Canlı Sohbetler (6 Mart 2018; 18:00)

2201

KARTAL GÖKTAN: İyi akşamlar değerli izleyicilerimiz. Canlı yayınımıza başlıyoruz.

ADNAN OKTAR: Adı yok mu canlı yayının?

KARTAL GÖKTAN: Canlı Sohbetler.

ADNAN OKTAR: Buyurun.

KARTAL GÖKTAN: Zeytin Dalı Harekatı’nda 8 askerin şehit olduğu çatışmada yaralanan Uzman Onbaşı Fuat Demir tedavi gördüğü hastanede şehit oldu.

ADNAN OKTAR: Ah benim canım, ah benim aslanım, ah benim nurlum. Allah gani gani rahmet etsin. Allah şehadetini kabul etsin, makbul etsin. Biz imrendik şehadetine Allah bizlere de nasip etsin. Anneye babaya sevdiklerine Cenab-ı Allah uzun ömür sabr-ı cemil nasip etsin. Ne mutlu şehide, ne mutlu annesine, ne büyük şeref. Dünya imtihan yeri görüyorsunuz nasıl zor, nasıl zorlu bir yer. Ama şehadet alemi pırıl pırıl cennet gibi. Arada muazzam fark var. Cehennemle cennet farkı gibi.

Evet, dinliyorum.

VTR: Zeytin Dalı Harekatı’na katılan Piyade Uzman Çavuş Recep Karakolcu -görebiliriz- sol ayağına şarapnel parçasının isabet etmesi sonucu gazi oldu. Ama bacağı yaralı şekilde 5 saat boyunca teröristlerle mücadeleye devam etti Adnan Bey. Gazimiz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ben de arkadaşlarımı çok özledim. Şu an tek isteğim bir an önce iyileşip tekrar vatan savunmasında onlarla yan yana olmak. Duaya çok ihtiyacımız var çünkü dualar bizi güçlü kılıyor.”

ADNAN OKTAR: Ama baba kabadayının hası. Anne de kabadayı belli. Anne baba arasında kardeşleri de öyle hepsi yiğitler, maşaAllah. Aile kabadayı kaynıyor, maşaAllah. Baksana babaya, baba yaman, anne de kabadayının hası, maşaAllah tebrik ediyoruz. Allah mübarek etsin.

Kardeşim, bu PKK’ya en büyük darbe, en büyük acı, en büyük yürek acısı, dünya çapında yürek acısı Darwinizm’in yıkılması olur. Bundan büyük onlar için bir felaket yoktur. Bak ben kitapları yaydığımda nasıl bağırmışlardı? Bir de düşün, bu devlet eliyle olursa yaşayacakları ızdırabı bir düşün yer yerinden oynar. İngiliz derin devletine en büyük darbe bu olur. Yani komünist eğilimli genç sayısı neredeyse sıfıra düşer ondan sonra. PKK adam toplayamaz artık ondan sonra. Bak 3 bine yakın PKK’lının öldürüldüğünü söylüyor ordumuz. Normalde 3 binle neredeyse bitiş noktasına gelmeleri gerekir, toplam 5 bin biliniyordu. Ama bak 10 binin üstünde PKK’lı şu an PKK’da sırf o bölgede 10 binin üstünde. Niye? Darwinist eğitimden oluyor. Darwinist eğitim durdurulmazsa bak bu sivrisinekler kaynamaya devam edecek ve daha da fazla artar. Darwinist eğitimin derhal durdurulması ve en büyük darbenin indirilmesi gerekiyor. Bilimsel darbe, bilimsel mücadele PKK’yla mücadeledeki yüzde 99’luk en büyük neticedir. Bakın yüzde 99’luk neticeyi bırakmayalım. Benim devletten, hükümetten istirhamım ricam bir gün bekletmeyelim. Darwinizm’i devirdiğimizde PKK’yı da devirdiğimizin günüdür. PKK diye bir şey kalmaz inancını dinin kaybeder. Çünkü onların dini bu Darwinizm. Adamın dinini kaybedersen ne olur? Yok olur. Şimdi bak, bizim askerimiz ne? Müslüman. Dinini kaybetmiş olsa ne olur? Allah esirgesin bütün gücünü kaybeder. Değil mi? Allah muhafaza. İşte PKK da dinini kaybettiğinde bütün gücünü kaybeder. Onun için onların dinini yok etmemiz gerekiyor Darwinizm’i. Kendi dinimizi sağlamlaştırıp Darwinist-materyalist sistemin olmadığını vurgulayarak Darwinist-materyalist sistemi de yok ederek onların dinini yok etmemiz lazım. O zaman kesin netice alırız. Dolayısıyla yöntem belli. Onlar madem sahte bilimle, sahte anlatımlarla, sahte ikna metotlarıyla netice alıyorlarsa, biz gerçek bilimle, gerçek anlatımla neticeyi oluşturalım.

OKTAR BABUNA: Zaten artık çok kolay, siz bütün zemini hazırladınız. Dünya çapında ezdiniz zaten. Herkes de delilleri duydu. Hatta Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut da birkaç gün önce ne kadar saçma olduğunu sizin verdiğiniz örneklerle açıkladı.

ADNAN OKTAR: Evet, dinliyorum.

VTR: Sevgilimizle tartıştığımızda nasıl barışabiliriz?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, şimdi tartışma varsa zaten karşılıklı anlayışta, inançta bir eksiklik var demektir. Önce o eksikliğin giderilmesi lazım. Muhtemelen Allah’a inançta, Allah’a güvenmede, Allah’a derin bağlanmada bir sorun var ve karşılıklı birbirlerini müstakil varlık olarak görme olayı var. Bu çok vahim bir durum meydana getirir. O zaman iki et ve kemikten oluşan put var. Zaten facia kaçınılmazdır böyle bir durumda. Çünkü iki et ve kemikten oluşan putun birbirine rahatlık vermesi mümkün değildir. Birbirini feci şekilde ezer. Putların özelliğidir putlar çatışırlar. Kuran’da da var Allah ayette diyor “eğer başka bir ilah olsaydı çatışırdı” diyor Allah. Put mutlaka çatışır. O yüzden putlaştırma varsa onun ortadan kaldırılması, her ikisi de Allah’ın kulu olduğuna göre Allah’a tam teslim olup Allah’ın onlarda yaratacağı sevgiyi Allah’tan istemeleri gerekir. Kişi bağımsız kendi kafasından sevgi yaratamaz. Diyor ki “beni niye sevmiyorsun?” Allah yaratır sevgiyi, nasıl yapsın, değil mi? Bir de öyle olumsuz telkin de olmaz. Sevgi Allah’tan beklenir, şahıstan beklenmez. Ben yakışıklımı bir daha dinleyeyim.

VTR: Sevgilimizle tartıştığımızda nasıl barışabiliriz?

ADNAN OKTAR: Canımın içi, onu hemen Allah’ın sevgisine davet et, Allah korkusuna davet et. Sen kendin de sürekli iman hakikatleri anlat, Kuran mucizeleri anlat. Onun haysiyetine, şerefine, onuruna, sağlığına sıhhatine çok dikkat edeceğine, özen göstereceğine, egoist bencil olmayacağına dair çok güçlü alametler oluştur, o zaman mesele kalmaz her şey hallolur.

VTR: Kalplerin tatmin olması için ne yapmalıyız?

ADNAN OKTAR: Kalplerin mutmain olması Allah’a kalbin tam teslim olması, Allah’ı candan sevmek, Allah’ın hep lehinde düşünmekle olur.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsanları sigaradan nasıl kurtarabiliriz?

ADNAN OKTAR: Allah Allah hayret yüzündeki temizlik, güzellik. İşte Allah’ın yaratma gücü. Bak milyonlarca böyle birbirinden güzel insan yaratıyor ve hiçbiri birbirine benzemiyor, hiçbirinin fıtratı birbirine benzemiyor. Elinden yüzünden nur akıyor, tertemiz. Allah nurunu daha da artırsın, Allah cennette kardeş etsin. Allah kalbini Kuran’a ram etsin, İslam’a tam ram etsin. Cennette hiç yanımdan ayırmasın, inşaAllah. Ben güzel yüzlümü bir daha dinleyeyim.

VTR: İnsanları sigaradan nasıl kurtarabiliriz?

ADNAN OKTAR: Canımın içi, o kadar büyük bir bela ki. Küçük çocuklara bakıyorum genç kızlar 16-15 yaşında çocuklar liseliler hepsinin elinde sigara. Ne alakası var, nereden icap ediyor? Hayır, soruyorum da yani bir açıcı etkisi oluyor mu, sinirlerini yatıştırıyor mu? “Böyle bir şey yok” diyor “sinirlerimi yatıştırmıyor.” Peki açıcı bir şey mi? O da yok. Peki niye? “Alıştım” diyor. Ne demek alıştım kardeşim? O körpecik ciğerlerin nasıl berbat oluyor, eli kokuyor, bütün vücudu sigara kokuyor, dişleri sapsarı, elleri sapsarı ve çöküyorlar, yaşlanıyorlar. 18-19 yaşındayım diyor ama 29-30 yaşında gibi. Nefes darlığı, nefes alırken hissediliyor sigara içtikleri. Doğru söylüyor benim canım aferin, önemli bir konu o.

O benim güzel yüzlüm kalplerin tatmin olmasıyla ilgili bir soru sormuştu. Onu bana bir daha göndersene.

VTR: Kalplerin tatmin olması için ne yapmalıyız?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, onu Kuran’da Allah şu şekilde belirtiyor: “Kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.” [Ra'd Suresi, 28] Dengelenir yani sürekli Allah’ı düşünerek, Allah’ın büyüklüğünü iyice kavrayarak, Allah’ı severek, Allah’tan hakkıyla korkarak bu şekilde kalpler dengeli ve makul hale gelir. Yoksa dengeli makul olamazsınız diyor Allah.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, arkadaşlarımız Hakan, Şerif, Erdem, Oğuzhan ve Semih, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda bu akşam düzenlenen Türkiye’ye Enerji Veren Kadınlar Ödül Töreni’ne katıldılar. Cumhurbaşkanımızın kıymetli eşi Sayın Emine Erdoğan’la görüştüler. Kendisine İngiliz Derin Devleti kitabını hediye ettiler. Enerji Bakanımız Sayın Berat Albayrak’a İngiliz Derin Devleti kitabını hediye ettiler. Değerli film sanatçımız Hülya Koçyiğit’le görüştüler. Çalışmalarınız hakkında kısaca bilgi verdiler. Çok kıymetli ses sanatçımız Emel Sayın’la görüştüler. Sizin selamınızı, sevgilerinizi ilettiler. Kendisi çok teşekkür etti mutlu oldu. Kendisi de selamlarını gönderdi.

ADNAN OKTAR: Aleykümselam. Bir kere Emine annemiz veli bir hanımefendidir, tahir bir annedir. Böyle mübarek insan bu devirde çok çok az bulunur. Allah ona uzun ömür, sağlık sıhhat versin. Berat da iyi bir ocakta yetişti. Babası dava adamıdır. İlerisi için ondan çok güzel şeyler bekliyoruz, güzel hizmetler bekliyoruz. İyi yetişiyor şu an dem alıyor, devlet terbiyesi alıyor. Gelecekte inşaAllah iyi vazifeler alır. Daha henüz genç. Sanatçılarımızı da tebrik ediyoruz. Allah onlara uzun ömür versin, sağlık sıhhat versin. Benim devletten ricam, onlara sanatçı madalyası verilmesi. Cumhurbaşkanlığı adına verilebilir. Onlara 24 ayar altından madalya verelim sanatçılarımıza, sayıları az. Allah ömürlerini uzun etsin. Bir de mümkünse 3 bin lira falan bir maaş çok iyi olur yani hiç yoktan iyi olur. Onlara bir katkı olur, güvence olur. Karşılıksız 3 bin lira maaş bütün sanatçılara. Devletin kendi tespit edeceği sanatçılara 3 bin lira maaş.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Makaleleriniz hakkında bilgi vermek istiyoruz Adnan Bey.

HÜSNA KARAKUŞ: İtalya’dan yerel polis teşkilatına toplumda oynadıkları rolü daha iyi ifade etmeleri, kendilerini daha iyi geliştirmeleri, bilgi ve gelişmeleri sunma amacıyla kurulmuş olan tecrübeli gazetelerin katkılarıyla yayın yapan e-police haber sitesinde yazılarınız yayınlanmaya başlandı. “Türkiye terörden ne öğrendi?” başlıklı makalenizde, Türkiye’nin kendini belli etmiş terör örgütleri dışında FETÖ gibi içten yapılanmış münafıkane terör örgütleriyle de mücadele ettiğini anlatıyorsunuz. FETÖ’nün PKK bağlantısına da değindiğiniz yazınızda, terörün bir ideoloji sorunu olduğunu, Türkiye gibi Ortadoğu’nun merkezinde medeniyetlerin köprüsü olan bir ülkenin ideolojik bilinçlendirme yönünde bir eğitim seferberliği yapmasının öneminden bahsediyorsunuz.

ADNAN OKTAR: Çok güzel olmuş.

GÖRKEM ERDOĞAN: Gazze’den yayın yapan Filistin’in günlük haber sitesi Mashriq News’te “Nefret suçlarına kökten çözüm” başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda, toplumda gittikçe yayılan şiddet hareketlerinin temelinde nefret duygusunun yattığı ve bu suçları önlemek için etkili olacak yöntemin de öncelikle toplumda merhamet, sevgi, fedakarlık duygularının yayılması ve güçlendirilmesi olduğunu anlatıyorsunuz. Medyaya da bu konuda büyük bir görev düştüğünü ifade ediyorsunuz.

HÜSNA KARAKUŞ: Bu yazınız aynı zamanda Kanada Ontario’da basımı yapılan El-Bilad Gazetesi’nin Arapça yayınında ve merkezi Yeni Delhi’de bulunan Hindistan’da ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan Müslümanlarla ilgili haber ve fikir yazıları yayınlayan internet sitesi Indian Muslim Observer’da da yayınlandı.

GÖRKEM ERDOĞAN: Kanada Ontario’da İngilizce ve Arapça olarak basımı yapılan El-Bilad Gazetesi’nin İngilizce yayınında “İlkel mağara adamı aldatmacası” başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda, evrimcilerin iddia ettiği gibi eski insanların ilkel şartlarda yaşadığının doğru olmadığını, arkeolojik ve tarihi bulguların bu fikri tamamen çürüttüğünü anlatıyorsunuz. Ve bilim insanları tarafından olağanüstü ve benzersiz olarak nitelendirilen buluntular elde edilmiş 12 bin yıl önce inşa edilmiş Göbeklitepe’deki medeniyetten örnekler veriyorsunuz.

HÜSNA KARAKUŞ: Merkezi Belçika’da bulunan ve ziyaretçi sayısı 4 milyonu bulan Sasapost haber sitesinde “Silahlı saldırıları önlemek için gerçek çözüm” başlıklı makaleniz Arapça olarak yayınlandı. Yazınızda, Amerika’daki okulda gerçekleşen silahlı saldırı üzerine insanların farklı çözüm yollarını tartışırken sorunun gerçek çözümü üzerine düşünmediklerini anlatıyorsunuz. Silahlı kuvvetler, istihbarat, polis gibi farklı teknik çözümlere başvurulsa da asıl olarak toplumda gittikçe yaygınlaşan nefret ve öfke patlamalarına son verilmesi için gereken manevi eğitimin önemini anlatıyorsunuz.

GÖRKEM ERDOĞAN: Bu yazınız aynı zamanda Hindistan’ın Cemmu ve Kashmir Eyaleti’nde bulunan Srinagar’dan yayın yapan tanınmış köşe yazarlarına yer veren günlük gazete Kashmir Reader’da da yayınlandı.

ADNAN OKTAR: Ne güzel.

HÜSNA KARAKUŞ: Merkezi Londra’da bulunan Irak’ın günlük Arapça gazetesi olan Azzaman’ın hem basılı yayınında hem internet sitesinde “Küresel sömürü düzeninin yeni nesil kitle imha silahı, kimlik politikaları” başlıklı makaleniz yayınlandı. Yazınızda bölücü, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı kimlik politikalarının yerine artık en üst yani insan kimliğini esas alan birleştirici ve bütünleştirici politikaların alması gerektiğini anlatıyorsunuz.

ADNAN OKTAR: Gayet güzel.

VTR: Allah’tan zenginlik isterken nasıl dua etmeliyiz?

ADNAN OKTAR: Şu güzelliğe bak sen şu güzelliğe, maşaAllah. Bunu da evlendirmek lazım çok güzel olur çocuğu, maşaAllah. Allah sana cennet nasip etsin. Cennette de kardeş olmanı nasip etsin. Güzel yüzlüm, Hz. Süleyman (as) istedi Allah’tan zenginlik “Ya Rabbi Sen’in rızan için istiyorum” dedi. Yani Sen’in dinine hizmet etmek, Sen’in şanını yüceltmek, Sana ibadet etmek için istiyorum zenginlik” dedi. Allah da zenginlik verdi. O da gerçekten o zenginliği sadece Allah için kullandı. Bu şekilde istenmesi lazım. Allah’tan “Sadece Sen’in rızan için kullanacağım Ya Rabbi söz veriyorum” dersen yürekten o zaman Allah sana mal-para verir. Yetecek kadar verir.

Evet, dinliyorum.

VTR: Rahipler niçin evlenmez?

ADNAN OKTAR: “Hz. İsa Mesih (as) evlenmedi, biz de evlenmeyeceğiz” diyorlar, bu kadar. Rahibeler evleniyorlar ama onlar Hz. İsa Mesih (as)’la evleniyorlar. Gıyabında nikah kıyılıyor onlara. Hz. İsa Mesih (as)’la ahirette sonsuza kadar beraber olmak için, o nikahlarını muhafaza ediyorlar. Rahipler de “Hz. İsa Mesih (as) evlenmedi biz de ona benzeyeceğiz, evlenmeyeceğiz” diyorlar. Olabilir. Onlar kendilerini Allah’a adıyorlar.

VTR: İyi akşamlar Adnan Bey. Sormak istediğim; modern biri olmak nasıl olur?

ADNAN OKTAR: Modern biri olmak için her asırda Allah’ın sunduğu güzellikleri en üst seviyede elde etmeye gayret etmek lazım. Allah’ın sunduğu güzellikleri en üst seviyede elde ettiğimizde modern biri oluruz. Kaliteyi aradığımızda, güzelliği aradığımızda, vicdanımıza uyduğumuzda o asrın ve gelecek asırların da en moderni olmuş oluruz.

Evet, dinliyorum.

VTR: Evladın anne ve baba üzerindeki hakkı nedir?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, işte onlar yaşlandığında, elden ayaktan kesildiklerinde hiç “öf” demeden, bunama hali de olabilir, çok saygılı olması, çok sevgi dolu olması, merhametli olması, onu hiçbir şekilde incitmemesi ve imada da bulunmaması. Yani hani “öf bile demeyin” diyor Allah, işte o çok şey. Mesela bir şey demiyor ama “öf” demiş oluyor veyahut yüzünü asmak veyahut bıkkınlığa dair bir alamet vermek. Bu hiçbir şekilde olmaz haramdır. En ufak bir bıkkınlık, bezginlik ifadesi olmadan annesine babasına bakacak mümin. Mühim bir ibadet olarak Allah onu önemli görüyor Kuran’da, detay vererek anlatıyor. Namaz gibi, oruç gibi mühim bir ibadettir anneye babaya sabırla bakmak. Ama dinine saldırıyorsa değil, imanına saldırıyorsa o zaman yok. Dinine imanına saldırmıyorsa. Mesela diyor ki “Müslümanlarla görüşmeyeceksin, namaz kılmayacaksın, camiye gitmeyeceksin, kitap okumayacaksın, İslam’ı anlatmayacaksın” o zaman velayet yok diyor Allah. O zaman seni ilgilendirmez diyor Allah. Anne baba hükmü kalkar o zaman. Ama dinine karışmıyorsa Hristiyan da olsa her ne olursa olsun ona hizmetle mükellefsin. Dinden çıkmış olsa bile hizmetle mükellefsin. Bunaması durumunda da, Allah ona özellikle dikkat çekmiş “çocukluğuna geri çeviririm” demek odur bunama kastediliyor. Çocukluğa nasıl döner bir insan? Bunamayla döner. Sabırlı olacak, acayip acayip konuşabilir, gereksiz konuşabilir, yataktan kalkamayacak hale gelir, felç olabilir sabırla bakacak. Ona en ufak onu hissettirirse Allah kabul etmiyor onu. Zaten çok ayıp çirkin de. Çünkü kendisi de o hale gelebilir.

VTR: İslam’da dini anlatma sorumluluğu kimlere verilmiştir?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, sahabe Peygamberimiz (sav)’le karşılaşıyordu. Peygamberimiz (sav)’den nazar alıyordu, göz göze geliyor. Peygamberimiz (sav)’le mesela beş-on dakika sohbet ediyor, Peygamberimiz (sav) Fizan’a gönderiyor tebliğe. Daha yeni Bismillah “git Fizan’da İslam’ı tebliğ et” diyor. Gidiyor 20-25 sene orada kalıyor, toplam beş dakika nazar almış, sohbet dinlemiş tamam sahabe oluyor. Çünkü yanında diğer sahabeler de var, hafızlar var “beraber gidin tebliğ yapın” diyor, tebliğe gidiyor. Sahabelik şerefini almış oluyor nazar aldığı için. Göz göze geldi mi tamam nazar almak. Ayrıca sohbet de alıyor, sohbette de yine makam alıyor. Yani nazarda makam alıyor, sohbette makam alıyor o ona yetiyor. Şakalaşsa bile, konuşsa bile yeterli yani.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dış güçler tarafından sınırlarımızda kurulmaya çalışılan terör koridorunun tek hedefi Türkiye’dir” açıklaması yaptı. “Onların tankları topları uzaylara giden şusu busu olabilir olsun. Bizim Allah’ımız var, biz böyle yürüyeceğiz. Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun tek bir hedefi olabilir o da Türkiye’dir. Tüm silahların namluları ülkemize doğrultuldu. Buradaki hedef açık bir şekilde Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. Özgürlük mücadelesi silah değil yürek işidir, iman işidir. Bizim hem silahımız var hem de ateş gibi yanan yüreğimiz, tunç gibi sağlam imanımız var” dedi.

ADNAN OKTAR: MaşaAllah, çok güzel konuşmuşsun.

Evet, dinliyorum.

VTR: Yaratılışın kanıtlanması mümkün müdür?

ADNAN OKTAR: Tabii mümkün yakışıklım. Şimdi akşam akşam seni cezbeye getirmek de istemiyorum ama şöyle bakarsan ekrana o ekranda bir görüntü var. Oradaki görüntülerden herhangi bir tanesini alalım. Mesela şu tespih diyelim, bak bu şu an beyninin içinde görünüyor senin. Nasıl yapıldı bu? Sen diyeceksin ki işte “usta yaptı” falan. Yok değil, beyninde görünüyor. Senin beyninde bunu gösterdiğine göre Allah bu ne oluyor? Yaratılış oluyor işte. Hayır, tam anlatırım da akşam akşam yerlere yapışsınlar istemiyorum. Çok açık.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Afrin’e yönelik düzenlenen operasyonların ardından PKK’lı teröristlerin Akdeniz üzerinden Türkiye’ye ulaşma planları da bozuldu. PKK’nın Akdeniz’e geçişi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tamamen kapatıldı. Haritayı görebiliriz.

ADNAN OKTAR: Evet, güzel.

VTR: Hristiyanlara dinimizi nasıl sevdirebiliriz?

ADNAN OKTAR: Canımın içi, Hristiyanlar da Müslümanlar. Sadece onları gerçek Müslüman olmaya davet etmek gerekiyor. Yoksa onlar da Müslüman. Şöyle yapacaksın diyeceksin ki; “Hristiyanlıkta kal İncil’e tabi ol” güzel, bunların hepsi güzel “Allah’ın birliğini kabul et” çünkü İncil öyle söylüyor İncil’de “Allah birdir” diyor “ben Allah’a dua ediyorum” diyor. “Allah’tan başka İlah yoktur” diyor. Bunu İncil de söylüyor zaten “buna uy” diyeceksin “İncil’in bu hükmüne uy” açık. İncil’de namazdan bahsediyor “Allah’ın emrini yerine getir” diyeceksin. İncil’de oruçtan bahsediyor “Allah’ın emrini yerine getir” diyeceksin. Ve “Faraklit gelecek benden sonra” diyor, bir peygamber, bir tebliğci, bir kurtarıcı. Şimdi “ben son peygamberim” de demiyor zaten Hz. İsa Mesih (as) “benden sonra kimse gelmeyecek” demiyor. Hz. Muhammed (sav)’e baktığında hangi Hristiyan “Hz. Muhammed (sav) yalan söylüyor” diyor? Diyen yok. Hepsi diyorlar “gerçek peygamber olduğu belli.” Hz. Muhammed (sav)’e “gerçek peygamber” diyorsa, İncil’e tam uyuyorsa zaten Müslümandır. Yani “Hristiyanlıktan çık” demesinler. “Hristiyan ol, Muhammedi Hristiyan ol” diyecekler “gerçek Hristiyan ol” diyecekler o kadar.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Rusya Savunma Bakanlığı Rusya’nın Suriye’deki hava üssünde bir taşıma uçağının düştüğünü açıkladı. Uçakta bulunan 26 yolcu ve 6 mürettebat hayatını kaybetti. Geçen ay da yine Rus yolcu uçağı Moskova’da kalkar kalkmaz patlamış ve 200’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Yine geçen ay İran yolcu uçağı düştü, 66 sivil hayatını kaybetti. Ondan önceki aylarda da Rus savaş uçakları ve helikopterleri artarda düşürülmüştü.

ADNAN OKTAR: İşte İngiliz derin devletinin deccalın mebzul adamı var çok fazla her yerde. Bunların hepsi homoseksüel, hep Allah’ı inkar eden dinsiz imansız. Mesela Rus milliyetçisi olamıyor bu, homoseksüel milliyetçisi oluyor. Onlar için millet, homoseksüeller oluyor. Mesela Çinli bir homoseksüeli düşün, kendi ülkesinin uçağını düşürebilir. Hepsi için olmasa da büyük bir çoğunluğu bu şekilde. Bu bir üst kimlik olmuş, üst kimlik.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsanın en rahat edeceğiz yer neresidir?

ADNAN OKTAR: Benim güzel yüzlüm, dünyada her herhalde kastediyorsun değil mi? Yoksa pek tabii ki ahirettir zaten ama dünyada en rahat edeceği yer neresidir? Yani benim açımdan diyorsan ben odamda rahat ederim yani kendi odamda, çünkü rahatça ayaklarımı uzatıp, uzanıyorum, yatıyorum, yani televizyon seyrediyorum, koltuktan daha rahat. Ama genelde de öyledir insanlarda, değil mi yani ben öyle biliyorum en çok evinde ve odasında, rahatça uzandığı yer neresi ise orda rahat eder. Bir daha dinleyeyim.

VTR: İnsanın en rahat edeceği yer neresidir?

ADNAN OKTAR: Ne kadar ufukları geniş maşaAllah sesi de güzel, kendi de güzel. Allah seni cennette kardeş etsin, canımın içi çok güzel gözlerin maşaAllah. İnsanın en rahat edeceği yer neresidir? Tabii Kudüs güzeldir, mesela, Kudüs ama şu an bereketi yok Kudüs’ün. Moşiyah Mehdi (as) olmadan bereketi olmuyor. İmansız, iman olmadan bereketi olmaz çok çok huzursuz şu an Kudüs, imanla bereketi oluyor. Mekke de şu an huzurlu değil yine Moşiyah Mehdi (as)’yle orası bereketlenir. Her yer beton, kimse kimseyi tanımıyor yani soğuk bir hayat var yani coşkun bir sevgi olması lazım.

Evet, dinliyorum.

HÜSNA KARAKUŞ: Annesi ölen minik bir sıpa Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından sahiplenilmesi için İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne uğurlandı.

ADNAN OKTAR: Gözlerinin şekerliğine bak sen ya, yalnız o burnuna bağlı kurdele çok sıkmış burnunu, boğazını da çok sıkmışlar rahat olsa daha iyi olur, öyle arabalar bilmem ne sıkışık yerler falan değil, böyle kırlık, açık bir alan olması lazım rahat bir yer. Bir ahşap kulübesi olursa rahat eder.

Evet, dinliyorum.

VTR: Ruh çağırma diye bir şey var mı?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, ruh çağırmada insan ruhu gelmez de cin gelir. Mesela diyor ki “dayımın ruhu, geldiysen üç defa vur” diyor, cinler zaten şamata yapmak için yer arıyorlar “evet geldim” diyor. “Ben dayın” işte “bilmem kim” diyor, dayısının hayatını da çok iyi bildiği için, ona ait sorular sorduğunda bilir. Yani, çünkü onun yanında yaşamış oluyor her şeyini bilir, işte “şu yemeği yiyordum biliyorsun, şunu seviyordum, henüz buradayım” diyor. “Gitmedim” diyor falan onlar da yiyor onu. Cinler, ızgaradan hoşlanır dalga geçiyorlar yani.

Evet.

VTR: Size göre deistlik mi daha mantıklı ateistlik mi?

ADNAN OKTAR: Bu güzellik ne, bu güzellik, gözler falan böyle, bu sevimlilik çocukluktan kalan tatlılık üstünde. Allah seni cennetine alsın, cennetinde ağırlasın, sana uzun ömür versin, Allah seni nuruyla sarsın. Deistlik mi mantıklı ateistlik mi? Mantıklı demeyelim de deist Allah’a inanıyor ama… Ya kardeşim şimdi ateist tabii orada kökten reddediyor Allah’ı, deist de tabii inkar edecek gibi değil Allah’ı, belli varlığı. İkisi de aslında gelenekçi dinin verdiği sıkıntıdan oluyor. Ne yapacağını bilemiyor çocuklar. Şimdi Allah’ı kabul ederse dini kabul etmesi gerekiyor zaten. Zaten din asıl onun başına dert olan. Çünkü gelenekçi din dehşet verici. Ondan kurtulmak için bu sefer Allah’ı inkar ediyor. Halbuki aslında Allah’ı inkar etmiyorlar, dini inkar ediyor ama gelenekçi dini inkar ediyor. Fakat yine bir gerçek dinin var olduğunu kabul ediyor o aslında deist olmuş olmuyor. Yine dindar oluyor o. Çünkü deist bu sapkın ve korkunç gösterilen dini kabul etmiyor. Yoksa mesela biz anlatıyoruz İslam dini “ben bunu kabul ederim” diyor “bunu kim kabul etmez?” diyor. Hangi deiste söylersen söyle bizim anlattığımız İslam dinini mutlaka kabul ederler.

GÖRKEM ERDOĞAN: Güzel at resimleri göstermek istiyorum.

ADNAN OKTAR: Arap atı herhalde çok güzeller. Bunlar Hz. Süleyman (as) devrinden kalma. Hz. Süleyman (as) çok seviyordu atları oradan kalma. Arap atı adı üstünde. O bölgede kalmış atlar. Hz. Süleyman (as)’ın en beğendiği şey bu cins atlardı onlar yok olmadı tabii onları devam ettirmişler benim gördüğüm. Asıl geliş yerleri tabii çok önemli muhtemelen daha uzaklardan getirdiler.

Evet.

ASLI HANTAL: Kuzey Kore ve Güney Kore liderlerinin Nisan sonunda bir zirve yapması kararlaştırıldı. Güney Kore Güvenlik Danışmanı Kuzey Kore’nin nükleer silahları ortadan kaldırma sözü verdiğini belirtti. Ve Kuzey Kore’ye yönelik askeri tehditlerin ortadan kalkması halinde nükleer silaha sahip olmanın bir nedeni olmadığını söylediler.

ADNAN OKTAR: Canım Kuzey Kore aslında İngiltere’ye kafa tutmak istiyor Amerika’ya kafa tutmak istiyor. Onların Güney Kore’yle ne alıp veremedikleri var? Atom bombasını da kaldırmazlar zannetmiyorum. Ne Rusya kaldırır ne onlar. Hiçbiri kaldırmaz. Toptan Mehdi (as)’nin vereceği kararla bu gidecektir. İsa Mesih (as)’le gidecek yoksa gitmez. Yazın bir yere istiyorsanız asla kaldırmazlar.

VTR: Bizi sevmediğini düşündüğümüz insanlarla arkadaşlık kurmalı mıyız?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım çok acı çekersin, çok rahatsız olursun. Bayağı nur gibi güzelsin olur mu seni kim seviyorsa dost oluyorsa, aklıyla rahat anlaştığın insanlar onlarla arkadaş ol tabii. Sevgisiz insan tehlikelidir, manyaktır onlar zaten. Cemiyet mikrobu adamlar onların şakası olmaz. Uzak dur sen çok efendi, güvenilir, tertemiz bir insansın. Seni adam sevmiyorsa bir anormallik vardır yani şakası olmaz onun. O bir tek senden değil birçok kişiden nefret ediyordur zaten. Cemiyet mikrobudur. Bırak pisliğinde yaşasın hiç muhatap olmayın öyle şeyle.

Evet, dinliyorum.

VTR: En sevdiğiniz yemek?

ADNAN OKTAR: Nasıl güzel, biraz bizim Ayşe’ye benziyor. Kardeşine de benziyor ama çok güzel maşaAllah. Bir de istisnasız hepsinin yüzü temiz bu mucize aslında bunu biraz düşünmek lazım. Yani bu şaşırtıcı yüzlerindeki nur. Daha önce böyle değildi ben 71’leri biliyorum, bu Allah’ın bir lütfu. MaşaAllah. Allah onu cennette bana dost, arkadaş etsin, güzelliğini kat kat artırsın. Cennet yemeklerini birlikte yemeyi nasip etsin Allah. En sevdiğim yemek tabii ki Ankara döneridir ama facia bir yiyecektir o şahanedir. Çok acı onun olmaması, Ankara dönerinin olmaması. Hakiki Tokat kebabının olmaması da çok acı. Bir faciadır gidiyor Allah’ın izniyle bunların hepsini düzelteceğiz.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: İstanbul’da dört yaşındaki küçük bir kız çocuğuna babası ve üvey annesi tarafından yıllardır eziyet ediliyormuş. Komşuları geçen yıl şikayet etmiş, çocuk bürosu eve gelmiş ama üvey anne “evde çocuk yok” diyerek yetkilileri geri göndermiş. Ancak son olarak çocuğun dişlerini kırıp üzerine kaynar su dökünce haklarında gözaltı kararı çıkmış. Küçük kız ifadesinde saçından sürüklendiğini, vücudunun ısırıldığını, banyoda boğazını sıktıklarını, babasının da kemerle dövdüğünü anlatmış. Küçük kızın vücudunda otuzun üzerinde morluk, darbe, yanık izleri bulunduğu rapor edilmiş. Ancak tüm bunlara rağmen anne babaya sekiz yıl hapis cezası verilmiş.

ADNAN OKTAR: Ama daha önceki ihbarlardaki ferahlık anormal. Yani ilk ihbarda olayı çok sıkı tutmaları lazım. Çocuk yok ne demek? Çocuk yoksa arar bulurlar. Yoksa daha vahim bir durum var demektir. O zaman çocuk bir yerde saklanıyor demektir. Dolayısıyla bu tip şeylerde bu alttan alma, geçiştirme devri kapanması lazım. Sonuna kadar gidilmesi lazım. Olayın önlenmesi, baştan yapılmaması çok önemli. Hiç olmaması önemli. Onun için de eğitim önemli. Kadına nefreti öğreten gelenekçi eğitimin durdurulması, kadını hayvan yerine koyan Darwinist eğitimin de durdurulması gerekiyor. Önce bunların durdurulması lazım.

Evet, dinliyorum.

VTR: Çok çabuk üşüyen insanlara ne tavsiye edersiniz?

ADNAN OKTAR: MaşaAllah çok çok güzel yüzlüsün. Allah güzelliğini kat kat artırsın, seni cennetiyle müjdelesin. Bir de seni mutlaka evlendirmemiz lazım çok güzelsin çünkü. Kızlar bunu kapar. Hemen evlendirmek lazım çok çok güzel maşaAllah. Bir de çok efendi görünüyorsun, çok terbiyeli, saygılı, güvenilir bir insan görüntüsü var. Allah cennette kardeş etsin inşaAllah. Güzel yüzlüm muhtemelen kan eksikliği vardır, demir eksikliği vardır. Kan sayımı yapılması lazım, kan muayenesi yapılması lazım. Eğer demir eksikliği varsa yahut kan hücrelerinde düşüklük varsa kanı artıracak B12 vitamini kobalamin var işte çekici faktör var ayrı bir madde o verilebilir. Doktor onu değerlendirir. C vitamini alınması lazım, demirle beraber C vitamini de alınması gerekiyor. Öncelikle bunun halledilmesi lazım. Bazen de yemek yemediklerinden üşüyor. Bayağı güçlü kahvaltı yapıp çıkmaları lazım. Et, peynir, süt. Sütten ziyade yoğurt falan. Biraz da eğer çok çok soğuksa tabii yağ miktarını artırabilir. Zeytinyağlı yiyecek miktarını artırabilir. Biraz da kalın giyinmesi lazım tabii. Soğuğun durumunu göre başını, yüzünü, bütün vücudunu örtmesi gerekir. İçerden yelek giyebilirler yün yelek. Yelek daima iyi olur duruma göre. Özellikle bellerini üşütmemeleri lazım. Bel ve mide kısmı. Eski Osmanlı ona çözüm bulmuş kuşak sarıyorlar. Gerekirse kuşak kullanılabilir. Beli ve hayati organları işte mide, karaciğer üşütülmemesi lazım dalak. Ama iyi beslenirse bir şey olmaz. Zeytinyağlı yiyecekler özellikle çok iyi olur. Şekere pek önem vermemek lazım, şekerden kaçınmak gerekiyor.

Evlerde kedi, köpek çok yüksek bir lüks. Ama çok dikkat etmek lazım. Mesela merdivenlerden inerken köpek insanın ayağına dolanabilir. Özellikle kedi ayağına dolanabilir. Karanlıkta öyle gözü kapalı inmek süper tehlikeli olur. Hayvan bilmez, iyi niyetle kendini sevdirmek için ayak yakınından geçebilir. Basarsa hayvanı ağır yaralayabilirler hatta ölümüne neden olur Allah esirgesin ve kendi de feci şekilde düşebilir. Çok riskli. Evde yürürken kılı kırk yarmak lazım. Bir de hayvan bilmez bir şeyi devirebilir de hayvan, eşyalara çok dikkat etmek gerekir. Bir zarar verdiğinde de hayvanı suçlamak çok çirkin ve aptalca. Ne bilsin hayvan ne yaptığını? Bazı öyle vahşi tipler var. Köpeği dövüyor, kediyi dövmeye kalkıyor, hayvan canım benim dehşette anlamıyor da ne olduğunu. Bilmez hayvan. Mesela eve et alınıyor hayvan atlar yer onu. “Sen niye yedin?” diye hayvana saldırmak çok adice bir hareket. Ya eve alma yahut da o yiyeceği yer. Ne bilsin hayvan onu orada? Muhakeme yargısı olmaz onun. Hatta direkt kendine alındı zanneder sevinir de.

Dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adana’da konaklama merkezinde kalan yaşlı bir Suriyeli sığınmacı dede kendisine verilen mülteci kartındaki para yetmeyince bir marketten bir kilo mercimek ve yarım kilo peyniri parasını ödemeden alıp ailesine götürmek istedi. Hırsızlık iddiasıyla suçlanan yaşlı mülteci dede hakkında üç ay hapis cezası verildi. Yaşlı adamın aldığı malın değeri on beş lira. Hakim market yetkilisine mahkemede “Bu olaydan bir zararınız oldu mu hala şikayetçi misiniz?” diye soruyor. Ancak market yetkilisi çok öfkeleniyor “Maddi zararım yok ama cezalandırılmasını istiyorum” deyince yaşlı adam tutuklanıyor.

ADNAN OKTAR: Ama araya girmek lazımdı olur mu orada olay sırf hakime bırakılmış hakimin inisiyatifine. O adamı ikna edecek adam yok mu orada? Mahallenin önde gelenleri, ileri gelenleri falan vardır. Dersin “al şu senin on beş liran. Adamdan ne istiyorsun?” dersin. “Eline ne geçecek zavallı gariban insan” dersin. İkna edilebilir orada bir gönüllü, sevgi dolu insan grubuna ihtiyaç var o gibi şeylerde. Biz buna halk arasında kabadayı diyoruz. Kabadayı insanlar olması lazım. Onun gönlünü alıp onu ikna edecek, onu severek, onu dostlukla meseleyi kökünden halledecek insanlar. Hakime bırakırsan hakim memur, devletin memuru ne diyecek o kadar konuşabilir. Adamı alır götürürsün gerekirse yemeğe götürürsün bir yerde konuşursun “değer mi buna?” dersin. İki-üç kişi ısrar etse ikna olur eğer çok ciddi bir anormallik yoksa. Eğer acımasızlıktan kaynaklanıyorsa ona göre de hukuki bir karşılıkta bulunabilir. Çözümsüz, çaresiz hiçbir şey olmaz.

Evet, dinliyorum.

VTR: Müslümanlarda kıskançlık duygusu olmalı mı?

ADNAN OKTAR: Nasıl güzelsin sen maşaAllah. Türkmen mi acaba? Türkmen olabilir evet. Uygur Türkü olabilir. Çok çok güzel maşaAllah. Bayağı da nurlu çok yakışmış tesettürü de. Benim kanaatim erkek kadın ilişkisini kastediyordur yoksa malına mülküne anlamında almadım ben. Kıskançlık; erkek kadını kıskanması lazım nasıl kıskanacak? Biri zarar vermesin, sağlığına sıhhatine zarar gelmesin, dinine imanına zarar gelmesin, onuruna zarar gelmesin, sevincine neşesine zarar gelmesin. Bu tarzda olur. Ama potansiyel onu haşa huzurdan çok özür dilerim artık öyle söyleyeyim fahişe gibi görüp işte “neredeydin anlat bakalım, aç telefonu göster, şöyle bir etrafında dön.” Bu küfür zaten küfrediyor adam, hakaret ediyor. Derhal ayırması lazım kadının. En ağır hakaret. Alenen küfretmiş oluyor. Öyle olmaz bir güven yoksa zaten arkadaşa da gerek yok, o anlamda olmaz. Kadın da erkek için erkeğe güvenmesi lazım. Eğer erkeğin fuhuş yapacağı kanaatindeyse yani fahişelik yapacağı kanaatindeyse, gayrimeşru ilişkiye gireceği kanaatindeyse onu gidip kollaması takip etmesi işte telefonla yerini tespit etmesi onun da bir anlamı yok. Öyle adamla hiç konuşmasın, hiç görüşmesin. Yani karşılıklı namusuna, dinine, imanına mukaddesatına güven gerekir. Yoksa vahim, çok çok vahim.

Evet, dinliyorum.

VTR:  En değer verdiğiniz insanın en beğendiğiniz özelliği nedir?

ADNAN OKTAR: Çok güzel bir kız. Bayağı güzel maşaAllah. Güzel yüzlüm en beğenilen özellik kadının çok sevgi dolu bakmasıdır. Onun üstüne bir şey yoktur. Tutkuyla, aşka, sevgiyle bakmasıdır. Gözüdür kadının çünkü ruhuna açılan cennet kapısı gibi bir kapıdır. Bazen göz cehennem kapısı olur. Gözünden adeta cehenneme girersin. Bazen de göz cennet kapısıdır gözünden cennete girersin. Cehennem kapısıysa hemen gözü kapamak lazım bakmamak lazım. Çünkü seni cehenneme çeker o göz. Ama o göze baktığında cennet kapısı görüyorsan o gözden içeri girersin. Sonsuza kadar gider o. Tutku denizidir, aşk denizidir Allah aşkıyla muazzam zevk alırsın. Derinliğinde adeta kaybolursun. Kadın öyle mübarek bir varlıktır. Dolayısıyla en güzel bakan kadın en sevdiğim kadındır. Öyle diyebilirim. Çünkü akıllı olmadan, imanlı olmadan, samimi olmadan bir kadının güzel bakması mümkün değildir. İmanı olmayan, aklı olmayan bir kadının, ahlakı güzel olmayan bir kadının ben güzel baktığını hiç görmedim. Bakamaz, mümkün değil. Derinlik alamaz mümkün değil. Vicdanı çok çok temiz olmadıktan sonra, Allah’la tam bir bağlantı olmadıktan sonra o göz cehenneme açılır. Başka türlü bir şey olmaz. İstese de istemese de öyle olur. Benim güzel yüzlümü Allah cennette bana bütün güzelliğiyle göstersin ve cennette bana arkadaş etsin inşaAllah.

Evet.

HÜSNA KARAKUŞ: ABD’ye sesleniyorum diyen Sayın Devlet Bahçeli şunları söyledi; “Düşmansanız adam gibi düşman olun, müttefikseniz mertçe müttefik olun. Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun. Kıvırmayın, Türk milletinin egemenlik haklarıyla oynayan yanlış hesaplar yapar. Ve bu hesap muhatapları için pahalıya patlar. Terörle mücadeleyi bırakın müzakereye dönün çağrıları marazidir, melanet emellere hizmettir. Afrin’de mücadele etmezsek Menbiç’e gidip Fırat’ın doğusuna hilali taşımazsak Ankara’da teslim olur Anadolu’da boğuluruz” dedi.

ADNAN OKTAR: Kardeşim Anadolu’da böyle kabadayı çıkmış mı? MaşaAllah çok nadir çıkan kabadayılardan.  Amerika’ya böyle meydan okumak hangi babayiğidin karıdır? Ortadoğu’da yok öyle bir olay. Pakistan, Hindistan hepsi böyle çökmüş vaziyetteler. Diz üstü Amerika’nın önünde kapanmış vaziyetteler. Baksana Bahçeli kodum mu oturturum, vurdum mu dağıtırım diyor Allah'ın izniyle. En babanız gelsin diyor, gayet güzel yapıyor, onların anlayacağı dilden konuşuyor. Çünkü alışmış onlar korkaklığa. Çünkü onlar, Ortadoğu'yu korkak biliyorlar. Ödlek ve korkak biliyorlar yani höt dedin mi çökerler kafasında. Denemişler de zaten bazı yerlerde o kanaat oluşmuş onlarda bura da aynısı diyorlar burada da şimdi bir acayip durum oldu. Liderler kabadayı, halk kabadayı, bir anlam veremiyorlar. Eskiden bunlar horozlanırlardı şimdi alttan alan değişik bir hale girdiler. Yoksa böyle bir konuyu uzatmaz onlar, direkt bitirirlerdi öyle bir konu olmazdı. Olayın çapının nereye gideceğini de tahmin edemedikleri için şu an alttan alıyorlar. Türkiye kıyametin kopmasını göze alır böyle bir şey için. Dünyada kıyametin kopmasını göze alır. Onu anlayınca ona göre ayaklarını denk alıyorlar benim gördüğüm. 

Evet dinliyorum.

VTR: İnsanlar niye sevgisiz? 

ADNAN OKTAR: Çok güzel maşaAllah. Çok çok güzelsin canımın içi maşaAllah sana. MaşaAllah kaş, göz, burun her yerin çok güzel maşaAllah. Allah sana uzun, sağlıklı, üzüntüsüz, acısız, mutlu hayat nasip etsin. Cennette mutlaka Allah arkadaş etsin. Cennet köşklerinde, cennet bahçelerinde  dost olmayı Allah nasip etsin. Canımın içi Allah sana seni çok sevecek, samimi sevecek, Allah aşkı ile sevecek dostlar, arkadaşlar nasip etsin. Hep sevgi içinde yaşa inşaAllah. Cennette ama mutlaka arkadaş olalım Allah nasip etsin. İnsanlar neden sevgisiz? Çünkü deccalın en azgın dönemindesiniz. En şiddetli saldırdığı dönemdesiniz. Bir de deccalı kızdırıyoruz şu an daha da azgınlaşıyor. Daha yırtıcı olur benim tahminim önümüzdeki günlerde. Çünkü ortaya çıkması için kızdırmak gerekiyor. Rezil olması için, ezilmesi için mutlaka kızdırılması gerekiyor. Biz de gece gündüz aşağılıyoruz deccalı. Yakında ortaya çıkar ve bu rezilliğine dur diyeceğiz tabii. Bir 50-60 sene kadar güzel rahat yaşayacağımız dönem olacak inşaAllah.  

VTR: Peygamberlerimizin duası uzun mu oluyordu? 

ADNAN OKTAR: Yok yakışıklım baktığımızda Kuran'da hep kısa kısadır dualar. Dikkat edin bir satır, iki satır, üç satır. Fazla değildir ama sık olduğunu anlıyoruz. Mesela ağacın altına çekiliyor dua ediyor, oradan çıkıyor dua ediyor, bir yere gidiyor dua ediyor. Kısa özlü, kısa özlü. 

Evet dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Deniz safiri adı verilen bir  canlının videosunu göstermek istiyorum. Bu canlılar karınca boyutundalar tümüne kopepod ismi veriliyor. Üzerinde bu canlıların mikroskobik tabakalar var. Kristalimsi tabakalar, petek gibi sıralanıyor bu tabakalar kelebek kanatlarında olduğu gibi bu vesile ile böyle optik bir hile oluyor, görünmez olabiliyorlar. 

ADNAN OKTAR: Şahane görünüşü. 

Evet dinliyorum.

VTR: Bir insanın yanında güvendiği bir arkadaşı olmasına ihtiyacı var mı? 

ADNAN OKTAR: Canımın içi esmer güzelisin. Çok çok güzelsin Allah seni nuru ile sarsın. Özellikle genç kızlar için canımın içi çok çok büyük bir ihtiyaç bu, en az iki-üç çok samimi arkadaşınız olsun. Mutlaka Allah'tan korkan, Allah'ı seven ve birbirinize sadık çok olun. Her yerde birlikte olun. Dışarı çıkarken de birbirinize nazınız geçsin, mutlaka birlikte çıkmaya çalışın. Özellikle tenha yerlerde yalnız sakın gezmeyin. Şeytan iyice kudurdu, deccal iyice kudurdu. Bir anormallik var Allah hayırlara yazsın. Özellikle gençlerde delikanlılarda erkekliğin gereği, müminliğin gereği kadınlara sahip çıkmaktır. Erkekler de öyle hanımları mağdur etmeden, onları üzmeden onlara çok iyi sahip çıksınlar. Ama genç kızların arkadaşları olması çok önemli. Allah seni bana cennette kardeş etsin, dost etsin. Çok güzel insansın çok tertemiz elin yüzün. Nur gibi yüzün nur maşaAllah. Allah seni cennette en güzel pınarlarda, en güzel bahçelerde ağırlasın, seni de yanımdan hiç ayırmasın. 

Evet dinliyorum.

VTR: Afrin temizlenince ne olacak? 

ADNAN OKTAR: Yakışıklım oraya PKK girememiş olacak. Dolayısıyla Akdeniz'e ulaşmaları, Türkiye'yi ablukaya almaları projesinde ciddi bir sekte meydana getirmiş olacak. Askeri yönden ciddi bir vuruş. Öbür türlü çok güçlü bir abluka meydana gelecek. Çünkü Akdeniz’den gemilerle Avrupa'dan, Amerika'dan her türlü askeri malzeme gelebilir. Askeri malzeme gelişini denizden durdurmuş oluyoruz, denize inmelerini durdurmuş oluyoruz, Türkiye'yi sarmalarını durdurmuş oluyoruz. Tam bir netice değil ama bir ön tedbir olarak çok iyi. 

GÖRKEM ERDOĞAN: 66 yaşındaki emekli Rus Albay Sergei Skripal, İngiltere için casusluk yaptığı suçlamasıyla 2006'da 13 yıl hapse mahkum edilmişti. Daha sonra bir takas sonucu İngiltere'ye sığınmıştı. Bu kişi geçtiğimiz günlerde bir kadınla birlikte sokaktaki bir bankta bilinçsizce yatarken bulundu ve yoğun bakıma alındı. Adamı bankta gören insanlar “Çok güçlü bir ilaç almış gibi garip hareketler yapıyordu” şeklinde şahitlikte bulundular. İngiltere için casusluk yapan Rus ajanın zehirlendiği ortaya çıktı. 

ADNAN OKTAR: İngiliz derin devleti bir atak yapmış benim anladığım birincisi, ikincisinde bitirebilir. Tedbir alınması lazım. 

ASLI HANTAL: Boris Johnson MI6 için çalışan Skripal'in zehirlenmesinin arkasında Rusya'nın olduğunun kanıtlanırsa, İngiltere'nin Rusya'da düzenlenecek dünya kupasından çekilebileceğini açıkladı. Durumu rahatsız edici olarak tanımlayan Johnson olayda bir devletin parmağının olduğunun anlaşılması durumunda uygun ve kuvvetli bir şekilde cevap verileceğini açıkladı. 

ADNAN OKTAR: Boris Johnson çok yakınlarında arasın onu. Çok çok uzaklarda değil, çok çok yakınlarında. İngiliz derin devleti uzakta değil. Her gün elemanları ile karşılaşıyor. 

Evet dinliyorum. 

VTR: Din adamlarına düşen sorumluluklar nelerdir? 

ADNAN OKTAR: Din adamlarına düşen sorumluluk aslında bütün Müslümanlara düşen sorumluluk ile aynı. Din adamlarına insanlar öfke duyuyorlar “senin sorumluluğun, senin sorumluluğun” halbuki herkes din adamıdır. Müslüman olan herkes din adamıdır. Din adamı olmayan olmaz Müslüman olup da. Herkes emr-i bil maruf ve nehy-i anil münkerden sorumludur. Herkes Allah’ın dinini anlatmakta sorumludur. Sorumlu olmamak diye bir şey yok.

HÜSNA KARAKUŞ: Adnan Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim ittifakı görüşmelerinde Saadet Partisi’nin farklı partilerle masaya oturmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. “Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da güle güle demekten başka bir şey elimizden başka bir şey gelmez. Biz geçmişte azami müştereklerimizin olduğu siyasi partilerle beraber olmanın ittifakını kuruyoruz. Asgari müşterekler değil” dedi.

ADNAN OKTAR: Saadet’ten ümidini kesmesin Tayyip Hocam, görüşeceğiz. Büyük Birlik’le de mesela aylardan beri konuşuyoruz sonunda güzel oldu. MHP de öyle çok zıttı AK Parti’ye konuştuk konuştuk sürekli konuştuk. Defalarca rica ettim ben Sayın Bahçeli’den. Destekleyin çok büyük bir tehlike var dedim. Darbe tehlikesi var, böyle artık burada siyaset olmaz dedim. Yüzlerce konuşmam var. Bak Sayın Bahçeli evladı gibi görüyor şu an Tayyip Hocam’ı. Hiç olmayacak gibiydi. Büyük Birlik Partisi de kesin tavırlıydı onlar da değiştiler. Saadet de değişir. Daha var biz ikna ederiz inşaAllah.

GÖRKEM ERDDOĞAN: Adnan Bey, YPG tarafından Türk askerlerine pusu için kullanılan tünellerin NATO standartlarının üzerinde bir yapılanma olduğu ortaya çıktı. 90 santimetrelik betonların kullanıldığı tüneller Türk jetlerinin bombardımanlarından etkilenmemesi için özel olarak tasarlanmış. Ayrıca tünellerde kullanılan çimentoların da bir Fransız şirketinin fabrikasından gönderildiği öğrenildi. Çimentonun üretildiği Lafarge isimli Fransız fabrikası Kobani’de YPG’nin koruması altında, hemen yanındaysa bir Amerikan üssü var.

ADNAN OKTAR: Canım bize kaldı işte iyi olmuş. Direkt el koyduk. Bir de bomba işlemiyorsa başka şey işler. Onu sonra bir görüşelim. Yani üst düzey birisiyle bir görüşelim. Bomba ne alaka buralara, buraların anlayacağı şeyler olur.

Evet dinliyorum.

VTR: Günümüz mimarisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ADNAN OKTAR: Aferin benim canıma, aferin benim güzel yüzlüme, Allah senin nurunu kat kat artırsın. Cennette de seni bana arkadaş etsin. Birlikte cennette gezeriz inşaAllah. Günümüzün mimarisi güzel yüzlüm çok özür dilerim de berbat diyeyim, facia yani. Çok nadir mimari düzgünlükte eser var, çok nadir. Yani Tursil kutusu gibi, fay kutusu gibi böyle zeytinyağı kutusu gibi, portakal sandığı gibi, inanılır gibi değil. Tamamen işlevsel. Hiçbir estetik kaygı, hiçbir estetik düşünce yok görünüyor. Facia yani.

VTR: Allah’tan nasıl korkmalıyız?

ADNAN OKTAR: Ah severim ben seni. Allah’tan korkmak yanlış biliniyor. Böyle yani ajite olmak, rengin sararması, korkması yani onu bunalıma iten, onu rahatsız eden bir korkma olarak anlaşılıyor. Canını yakan, huzurunu kaçıran, hayat kalitesini bozan; öyle bir şey değil. Allah’ı darıltmaktan korkarsın. Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkarsın. Allah’ın azap vermesi demek zaten senin aşağılanman demektir. Allah’ın sevgisini kaybetmek; en dehşet verici olan odur. Allah’ın desteğini kaybetmek. Allah’ın desteği olduktan sonra sen cehennem gibi bir yere bile gelsen hiçbir şey olmaz. Ne olur yani? Eğer Allah’ın sevgisini kaybettiysen cennet gibi bir yere gelsen de kurtuluşun yok. Hiçbir anlamı yoktur. Orada asıl olan Allah’ın dostluğunu, Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkmaktır. Dolayısıyla Allah korkusunun asıl kökeni odur. Allah korkusunun tek amacı sevgiyi elde etmektir. Allah sevgisini coşturmak, derin tutkuyu, derin sevgiyi, derin muhabbeti elde etmek içindir. Allah korkusunun tek amacı, tek gerekçesi budur. Yoksa Allah, kulum korksun, rahatsız olsun diye Allah korkusunu yaratmadı Allah. Yani korku Allah korkusu düzenli, tertipli, çalışkan, sevgi dolu, affedici, cömert, diğergam, dünyadan geçmiş, mükemmel bir insan meydana getirir. Bu da klasik âşık karakteridir. Tutkuyla sevecek insan karakterini meydana getirmek içindir Allah korkusu.

Evet dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Suudi Arabistan’da krallık için hazırlanan Suudi Veliaht Prensi Salman, Kıpti kilisesini ziyaret ettikten sonra bölge ülkeleri Türkiye ve İran ile Katar’ı şeytan üçgeni olarak tanımladı. Ayrıca bir gazeteci Salman bin Muhammed’in Erdoğan’ın yönettiği Osmanlılar, Müslüman kardeşleri de kullanarak halifeliği yeniden getirmek istiyor. İran ideolojik devrimini yaymak istiyor dediğini aktardı.

ADNAN OKTAR: Bir daha söyle bakayım.

GÖRKEM ERDOĞAN: Suudi Arabistan’da krallık için hazırlanan Suudi Veliaht Prensi Salman ilk yurtdışı seyahatini Mısır’a gerçekleştirdi. Burada Sisi’yle görüştü önce, sonra ılımlı İslam vizyonuna uygun olarak Kıpti kilisesini ziyaret etti. Salman ziyaretin sonrasında bölge ülkeleri Türkiye ve İran ile Katar’ı şeytan üçgeni olarak tanımladı.

ADNAN OKTAR: O niye ki? Katar gayet güzel bir Müslüman ülkesi. İran da modern İslam anlayışına yatkın yani şu an biraz katı fark ediyorum ama gittikçe açılıyor ve açılır da. Yani çünkü bir komünist yapılanması vardı daha önce faşist bir yapılanma da vardı İran döneminden kalan. O sisteme karşı İslam’ın gücünü koruyabilmek için çok güçlü tedbirler aldılar. Ve halkı da çok disipline ettiler. Ben tabii ki İran’daki model iyidir demiyorum. Yani kasılmış gelenekçi Ortodoks bir İslam anlayışı var. Ama çok korku içinde yaşıyorlar. Kendi içlerinde kasılarak o ideolojiyle ayakta duracaklarını zannediyorlar ama dinsizlikle ateizm, homoseksüellik acayip yayılıyor öyle bir sistemde. Onlar da aslında modern İslam anlayışına dönseler, Prens gitsin anlatsın İran’a hiçbir şey olmaz. İran’da kabul eder onu. Konu hallolur. İran’a bir kere kafayı takmasın Katar’dan da bir şey çıkmaz. Türkiye’den niye huylanmış?

GÖRKEM ERDOĞAN: Bir gazeteci şöyle söylediğini aktarıyor Prens’in “Erdoğan’ın yönettiği Osmanlılar Müslüman Kardeşler’i de kullanarak halifeliği yeniden getirmek istiyor.”

ADNAN OKTAR: Müslüman Kardeşler kalmadı ki darmadağın oldular zaten. İslam âlemi birleşsin istiyor Tayyip Hoca, her Müslüman’ın gönlünde var bu yani bu kötü bir şey değil ki. Ezim ezim eziyorlar Müslümanları ne yapsın? Bir de Müslüman Kardeşler daha önce kendi halinde ılımlı bir topluluktu, Müslüman topluluktu. Sonra da dağıtıldılar. Şu an güçleri yok zaten bir daha da ayağa kalkmaz o bitti. Yani Müslüman Kardeşler diye bir topluluk artık yok. Yani oradan bir şey çıkmaz. Orada bir Mısır halkı var, dindar Mısır halkı. Biz de onları zaten bir bütün olarak kabul ediyoruz yani öyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Bir de İslam Birliği’ni Prens kendisi de ister zaten. Modern İslam anlayışını o da ister. Türkiye’de modern İslam anlayışı var ayrıca. Tayyip Hoca mezhepçi değil. Yani “Sünni’yim” demiyor. “Sünni-Şii hiç fark etmez” diyor. “Hepsi Müslüman” diyor. Müslüman Kardeşler’i terör örgütü gibi görmeye gerek yok. Çünkü öyle bir terör örgütü gibi diyecekleri bir yapı yok şu an. Müslüman Kardeşler tamamen dağıldı. Bir hiyerarşisi yok. Eski taraftarları vardır ama dağılmış artık gücünü kaybetmiş. Dolayısıyla Müslüman Kardeşler’den bahsetmeye gerek yok. Ama ilk başlardaki haliyle onlar klasik gelenekçi Müslüman’dılar. Yani teröre bulaşmış bir yönleri yoktu onların. Terörle de alakaları yoktu. Şu anda zaten öyle bir yapı yok. Terörist neyi ilan ediyorsun öyle bir yapı yok ki ilan ediyorsun. Var olan bir yapı yok.

AYLİN KOCAMAN: Acaba Türkiye’nin Katar’la, İran’la ittifakından mı rahatsız?

ADNAN OKTAR: Katar’la, İran’la çok iyi yapıyor Türkiye. Suudi Arabistan’la da birleşsinler. Gelsin konuşalım. Yani hangi konularda rahatsızlık duyuyorsa söylesin Türkiye onu halleder. Türkiye’nin bir katılığı yok ki. Yani Müslüman katı olmaz zaten. Prens gelsin konuşulur bir şey olmaz. Yani özetle farz edelim böyle bir şey dese bile mantığı yok. Rahatça anlaşabilirler. Türkiye, modern İslam için can atan bir ülke. Yani Tayyip Hoca asla kabul etmez katı bir İslam anlayışını, gelenekçi bir İslam’ı asla kabul etmez. Modern İslam anlayışı. Ordunun yapısına baksan bayağı modern bizim ordumuz. Ama gelenekçileri de idare ediyor tabii. Kendi evlatlarımızı alıp çöpe atacak halimiz yok. Değil mi yani ezecek halimiz de yok. Onları üzmeden yavaş yavaş bir geçişle modern İslam’a doğru çekiyor. E güzel. Dolayısıyla Prens’le konuşursak bir sorun kalmadığını görecektir. Aslında Türkiye Mısır’la da görüşsün, Prens’le de görüşsün, modern İslam her yere hâkim olsun, kimsenin bir sözü yok. Ayrıca tebrik ediyoruz gelişmelerinden dolayı.

Biz gidelim de millet uyusun acayip şevkleri yerinde çok muazzam yüksek izleme var. Eğer böyle yaparsak şimdi bir bu kadar daha artar. Hadi bakalım.

ASLI HANTAL: Yayınımız sona erdi. Yarın görüşmek üzere inşaAllah.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER