Charles Darwin yaklaşık 150 yıl önce, dönemin kısıtlı bilimsel imkanları nedeniyle aslında kendisinin de birçok açıdan kuşkuyla yaklaştığı bir varsayımda bulunmuş ve bu varsayıma da ``Evrim Teorisi`` adını koymuştur.
Ancak bu varsayımı belli ideolojik nedenlerle desteklemek isteyen bazı bilim adamları, Darwin'in düşüncesi hiçbir bilimsel delile dayanmadığı ve zayıf bir tahminden öteye gidemediği için 150 yıl boyunca kamuoyunu yanıltmak için çeşitli sahtekarlıklara ve akıl dışı kurgulara başvurmak zorunda kalmışlardır. Darwinist materyalist bilim adamlarının canlılığın ilk olarak nasıl ortaya çıktığı sorusu karşısında ortaya attıkları Abiyogenez teorisi de bu kurgulardan biridir.
Evrim teorisi herşeyden önce "canlılığın ilk olarak nasıl ortaya çıktığı" sorusuna dahi hiçbir açıklama getirememektedir. Darwinistlerin paleontolojik evrim konularının aksine, ellerinde çarpıtmalar ve taraflı yorumlarla teorilerini bu konuda destekleyecekleri sahte fosiller de bulunmadığı için bu büyük sorunu, 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde başlayan bir dizi araştırmayla aşmaya çalışmışlardır. Ancak evrimci bilim adamlarının yaptıkları her araştırma, Yaratılış Gerçeğini gözler önüne sererek evrim teorisi için daha büyük bir çıkmaz oluşturmuştur.
Abiyogenez (Abiogenesis) Teorisi Nedir?
Abiyogenez teorisi, cansız maddelerin tesadüfen bir araya gelerek canlı bir organizma oluşturacağını ileri süren teoridir. Hiçbir bilimsel kaynağa dayanmayan ve bugün evrimcilerin terk etmek zorunda kaldıkları bu teori, biyolojinin çok geri olduğu 16. ve 17. yüzyılda bilimsel bir gerçek sanılıyordu.
Ortaçağ'da, böceklerin yemek artıklarından, güvelerin yünden, farelerin buğdaydan oluştuğuna yaygın olarak inanılıyordu. Örneğin; 17. yüzyılda yaşayan Belçikalı bir fizikçi olan J. B. Van Helmont, kirli insan gömleğiyle buğday tanelerini bir araya koyduğunda, farelerin oluşacağını sanmıştı. Etlerin bir süre sonra kurtlanmasının da, hayatın cansız maddelerden türeyebildiğine bir delil olduğu zannediliyordu. Oysa daha sonraları, etlerin üzerindeki kurtların kendi kendilerine oluşmadıkları; sineklerin bıraktıkları gözle görülmeyen yumurtalardan çıktıkları anlaşıldı. (www.evrimmasali.com)
Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabını yazdığı dönemde, bakterilerin cansız maddelerden oluşabildikleri inancı bilim dünyasında yaygın bir kabul görüyordu. Oysa Darwin'in kitabının yayınlanmasından beş yıl sonra, ünlü Fransız biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluşturan bu inancı "hayat ancak hayattan gelir" görüşü ile (biyogenez) kesin olarak çürüttü.
Evrim teorisinin savunucuları, Pasteur'ün bu bulgularına karşı uzun süre direndiler. Ancak gelişen bilim, canlı hücresinin son derece kompleks yapısını ortaya çıkardıkça, evrim teorisi; paleontoloji, genetik, mikrobiyoloji, biyokimya, biyofizik gibi bilim dalları tarafından çürütüldü. Bu bilim dalları tarafından 150 yıldır ortaya konan sayısız bulgu, evrimin hiçbir zaman gerçekleşmediğini çok açık ve kesin olarak gösterdi.