyoruz böyle insana. Kabadayılık yani delikanlılıkla tabir edilir ama asıl kabadayılıktır.

Evet.

GÖRKEM ERDOĞAN: Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporuna göre 2018 yılının Ocak ayınca 28, Şubat ayında 47, toplamda 75 kadın cinayeti işlendi. İki ayda.

ADNAN OKTAR: İşte ona anında karşılık verilse mesele biter fakat anında karşılık vermiyorlar. Mesela geçen o otelde bıçaklanan kaçıyor hepsi birden, çök üstüne al. Koskoca adamlarsınız bir kişinin kolunu tutamıyor musunuz? Bir şey oluyor anında kaçıyorlar. Halbuki öyle şeylerde adam zaten korkar o ani bir atak yapsan darmadağın olur.

GÜLEN BATURALP: Myanmar hükümetinin Rohingyalı Müslümanlara yönelik katliamlarının tırmanışının ardından Bangladeş’e sığınan mültecilerin sayısı 688 bini aştı. Mülteciler yeteri kadar beslenemiyor ve temiz su içemiyor. Rohingyalı mültecilerin içinde bulundukları koşullar nedeniyle hemen her hastalığa kapılmayla karşı karşıya oldukları söyleniyor.

ADNAN OKTAR: Ama bütün İslam alemi böyle. İttihad-ı İslam olmadıktan sonra bu devam eder, Mehdiyet olmadıktan sonra bu devam eder. Her yer böyle Irak, Suriye, Afganistan, Libya her yer. Rohingya ve daha da gelişiyor olay. Mehdi (as)’nin zahir olmasının dışında İslam aleminin bir kurtuluşu yok. İslam Birliği’nin dışında bir kurtuluş yok.

Evet, dinliyorum.

VTR: Güzel resim yapabilmek için neler gerekiyor, neler yapmamız lazım?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım bir kere öğretmen olmuyor resim tekniğini gösteren, öğretmen önemlidir. Ben bir kere kursa da gitmiştim Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim kursuna herkesi kendi haline bırakıyorlar. Resim tekniği gösterilmiyor. Bizim okulumuzda da resim hocaları vardı resim tekniği göstermezlerdi. Sadece bir hoca bize resim tekniği göstermişti bir kere. Gölge nasıl yapılır, resim nasıl yapılır göstermişti. Onun dışında hiç ne kursta gördüm ne okulda hiçbir yerde yok. Bu çok garip bir şey diğer yerlerde de bu böyle olabilir. Teknik göstermiyorlar halbuki direkt teknik göstermeleri lazım. Niçin yapmadıklarını da anlamıyorum. Hayır resim yapın diyor ama teknik yok. Adam neye göre yapsın? Olur mu öyle şey? Teknik göstereceksin.

ASLI HANTAL: Afrin’de görev yapan Polis Özel Harekatçı babalarını televizyonda gören çocukların sevincini gösteren bir fotoğrafımız var.

ADNAN OKTAR: Sık sık gösterelim çocuklar görsünler babalarını. Askerleri sık sık gösterelim. Hatta bir kanal sürekli gösterebilirler, özel bir devlet kanalı.

Dinliyorum.

VTR: Ahiretteki ilk dakikalarımız nasıl olacak?

ADNAN OKTAR: Hiç heyecanlanmazsınız gayet makul göreceksiniz. Ne tedirginlik, ne korku uyumsuzluk falan da olmaz. Yanınızda mihmandar da olacak zaten. Sürücü ve mihmandar yani melek oluyor gayet huzurlu ve sakin bir ortam olur. Telaş, tedirginlik, korku, uyumsuzluk öyle hiçbir şey olmaz. Gayet huzurlu olduğunuzu göreceksiniz. Cehennem çok tedirgin edicidir. Her an bir huzursuzluk, her an bir rahatsızlık vardır. Müminler için öyle bir şey yok.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Suudi Arabistan’ın El Ahsa ilinde ilk defa kadınların da katıldığı bir maraton düzenlendi. Kadınların maratona katılabilmesi için tesettür şartı getirildi, maratona geniş bir katılım oldu.

ADNAN OKTAR: Ne tesettür şartı Allah aşkına. Güven içindeler orada kim onlara ne zarar verecek? Güvenlik varsa ne gerekir? İstedikleri gibi koşabilirler hiç gereksiz. Orada çarşafın bir gerekçesi kalmamış ki çok kalabalık orası güvenlik içindeler devlet koruması var. Orada bir sarkıntılık falan mevzubahis değil. Dolayısıyla ne gerek var ona? 

VTR: Dürüst biri anlaşılır mı?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım bir kere şu güzelliğini bir gündeme getirelim. Bu kaş, göz, burun bu ne bu güzellik böyle maşaAllah. Allah sana çok uzun ömür versin, sana sağlık sıhhat versin. Seni sevinç içinde yaşatsın Allah. Cennette de kardeş etsin. Mesela bak senin yüzün çok dürüst, çok temiz, çok insancıl olduğun hemen anlaşılıyor tabii ki bilinir. Özellikle konuşmadan, ses tonundan, bakışlardan, yüzün genel oturuşundan, yüz mimiklerinden anlaşılır dürüst olup olmadığı.

VTR: Maddeyi daha iyi anlamak için neler yapmalıyız?

ADNAN OKTAR: Aman aman güzel yüzlüm benim anlattığım yeterli çok da fazla gitmeyin. Heyecanlanırsınız korkabilirsiniz. Bu kadarı yeterli, teorik bilmeniz yeterli. Ama dışarda madde var ama gölge varlık olarak vardır biz de onu görürüz. Çok berrak anlarsanız biraz heyecanlanabilirsiniz. Bu kadar iyi bu ayar iyi.

Evet.

GÖRKEM ERDOĞAN: Işık saçan deniz bitkisinin resimleri var. Bu canlılar koloni halinde yaşıyorlar. Uzunlukları iki santime kadar olabiliyor.

ADNAN OKTAR: Şahane bir ortam. Bunlarla arkadaş olmak dehşet bir şey. Bir de müzik varsa tamam yani. Gece muhteşem olur muhabbet.

Evet, dinliyorum.

VTR: Güzel ahlaklı olmak herkese iyi davranmak mıdır?

ADNAN OKTAR: Aman Allah’ım nasıl güzelsin sen böyle. Esmer güzeli çok çok güzelsin. Latin kızlarına benziyorsun. Muhteşem güzel görünüşün. Allah sana uzun ömür versin, sağlık sıhhat versin. Seni sevgisiyle sarsın, cennetiyle sarsın. Cennette de mutlaka arkadaş olalım inşaAllah. Ben güzel yüzlümü bir daha dinleyeyim.

VTR: Güzel ahlaklı olmak herkese iyi davranmak mıdır?

ADNAN OKTAR: Tabii ki öyle değil mesela adam Marksist’tir veya ateisttir veyahut homoseksüel oluyor fakat bayağı iyi davranıyor herkese falan. İyi davranmayla olmaz yani zahiren değil Allah’a karşı çok iyi olacak, Allah’ı çok sevecek. Allah’a karşı iyi olduğunda insanlara karşı da iyi olur. Yoksa insanları kandırmak için iyi davranabilir insanlara. Onlara oyun oynamak için de iyi davranabilir. Asıl Allah’a karşı çok candan olacak. Allah’ı aşkla sevecek, her şeyin Allah’tan olduğunu bilecek, gönlü gecen gündüz Allah aşkıyla dolu olacak. Bütün sevgisini, aşkını Allaha yöneltecek, herkesi severken de Allah aşkıyla, Allah sevgisiyle sevecek. Yoksa o sevgi sahte olur, oyun olur.

Münafıklar Peygamberimiz (sav) zamanında “Biz daha mutaassıbız, daha çok Allah’ı anıyoruz, daha kadınlardan uzağız, daha dünyadan eğlenceden uzağız” gibi kendilerini ilan ederek, o şekilde kendilerini tanıtarak Allah’ın verdiği nimetleri ezen, dini zorlaştıran dolayısıyla dinsizliğin kapısını açan bir sistem kurmuşlardı münafıklar. Peygamberimiz (sav)’i de bu tarz suçlamalarla kendilerince töhmet altında bırakacaklarını zannediyorlardı. İşte “O ne kadar çok evleniyor, Hz. Ali ne kadar çok evleniyor. Kadınlara karşı ne kadar çok istekliler? Kadınlar niye dekolte giyiniyorlar?” Bunlara kafayı takmışlardı. İşte Peygamberimiz (sav)’in müzikli düğünlere gitmesi onları çok rahatsız ediyor kızdırıyordu. Ziyafetlerde istediği gibi yiyip içmesi onları çok kızdırıyordu. En sonunda azdı münafıklar üç yüz kişi ayrıldı. Çok büyük bir kalabalık. Altı yüz Müslüman var üç yüz de münafık var. Ve bunların gerekçeleri sürekli bu “biz” diyorlar işte “Dırar Mescidi’nde toplanıyoruz toplandığımızda hiç burada kadın yok ama Peygamberimiz (sav)’in bulunduğu mescitte kadınlar var. Dolayısıyla biz burada daha takvayız, daha Allah’ı anıyoruz. Bizim bulunduğumuz mescitte müzik aletleri ve müzik yok.” Bu tarzdı.  Dolayısıyla Peygamberimiz (sav)’e yaptıkları oyunlarla ilgili çok fazla Kuran ayeti var. Ama muazzam bir güç oluşturmuşlardı o devirde. Sonradan Peygamberimiz (sav)’in vefatından sonra peş peşe suikastlara başladı bu alçak güruh. Hz. Ali (kv)’yi şehit ettiler, Hz. Ömer (ra)’i şehit ettiler, Hz. Osman (ra)’ı şehit ettiler. Ehli beyti şehit ettiler. O kafadaki işte münafıkların o kafası asrımıza kadar devam etti. Şimdi onu ben kitap olarak hazırlıyorum orada daha detaylı göreceksiniz.

Mesela Fetih Suresi 26’da “Hani o inkar edenler (münafıklar), kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (hamiyeti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp” cahiliye taassubunu, münafık taassubunu geliştirip “kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” [Fetih Suresi, 26] Fetih Suresi’nde geçen o cahiliye taassubudur, orada öfkeli soy koruyuculuğu diyor ama değil, tam karşılığı cahiliye taassubudur. Yani kadınlara karşı öfke, müziğe karşı öfke, eğlenceye karşı öfke, rahat yemeye içmeye karşı öfke. Peygamber (sav)’in kıyafetlerini kıskanıyorlardı. Niye işte Bizans cübbesi giyiyor, niye şık giyiniyor, Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra) niye ipek giyiniyorlar niye altın takıyor diye acayip kinleniyorlardı. Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) sürekli altın kullanıyorlardı. Ve ipek giyiniyorlardı acayip kinlenmişti o devrin münafıkları. Bak bu devre kadar bu azgınlıkları devam etti. Peygamberimiz (sav)’in evliliklerine acayip kafayı takmışlardı. O Zeynep’le evliliğine acayip kafayı takmışlardı. Peygamberimiz (sav)’e muazzam kinliydiler. Şu anki münafıklarla o münafıklara bakın aynıdır. Felsefe, mantıkları tamamen aynıdır.

Hiçbir halükarda hiçbir nedenle Allah unutulmaz. Bunu tabela haline getirmek lazım. Hiçbir halükarda hiçbir nedenle Allah’ı unutma. Bütün belanın, felaketin nedeni budur; Allah’ın unutulmasıdır. Yani şahsın kendi kafasına göre hareket etme eğilimidir.

Evet, dinliyorum.

VTR: İstanbul’un en güzel semti neresi sizce?

ADNAN OKTAR: Zor bir soru. Bence Bebek. Sarıyer, Bebek, Tarabya. O yol boyu çok güzel, en güzel yer orası. Ama Üsküdar’ın da kendine has bir tatlılığı vardır. Böyle klasik İstanbul havası vardır Üsküdar’ın. O da çok önemli.

Şimdi kısa bir ara verelim devam edelim.

GÜLEN BATURALP: Yayınımıza kısa bir ara veriyoruz.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo