Adnan Oktar’ın 7 Ocak 2010 tarihli Çay TV ve Kahramanmaraş Aksu TV röportajından
ADNAN OKTAR: Yusuf biliyorsun güzellerin en güzeliydi, muhteşem güzel, çok yakışıklı aslan olan bir delikanlıydı, kadınların onun güzelliğinden nefesleri kesiliyordu. Kadınlar onun güzelliğinden ellerini kestiler değil mi? Meyve keseceğim diye ellerini kestiler ve kadın da ona Hz. Yusuf’a yaklaşmak istedi hatta tecavüze kalktı kendince. O aslanlar aslanı o nur ondan kaçındı. YaRabbi dedi ben hapse razıyım bunları bana yapmasınlar dedi. Ben zina istemiyorum, gayri meşru bir ilişki istemiyorum Rabbi dedi. Bakın bir kere zinayı kabul etmediği için 7 yıl hapis yattı. Benim aslanım. 7 yıl. Allah ona peygamberlik mertebesi verdi. Manevi derinlik verdi. Bakın iffet abidesi. Görüyor musun aslanımı benim maşaAllah. Abide derken yani temsilen, temsili onu temsil eden bir varlık inşaAllah . Baksana o kardeşlerinin sahtekarlığına, sahtekarlık demeyeyim de Allah affetsin çünkü o zaman affetmiş Hz. Yusuf biz de affediyoruz. Allah affetsin. "Dönün babanıza ve deyin ki: '-Ey babamız, senin oğlun gerçekten hırsızlık etti. Biz, bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik. Biz gaybın kollayıcıları değiliz." Bakın görüyor musun? Şimdi asrımızda da bu var. Buyrun iftirayı. Yani o devirde de var. Ve Müslüman olduğunu iddia ederek iftira atıyorlar. "İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz." Halbuki doğru söylemiyorlar. “Ve onlardan yüzünü çevirdi “ diyor babaları. "Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım". Çok seviyor Hz. Yusuf’u “gözleri üzüntüsünden ağardıkça ağardı ve yutkundukça yutkunuyordu” bu doğru değildir işte Kuran bunu eleştiren bir uslubla Cenab-ı Allah açıklıyor. Bak üzüntü neye sebep oluyor görme gücünü kaybediyor. İnsan Allah esirgesin yani tamamen çöker bakın görme gücüne kadar etki ediyor beyne etki ettiği için değil mi bak “gözleri üzüntüsünden ağardıkça ağardı ve yutkundukça yutkunuyordu”. Sinirden ve üzüntüden yutkundukça yutkunuyordu. "Allah adına, hayret" dediler. "Hala Yusuf'u anıp durmaktasın. Sonunda (ya kahrından) hastalanacaksın ya da helake uğrayanlardan olacaksın." Bakın görüyor musunuz. "Allah adına, hayret" dediler. "Hala Yusuf'u anıp durmaktasın. Sonunda (ya kahrından) hastalanacaksın ya da helake uğrayanlardan olacaksın." Kuran buna işaret ediyor işte. “Sonunda kahrından hastalanacaksın” Demek ki psikolojik üzüntüler korkular bunlar haram müslüman bunu yapmayacak. Bunun sonucunda hastalık olur. Hastalık olur. Helake uğrar hatta ölürsün diyor. “Helake uğrayanlardan olursun.” “Dedi ki: "Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum.” O zaman işte vay romatizmaların tuttu diyerek gidip ona buna bağırarak falan anlatanlar var ya, işte çok perişan haldeyim... Öyle olmaz. Hastalık doktora söylenir. Oturup orada burada mahalle sohbetlerinde hastalık anlatılmaz. Tedavi amaçlı söylenir. Yani çözüm bulmak için söylenir bunun dışında söylenmez. "Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden (etraflıca araştırma yapıp) bir haber getirin” Yusuf ve kardeşi aynı zamanda Mehdi’ye ve Hz. İsa‘ya bakar. Yani temsili olarak ona bakar. Bir yönüyle. “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” yani “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin”. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez”. İslam bu yüzyılda dünyaya hakim olmaz dedin mi ne olur?
OKTAR BABUNA: Allah’ın rahmetinden ümit kesme olur.
ADNAN OKTAR: Ümit kesmiş oluyorsun. Bakın İslam dünyaya bu yüzyılda hakim olmaz dedin mi karşılığı ayet ne? “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez” Allah’ın rahmetinden umut kesmez diyor Allah. Doksanda soruyorlar “Sen gerçekten Yusuf musun?” Mehdi de bu şekilde tanınacaktır inşaAllah. “Sensin öyle mi” dediler “Ben Yusuf’um” Bu Yusuf kelimesinde de tabii bir işaret var. Onu da sonra bir ara söylerim. Yani Yusuf isminde de bir işaret var. “Bu da kardeşimdir.” Bak diyor ki, dediler ki “Allah adına hayret” hayret ediyorlar. “Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir. “ Mehdi’yi de Allah o dönemde hiç ummadıkları bir insanı Allah seçecektir Mehdi olarak. İnsanlar hayret edeceklerdir. Bak diyor ki, dediler ki “Allah adına hayret Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir.” Hayret ediyorlar. Niye seni seçti acaba? Mehdi (a.s.)’a da hayret edecekler, niye Allah bu insanı seçti acaba diye. Bilmiyorlar, yani neden olduğunu. Allah’ın sırrını bilmedikleri için, ona hayret edecekler. Güzel ahlaka bak. “Dedi ki: “Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur.” Kardeşlerini hemen affediyor. Öldürmeye kalkmışlar, ne diyor? “Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur.” Hemen affediyor, İslam’daki affediciliğin sınırlarını görüyor musun genişliğini? Kuyuya koymuşlar, artık ölecek orada, Allah vermesin, “ Sizi Allah bağışlasın...” diyor. Güzel dua ediyor. “O, merhametlilerin en merhametlisidir.” Allah, sonsuz merhamet sahibidir. “Bu gömleğimle gidin de, babamın yüzüne sürün.” Şimdi, burada da Mehdi (a.s.)’a bir işaret vardır. Mesela ne vardır? Peygamber (sav)’in gömleğini giyecektir Mehdi (a.s.). Değil mi? Ona bir işarettir. “...babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin.” Mehdi (a.s.) üzerinde o gömleği gördün mü, bütün insanların gözü görür hale gelecek. En kör gözler açılacak, manen kör gözler, Kuran buna da işaret ediyor. “Kafile (Mısır’dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum." Demek ki Hz. Yusuf (a.s.)’un o güzel kokusu, birçok yerde insanlar tarafından hissedilecek. Neye bakıyor? Mehdi (a.s.)’nin de güzel bir kokusu olacağına işaret ediyor, inşaAllah.