KARTAL GÖKTAN: İyi akşamlar değerli izleyicilerimiz. Canlı yayınımıza başlıyoruz. Adnan Bey hoş geldiniz.
ADNAN OKTAR: Buyurun dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: PYD, Afrin’de Kuran-ı Kerim’in içine sakladığı bombayla Uzman Çavuş Orhan Sürmen’i şehit etmişti Adnan Bey. Şehidimizi görebiliriz. Uzman Çavuş Orhan Sürmen. Orhan Sürmen’in babası bir açıklama yaptı. Babayı da görebiliriz Mehmet Sürmen. “Ben oğlumu zaten şehit olması için yetiştirmiştim” dedi. “Kuran’ı yerden almasaydı asıl o zaman kahrolurdum. Oğluma bayrağın, Kuran’ın ve vatanın üç kutsalındır asla yerde bırakma demiştim. Evladım da öyle yaptı Kuran’ı yerde bırakmadı. Bıraksaydı kızardım, asıl o zaman kahrolurdum. Hainler duysun, siz gariban bir babanın gözbebeği dediği, memleket sevdalısı bir adamın şehit olması için yetiştirdiği aslanı aldınız. Bende iki aslan daha var, vatana feda olsun” dedi.
ADNAN OKTAR: Hele hele kabadayıya bak sen hele, maşaAllah. Allah sana uzun ömür versin. Ne mutlu böyle bir evlat yetiştirmişsin ne şerefli insansın ne asil insansın. İnsanın katrilyonları olsa ne olur, dünyada herkes gidiyor. Ama bak dünyada şanlısın, ahirette şanlısın. Evladın da şanlı sen de şanlısın ne mutlu sana, ne mutlu yiğide, ne mutlu kabadayıya. Allah benim güzel yüzlümün yakışıklımın şehadetini kabul etsin, şehadetini makbul etsin tebrik ediyoruz tekrar tekrar tebrik ediyoruz. Allah bizlere de nasip etsin. Israrla çağırsın, çağırmaya devam etsin. Namaz gibi onda da çağırmaya devam edecekler. MaşaAllah diyoruz yiğide. Allah yatak ölümü vermesin, şehadet, maşaAllah. Yiğidin sonu şehadet. Hz. Mehdi (as) bahsinde vardır “yiğidin sonu şehitliktir” diyor. Demek ki veliymiş ki şehit olmuş, maşaAllah.
Evet, dinliyorum.
ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Afrin şehir merkezine 750 metreye kadar yaklaşan Mehmetçik, bölgedeki kritik tepeleri kontrol altına aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin’le ilgili şunları söyledi: “Afrin’in ele geçirilmesi artık an meselesi. Afrin’e girdik giriyoruz. Şu anda İslam’la yoğrulan bu ordu hem şehadete yürüdü hem de Afrin’de işi bitirdi. Her an müjdeyi alabilirsiniz öyle buyuruyor Allah’ımız. ‘Allah’ın yardımı yakındır, fetih yakındır’ diye müjdeliyor. inşaAllah fetih her an olabilir. MaşaAllah, tebarekeAllah maşaAllah” dedi.
ADNAN OKTAR: İşte Müslüman lider böyle olur. Adam diyor ki “Niye destekliyorsunuz?” Sen söylesen seni de desteklerdik. Yiğitçe çekinmeden Allah’ı gürül gürül anıyor. Gece-gündüz Allah’tan bahsediyor Müslüman öyle olur.
ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Adnan Bey, Cumhurbaşkanımız konuşmasının devamında Yahya Kemal’in bir şiirini okudu. “Yahya Kemal ne diyor? ‘Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi, Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi. Ta ki yükselen ezanlarla müeyyed namın galip et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın’” maşaAllah.
ADNAN OKTAR: Gayet güzel. Tayyip Hocam dürüst delikanlı, dürüst insan, samimi Anadolu delikanlısıdır ayıp yapıyor uğraşanlar. Bilakis yolunu aç, yapabiliyorsan sen yap. “Yapamıyorum” diyorsun, o zaman bırak, değil mi? Onun ustası var işte, uzatmaya gerek yok. Hayır, Tayyip Hoca demiyor ki illaki “ben dünyada tekim, ben bu işi tek başıma yaparım” öyle demiyor. Başka yapan olmadığı için Allah rızası için yapıyor. Varsa o yeteneğin, öyle bir şeyin varsa o seni zaten destekler biz de destekleriz. Onun dışında ayağına dolanma.
Evet, dinliyorum.
VTR: En güçlü ve en zayıf yönleriniz nelerdir?
ADNAN OKTAR: En güçlü yön. Mümin gücü Allah’tan alır, o yanlış biliniyor. Diyor ki mesela “bu konuda güçlüyüm.” Allah esirgesin Allah o yönde insanı ezer yani. O şirk olur. “Zayıfım” dendiğinde o da şirk olur yani Allah’ın ona güç yetiremediğini iddia etmiş olursun. Diyor ki mesela “ben şuna dayanamıyorum zayıfım.” Bu ne? Kendini putlaştırmış oluyorsun yani “güç bende” diyorsun. Zayıflık veya güç her ikisini de Allah yaratır. Dolayısıyla herhangi bir insanın çıkıp “ben şu konuda güçlüyümdür” demesi şirk olur. Derse Allah tam aksini yapar mahcup eder. Mesela “şu konuda da zayıfım” diyor, bu da Müslümana yakışacak bir şey değil. Güç Allah’ın değil mi? Mesela korkaktır da Allah onu akıl almaz cesur yapar. Pintidir, son derece cömert hale getirir. Şüphecidir, şüphesini kaldırır. İmanı zayıftır imanını güçlendirir. Bütün güç Allah’ın elindedir. O, toplumda yanlış biliniyor. İnsanlar ister istemez kendilerini putlaştırabiliyorlar. Mesela “çok zeki” diyor “çok akıllı.” Nerede? “Akıl duruyor beyninde” diyor “adam sırf beyin” diyor. Yağdan oluşmuş, biraz da proteinden oluşmuş o blok eti putlaştırmış. “Adam saf beyin” diyor. Kardeşim, saf beyin diye bir şey yok aklı Allah yaratır, anbean yaratılıyor. Beyin de ruhun içinde yaratılıyor. Beynin içinde ruh yaratılmaz, ruhun içinde beyin yaratılır. Dolayısıyla benim canımın sorduğu soru çok samimi olmakla beraber doğrusu budur yani doğru olan şekil budur. Mümin ne güçlü olmayı kabul eder ne zayıf olmayı. Yani bütün gücün kuvvetin Allah’ta olduğunu bilir. Ama her yönde güçlü olduğuna Allah’ın gücü sayesinde güçlü olduğuna inanır. Allah’ın gücü sayesinde çünkü bu şekilde inanması lazım Allah’a güvenerek, onun dışında olmaz.
SEMİH MERİÇ: Adnan Bey, Allah bir ayette Hz. Davut (as) için “onun bilgi ve bedeni gücünü artırdık” diye bildiriyor, inşaAllah. Başka bir ayette de “MaşaAllah, bütün güç Allah’a ait demeniz gerekmez miydi?” diyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Evet.
Ha benim zayıf bir yönüm; sizlerle şu ders yaparken bir irade kullanıyorum ya. Ama aslında o da çok güçlü bir yönüm benim. Böyle sakallı bıyıklı heriflerle karşına alıp sohbet edeceksin, acayip bir irade gerektiriyor helal olsun bana, maşaAllah.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 18 Mart Şehitler Günü Anma Töreni düzenlendi. Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki etkinlikte sadece asker şehitlerinin aileleri değil kaymakam, polis, öğretmen, güvenlik korucusu ve 15 Temmuz demokrasi şehitlerinin aileleri de yer aldı. Törende TSK Mehteran Birliği bir konser verdi.
ADNAN OKTAR: Evet, Silahlı Kuvvetler’in mehteranı çok düzgün. En az bu düzgünlükte olması lazım hatta daha da düzgün hale getirilebilir. Kıyafetler falan çok çok iyi düzenlenebilir. Gerçek altın da kullanılabilir kıyafetlerinde. Hiçbir masraftan kaçınmayalım, bir de çapı çok daha büyük olsun. İki misli daha büyük yapılabilir.
Evet, dinliyorum.
VTR: Cennette zaman olacak mı?
ADNAN OKTAR: Zaman tabii güzel yüzlüm bizim içindir zaman zaten. Sonsuza kadar zaman olacak bize. Bir türlü geçmez, yine devam eder, yine devam eder yine devam eder. Ama sanki daha dün gibi olacak dünya. Mesela 30 katrilyon sene geçmiş oluyor. Ama hatırladığımızda daha dün gibi falan. O da işte Allah’ın bir harikası. 70 katrilyon sene geçse “ne kadar” desen, adam “daha dün gibi” der birisine sorsanız.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika’nın YPG’ye verdiği tırlar dolusu silahın yerini tespit ettiğimizi, teröristler kaçtığı için de hepsinin bize kaldığını söyledi. “Bize dost görünüp hata yapanlar paraları bol olduğu için bunlara 5 bin tır ve 2 bin kargo uçakla silah gönderiyor. Şimdi ne oldu? Hepsini bulduk hepsinin yerleri belli. Tabii teröristler kaçıyor hepsini de biz topluyoruz” dedi.
ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam yani bu kadar olur mükemmel, çok güzel bir müjde.
Evet, dinliyorum.
VTR: Duada ısrar etmek mi yoksa hayırlısı deyip geçmek mi?
ADNAN OKTAR: Benim canımın içi tertemiz, maşaAllah. Çocukluğunun masumluğu da kalmış, delikanlı genç kız olmanın güzelliği de üzerinde Allah ona uzun ömür versin. Allah hayırla sarsın onu, cennetiyle sarsın, cennette de Allah kardeş etsin. Güzel yüzlüm mesela bir şey istiyorsun Allah’tan olmamış oluyor, bir daha isteyebilirsin tabii. Zaten bazı isteklerin kesintisiz istenmesi lazım. Mesela Kuran’ı hakkıyla anlamak, hakkıyla yaşamak, en derin aşkla Allah’ı sevmek, en derin imanla Allah’a ibadet etmek, şirkten korunmak zaten gece-gündüz tekrar edeceğimiz dualar. Ömür boyu duada tekrar var bu konularda. Ama bazı işler için kastediyor herhalde. Mesela okula girememiş onun için dua ediyor ama bir dahaki seneye yine giriyor yine olmuyor yine dua ediyor. Olmuyorsa olmuyordur tabii hayırlısı demek lazım. O da bir işarettir, olmaması da bir işarettir, olmuyorsa hayırlısı demek iyi olur.
GÖRKEM ERDOĞAN: Cuma namazı kıldırmak için Belçika’nın başkenti Brüksel’e eşiyle birlikte giden İsmailağa Cemaati’nin tanınan isimlerinden Abdülmetin Balkanlıoğlu, uçaktan indikten sonra havaalanında gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldığı açıklandı. Balkanlıoğlu, hiçbir gerekçe olmadan gözaltına alındığını söyledi.
ADNAN OKTAR: Yanlışlık olmuştur. İsmi bir yerde geçiyordur herhalde. Bir soruştursunlar. Bazen öyle oluyor. Tabii şüphelenmiştir tedirgin olmuştur ama. Bir yakalama kararı falan mı olması gerekiyor öyle bir şey için. Bir davası falan vardır yahut davaya gitmemiştir. Çok basit nedenlerden olabiliyor. O kadar önemli bir konu değil o. Davası oluyor mahkeme çağırıyor gitmiyor, yakalaması oluyor o yönden. Veyahut polis kanalıyla getirilmesi kararı alınıyor. Yani olabilir.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Adnan Bey, eserlerinizden faydalanılarak yeni bir belgesel daha hazırlandı. Bu belgesel, “İmtihanın Sırrı” belgesel serinizin ikinci filmi. Filmde, “İnsanın yaratılış amacı nedir?” sorusuna cevap aranıyor. Hayatımız boyunca karşımıza çıkan her olayın aslında bir deneme olduğu, dünya hayatının kısalığı ve eksikliği anlatılıyor. Dinden uzak insanların en büyük yanılgılarının bu dünyadaki hayatı kalıcı zannetmeleri olduğu, zenginliğin, güzelliğin, malın-mülkün, ünün, kariyerin, makamın hepsinin mutlak surette yok olacağı dile getiriliyor. Dünyaya geliş amacımızın yalnızca Allah’a ibadet etmek olduğu Kuran ayetleriyle açıklanıyor. Kardeşlerimiz bu belgeseli televizyon kanallarından ve internetten de izleyebilirler.
ADNAN OKTAR: İyi, hayırlı olmuş, güzel olmuş. Hocalarımız anlatmış. Dünyada tek, bu kadar hikmetli özlü, ürkütücü olmayan, her kesimden insanın dinleyebileceği gibi. Çünkü Müslümanlık deyince böyle gariban, ezik, gençlerin asla bağlantı kuramayacağı, kendilerinin ne kıyafetine, ne yemesine ne içmesine, ne hayatına benzemeyen böyle şaşıracakları insanlar ve şaşıracakları şeyler söyleyen kişiler olarak biliyorlar. Ama biz bunu değiştirdik, akılcı bir İslam anlayışı, akılcı bir Kuran anlayışını getirdik. Kuran’a uygun olarak tabii.
Evet, dinliyorum.
VTR: Merhaba, ben Şule. Çok yönlü bir insan mısınız?
ADNAN OKTAR: Şule, 1965’lerin çok güzel kızları vardı. O zaman Ses, Hayat Mecmuası’nda falan yayınlanırdı. O devrin aktristlerine benziyor bayağı güzel çok hoş bir kız. Saçları bir kere çok çok güzel, yüzü güzel, gözlüğü çok yakışmış. Bir de samimi olduğu anlaşılıyor üslubundan. Şule evet kafam zengin, benim kafam çok çılgındır. Ben monotonlukla yaşayamam. Mesela bazı amcalar var emekli dede oluyor falan sabit, kahvehanesi belli, yolu belli, yemek yemesi belli, hayatı belli. Benim hayatım sürekli değişir her yer. Eşyalar değişir, bakış açım değişir, olayları değerlendirme şeklim değişir, zevk anlayışım değişir, neşe sevinç anlayışım değişir, hayatı daha güzelleştiririm sürekli. Her şeyi daha hoş hale getiririm. O da bende bir çılgınlık şeklinde kendini gösteriyor belki. Ama monotonluktan ben hiç hazzetmem. Her şey değişik ve heyecan verici olması lazım. Benim ruhumu böyle derinden etkilemesi lazım ve hiç alışılmamış şeyler olması lazım. Helal ama alışılmamış. Hatta delice ama helal ve doğru olması gerekiyor ve risksiz olması. Benim güzel yüzlümle Allah beni cennette kardeş etsin. Çok beğendim onu çok güzel buldum. Çok değerli bir kız olduğun hemen anlaşılıyor. Bakar bakmaz etkileyicisin. Allah sana sağlık sıhhat, uzun ömür, hayır, bereket versin.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: 1911 yılına ait bir dalgıç kıyafeti.
ADNAN OKTAR: 1911 mi? Bununla adam nasıl rahat ediyordu?
GÖRKEM ERDOĞAN: Evet, icat edilmiş ama kullanılmış mı bilmiyoruz.
ADNAN OKTAR: Suyun dibine böyle birisinin sallandırıldığını düşünüyorum. Herhalde hemen çıkmak isteyecektir. Facia. Usta da gururla poz vermiş baksana.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bozkurt işareti yapması çeşitli çevreler tarafından çok eleştiriliyor. AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’a da bu konu soruldu. Mahir Ünal, “O işaret sanki kadraja yanlışlıkla girmiş” anlamına gelen bir açıklama yaptı. “Cumhurbaşkanımız toplumun değişik kesimlerinin hassasiyetlerine ilişkin sembolik işaretleri kullanabilir. Ama orada şu oldu; videoyu izlediğinizde göreceksiniz, Cumhurbaşkanımız AK Parti’nin rabiasını sayıyordu. O sırada kadraja da öyle bir görüntü girdi benim gördüğüm” dedi.
ADNAN OKTAR: Bakayım bir daha. Filmden anlaşılır. Bir de çok güzel bir şey, bunu çevirmeye ne gerek? Velev ki öyle bile olsa büyük bir şereftir, büyük bir onur ve güzelliktir. Bozkurt Türklüğün sembolüdür. Rahmetli Alparslan Türkeş’in unutturulmaya çalışıldığı, bozkurdun unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde bozkurt işareti çok güzel bir şey. Daha da artıracağız, daha da dikkat çekeceğiz devam edeceğiz.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Adnan Bey, Belçika’daki kardeşlerimiz bugün bir araya gelip sohbet etmişler. Sizin Kuran Mucizeleri kitabınızdan anlatımlar yapmışlar. Canlılardaki kamuflaj ve fedakarlık konuları üzerinde konuşmuşlar. Minik talebeleriniz Serra, Sara, Mina ve Rabia sizi çok sevdiklerini söylemiş size sevgilerini yolluyorlarmış.
ADNAN OKTAR: Peki ben onları nasıl seviyorum? Bir kere o gözlüğü yiyeceğim ben şeker niyetine. Ama takım müthiş şeker bunlar. Burnun tatlılığına bak sen. Dördü de birbirinden tatlı, maşaAllah.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya da Sayın Erdoğan’ın bozkurt işareti yapmasını değerlendirdi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bozkurt işareti yapması nezaketindendir ve kendisine teşekkür ederiz” dedi.
ADNAN OKTAR: Tabii. Ama öbür açıklama olmamış, Rabia işareti yaparken diye. Niye bozkurt işareti yapmasın? Türk milletinin sembolüdür bozkurt. Bunun konuşulacak tartışılacak bir yönü yok ki.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ayrıca fetvaların kanuna uygun olma zorunluluğu olmadığını da söyledi. “Fetva verilirken bugünkü pozitif hukuka göre fetva vermiyorlar. Çünkü anayasa ve yasa bunlara dinin temel kaynaklarına göre fetva vermesini emrediyor. Kuran’a ve İslam’a göre verilen cevap sizin hoşunuza gitmeyebilir veya bir başkası onu eleştirebilir veya bir kanunla bu çelişebilir. Yani Diyanet kanunla çelişiyor diye dinin kuralını açıklamamazlık yapamaz” dedi.
ADNAN OKTAR: Zaten öyle bir sorun yok. Yani bu tip şeyler zaten tartışılacak bir yönü yok bunun. İlk defa karşılaştığımız bir şey de değil her zaman karşılaşılan bir olay. Tabii ki kanunla çelişebilir ama din ayrıdır, kanun modern hukuk ayrıdır. Dolayısıyla acayip olan bir şey yok. Ama kadın aleyhtarı hareketler, konuşmalar bunların son bulması gerekiyor, bu net.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Bekir Bozdağ şöyle devam etti, dinde güncelleme konusu hakkında da şu açıklamayı yapıyor: “Sanki reform gibi algılatmak isteyen ve algılamak isteyenler oldu. Cumhurbaşkanımız’ın dini, hayatı ortadadır. Dediği şey çok açıktır. Bir konuda açık ayet varsa ve sahih kesin sünnetten deliller varsa ona uyacağız. Ama diyelim ki açık bir şey yok, o zaman ne yapacağız? İçtihat yapacağız. İslam son dindir kıyamete kadar yaşayacaktır.”
ADNAN OKTAR: Usulen cevap veriyorlar, Allah aşkına bu kadar büyütecek, genişletecek bir konu yok. Her zaman karşılaştığımız, her zaman cevabı verilen konular bunlar. Yani biz sürpriz bir şeyle karşılaşmış değiliz.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Sayın Erdoğan’ın bozkurt işareti yaptığı videoyu izleyebiliriz.
ADNAN OKTAR: Ama elini göstermiyor. O zaman anlardık. Ama şimdi normalde sıralamasını öyle yapmıyor Cumhurbaşkanı. Şöyle şöyle şöyle yapıyor. Bu şekilde yapılmaz. Dolayısıyla alenen bozkurt işareti yapmış, gayet de güzel iyi de yapmış, hayırlı da olmuş. Bu konuda da ben şamata yapanları anlamıyorum.
Evet, dinliyorum.
VTR: Ateizmi çürüten en büyük delil nedir?
ADNAN OKTAR: Ateizmi çürüten en büyük delil; insanın baktığında gördüğü bu elips şeklinde bir ekran var. Bunun dış dünyayla bağlantılı olmadığı görülüyor. Yani dış dünyayı göremiyoruz. Dış dünyaya tamamen kapalı yaratılmışız. Sadece ekran görecek şekilde yaratılmışız. Dış alemde de ışık yok, renk yok, ses yok. İşin ilginç yanı da mekan da bir algı biçimi. Beynin algısı deniyor. Beyin de ruhun meydana getirdiği bir görüntü yani ruhta meydana gelen bir görüntü. Ruhta Allah tarafından yaratılan bir görüntüdür beyin. Şimdi maddeyi savunan önce bir maddeyle bağlantı kurması lazım. “Madde nerede?” diyorum “beynimin içinde” diyor. Sen alay mı ediyorsun? Olmayan bir şeyden bahsediyorsun sen, “beynimin içindeki görüntüye göre madde olması gerekiyor dışarıda” diyorsun. Bari de ki “gölge varlık olarak var” de yani. “Dışarıda madde var” diyor, nereden biliyorsun? “Beynimin içinde görüyorum da onun için” diyor. Görüntünün dışında bir şey görebiliyor musun? Yok. O zaman sadece görüntüyü gördüğüne göre senin görüntü içinde konuşabilmen gerekiyor, görüntünün dışında bir şey konuşamazsın. Dolayısıyla bunu fark eden bir şuurun Allah’ı inkarı mümkün değildir.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Rus Başrahip Dimitri Smirnov, Müslümanlık hakkında şöyle ir açıklama yaptı: “Hristiyanlar kendi dinlerinden yüz çeviriyorlar. Kiliselere gitmek yerine konserlere ve futbol maçlarına gidiyorlar. Brüksel’de yaşayan nüfusun yüzde 49’u Müslüman. Yakında Berlin’in yüzde 70’i Müslüman olacak. İngiltere’de de durum aynı Moskova’da da. Yakında Avrupa ve Rusya’nın büyük çoğunluğu Müslüman olacak” dedi. Konuşmasının bir bölümünü görebiliriz.
ADNAN OKTAR: Güzel. Evet, doğru. Ama Hristiyanlığı kasten ortadan kaldırdılar yani deccaliyet yaptı. Tabii Hristiyanlığın yok olmasına müsaade etmemek lazım. Hz. İsa Mesih (as) o konuda çok etkili olacak, inşaAllah.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Putin Kırım’la Rusya’yı bağlayacak olan Kırım Köprüsü’nün inşaat alanını ziyaret etti. Ziyaret sırasında köprünün maskotu olan ve köprüde yaşayan Mostik isimli bir kedi de Putin’e eşlik etti. Görebiliriz.
ADNAN OKTAR: Bu ne tip Mostik, tipe bak. Ama çok komik, tipi de çok komik adı da komik Mostik. Mıstık gibi bir şey herhalde. Bu kedilere selfie çektirmeleri çok komik oluyor. Koca kafa önde böyle.
VTR: İçi-dışı bir olan insan hemen anlaşılır mı?
ADNAN OKTAR: Hemen hemen anlaşılıyor güzel yüzlüm. Yüzündeki ifadeden, huzurdan dürüstlük kısa sürede anlaşılıyor dürüst insan. Çok vakit geçmiyor. Dürüst olmayan tabii çok sıkıcı, dürüst olmayan da çok insan var, insanlara acıyor. Dürüstlüğün kıymetini bilmiyorlar. Halbuki dürüst olmak çok güzel. Karmaşık olmayı seçiyorlar. O da onları üzüyor ve eziyor. Dürüst olmayan insanlar terk edilir. Dürüst insanlar sevilir.
Dinliyorum.
VTR: Afrin tamamen teröristlerden temizlenir mi?
ADNAN OKTAR: Yakışıklım, normalde çok kolay bir şey. Rahatça askerin, polisin yapacağı bir şey de çok dikkatli, özenli oluyorlar o kadar. Sivil kalmamasına dikkat ediyorlar. Sivilden tamamen temizlense yani benim kanaatim birkaç saatte bile bitirirler. Yani zarar gelmemesi, titizlik çok önemli oluyor. Bir çocuk bile, bir kadın bile çok önemli oluyor. Yoksa teknik açıdan Allah vermesin yani en fazla birkaç saat sürer. Halı bombardımanı olur yerle bir edersin şehri, şehri haritadan silersin. Hiç asker kaybı da olmaz şehit de vermezsin. Sıfır şehit. Ve hiçbir olay olmaz yani. Sıfır olay olur maddi zayiat da olmaz hiç şehit de vermezsin. Ama Allah vermesin, o tip şeyler tabii insanlar vicdan azabı çekileceği için yapılmıyor. Yoksa hem topçu desteği hem havadan oranın coğrafi yapısı bile değiştirilir. Bambaşka bir yer olur, gelen “burası neresi?” falan der. Tanınmayacak hale sokmak mümkün ama olmaz.
Evet, dinliyorum.
VTR: İnsan büyüklenme hissini nasıl engeller?
ADNAN OKTAR: Canımın içi mesela sen çok mütevazi, tatlı, şeker bir kızsın bu sende olmaz. Büyüklenme hissi olanlar zaten, çok özür dilerim de anormal oluyorlar, yani akli dengesi yerinde olmuyor. Hasta ve saldırgan oluyorlar yani herkes onları terk eder, öyle tipleri yani hiç görmezden falan gelirler. Bir mağazaya girse, adam hiç mağaza sahibi ilgilenmiyor. Bir arkadaşı olsa hemen yanından gider kaçar. Bunlar bir garip mahlûklar dolayısıyla büyüklense ne olur, büyüklenmese ne olur? Hasta adamlar bunlar ruhen hastalar dolayısıyla bunlardan uzaklaşmak yeterlidir, sadece uzak durmak lazım.
VTR: Kuran’ı kimler anlayamaz?
ADNAN OKTAR: Kuran-ı kimler anlayamaz? Nur yüzlüm, müşrikler anlamaz, şirk içinde olduğu için. Allah “Müşrik anlayamaz” diyor ayette. Hakikaten de söylüyor adamlar “biz” diyor, “kırk yıl geçse de anlamayız” diyorlar. Açıkça yazmış kitabına, şirk içinde adam “anlamayız” diyor.
Evet, dinliyorum.
HÜSNA KARAKUŞ: Kedisini öpen bir kız var.
ADNAN OKTAR: Çok iyi vay deli vay şahane ama o da tam hakkını veriyor iyi öpüyor onu ama çok iyi arkadaş olmuşlar. Genç kızlar çok güzel seviyor kedileri.
Evet, dinliyorum.
VTR: İnsanlar arasında yardım ve dayanışma nasıl olmalıdır sizce?
ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm aslında velayet sistemi olması gerekiyor bu bütün dinlerin ana teması, ana özelliği yani namaz, oruç, zekât nasıl ünlü bir konu, böyle ünlü bir konudur. Hayret edecek şekilde bu terk edilmiş. Yani din yaşandığında herkes herkesle kardeş oluyor, herkes herkesin kardeşi, çocuğu, babası oluyor. Mesela sokaktaki bir genç kıza, herkes sahip olmakla mükellef yani yemeği, kıyafeti, kalacağı yer her şeyi. Sokaktaki bir çocuk da öyle, herhangi bir yaşlı insan da öyle buna velayet sistemi deniliyor yani müminler birbirlerinin velisi, mecburlar buna bu uygulanmıyor. Hz. Musa (as) zamanında var. Hz. İsa (as) zamanında Hz. İsa (as) güzel uygulamış. Resulullah (sav) uygulamış, Resulullah (sav)’ın vefatından hemen sonra kaldırmışlar, hemen vefatında sonra.
Evet, dinliyorum.
VTR: Neden Müslümanlar arasında fikir ayrılığı var?
ADNAN OKTAR: Şia’yla Sünniler arasında var fikir ayrılığı. Bana göre de yok. Şiiler nur gibi Müslüman. Vahhabiler de Müslüman. Sünniler de Müslüman. Sevgisizlikten kaynaklanıyor. Fikir ayrılığından kaynaklanmıyor sevgisizlikten. Sana ne nasıl ibadet ediyorsa etsin. Mühim olan Müslüman olması. Ne şamata yapıyorsun? Sana ne adamın nasıl düşündüğü. O ona reddiye yazıyor o ona reddiye yazıyor. Bu sefer savaşlar çıkıyor, kavgalar çıkıyor, birbirlerini öldürüyorlar. Sana ne ya “Allah bir” diyor mu? Diyor. “Resulullah Peygamber (sav)’dir” diyor bitti. Evet. “Kıble Kabe’dir” diyor. Tamam. “Bütün peygamberleri kabul ediyorum, kadere inanıyorum, meleklere inanıyorum, cennete, cehenneme inanıyorum” diyor. Daha ne istiyorsun? Niye boğuşup kepazelik çıkartmaya kalkıyorsun? Sevgisizlik var. Fikir ayrılığı yok. Gayet normal insanlar çeşitli şekilde düşünebilirler.
VTR: Kesintisiz samimiyet mümkün mü?
ADNAN OKTAR: Ah benim canımın içi, ah benim güzelim çok çok güzelsin sen. Hayret bu kadar güzel olman maşaAllah. Ah canımın içi nasıl güzelsin Allah'a şükür maşaAllah. İnşaAllah cennette arkadaş oluruz, sonsuza kadar birlikte oluruz. Allah bu güzelliğini hiç eksiltmesin, seni hep böyle genç ve güzel yaşatsın, uzun ömürlü olmanı nasip etsin. Cennette bayağı gezeriz, konuşuruz, sohbet ederiz. İnşaAllah Allah nasip etsin. Canımın içi tabii mümkün. Çünkü öbür türlü zaten çok sıkıcıdır samimiyetsizlik. Yani insanı boğar. Manyak gibi olur insan. Melankoliye kayar, duygusallığa kayar, dengesizliğe kayar. Üzüntü, sıkıntı, bunalım üstüne gelir. Ama samimiyette gayet akıllı, gayet tutarlı, gayet mantıklı olur. Her şeyi güzel olur. Sevgisi, dostluğu, arkadaşlığı, yüzü de güzel olur samimi insanın. Samimi olmayanın yüzü çirkinleşir.
GÖRKEM ERDOĞAN: Simli bir kelebeğin resmi.
ADNAN OKTAR: Burada simetri var. Hiçbir faydası yok hayvana bunun. Ve muazzam bir süs var. Bunun da hayvana hiçbir faydası yok. Hatta hayvanın aleyhine bu. Buna rağmen olağanüstü simetrik ve düzgün ve süslü. Yaratılışın dışında hiçbir açıklaması yok.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Kırklareli’nde oradan oraya koşuşturarak oynayan bir sokak köpeğinin caddeye doğru hızla koştuğunu gören bir vatandaş köpeği engelleyerek kamyonun altında kalmaktan kurtardı. Güvenlik kameralarından alınan görüntüler basına yansıyınca bu video binlerce kez paylaşıldı.
ADNAN OKTAR: Aferin hakikaten arabanın altına gidecek. Çok iyi olmuş. Hayret ama refleksi çok iyi. Değil mi? Yani mükemmel refleks aferin.
VTR: İnfak etmek Allah'a yaklaştırır mı?
ADNAN OKTAR: Ah benim güzel yüzlüm, güzel huylum canımın içi. İnfak zaten gece gündüz yaşanması gereken bir sistem. Velayet sisteminde o var zaten. Aslında çok büyük bir suç işleniyor. Her yerde bütün İslam aleminde velayet sistemi olması gerekiyor. Bir kere birleşmeyerek bir suç işliyorlar. Müslümanların birlikte olması farz. Hepsi topluca birlikte olmaları lazım bir. İkincisi hepsi birbirini koruyup kollaması gerekiyor kendi çocuğu, kendi babası, kardeşi gibi. Bu iki farz terk edilmiş durumda. Yani galiz bir günaha girildi. Çok büyük bir haram. İki büyük haram işleniyor şu an.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: Yeni kitaplarınızı tanıtmak istiyoruz.
ADNAN OKTAR: Tanıtalım.
GÖRKEM ERDOĞAN: Türkçe Yaratılış Atlası broşürü. İkincisi “Türkçe Evrim Aldatmacası” kitabınızın genişletilmiş baskısı. Kitabın arka kapağını da görebiliriz. İngilizce kitabınız var, “Love In The Torah” Tevrat'ta Kuran’a Uygun Sevgi Sözleri kitabınız. Yine kitabın arka kapağını da görebiliriz. Bir diğer kitabınız İngilizce olarak “Living In Accordance With The Quran?” Kuran’la Hayat Nasıl Yaşanır? İngilizce baskı.
ADNAN OKTAR: Ne güzel.
GÖRKEM ERDOĞAN: Diğer kitabınız Karanlık Tehlike Bağnazlık kitabınızın İngilizcesi genişletilmiş yeni bir baskı bu kitap. “Bigotry: The Dark Danger” Karanlık Tehlike Bağnazlık.
ADNAN OKTAR: Yeni baskısı?
GÖRKEM ERDOĞAN: Yeni baskısı genişletilmiş.
ADNAN OKTAR: Evrim Aldatmacası sekizinci baskı. Ellişer binlik sekizinci baskı. Yani 580 bin adet basıldı.
GÖRKEM ERDOĞAN: “İkinci Uluslararası Yaşamın ve Evrenin Gerçek Kökeni” İngilizce kitap. Bu yapılan uluslararası konferanslardaki konuşmalar ve sizin kitaplarınızdan derlenerek hazırlanan bir kitap. “Origin of Life and The Universe.”
ADNAN OKTAR: Evet, dinliyorum
GÖRKEM ERDOĞAN: Yaklaşık iki saat önce Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı özel kuvvetler Afrin ilçe merkezinde operasyona başladı. Allah ordumuzu muzaffer kılsın inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Allah muvaffak etsin, Allah onları kahpe kurşunlardan korusun. Hayırla, bereketle, sağlıkla, sıhhatle operasyonu bitirmeyi nasip etsin Cenab-ı Allah. İnşaAllah bir can kaybı olmaz. Askerlerimiz sağ salim dönerler.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Afrin’den gelen son dakika bilgisine göre doğu ve batı cephesi birleşti. TSK’dan yapılan açıklamada “Afrin harekat alanında doğudan batıya ve batıdan doğuya ilerleyen birlikler Afrin’in kuzeyinde buluştular” denildi.
ADNAN OKTAR: Bitmiş.
GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi’mizin 103. yıl dönümü oldu. Tüm milletimize kutlu olsun diyoruz ve vatanseverlikleriyle, fedakarlıklarıyla, cesaretleriyle yüksek bir ruh sergilemiş olan kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Bildiğimiz gibi Çanakkale Zaferimiz Türklerin hayatını değiştiren Kurtuluş Savaşı'na damgasını vuran, dünya tarihinin en önemli savaşlarından biri. Gelibolu’da büyük bir kahramanlıkla sonuçlanan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerimize “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” dediği sadece Türklerin değil bütün dünyanın hayatını değiştiren bir zaferimiz. Savaşta 490 bine yakın askerle gelen işgalci kuvvetler 300 binden fazla kayıp verdiler. Bizse 315 bin askerimizden 250 bini yurdumuzu korurken şehit oldu. Allah hepsine gani gani rahmet etsin inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Allah Allah çok büyük olay olmuş ya. Çok çok büyük bir olay. Bir tabur asker üzerine bir bulut geliyor tamamen yok olmuş Çanakkale'de. Yani onu daha hala açıklayamıyorlar. Bir bulut üzerlerine geliyor kaplıyor bulut. Bulut kalktığında hiçbirinin olmadığını görüyorlar. Bir kişi, on kişi değil yüzlerce insan ama bu bir mucize. Bunu daha hala anlatabilmiş değiller.
Evet, dinliyorum.
VTR: Neden bazen kalbimizde boşluk hissederiz?
ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm herhalde sevgiyi hissedemiyorsundur. Sevenler etrafında pek olmazsa o sende rahatsızlık meydana getiriyordur. Allah seni sevenlerin sayısını arttırsın. Ama tabii sana Allah yeter. Ayette var biliyorsunuz Allah sana yeter. Ama her halükarda senin gibi temiz insanlara Allah mutlaka seven arkadaşlarla teyit eder. Allah seni sevenlerin sayısını arttırsın. Cennette de seni bana kardeş etsin inşaAllah.
VTR: Ülkemizde neden Alevileri sahiplenici konuşmalar daha az yapılıyor? Ben de bir Aleviyim ama Alevilere yönelik herhangi bir konuşmaları çok fazla göremiyoruz ülkemizde.
ADNAN OKTAR: Canımın içi Alevilerin aleyhinde konuşanlar ahlakı bozuk, kişiliği bozuk, şahsiyeti bozuk, kafası bozuk, sevgisiz, merhametsiz, dengesiz adamlar. Yani ne önemi var o adamların? Konuşsa ne olur konuşmasan ne olur? Alevilik yüksek bir sevgi anlayışıdır. Yüksek bir merhamet, kalite anlayışıdır ve bağnazlığa karşı da kaledir. Yani yirmi milyona yakın Alevi var Türkiye'de. Alevilik demek sevgi, merhamet, dostluk, kardeşlik, kibarlık, kalite, klaslık demektir. Nezihlik demektir. Bağnazlığa karşı da kale demektir. Aleviler hep yiğit olurlar, cesur ve kararlı olurlar. Samimidirler, vefalıdırlar, asil insanlar. Dolayısıyla adamların abuk sabuk konuşması bir tek Alevilere karşı olmuyor ki herkese karşı sevgisiz onlar. Kimseyi sevmiyorlar ama Aleviliği Allah sevdirmiş ki yirmi milyon insan Alevi olmuş. Ve Hz. Ali (kv)'yi sevmişler. Hz. Ali (kv)'yi seveni kim sevmez? Ehli beyti sevmişler. Ehlibeyti seveni kim sevmez? Hızır (as)'ı seviyorlar. Hızır (as)'ı seveni kim sevmez? Dolayısıyla gönlün çok rahat olsun. Biz yeteriz yani Alevi kardeşlerimizi sevme konusunda. Ki çok fazla sevenleri var. Onu da ayrıca söyleyeyim.
VTR: Hayata bakışımızı değiştirecek bir öneriniz var mı?
ADNAN OKTAR: Yakışıklım çok şükür aslan gibi delikanlısınız yakışıklı güzelsiniz de zaten. Bilmiyorum ki sizi sıkan bir şey mi var? Nasıl düşünüyorsunuz? Allah’a hamdolsun Allah her türlü nimeti vermiş. Mutlu olmanız lazım. Allah’a şükür Allah var ve bizim sahibimiz hep nimetler içerisinde bizleri yaratıyor. İnancınızı bilsem bir şey söyleyeceğim. Ama herhalde sizi sıkan bir şeyler de var gibi anladım. Şöyle yapın Allah’ı çok sevin, Allah’ı anlamaya çalışın. Siz anlamaya çalışırsanız o size Kendini anlatır anladıkça da daha çok seversiniz, daha çok güvenirsiniz. Gönlünüz daha çok rahat eder. Samimi olun samimi yaklaşın Allah’a Allah sizi çok sever. Ve yardımcı olur ama tabii birden perde açılır gibi olmaz ama fark eder görürsünüz. Aşama aşama sürekli destekler sizi.
Evet.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Çanakkale Savaşı’ndaki İngiliz kumandanı tarihçi Hamilton “Bizi Türklerin maddi gücü değil manevi gücü mağlup etmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı fakat biz gökten inen güçleri müşahede ettik” diyor.
ADNAN OKTAR: Evet onlar deccal taraftarı olduğu için o tip metafizik şeyleri çok korkuyorlar anlıyorlar onu. Kendilerinde öyle metafizik güç var zannederken böyle manevi algıları da oluyor tabii onların. Melekleri görmüşler demek ki o da onları sarsmış. Morallerini bozduğu anlaşılıyor.
GÖRKEM ERDOĞAN: 1957 yılında Lübnan’dan bir resim.
ADNAN OKTAR: Bayağı iyiymiş o zamanlar Lübnan.
Tabii Çanakkale’de aslanlar kendi taburlarının cenaze namazlarını kendileri kılıyorlardı. Sürekli cenazeler geliyordu, şehit cenazeleri o taburdaki askerler o kendi taburunun kendi arkadaşlarının cenaze namazlarını eda ediyorlardı. Yani şehit namazı kılınıyordu.
Çok acayip mesela bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü Afrin’de de aslanlar Afrin’e girdiler. Çok acayip bir rastlantı burada da İngiliz derin devleti yeniliyor orada da yenilmişlerdi burada da yenildiler. Çok manidar 18.
VTR: Güzel ahlaktan taviz verir misiniz?
ADNAN OKTAR: Benim canım bayağı güzel kız. Çok çok hoş görünüyor. Allah güzelliğini daha da artırsın. Güzel ahlakı seviyor olman da çok güzel. Benim canım güzel ahlaktan asla taviz vermediği için güzel ahlaktan taviz verilmeyeceğini vurgulamamı istediği için böyle bir soru sormuş. Aferin benim canıma Allah senin ömrünü uzun etsin, seni cennetiyle şereflendirsin. Cennette de seni bana arkadaş dost etsin. Güzel yüzlüm tabii güzel ahlaktan taviz verdiğinde insan bir anda çöker Allah esirgesin. Kararır, aklı gider, kafası gider, beyni dağılır. Mahvolur Allah esirgesin. Hadi diyelim boş bulunup yaptı hemen tövbe edip, Allah’a yalvarıp hemen düzeltmesi lazım. Aman aman sakın sakın. İman eden birinin o tarz bir hata yapması çok vahim olur.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Zeytindalı Harekatı’ndan bir son dakika haberi geldi. Afrin’de yaralanan askerimiz Piyade Binbaşı Mithat Dunca tedavi gördüğü Hatay Devlet Hastanesi’nde bu akşam şehit oldu.
ADNAN OKTAR: Koçum benim, aslanım, yiğidim. Boyunu busunu yaratan Allah’a kurban olayım. Şanlı kabadayı tebrik ediyorum şehadetini. Allah mübarek etsin. Senin gibi aslanların şehadetiyle inşaAllah İttihad-ı İslam olacak, Türk İslam Birliği olacak. Ne mutlu sana ki bu vakitte Hz. Hamza (ra)’yla berabersin, Hz. Ali (kv)’yle berabersin. Hz. Ömer (ra)’le berabersin. Biz onlardan uzağız seni tebrik ediyoruz. Israrla çağırmaya devam. Çağırın gelelim inşaAllah. Size imrendik, size olan ikrama imrendik, Allah’ın verdiği nimete imrendik. Allah bizlere de size verdiği nimeti nasip etsin. Tekrar tekrar tebrik ediyoruz. Bu asil makamınızı, bu soylu makamınızı Allah size tahsis ettiği için size çok imreniyoruz. İnşaAllah bize de nasip olur. Annene babana sevdiklerine Allah uzun ömür versin.
Evet, dinliyorum.
VTR: Kuran çok açıkken neden yanlış yorumluyorlar?
ADNAN OKTAR: Canımın içi herkes ruh sahibi olmuyor güzel yüzlüm Allah seni ruh sahibi yaratmış. Senin cennet kuzusu olduğun anlaşılıyor. Şuurlu olduğun ve ruh sahibi olduğun için Allah’a hamdolsun. Allah cennette seninle arkadaş etsin, kardeş etsin. Şeytanın ilkasıyla, şeytanın teşvikiyle öyle bir yola giriyorlar. Allah açıkça ‘namaz kılın’ diyor. Bunun neyini araştırıyorsun? ‘Oruç tutun’ diyor açık. ‘Ramazan ayı’ diyor tamam açık. ‘Zekat verin’ diyor açık. ‘Şarap içmeyin’ diyor açık. ‘Kumar oynamayın, zekat verin, Müslümanlara yardım edin.’ İşte ‘velayet sistemi olsun’ diye hepsi açık. Özellikle anlamazdan geliyorlar. Anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Bilmiyorum eğer sorunları varsa o ayrı mesele ama normalde çok açık.
Evet, dinliyorum.
VTR: Sevgilinize nasıl hitap edersiniz?
ADNAN OKTAR: Ah severim ben senin güzelliğini sen çok çok güzelsin çok yakışıklısın sen. Bu güzellik ne bu güzellik böyle maşaAllah sana maşaAllah. Sakal çok yakışmış sakın kesme. Ama yani süpersin söyleyeyim Allah seni cennetiyle şereflendirsin cennette de kardeş etsin. Ama benden tüyo mu istiyorsun merakından mı soruyorsun tam anlamadım. Taktik istiyorsun benden sen. Seni bir kere bütün kızlar sever bir kere onu söyleyeyim bayağı güzelsin maşaAllah. Çok çok yakışıklısın Allah seni uzun ömürlü yapsın, cennetiyle şereflendirsin. Cennette mutlaka arkadaş etsin, dost etsin Allah. Ama bak sende kullanırsın şimdi ben bunu söylersem. Zaten sevgili adı üstünde sevgilim diye hitap edilir. Sevgilim, aşkım, ruhum, bir tanem, canım, güzeller güzelim. Her şey denir yani binlerce kelime söylenir. Ucu bucağı yok. O anki coşkuya bağlı o. O andaki ruhtaki aşka bağlı.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Fotoğrafta Doğu Guta’yı görüyoruz. Suriye rejiminin saldırıları sırasında evleri yıkılan bir baba, tahliye sırasında zor şartlarda çocuğunu bavul içinde taşımak zorunda kaldı.
ADNAN OKTAR: Olabilir tabii ama yine güvenli bir yöntem. Allah kurtarsın.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Adnan Bey arkadaşlarımız Şerif ve Hakan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Faruk Özlü’ye İngiliz Derin Devleti kitabı hediye ettiler.
ADNAN OKTAR: Çok iyi olmuş Bakanımız da aslan gibi maşaAllah. İnşaAllah hayırlara vesile olur.
GÖRKEM ERDOĞAN: Ayrıca Şerif ve Kartal Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu olan özellikle de Kurtlar Vadisi’nde oynadığı Muro karakteriyle tanınan Sayın Mustafa Üstündağ’la karşılaştılar. Sizin Karanlık Tehlike Bağnazlık eserinizi hediye ettiler.
ADNAN OKTAR: Çok iyi olmuş.
Evet, dinliyorum.
YASEMİN AYŞE KİRİŞ: Adnan Bey yıllık yaklaşık 35 bin ton kayısı üretiminin gerçekleştirildiği Iğdır’daki kayısı ağaçları baharın gelmesiyle ve mükemmel görüntüler oluştu.
ADNAN OKTAR: Yerim ben onları yerim. Hayır erkeklik organı var, dişilik organı var bir de evlenme falan da oluyor bunlarda. Şahane görünüyor. Ye babam ye.
Evet.
VTR: Adnan Bey, arkadaşlarınız sizin tavsiyelerinize uyar mı?
ADNAN OKTAR: Yakışıklım genellikle uyuyor mesela sigara olayı, sigara acayip yaygındı bir ara ilk yıllarda herkes fosur fosur sigara içiyor genç kızlar, delikanlılar. Dediler işte Kıyıkent denen bir yer var turistik deniz sahil kenarı, şimdi çocukların hepsi orada dediler millet cayır cayır sigara içiyor orada dediler. Binin arabaya dedik ben de bindim bastık Kıyıkent’e bir gittim suçüstü. Herkesin elinde sigara. Gelin buraya hepsini topladım bugünden itibaren sigara bitti dedim sigara içilmeyecek. Herkes paketleri ezdi o gün olay bitti. Hiç kimse de sigara içmedi ondan sonra elhamdülillah ama hiç direkt kesildi olay.
Evet, dinliyorum.
VTR: İnsanlar cennet ahlakının güzelliğinin neden farkına varmıyorlar?
ADNAN OKTAR: Nur yüzlüm, canımın içi sen de benim gördüğüm ruh sahibisin. Hep şaşırıyorsunuz arkadaşların falan da şaşırıyor; insanların niye ahlakı bozuk niye birbirlerine selam vermiyorlar niye sevgi göstermiyorlar, hayretler içinde kalıyorlar. Halbuki onlar özel olarak yaratılmış varlıklar. Ruhları yok onların ölü varlıklar. Allah onları öyle yaratıyor. Onların varlığı müminlerin sevabını çok artırır. Mesela münafık olmasa vidanjör yoksa bir yerde düşün ne kadar kirli pas olur. Değil mi? Hurdayı toplayan, kirleri pası toplayan, yamuğu yumuğu toplayan bir sistem gerekiyor. İşte Allah onları vidanjör gibi yaratıyor münafıkları bir geçer mahalleden bakarsın tertemiz olmuş. Arada sırada bir daha vidanjör geliyor diyorsun araba bir daha toplar yine gider. İç içe o pislik öyle kendi hallerinde yaşar onlar ve müminler de temizlenmiş olur, müminlere de yeni yeni tertemiz insanlar gelir.
Evet.
VTR: İman etmesi bir insanı sevmemiz için yeterli midir?
ADNAN OKTAR: Canımın içi emin olamayız ki iman ettiğinden. Egoist bencil mi ona bakarız, gerçekten dürüst mü? Kendini Allah’a teslim etmiş mi, dünyadan geçmiş mi? Egoist bencilse ‘ben iman ettim’ demekle Allah diyor ayette “iman ettik demekle bırakılacağınızı mı zannettiniz?” diyor. Yüksek ahlak gösterecek. Yani cesur, vefalı, sabırlı, şefkatli, dirayetli, koruyucu. Allah’ı her an aklında tutan şirkten uzak dengeli, makul bir Müslüman olması lazım.
GÖRKEM ERDOĞAN: Birinci Dünya Savaşı sırasında haberleşme için kullanılan güvercinlerin resimleri var. Bu güvercinin üzerine kamera monte etmişler. Fotoğraf kamerası otomatik olarak çekmeye ayarlı, üzerinden uçtuğu alanların fotoğrafını çekiyor.
ADNAN OKTAR: İyi güzel yapmışlar.
GÖRKEM ERDOĞAN: Yine Birinci Dünya Savaşı sırasında kendilerine mesaj getiren güvercini alan askerler. Bunlar İngiliz askerleri.
ADNAN OKTAR: Ama çok acayip bir şey. Çok zevkli olur herhalde. Ama tabii melanet için kullanıyorlarsa kötü. Bu nedir?
GÖRKEM ERDOĞAN: Bu köpek de o güvercinleri bir yerden bir yere taşımak için kullandıkları köpek. Yanında taşıdığı heybenin içinde güvercin kafesleri var.
ADNAN OKTAR: Güzel bir şey olsa yanaşmazlar mutlaka hayvanların aleyhinedir bunların yaptığı. O da bir mana veremiyor resim çekiliyor ama.
Evet, dinliyorum.
VTR: Askerlerin delikanlı ve yiğit olmaları imanlarından mıdır?
ADNAN OKTAR: Canımın içi bir kere ocak sağlam olacak. Şimdi askere giden adam orada kabadayı okuludur orası. Askere gitti mi adam ikinci bir yolu olmaz. Ürkek birisi bile olsa oraya gitti mi kabadayı olur. Kabadayılık öğretilir orada yiğitlik, aslanlık öğretilir. Oranın özel bir yer olması Peygamberimiz (sav)’in duasını almış olmasındandır inşaAllah. Peygamber ocağı derler ya ocaktır orası adı üstünde; peygamber ocağı. Oraya giden değişir kişilik alır. Ama genellikle bizim aslanlarımız hep imanlı ve hep kabadayıdırlar, yiğittirler.
Evet.
VTR: Rekabet hırsını nasıl terk edebiliriz?
ADNAN OKTAR: Nasıl temiz insansın sen nasıl güzel yüzlüsün? Allah sana çok uzun ömür versin sağlık sıhhat içerisinde. Seni üzecek, yoracak insanlardan Allah uzak tutsun. Seni huzur içinde yaşatsın, sana bereket nasip etsin, hidayet nasip etsin. Cennette de mutlaka arkadaş olalım inşaAllah. Güzel yüzlüm liselerde falan oluyor genellikle o, mecburen oluyor bir anlamda. Şimdi sıra arkadaşın yedi almış sen almışsın dört gayriihtiyari acayip bir duruma düşersin. Yedi aldıysa senin de en azından yedi buçuk, sekiz alman gerekir. Bir şey olmaz o rekabetten bir zarar olmaz. Rekabet kaliteyi artırır. Veyahut adam güzel cayır cayır ipek ceket almış senin üstündeki ceket daha değişik böyle yani bir şekilde eğer yolu imkanı varda onun ceketinin daha iyisini de alırsan kalite artmış olur, güzel olur bir şey olmaz. Ama kırıcı, üzücü, yorucu olmaması gerekiyor. Yoksa rekabet kaliteyi artırır sözü doğrudur. Nefret olmadan, sevgisizlik olmadan olabilir. Ama canımın içinin demek istediği yani hani acı veren, rahatsızlık veren hırsı kastediyor. Böyle insanları birbirine düşman eden, huzursuz eden o çok kötü tabii rezalet. İki günlük dünya ölümü düşünsün. Maddenin görüntü olduğunu düşünsün, ekranın içinde ne rekabet edecek etsen ne olur? Rekabet sonucunda hadi sen dev bir apartman sahibi oldun bir de onun yanında gemi de var, kocaman bir gemin de var, koskoca bir tarlan tabanın da var. Gözünün kenarına bastında tarla, gemi, ev hepsi beraber gidip gelir şöyle beyninin içindeki bir görüntü onun için ne hırs yapacaksın? Maddenin hakikatini bilmek bu meseleyi halleder. Benim canımı inşaAllah Allah cennete bana arkadaş etsin. Bir daha söylüyorum çok güzel çünkü. MaşaAllah.
Evet, dinliyorum.
GÖRKEM ERDOĞAN: İngiltere yirmi üç Rus diplomatı sınır dışı ettiğini açıklamıştı. Rusya da bugün ülkede bulunan yirmi üç İngiliz diplomatın sınır dışı edildiğini açıkladı.
ADNAN OKTAR: Yani tabii ama münasebetsizlik yapıyorlar. Ne kazanacaksın onu yaparak? Bir de son olayları sizin yapmadığınızı mı vurgulamaya çalışıyorsunuz?
Şimdi kısa bir ara verelim devam edeceğiz.
GÖRKEM ERDOĞAN: Yayınımıza kısa bir ara veriyoruz.