Kuran, evrenin yaratılışından insanın oluşumuna, atmosferin yapısından, yeryüzündeki dengelere kadar pek çok konuda kilit bilgiler içermektedir. Bugün ispatlanmış bilimsel bir gerçek olan zamanın göreceliği konusu da Kuran'da yaklaşık 1,5 asır önce verilen bilgilerdendir.
Bu gerçek, yüzyılın başlarında Einstein'ın görecelik kuramı ile ortaya çıkmıştır. O döneme dek insanlar zamanın göreceli bir kavram olduğunu, ortama göre değişkenlik gösterebileceğini bilmiyorlardı. Ama ünlü bilim adamı Albert Einstein, görecelik kuramı ile bu gerçeği açık olarak ispatladı. Zamanın, kütleye ve hıza bağımlı bir kavram olduğunu ortaya koydu. Daha evvel hiç kimse bu konuyu açıkça dile getirmemişti.
Tek bir istisnayla; Kuran'da, 1400 sene öncesinde, zamanın izafi olduğunu gösteren bilgiler veriliyordu. Bu konuyla ilgili bazı ayetleri şöyle sıralayabiliriz:
``... Gerçekten, senin Rabbi`nin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.`` (Hac Suresi, 47)
``Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir.`` (Secde Suresi, 5)
``Melekler ve Ruh (Cebrail), O'na, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.`` (Mearic Suresi, 4)
610 yılında insanların astronomi, fizik ya da biyoloji gibi bilimler hakkında çok az şey bildikleri bir dönemde indirilen Kuran'da böylesine açık bir şekilde zamanın göreceliğinden bahsediliyor olması, onun İlahi bir kitap olduğunun bir başka delilidir. Kuran tüm evrenin Yaratıcısı ve tek hakimi olan Allah'ın sözüdür.